Hamilelikte Tarama Testleri ve Beslenme

Hamilelikte Tarama Testleri ve Beslenme

Hamilelikte Tarama Testleri ve Beslenme

Bizi Takip Et


Kimler riskli gebe olarak kabul edilir? Sağlıklı bir hamilelik geçirmek, sağlıklı bir bebek dünyaya getirmek için hangi testleri ne zaman yaptırılmalı?
ATV Avrupa ekranlarında yayınlanan Esra Kazancıbaşı ile Sağlığım için Herşey programına katılan Dünya Perinatoloji Akademisi Üyesi Prof. Dr. Zehra Neşe Kavak, hamilelik döneminde yaptırılması gereken tarama testleri, riskli gebelikler konularında bilgi verdi:

. Yüksek riskli gebe kimlere denir?
“Hamilelik öncesi dönemde tiroid, diyabet ve yüksek tansiyon gibi kronik hastalığı olan anne adayları yüksek riskli gebe olarak kabul edilir. Kendi ailesinde veya eşinin aile geçmişinde sakat bebek doğumu olan çiftler de bu gruba girer. Özellikle ileri anne yaşı, yani anne yaşının 35 yaş ve üstü olması da, down sendromu veya bazı genetik hastalıkların bulunma ihtimali açısından çok yüksek bir risk oranına sahiptir. Kısacası annenin sağlığını ilgilendiren, tehdit eden bütün hastalıklar ve ileri anne yaşı, yüksek riskli gebelik kriterleri arasına giren faktörlerdir.”

“GEBELİĞE HAZIRLIK DÖNEMİNDE FOLİK ASİTE BAŞLANMALI”

. Yüksek riskli gebe grubuna giren bir anne adayı ne zaman hekime başvurmalıdır? Doktor kontrollerinin sıklığı nasıl olmalıdır? Hamileliğin önceden planlanması daha doğru bir yaklaşım mıdır?
“Bebek sahibi olmayı planlayan bütün anne adaylarının gebeliğe karar vermeden önce bir kadın hastalıkları ve doğum uzmanına gidip muayene olmasında, bazı kan tahlillerini yaptırmasında büyük fayda vardır. Çünkü anne adayında herhangi bir rahatsızlık bulunursa, bunun gebelikten önce tanımlanması ve tedavisi çok kolaydır. Ama hasta bu şikayetlerle bir de gebe olarak geldiğinde, işler çok karmaşık olmakta, tedavi zorlaşmaktadır. Böyle durumlarda bebek de risk altına girmiş olur.
Gebeliğe hazırlık döneminde folik asit kullanımına başlanmasını da öneriyoruz. Bugün dünyada özellikle gebeliğe hazırlık döneminde ve gebeliğin ilk üç ayı içerisinde kullanılması tavsiye edilen ve bilimsel olarak kanıtlanmış olan tek ilaç folik asittir. Folik asitin düzgün kullanımı gebelikte bebeğin sinir sisteminde oluşabilecek problemleri yüzde 80 oranında azaltmaktadır.”

. Riskli gebe grubuna giren hamile adaylarında hamilelik dönemindeki kontrollerin sıklığı ve süreleri değişir mi? Yoksa bu kişiye özel bir durum mudur?
“Bu kişiye özel bir durumdur. Normal gebelik rutininde, risksiz bir hasta için, hamileliğin başından 32’inci haftaya kadar 6 ayda bir, 32-37’inci hafta arası ise iki haftada bir yapılacak kontroller yeterlidir. 37’inci hafta tamamlandıktan sonra ise doğuma kadar olan süreç için haftalık kontroller önerilir. Ama anne adayında belirgin bir problem varsa, bu kontroller doktor inisiyatifine bağlı olarak daha sık olabilir. Çünkü yapılması gereken ekstra kan tahlilleri olabilir. Hastanın aldığı özel bir tedavi olabilir. Bu tedavinin de hamilelikte denetimi gerekebilir. O yüzden bu ziyaretlerin sıklığı ve süresi doktor inisiyatifine bağlı olarak arttırılabilir ya da azaltılabilir.”

