ATV Avrupa ekranlarında yayınlanmakta olan “Esra Kazancıbaşı ile Sağlığım İçin Herşey” programının konuk olan Yrd. Doç. Dr. Rıfat Rasier, Kazancıbaşı’nın sorularını yanıtladı.
Kaç dereceye kadar olan miyop, hipermetrop ve astigmat lazer tedavisi ile sıfırlanabiliyor? Lazer ameliyatı olmak için bir yaş sınırı var mı? Kimler lazer ameliyatı olamaz? Lazer ameliyatında ne tür anestezi kullanılıyor? Ameliyata hazırlık ve ameliyat sonrası süreçlerini anlatır mısınız?
İşte Yrd. Doç. Dr. Rıfat Rasier’in yanıtları.
. Kaç dereceye kadar olan miyop, hipermetrop ve astigmat lazer tedavisi ile sıfırlanabiliyor?
“Lazer tedavisinde hem miyop hem hipermetrop hem astigmatta tedavilerimiz tamamen gözümüzün saydam tabaka yani korneanın kalınlığına bağlıdır. Normalde gözümüz uygunsa miyoplarda eksi 11-12 dereceye kadar hipermetroplarda artı 5 dereceye kadar astigmatlarda da 5 decereye kadar bu tedavileri uygulayabiliyoruz. Ama burada önemli olan korneanın kalınlığı, kalınlık yeterli değilse hiçbir şekilde bu kadar yüksek değerlere çıkamıyoruz. Çıkabileceğimiz belli oranlar var. O oranlara kadar olan gözlerde yapacağımız testlerden sonra karar veriyoruz. “
. Lazer ile miyop, hipermetrop ve astigmat ameliyatı olmak için bir yaş sınırı var mı?
“Yaş sınırımız su şekilde; örnek, boyun uzamasının durması bizim için çok önemli bir bulgudur. Çünkü boy uzadığı zaman gözde mikron seviyesinde farklılıklar olur. Bu boyut farklılıklar da gözlük numarasında çeşitli değişiklere yol açar. Bu değişiklerin tamamen durması lazım ancak ondan sonra biz lazer uygulayabiliriz.
Bu da bizim için ortalama minimum yaş 18’dir. 18 yaştan sonra da dikkat edilecek önemli bir konu vardır. 3 ay, 5 ay veya 6 ay sonra hastamıza tekrar baktığımızda numarasında hiçbir değişiklik görmememiz gerekiyor. Çünkü aksi takdirde lazer uyguladıktan sonra tekrar numara biraz ilerleyecektir. O yüzden bu şekilde tekrardan kontrol etmekte fayda var.”
“GÖZ KURULUĞU LAZER TEDAVİYE ENGELDİR”
. Şeker hastalığı, kalp hastalığı ya da romatoit artrit gibi romatizmal hastalıklar, lazerle göz tedavisinde engel teşkil eder mi?
“Çok ciddi engeller teşkil eder, uyguladığımız lazerde gözyaşı seviyesinde bir azalma oluşuyor. Özellikle bu bahsettiğimiz hastalıklarda da gözyaşı salgısı normalden daha az salgılanır. Bu durumda da zaten lazerin yaratacağı gözyaşı kuruluğu ortaya çıkacaktır. O yüzden bu tarz durumlarda biz lazer öncesinde gözyaşı seviyesini ölçüyoruz. Eğer bu seviye düşükse o zaman hastalarımıza, lazer tedavisine uygun olmadıklarını belirtiyoruz.
Normal hastada bile lazeri uyguladıktan sonra en az 3 ay suni gözyaşı kullanmamız gerekiyor. Çünkü lazer, gözyaşı seviyesinde belli bir azalmaya neden oluyor.”
. Başka kimler lazer ameliyatı olamaz?
“İkisini anlattım, tekrarlarsam; bir tanesi18 yaşına gelmeden hiçbir hastaya lazer uygulaması yapmıyoru z. Bunun dışında ciddi göz kuruluğu yaratan durumlarda yine hastamıza lazer uygulaması yapmıyoruz. Gebelik sırasında da hastalarımızın numaraları çok değişir. Gebelik durumlarında da lazeri gebelikten sonra hatta süt emzirme döneminden de sonraya atıyoruz. Bu dönemde hormonlardaki değişiklik, gözdeki numaralarda çok ciddi farklılıklar yaratıyor
Onun dışında kornea dediğimiz saydam tabaka yani gözün en önünde kameranın camı gibi düşünebilirsiniz bu cam eğer normale göre inceyse lazeri uygulayamayız. Şöyle anlatayım, gözün içinde dışarı doğru itmeye çalışan bir basınç var, dışarıdan da bunu karşılayan bir kornea dokusu var. Eğer bu doku çok inceyse, bu cam dışarı doğru bombeleşmeye başlıyor. Bu da bizim keratokonus dediğimiz bir hastalığa yol açabiliyor. Lazerde biz bu dokuyu daha da incelttiğimiz için içerdeki basıncı karşılayamayacak bir duruma gelir ve bu da hastalığı tetiklemiş olabiliyor.
