Hale Caneroğlu: Enerjimin Sırrı, Sağlıklı Yaşam
Hale Caneroğlu: Enerjimin Sırrı, Sağlıklı Yaşam
Bizi Takip Et
Röportaj: AYLA ÖZER KÜÇÜK
Bir dönemin sevilen dizisi “Avrupa Yakası”ndaki Yaprak karakteriyle tanıdık, Hale Caneroğulu’nu. Daha sonra bir albüm yaparak şarkıcı kimliği ile çıktı karşımıza… Aslında Hale Caneroğlu’nun müzik serüveni 8 yıl önce İstanbul Gelişim Orkestrası’nda solistlikle başlamış.
Şu aralar “Geniş Aile” dizisinde Cevahir’in (Ufuk Özkan) Almanya’da evlendiği eski eşi Berrak’ı canlandırıyor, hem de müzik kariyerine devam ediyor.
Biz sorduk Hale Caneroğulu anlattı…
TAZE PORTAKAL SUYU ETKİSİ
Çalışma tempom ne kadar hızlı olursa olsun sağlığımı ihmal etmem.
Sağlıklı besleniyorum ve düzenli olarak spor yapıyorum. Bazı sağlık kontrollerini de asla ihmal etmiyorum.
Çok enerjik ve hareketli bir insanım. Galiba bu enerjimi etrafıma yayıyorum; bu sabah Geniş Aile dizisinin çekimi için sete gittiğimde Bülent Çolak (Geniş Aile Dizisindeki Ulvi karakterini canlandıran oyuncu) bana, “taze sıkılmış portakal suyu gibisin. Herkese enerji veriyorsun” dedi. Benim bu yüksek enerjimin genetik olduğunu düşünüyorum çünkü annem ve babam da aynı benim gibidirler.
Ruhumun istediği enerjiyi yakalayabilmek için bedenimi çok enerjik, sağlıklı ve dinç tutmaya çalışıyorum. Zıplayarak şarkı söylemesini çok seviyorum. Sahne performansımda dans ederek, nefes nefese kalmadan rahatlıkla şarkı söyleyebilirim. Bunu sağlıklı beslenmeme ve düzenli spor yapmama bağlıyorum. Çünkü sağlıklı beslenmezsem ve düzenli spor yapmazsam bu asla mümkün olmazdı.
PİLATES VE KİNESİS YAPIYORUM
Elimden geldiğince pilates ve kinesis yapıyorum. Haftada minumum 3-4 gün düzenli olarak spor yaparım. Pilates ve kinesis yapmadığım zamanlar 45 dakika aletli jimnastik, yüzme ve kardiyo ile nefesimi açık tutmaya çalışırım.
Pilatesi vücudumu esneklik ve dirilik kazandırdığı için tercih ediyorum. Ayrıca kendimi daha zinde hissettiriyor. Aslında meditasyon ve yoga yapmayı da çok seviyorum ama şu aralar pilatese yoğunlaştığım için yogaya biraz ara verdim.
YILDA 4-5 KEZ DİYETİSYENİME GİDERİM
Çok sağlıklı besleniyorum. Hatta durumu abartarak senede 4-5 kez diyetisyenime gidiyorum. O dönemde vücudumun neye ihtiyacı varsa diyetisyenimden liste alırım ve ona göre beslenirim. Dengeli beslenmeye çalışırım. Diyetle değil, sağlıklı beslenmeyle kilo verilebileceğine inanıyorum. Biraz şişmanlamak ve kas kitlemi artırmak istediğimde proteine yüklenirim.
Tatlıları özellikle kremalı pastaları, hamur işlerini, makarnaları ve börekleri çok severim. Arada kaçamak yapıp bunları da yediğim oluyor tabii ama hemen bunu sporla dengelerim.