Prof. Dr. Zehra Neşe Kavak

Prof. Dr. Zehra Neşe Kavak

“GEBELİKTE YAPILAN TESTLER İLE RİSK ÖLÇÜLEBİLİR.”

. 35 yaş üstü hamile kadınlara yaklaşımınız nasıl oluyor?
“Hamilelikte ileri anne yaşı bazı kalıtımsal hastalıkların ortaya çıkması açısından önemli bir risk faktörüdür. Özellikle de down sendromu bu konuda altının çizilmesi gereken bir konudur. İleri anne yaşına sahip gebelerde  yaptırılması  gereken bazı önemli testler vardır. Gebeliğin 11-14’üncü haftaları arasında yapılan ikili test, 16-18 haftaları arasında yapılan üçlü test ve dörtlü test denilen yeni bir test ile kontroller yapılmaktadır.
Dörtlü testte, anne adayından kan örneği alınır. Annenin kanına karışan bebek hücrelerinin DNA’sına bakılır. Bu test dünyada bir yılda şimdiye kadar 600 bin kişide denendi. Bu ciddi bir sayıdır. Neredeyse ikili testin yerini alan bir yöntemdir. Tek dezavantajı biraz pahalı olmasıdır. Türkiye’de şuan testler yapılamıyor. İsteyen anne adaylarının kanı 10’uncu gebelik haftasından sonra alınarak Amerika’ya ya da Almanya’ya gönderiliyor ve on gün içerisinde cevap geliyor.
‘Amniyosentez’ yöntemi ise, özellikle ileri anne yaşı olan kadınlarda kullanılan bir yöntemdir. Bu yöntemde ise; ince bir iğne ile girip bebeğin içinde olduğu sıvı ortamdan alınan örnekteki bebek hücrelerinin DNA’sına bakılmaktadır. Bu testin down sendromunu tanımlama oranı yüzde 99’dur. Bu ciddi bir orandır.”

. Bu testin yapıldığı anne adayında sonuç hekimleri rahatsız ederse, amniyosentez yöntemine başvuruluyor mu?
“Eğer sonuç iyi çıktıysa, annenin içi rahatlıyor. Fakat test sonucunda yüksek risk çıkmışsa, aile gebeliği sonlandırmak isterse mutlaka amniyosentez yönteminin uygulanması gerekir. Amniyosentezin doğruluk oranı yüzde 100’dür. Aradaki yüzde birlik farkı ekarte etmek için amniyosenteze başvurulması gerekebilir.”

“GEBELİKTE ŞEKER YÜKLEME TESTİ TOKLUK KAN ŞEKERİ 140’IN ÜSTÜNDEYSE YAPILIR.”

. Gebelikte şeker yükleme testinin anne adayına zarar vereceği yönünde görüşler oldu. Bunun üzerine sağlıkta uzmanlık derneklerinden eleştiriler geldi.
Riskli gebelikler alanında bir uzman olarak, gebelikte yapılan şeker yükleme testi gerçekten bebeğe ve anne adayına zarar verir mi?
“Anne adayına direk şeker yükleme testi yapılmamaktadır. Bu özellikle altı çizilmesi gereken bir konudur. Gebeliğin 28’inci haftası ve sonrasında anne adayının öncelikle sabah saat 09.00’da açlık kan şekerine bakılır. Arkasından kahvaltı yapar, kahvaltının arkasından tokluk kan şekeri ölçülür. Eğer tokluk kan şekeri 140’ın üzerine çıkarsa o zaman yükleme yapılır.
Anne adayında bir risk varsa ve tokluk kan şekeri 140’ın üstüne çıktıysa şeker yüklemesi yapılır. Yükleme ne anneye, ne de bebeğe zarar vermektedir. Bu test anne adayının diyabete yatkınlığını göstermektedir. Bu durum kontrol edilemiyorsa tedavisine başlanması gerekir. Bu bebeğin sağlığı için de son derece önemlidir.”

