Hastaneleri Yöneten Anneler…

Gerek özel, gerekse devlet hastanelerinin yönetim koltuklarında oturan kadınların sayısı son derece az. 24 saat kesintisiz sağlık hizmetinin verildiği hastanelerde yöneticilik yapan kadınlar gece gündüz, hafta sonu demeden çalışıyorlar. Tıbbi cihaz alt yapısı, sağlık personeli kadrosu ve otelcilik hizmetleriyle bir hastaneyi iyi yönetmeye, hasta memnuniyeti yaratmaya çabalarken, acaba anne olarak hangi sorunları yaşıyor, neler hissediyorlar? Yıllardır hastane yöneticiliğini başarılı bir şekilde yürüten anneler anlatıyor:

Op. Dr. Gülçin Türkmen Sarıyıldız

 Op. Dr. Gülçin Türkmen Sarıyıldız

Medicana International Ankara Hastanesi Genel Müdür ve Başhekimi

“YÖNETİCİLİĞİN TEMELİNDE ANNE OLMAK YATAR”

“Annelik tarifi olmayan, bir kadının hayatında yaşayabileceği en kıymetli statü diyebilirim. 15 yaşında bir oğlum var. Anne olmak; sorumluk, farkındalık, anlayış ister ve iyi bir iletişim ile rol model olmayı gerektirir. Bu açıdan bakıldığında annelik rolünün aslında yöneticilik için birçok gerekliliği sağladığını görebiliriz. Yöneticiliğin temelinde anne olmanın özellikleri yatıyor. Özellikle hastane yöneticiliği ve hekimlik; annelikle birlikte yürütülmesi zor ama bir o kadar da benzer işler kabul edilebilir. İnsan hayatına direkt dokunmak, başkalarının yaşamı için fedakarlık yapmak, hastalarınızı, çalışanlarınızı, meslektaş ve iş arkadaşlarınızı kendi aileniz gibi görmek ve onlara sahip çıkabilmek annelik içgüdüsünün vermiş olduğu güçle başarıyı yakalayabilmek ve sevilen bir lider olmak çok güzel. Ancak bu yoğun iş temposunda evladınızdan ve ailenizden çaldığınız her ekstra zaman için kendinizden vazgeçerek zaman ayırabilme çabası da zorluğu.

SAĞLIK ÇALIŞANI OLMAK ANNE OLMAYA ENGEL DEĞİL

‘İyi anne olmak’ diye bir kavram olmadığını düşünüyorum, annenin iyisi kötüsü olmaz. Her işi iyi yapmak için çalışmak ve emek sarf etmek gerekir. Anne olmakta da, yönetici olmakta da durum böyledir. Zamanı ve ilişkileri iyi yönetmek, iyi tespitlerde bulunmak, ne zaman ne yapmanız gerektiğini bilmek aslında biraz deneyim işi, yüreğinizle düşünmek ve empati yapabilmek, sevgi ve saygı sınırını geçmemek, dinlemek, gözlemek, emek sarf etmek, hem annelik hem yöneticiliğin olmazsa olmazı değil mi? Sağlık alanında meslek koşullarının zor olmasının anne olmak için bir engel olmaması gerektiğini düşünüyorum. Aksine hayatın anlamını sorgulamamızı ve mesleğimize katabileceği çok fazla pozitif değer yaratacağını söyleyebilirim. Bütün çalışan annelere iş hayatlarında evlatlarına ayrılan zaman konusunda bonkör olmalarını öneririm; çünkü geriye dönüp baktığınızda kaçırdıklarınız için üzülmemeli, geç kaldığınızı görmemelisiniz.”

Meri İstiroti

Meri İstiroti

Liv Hospital Grup Koordinatörü

SAĞLIK SEKTÖRÜNDE ÇALIŞAN BİR ANNE OLMAK…

“Sağlık sektöründe olmak kimi zaman hayatın en kıymetli anları olan evlatlarımızla geçirdiğimiz zamanı bölerek görev ve sorumluluklarımızı yerine getirmeyi gerektiriyor. Kızım ve oğlumla vakit geçirdiğim oyun ya da ders çalışma zamanlarında, hastalıklarında, okul etkinliklerinde ya da özel konuşma anlarımızda bile cevap vermem gereken çağrılar, çözmem gereken iş ile ilgili sorunlar oldu. Evet bu durum onları zorladı ve  ‘Neden yapmam gerektiğini’ anlamaları için uğraştığım bir süreç oldu. Hem iyi bir anne hem de iyi bir hastane yöneticisi olabilmek için kimi zaman hobilerimden, kimi zaman ailemin ve dostlarımın zor ve iyi günlerinde her daim yanlarında olabilmekten ya da normal uyku düzenimden ödün verdim. Çalışan bir anne olarak kafanızda sürekli birçok konu var. Aile, ev işleri, iş yaşamı, hedeflerin tutması, hastane ekibinin en etkin şekilde yönetilmesi, kendinizi geliştirmek için okumak, sunumlara hazırlanmak… Tüm bunları yerine getirebilmek için öğrencilik duygunuz hiç bitmiyor.

