Hangi Hastalıklar Bel Ve Boyun Ağrılarına Yol Açabilir? İşte Bel ve Boyun Ağrılarının Ameliyatsız Tedavisi
Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Fatih Kırar, bel, boyun ağrıları ve bu ağrıların tedavisinde uygulanan ameliyatsız yöntemler hakkında önemli bilgiler verdi.
Bizi Takip Et
Hangi hastalıklar bel ve boyun ağrılarına yol açabilir? Bel-boyun fıtıklarında tedavinin geciktirilmesi hangi sorunlara yol açabilir? Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Fatih Kırar, bel, boyun ağrılarını ve bu ağrıların tedavisinde uygulanan ameliyatsız yöntemleri anlattı.
. Hangi hastalıklar bel ve boyun ağrılarına neden olabilir?
‘‘Ağrı, vücudun alarmıdır; bir sorun olduğunu gösterir. Ağrı, basit bir kas gerilmesinden ya da basit bir stresten kaynaklanabileceği gibi bel fıtığı, boyun fıtığı gibi birçok ağır nedenlerle de karşımıza çıkabilir. Bel ve boyun ağrısını çok ciddiye almak gerekir. Bazen bel ağrısının altında tümör gibi çok ciddi durumlar yatabilir. Bir sinir tümörü ya da kemik tümörü sadece bir ağrıyla karşımıza çıkabilir. Dolayısıyla ağrıyı geçiştirmek yerine nedeni ortaya koyulmalı; nihayetinde de tedavisine başlanmalıdır.’’
. Bel ve boyun ağrılarının niteliğine, ortaya çıkış zamanına ve şekline göre ayırıcı tanı koymak mümkün müdür?
‘‘Ağrının yeri, şekli, süresi, geçmeyen ve sürekli rahatsız eden ağrılar ciddi ağrılardır. Ama geçici ve gezici ağrılar da her ne kadar ciddiye alınmasa da yine bir belirti olabilir. Örneğin bacağınızda bir ağrı var ve gece de gündüz de uyutmuyorsa burada bir ciddi durum vardır. Yine 10 gün bel ağrısı yapan ve üç - beş ay herhangi bir sıkıntı vermeyip tekrarlayan ağrılar da uyarı niteliği taşırlar.’’
‘‘BEL VE BOYUN FITIKLARININ TEDAVİSİ GECİKTİRİLMEMELİ’’
. Bel ve boyun fıtıklarının tedavisi geciktirildiğinde hangi sorunlar ortaya çıkabilir?
‘‘Bel ve boyun fıtıklarının dereceleri vardır. Yandan bakıldığında omurganın bir estetiği vardır; bel bölgesi çukur, sırt bölgesi kambur, boyun bölgesi çukur olmalıdır. Boyun bölgesindeki en çıkıntı kemiğe bir nokta, bel bölgesinin 3. omuruna bir nokta ve kalçaya uyluk kemiğinin bağlandığı yere bir nokta koyup bu üç noktayı bir çizgiyle birleştirdiğimizde omurganın balansı ortaya çıkar. Bu balans bozulduğunda estetik de bozulur. Boyun düzleşmesi ya da bel düzleşmesi bu matematiğin bozulduğunu gösterir. Normalde S olması gereken omurgamız toplumsal olarak çok değişti. Omurgamız okun yayı gibi duruyor. Belimiz boynumuz düzleşmiş sadece sırtımızdaki kamburluk kalmış durumda. Normalde vücudun ağırlık noktası belin üçüncü omurudur. Balansı düzgün bir belde ağırlık buraya biner ama düzleştiği zaman ağırlık alt omurlara dengesiz bir şekilde binmeye başlar. Sonuçta eklemi bir yere kadar tutar ve basınçla bu eklem taşmaya başlar. Fıtık denilen şey budur; kanal içindeki sinirin başka bir eklem vasıtasıyla sıkıştırılması, altına alınmasıdır. Sinir altta kaldığında ilk yapılması gereken geçiştirmek yerine onu kurtarmak olmalıdır.’’
PROLOTERAPİ HERKESE UYGULANABİLİR Mİ?
. Proloterapi nasıl bir yöntemdir? Herkese uygulanabilir mi?