“İLERİ ANNE YAŞINDA NORMAL DOĞUM ŞANSI YOKTUR.”

. Riskli gebelerde tercih edilecek doğum yöntemleri önemli midir?
“Riskli gebeliklerin hem takibi, hem de doğum şekli özel bir alandır. İleri anne yaşı olduğu zaman normal doğumun düşünülmemesi gerekir. İlk gebelikte ileri anne yaşının olması halinde sezaryen doğum tercih edilmelidir. Böyle vakalarda normal doğum seçeneği yoktur. Riskli gebelik ve anne adayında var hastalık tipine göre, bazı kadınlarda  sezaryenle doğum ön plana çıkmaktadır.”

“ULTRASONOGRAFİ İLE ANNE-BEBEK İLETİŞİMİ GÜÇLENİR”

. Ultrasonun gebelik taramalarındaki yeri nedir? “Türkiye’de ultrason çok özgür bir şekilde kullanılmaktadır. Çünkü her doktorun muayenehanesinde ultrason bulunmaktadır. Nerdeyse her hastanede üç-dört tane ultrason vardır. Hiçbir Avrupa ülkesinde ya da Amerika’da ultrason gebelikte bu kadar özgür kullanılmamaktadır. Bu ülkelerde gebeliğin ilk üç ayı içerisinde bir ultrason yapılır. Bir de 20’inci haftada gerekirse ultrason çekilir. 32’inci haftadan sonra da bir ultrason daha çekilir. Türkiye’de ise ultrason gebe adaylarına her muayenede kullanılır. Ancak bu yöntem zararsızdır. Ses dalgası kullanıldığı için ne anne adayının, ne de bebeğin sağlığını tehdit eder.
Bazı yayınlarda ilk sekiz haftada akım uygulamasının bebeğe zararlı olabileceğine dair bilgiler vardır. Bunun haricinde ultrasonografi yöntemi çok rahatlıkla kullanılabilir. Ayrıca ultrasonun anne ile bebek arasında yakınlaşma sağladığını düşünüyorum. Anne bebeğin yüzünü, hareketlerini, davranışlarını görüyor. Bu da bebeğin hem anne  hem de baba ile iletişimini hamilelik döneminde sağlıyor. Ultrasonografi bütün açılardan çok önemli ve iyi bir yöntem diyebilirim.

“HAMİLELİKTE DİYET ÇOCUĞUN ZEKÂSINI OLUMSUZ ETKİLER”

. Sağlıklı bir gebelik dönemi geçirmek, sağlıklı bir bebek dünyaya getirmek için anne adayları nelere dikkat etmelidir?
“Anne adaylarının sağlıklarına dikkat etmeleri çok önemlidir. Hamilelik öncesi dönemde sigara, alkol kesinlikle bırakılmalıdır. Evde içilen sigara da anne karnındaki bebeğin sağlığını olumsuz etkiler. Böyle bir durum hamile için pasif içicilik olur. Hamilelerin kesinlikle sigara içilen ortamda bulunmamalıdır. Anne adayının alkol kullanması da bebekte toksik etki yaratabilmektedir.
Hamilelik öncesi sağlıklı bir beslenme programına girilmelidir. Tüm hamilelik boyunca da bu beslenme programı uygulanmalıdır. Kadınlar arasında hamilelikte 6-8 kilo alma modası var. Bunlar çok yanlış yönlendirmelerdir. Kadın doğum hekimleri olarak en büyük vazifelerimizden biri topluma sağlıklı bireyler kazandırmaktır. Sağlıklı ve zeki bireyler kazandırmanın da yolu hamilelikte sağlıklı beslenmeden geçer. 6-7 kilo ile fizik bozulmadan hamileliğin bitirilmesi gibi görüşler ve basındaki yönlendirmeler çok zararlıdır. Hamilelikte diyet ve eksik beslenme çocukların zekasını ve gelişimini direkt olarak etkileyeceği bilinmelidir.”


İçeriği Paylaşın