Hatalı Detoks, Böbrek Yetmezliği Nedeni
Hatalı Detoks, Böbrek Yetmezliği Nedeni
Bizi Takip Et
Son günlerde, vücudu toksinlerden arındıran ve hızla zayıflamaya imkan tanıyan ‘detoks diyetleri” yaz mevsimini formda bir vücutla geçirmek isteyen, ancak tüm kış boyunca yeterli ve dengeli beslenmedikleri için fazla kilolarından kurtulamayan kadınlar arasında elden ele dolaşıyor. Ancak dikkatli olun, hem toksinlerden kurtulmak hem de formunuza kavuşmak isterken, sağlığınızdan olabilirsiniz.
Acıbadem Kadıköy Hastanesi’nden Beslenme ve Diyet Uzmanı Şengül Sangu Talak, detoksların bilinçsizce yapılmaları durumunda ciddi sağlık sorunlarına yol açtıklarına dikkat çekerek, “Bazı detoks diyetlerinde gereğinden fazla meyve- sebze ile bitki çayı tüketilirken, yetersiz oranda protein alınıyor. Bu tür detoks programlarına uzun süre devam edildiğinde kalpte ritim bozukluğu ve böbrek yetmezliği gibi vücutta geri dönüşümü zor olan pek çok ciddi tablolar oluşabiliyor. Bu yüzden zayıflama ya da sağlıklı bir detoks için uzman bir diyetisyenden yardım alınması gerekiyor” diyor!
TOKSİNLER VÜCUTTA FAZLA BİRİKİRSE
Günümüzde teknolojinin de gelişmesiyle birlikte cep telefonu dalgaları, bilgisayarlar, sigara dumanı, hava kirliliği, radyasyon, ultraviyole ışınları, alkol, kafein, gıda katkı maddeleri ve daha pek çok toksin maddeler vücudumuza ağır hasarlar verebiliyor. Aslında karaciğer, böbrek ve bağırsak sistemi sayesinde vücudumuz dışarıdan bir desteğe ihtiyaç duymadan bu toksin maddeleri; idrar, ter ile dışkı yoluyla vücuttan atabiliyor.
Ancak aşırı miktarda toksin maddeye maruz kaldığımızda; baş ağrısı, konsantrasyon güçlüğü, sinirlilik, yorgunluk, halsizlik ve stres gibi yaşam kalitesini düşüren sağlık problemleri yaşanabiliyor. İşte bu noktada çözüm olarak ‘detoks diyetine’ başvuruluyor. Ancak detoks diyeti vücudu toksinlerden arındırsa da, bilinçsizce uygulandığı takdirde ciddi sorunları beraberinde getiriyor.
YETERLİ BESİN KAYNAĞI ALINMIYOR
Detoks diyetinde amaç belirli besinleri tüketip, belirli besinlerden kaçınarak vücudu zararlı toksinlerden arındırmak. Bunun için aynı zamanda egzersiz ve masajlara da ihtiyaç duyuluyor.
Vücudumuzu toksinlerden arındıran detoks diyeti boyunca da kırmızı et, balık, süt ve süt ürünleri, ekmek ve tahıl ürünleri gibi besinler genellikle tüketilmiyor. Bunların yerine sadece meyve ile sebze ile besleniliyor ve bitki çayları içiliyor.
Ancak antioksidant besinler içerikleri ve vücudumuza yararları açısından çok önemli bir yere sahip olsalar da, tek başlarına yeterli besin kaynağı olamıyor, beslenmemizde tüm besin gruplarına olması gereken kadar yer vermemiz gerekiyor.
BÖBREK YETMEZLİĞİNE YOL AÇABİLİYOR!
Sadece sebze ve meyve yiyerek beslendiğimizde vitamin ve mineral açısından vücudumuzu desteklesek bile protein açısından eksiklikler yaşanabiliyor. Bu da vücudun dengesini bozarak kas kayıplarına neden oluyor. Ayrıca detoks diyetlerinde uygulanan fazla sıvı tüketimi de vücudumuza zarar verebiliyor.
Vücudumuz için elzem bir sıvı olan suyun fazlası böbrekler tarafından atılıyor. Ancak aşırı sıvı tüketimi böbreklerin fazla çalışmasına, bununla birlikte vücutta elektrolit kayıpların oluşmasına neden olabiliyor. Diüretik bitki çaylarının fazla kullanımı da elektrolit kayıpları nedeniyle böbrek yetmezliği gibi sağlık problemlerine yol açabiliyor.
TOKSİNLERDEN KURTULMAK İÇİN ANTİOKSİDAN AĞIRLIKLI BESLENİN
• Toksin maddeleri vücuttan en iyi uzaklaştırmanın yolu antioksidan ağırlıklı bir beslenme programı oluşturmaktan geçiyor. Günümüzde uygulanan ‘detoks’ diyetlerinin çıkış noktasını da bu oluşturuyor.
• Sağlıklı bir detoks için günlük alınması gereken enerjinin düzgün bir dağılımıyla birlikte antioksidan içeriği yüksek sebze ve meyvelerinin birlikte kombinasyonu yeterli olacaktır.
• Antioksidanlar toksin maddelerin zararlı etkilerini azaltan yararlı besin öğeleri olarak nitelendiriliyor. Bunlar; A vitamininin ön maddesi olan beta- karoten, E vitamini, C vitamini, selenyum, çinko, sebze ve meyvelerin renk pigmentlerinin kaynağı olan flavonoidler ve omega-3 yağ asitleridir.
• Günlük yaşantımızda toksin maddelere fazla maruz kaldığımızı düşünüyorsak, antioksidant içeriği yüksek sebze ve meyvelere beslenmemizde ağırlıklı olarak yer verebiliriz.
Antioksidanlar:
A Vitamini: Balık, yumurta sarısı, bitkisel sıvı yağ, kayısı, havuç, domates, portakal, ıspanak, brokoli, şeftali, lahana gibi yeşil-sarı sebze ve meyveler, en zengin A vitamini kaynaklarıdır.
C Vitamini: Maydanoz, yeşilbiber, ıspanak, asma yaprağı, brokoli gibi koyu yeşil sebzeler, turuncu meyveler, kivi, çilek, kızılcık, kuşburnu ve kirazda yoğun olarak bulunuyor.
E Vitamini: Bitkisel sıvı yağlar, yağlı tohumlar (badem-ceviz-fındık), yeşil yapraklı sebzeler, tahıl taneleri ve kuru baklagiller en iyi kaynaklarıdır.
Flavonoidler: Soğan, sarımsak, pırasa, patates, lahana, brokoli, karnabahar, kırmızıbiber, ıspanak, çilek, elma, vişne, kiraz, erik, siyah üzüm, kırmızı şarap, turunçgiller, yeşil çay en yaygın besinsel kaynaklarıdır.
Selenyum: Deniz ürünleri, tahıllar, brokoli, lahana, kereviz, soğan, sarımsak ve yumurta da bulunuyor.
Çinko: Et, süt, peynir, yumurta, deniz ürünleri ve balık gibi hayvansal gıdaların hepsi çinkodan zengindir. Ayrıca, tam tahıl ürünleri, kurubaklagiller, soya fasulyesi ve özellikle kabak çekirdeği ile ayçiçeği çekirdeği de iyi kaynaklarıdır.
Omega – 3 yağ asitleri: Yağlı balıklar (somon, morina ve ton ), semizotu gibi yeşil yapraklı bitkiler ve bazı yağlarda (yüzde 11 kanola yağı, yüzde 57 keten tohumu, yüzde 8 soya) bulunuyor.
İçeriği Paylaşın