Bu sefer tekrar astigmat ve diğer seviyeler yükseliyor ve gözlük vermemize rağmen düzelemeyebiliyor. O yüzden kornea kalınlığı bizim için çok önemli bir basamaktır.”
“KORNEANIN KALINLIĞI ÇOK ÖNEMLİ”
. Lazer ameliyatı olmak için başvuran bir hastaya hangi tetkikler yapılıyor ve bu tetkikleri ne kadar sürüyor?
Bizim için önemli olan aynı gün içinde yaklaşık olarak yarım saat – 45 dakika süren tetkiklerin yapılması. Bunların içinde ne var; öncelikle kornea kalınlığı 500 mikron altında olmayacak şekilde olup olmadığını kontrol ediyoruz. Ondan sonra topografi dediğimiz bir cihaz ile korneanın yapısına bakıyoruz. Kornea yapısında istemediğimiz bir durum ya da bizi engelleyecek bir durum varsa bu lazer ameliyatı için bize engel oluşturuyor. Onun dışında hastamızın göz numaralarının ölçümü yapılıyor. Bu ölçüm göz damlası damlatılarak yapılıyor, damlalı numara ölçümü yapılmadan tam olarak numaranın ne olduğunu anlayamayız. Damla damlattıktan sonra hastamızda gizli bir bozukluk varsa o ortaya çıkar ve biz ona göre lazerimizi uygularız.
Bunun dışında daha ince ayarlar için Aberometri dediğimiz bir cihaz ile muayene ediyoruz Aberometri, çok daha detaylı olarak hangi bölgelerde daha çok problem olduğunu gösterdiği için, bazı durumlarda lazeri oraya daha çok yönlendirebiliyoruz.
Bu şekilde 45 dakika civarında süren bir testler topluluğundan sonra uygunluk anlaşılıyor. Uygun bulunduktan sonra lazer ameliyatına almak için damlanın etkisinin geçmesini bekliyoruz. Damlanın etkisi ya aynı gün içinde ya da bir gün sonra geçiyor.”
. Lazer ameliyatı olacak kişi, eğer kontakt lens kullanıyorsa, ameliyattan bir süre önce lenslerin kullanımını bırakması gerekir mi? Bu durum, kullandığı kontakt lensin çeşidine göre değişir mi? Hastalar ilaç kullanıyorlarsa örneğin, kan sulandırıcılar gibi, bunları da bırakmaları gerekir mi? Kısacası lazerden önce bir ön hazırlık dönemi gerekiyor mu?
“Ön hazırlık özellikle kontakt lens acısından önemli. Kan sulandırıcılar bizim için bir engel teşkil etmiyor çünkü açıkçası damarlarla çok bir işimiz olmuyor. Asıl uygulamada kontakt lens yumuşak ve sert kontak lenslerin belli bir süre bırakılması gerekiyor. Sert kontakt lensler daha çok baskı uyguladığı için minimum 3-4 hafta, yumuşak kontakt lensler daha az baskı uyguladığı için minimum 1 hafta – on gün kontakt lens kullanılmaması gerekiyor. Çünkü hastamıza bir yüzey testi yapıyoruz. Korneanın yüzeyini ölçüyoruz. Lensler baskı yaptığı için korneğa yüzey ölçümünde bizi yanıltabilir.”
“GÖZ DAMLASI ŞEKLİNDE ANESTEZİ UYGULUYORUZ”
. Lazerle göz ameliyatında anestezi uygulanıyor mu, ameliyat sırasında ve sonrasındaki aşamalar nelerdir?
“Lazerde uyguladığımız işlemlerin bir rutini vardır. Bu rutin dışına çok değişik bir durum olmadığı sürece çıkmıyoruz. Anestezi acısından kullandığımız bir damla var. Uzun süreli etkili ve ayrıca acı duyulmasını engelliyor. Dokunma duyusunu ortadan kaldırmaz yani hastaya dokunduğumuz zaman bunu hisseder fakat acı hissi kalmaz. Bu uygulamayı yaptıktan sonra lazer işlemine geçilir ve operasyon bittikten sonra hastanın gözünde dört saat kadar süren bir batma hissi olur.
Lazerden sonra hastanın gözünü bir bantla kapatmıyoruz fakat bir koruyucu gözlük veriyoruz. Lazer işlemi tamamlandıktan sonra hastamız İstanbul dışından veya yurt dışından geliyorsa oteline, İstanbul’da ise evine gönderiyoruz. Evinde dört saat gözünü kapatıp dinlenmesini istiyoruz. Çünkü içerde bir kum varmış gibi bir his yaratır. Gözünü kapatıp dinlenmesi o dört saati rahat geçirmesi bizim için çok önemlidir. Kullandığımız güneş gözlüğünün nedeni de dışarı çıktığı zaman güneş çok rahatsız edebilir. Hem de o güneş gözlüğü biraz daha yumuşak bir yapıdadır. Kayak gözlüğü gibi bu gözlükle de uyumasını isteriz. Çünkü uyurken insan, farkında olmadan gözüne dokunabilir ve zarar verebilir. Bir gün sonra da kontrollerini yapıyoruz.”