‘‘Bel ve boyun fıtıklarında yapılacak ilk iş sıkışan siniri kurtarmaktır. Zarar gören sinir şişmeye başlar, kan toplar yani ödem oluşur. Normalde sinirlerin boyutları 4- 5 milimdir. Sıkışma sonrası 10 milime çıkar ve mosmor olur. Altta kala kala şişer, ödem yapar. Bu durumdaki sinirin kendisine de bir şey yapmak gerekir; 1. fıtık küçültülür; 2. enkaz altında kalan sinir tedavi edilir; 3. bütün bunları bize bildiren alarm mekanizmalarının frekansları değiştirilir. Bel ve boyun fıtıklarının tedavisinde ameliyatsız yöntemler işte bu üç ana mantığa oturur. Üçüne birden müdahale etmeyen tedavi yöntemleri kısırdır. Onun için bu tedavilerin her hastaya göre farklı tedavileri seçilerek kombine uygulanması gerekir. Proloterapi, alarm mekanizmalarına yönelik gruba giren tedavi yöntemlerinden biridir. Düzleşme olduğunda bu düzleşme kas bölgelerini ciddi anlamda gerginleştirir. Fibromiyalji de bu gerginliğin kaslar üzerinde doğurduğu bir sonuçtur. Dolayısıyla buradaki gerginlik çok ileri boyutlara ulaşır ve kaslar bu gerginlikten artık kendilerini bırakır hale gelirler; depresyona girerler. İşte proloterapi, o depresyonu yenmek için kaslara uygulanan güçlendirici bir yöntemdir. Sinir bölgesine uygulanmaz ve tek başına fıtığı tedavi edici bir yöntem değildir.’’
KRİYOTERAPİ YÖNTEMİ NEDİR?
. Kriyoterapi yöntemi nedir? Nasıl uygulanır?
‘‘Kriyoterapi, direkt fıtığa, alarm mekanizmalarına müdahale eden yöntemlerden biridir. Vücudun buradaki sorununu yani sıkışan siniri beyne ince kılcal sinirler bildirir. Oradaki alarm mekanizmalarına incecik bir iğneyle girilerek o sinir ucu tespit edilir ve yüksek bir soğuk uygulama yapılır. O sinir ucu bir anlamda dondurularak beyne buradaki sorunun çözüleceği mesajı iletilmiş olur. Böylece ağrı bu anlamda giderilir ama tek başına buradaki soruna çözüm üretmez.’’
OZON TERAPİ
Ozon terapi nedir?
‘‘Ozon terapi, çözüm üreten bir yöntemdir. Sinirin içine iğnelerle girilerek ozon karışımı solüsyon enjekte edilir. Ve bu ozon eklem içerisindeki o fıtığı ameliyat etmiş gibi küçültmeye başlar. Bir anlamda enkazı gençleştirir. Ozon tedavisi aslında enkazı kaldıran, altta kalan siniri kurtarıcı tedavi yöntemlerinden birisidir.’’
RADYOFREKANS HANGİ DURUMLARDA UYGULANIYOR?
Radyofrekans hangi durumlarda, kimlere uygulanır?
‘‘Radyofrekans beldeki sorunu beyne ileten alarm mekanizmalarına yöneliktir. Buradaki fıtığı, sinirin sıkışmasını beyne ileten ince kılcal sinirlerin radyofrekans yöntemiyle yüksek ısı derecesinde bir anlamda frekansları değiştirilir. Her hastada kullanabilir. Ama ileri yaşlarda kanal daralması olan ve yürümekte zorlanan, bel ağrısı yoğun olan hastalarda şiddetle kullandığımız yöntemlerden biridir.’’
. Tetik nokta enjeksiyonunda ideal hasta grubu var mıdır?
‘‘Tetik nokta enjeksiyonu 7’den 70’e bütün hastalar için idealdir.’’
EPİDUROSKOPİ NASIL BİR YÖNTEM?
. Epiduroskopi nasıl bir yöntemdir?
‘‘Epiduroskopi özellikle cerrahi geçirmiş hastalarda var olan ve devam eden sorunlarda son derece etkili bir yöntemdir. Çünkü bazen ameliyattan sonra sinirlerin o bölgesinde kötü iyileşme dokuları meydana gelir. Epiduroskopi ayrıca fıtığın ozon gibi yöntemlerle çözülemediği durumlarda kullanılır. Bu sefer kalçanın içinden girilerek kanalın içerisine ve fıtığın bölgesine ulaşılır ve sinirle fıtık birbirinden ayrılarak sinirin baskısını kaldırmak amaçlanır.’’
. Robotik lazerle amaçlanan nedir?
‘‘Robotik lazer, fıtıkların lazer tedavisiyle bir anlamda kurutularak sinirlerin rahatlatılmasıdır. Cerrahiye çok ciddi anlamda rakip olacak büyük bir teknolojidir.’’
İçeriği Paylaşın