“EN ÖNEMLİ DESTEKÇİM; ANNEM”

İşe dair olan konuları, en küçük yaşlarında bile çocuklarımla şeffaf bir şekilde paylaştım. Böylece evin dışında nasıl bir mücadele verdiğimi anladılar ve birbirimize destek olduk. Çocuklarımın için önemli olan hobilerinde, yarışmalarında, okuldaki günlerinde yanlarında olmaya çalıştım. Sağlık sektöründe olup bir aile düzeni sürdürebilmek büyük bir fedakarlık istiyor. Çünkü sağlık sektöründe çok yoğun bir çalışma var. Çocuklarımın en önemli yıllarında ve seyahatlerimde en büyük destekçim annemdi. Çalışan bir anneye eşinin ya da aile büyüklerinin destek olması çok önemli. Sağlık alanında çalışan bir annenin pratik, seri, üretken olma becerilerinin gelişmesi gerekiyor. Bu alanda çalışan annelere her daim kendilerini geliştirmelerini tavsiye ediyorum. İşlerini layıkıyla yapabilmek ve aile sorumluluğunu sürdürebilmek için hayat tutkularını çok yüksek tutmalılar. Gerek ebeveyn olarak çocuk yetiştirirken gerek bir sağlık çalışanı olarak geniş bir vizyonla ilerlesinler.”

Pınar Bayramgürler

Pınar Bayramgürler

Şafak Sağlık Grubu CEO’su

ANNELİK VE YÖNETİCİLİĞİ BİRLİKTE YÜRÜTMEK…

“Hayattaki en özel duygulardan biri olan annelik benim için her şeyden önce geliyor. Biz kadınların annelik görevlerinin yanı sıra iş dünyasında da yer alması bazı sorumlulukları beraberinde getirir. Hem yönetici hem de anne olmanın tabi ki zorlukları var. Anneliği ve iş hayatını birlikte yürütmemiz gerektirir. Aslında işimde diğer çocuğum gibi. İşim de sevgi ve emek istiyor, oğlumda sevgi ve emek istiyor. Her ikisine de ne kadar emek veriyorsak o kadar gelişip büyüdüğünü görüyoruz. Bu nedenle ev ve iş hayatımı paralel bir dengede tutmaya çalışıyorum. Belki de en büyük zorluk bu dengeyi sağlamak.

ANNELİĞİ SÖZDE DEĞİL ÖZDE BAŞARMAK İÇİN…

Hem iyi bir anne olmak hem de iyi bir hastane yöneticisi olmak için yapabileceklerimin en iyisini yapmaya çalışıyorum. Edindiğim birkaç felsefe var. Bunlardan ilki ‘Sen iyi olmazsan kimseye faydan olmaz”. Bu felsefeden yola çıkarak önce kendi beden ve ruh sağlığımı korumaya yönelik yapmam gerekenleri yapıyorum. Bu noktada annelik duygusu devreye giriyor. Evlat sevgisi tüm annelerin ruhunu iyileştiren bir terapi. Nelerden ödün verdiğim noktasına gelince sevdiğim bir söz diğer felsefemi oluşturuyor:  ‘Her tercih bir vazgeçiştir’. Ne istediğimizi iyi belirler, hedefimizi doğru seçer, zamanımızı verimli kullanır ve hedefimize ulaşmak için yeteri kadar odaklanırsak kaybettiklerimiz için üzülmek yerine kazandıklarımız için mutlu olabiliriz. İyi bir anne demek sadece fiziksel olarak sürekli yanında olmak demek değildir. Bir çocuğun örnek alabileceği, ona vizyon katacak lider anneye ihtiyacı da vardır. Güçlü ve başarılı kadınlar, anneler olarak kendi ayakları üzerinde durabilen, mutlu ve vicdanlı çocuklar yetiştirebilirsek anneliği sözde değil özde başarmış oluruz.”