“HEDEFİMİZ, GÖZLÜKLE NE GÖRÜYORSANIZ ONUN AYNISINI SAĞLAMAK”
. Lazer ameliyatı sonrasında hemen gözlük numarası sıfırlanır mı?
“Çok sık karşılaştığımız bir soru öncelikle biz hastalarımıza şunu söylüyoruz. Bizim amacımız sizin gözünüzü sıfır yapmak değil. Gözlükle ne görüyorsanız onun aynısını sağlamak. Çünkü her hasta aynı seviyede görmüyor. Gözlük kullanıldığı zaman bazı hastalarımızın gözünden tembellik olabiliyor. Bazı hastalarımızın gözünün arka tarafında başka problemler olabiliyor. Gözlükle ne kadar görüntüsü artıyorsa biz o gözlüğün yapısını aynen gözün o korneasına vurguluyoruz.
O zaman gözlük olmadan gözlük varmış gibi bir görüntü elde ediliyor. O yüzden bundan sonra artık gözün sıfır olması çok önemli değil. Çünkü gözyaşıyla bile numaralarında çok ufak oynamalar olabilir. O gözlük yapısındaki numarayı biz uyguladığımız zaman hedefimiz, hastanın gözlükleriyle gördüğünü gözlüksüz şekilde görmesi.”
. Lazer ameliyatından sonra numara tekrar geri gelir mi, böyle bir durumda ikinci kez lazer ameliyat yapmak mümkün müdür? “Lazerle numaranın geri gelmesi hastamızın yaşıyla çok ilgili; yaşımız ne kadar gençse geri gelme ihtimali o kadar yükseliyor. Özellikle miyoplarda bu ihtimal çok düşükken hipermetroplarda biraz daha artıyor. Örneğin hastamız 3 numaraysa bu tekrar 3 numara olacak anlamına gelmez. Ama 3 numarayken ve lazerle onu 0.25’e indirmişsek tekrardan bir numaraya veya 1,5 numaraya yükselebilir.
Eğer kornea dokusu belli bir kalınlıkta ise ikinci bir işlemle onu tekrar düzeltebiliyoruz. Ancak, ikinci operasyondan sonra da tekrar geri gelme ihtimali yüksektir.”
. Gözlükten ve kontakt lensten kurtulmak için lazer ameliyatı dışında tedavi seçenekleri var mıdır? Eğer varsa bunlar nelerdir?
“Vardır ancak bu seçenekleri, göz yapısı lazere uygun olmadığı zaman ya da lazerin tedavi edebileceği numaraların üstünde bir göz numarasıyla karşılaştığımızda kullanabiliyoruz.
Tedavi şöyle, gözümüzün merceği yerinde dururken (yani gözün içine girip normal merceğimizi çıkartmadan ) üstüne bir yapay mercek uygulaması yapıyoruz. Bunu ne zaman yapıyoruz derseniz, hastamızın gözü eksi 16 ise bunu lazerle düşüremeyeceğiz o yüzden mevcut lensin üzerine bir lens daha uygulayıp bu kırma kusurunu düşürebiliyoruz.
Bir de özellikle kırk yaşını geçmiş yakın görme gibi problemleri olanlar için gözün kendi merceğini çıkartıp yerine multifokal dediğimiz hem uzağı hem yakını görmeyi sağlayan mercekler yerleştirebiliyoruz. Bu mercekler yerleştirildiği zaman yaş çok önemli değil, genç de olsa, yaşlı da olsa hem uzakta hem yakında görme bu multifokal lenslerle yüzde yüz olmasa da düzeltilebiliyor.”
. Kaç yaşından sonra, yaşa bağlı yakını görme sorunu ortaya çıkıyor? Böyle bir durumda hemen gözlük kullanmak gerekir mi?
“Yakın görme kusuru eğer uzağı görmede hiçbir problem yoksa, 41-42 yaş gibi ortaya çıkmaya başlıyor. Kişi baktığı bir yazıyı biraz uzaklaştırarak okumaya başlıyor veya bir akşam restauranta gittiğinde mönüyü okuyamamaya başlıyor çünkü loş ışıkta çok problem yaratır.
Hastalarıma, ‘eğer baş ağrınız yoksa, sizi çok zorlamıyorsa gözlüğe başlamayalım’ diyorum. Gözlüğü taksak da takmasak da 60 yaşına kadar belli bir hızla ilerliyor. ‘Gözlüğü erken takarsam gözüm alışır daha hızlı ilerler’ şeklindeki bilgi doğru değildir.
Eğer gözde yorgunluk yapıyors, bir şey okurken uyku hissi geliyorsa artık yakın gözlük kullanılmalıdır.”