UYKUMU ALMAZSAM ÇOK MUTSUZ OLUYORUM
Uykuyu çok severim, günde 8-9 saat uyumadan uykusunu alamayanlardanım. Gece en geç 12:00 ya da 01:00’de yatıp, saat 09:00-10:00 gibi kalkmalıyım; ancak o zaman dinlendiğimi hissediyorum. Uykusuz kalınca kendimi çok mutsuz hissediyorum. Tabii sahne çalışmalarım ve çekimlerim olduğu günler bu pek mümkün olmuyor.
MİDE FITIĞI VE REFLÜ AMELİYATI
Sağlıklı da beslenseniz, spor da yapsanız bazı hastalıklar hepimiz için. Mesela ben de mide fıtığı ve reflü ameliyatı geçirdim. Ameliyattan önce, göğsümde sürekli olarak yanma, tahriş ve ağrı oluyordu. Bu nedenle, o dönemde birçok şey yiyemedim. Sabah akşam düzenli olarak ilaç kullandım. 45 derecelik yataklarda yattım; hayatımın düzeni bozuldu. Ancak ameliyat olduktan sonra bu sıkıntılardan kurtuldum.
ALTERNATİF TIBBA İNANIRIM
Doğu felsefesine ve alternatif tıbbın iyileştiriciliğine inanıyorum. Doğu tıbbı insanı birey olarak ele alıyor. Batı tıbbı ise insanı kalıplara sokuyor. “35 yaşında şu kan değerlerinde olursan sağlıklısındır” gibi… Her ikisini de reddetmiyorum. Dengede tutmaya çalışırım. Bana yararlı olacağına inandığım şeyleri uygularım.
BEYNİM ÇOK GÜÇLÜ
8 yıldır kişisel gelişim uzmanından destek alıyorum. Bu sayede kendimde doğru bulmadığım yönleri fark edip, değiştirmeyi başardım. Hayata daha olumlu bakmayı öğrendim. Herkesin kendi seçtiği hayatı yaşadığına inanıyorum. Elimden geldiğince her olaya olumlu ve doğru tarafından bakmaya çalışıyorum.
Tüm evrene ve sisteme güveniyorum; başıma gelen kötü şeylerden ders çıkararak aydınlığa çıkacağımı düşünüyorum. Başıma gelen kötülükleri kendim üstleniyorum. Beyin gücü çok yüksek olan bir insanım dolayısıyla kötü şeyleri kendime çekebiliyorum. Bu yüzden iyi düşünüyorum ki iyi olsun.
DİYABET HASTASI OLMAYA ADAYIYIM
. Hayatımda bir kez check- up yaptırdım, bunun sonucunda hiçbir rahatsızlığa rastlanmadı.
. En son geçen yıl kan değerlerime bakıldığında doktorum, “ancak ilaçla bu kadar mükemmel kan değerlerine ulaşılır” dedi.
. Fakat ailemdeki tüm kadınlar diyabet hastası. Bu durumda ben de diyabet hastası adayıyım.
. Annem 25 yıldır diyabet hastası, iki halam ve iki teyzem diyabetli. Bu anlamda genetik olarak risk taşıyorum.
. Bugün yaptığım yatırımlar (sağlıklı beslenmek, egzersiz yapmak gibi…), ileride diyabetin bana uğramamasına sağlayacak.
KRONİK HİÇBİR HASTALIĞIM YOK
-Doğum yapmadığım için kadınlara özgü tarama testlerine çok önem veriyorum. Altı ayda bir jinekolojik kontrollere gidiyorum.
-Yılda bir kez semear testi yaptırıyorum.
-Fibrokistik göğüs yapısına sahip olduğum için altı ayda bir meme ultrosonu çektiriyorum.
– Mide fıtığı ve reflü ameliyatı geçirdim.
-Kronik hiçbir hastalığım bulunmuyor.
-Cilt ve saç sağlığı için bol bol su içiyorum.
-Cilt bakımı yaptırmıyor. 20 yaşından beri sadece sabah-akşam yüzümü iyi bir temizleyiciyle yıkayıp, nemlendici ve tonik sürüyorum.
KAYNAK: Rengarenk Kırmızı Kadın Dergisi Temmuz Sayısı
İçeriği Paylaşın