Hepatit Virüsünün Kronikleşmesi Nedir?
Hepatit Virüsünün Kronikleşmesi Nedir?
Bizi Takip Et
Hepatit virüsleri arasında kan yoluyla en kolay bulaşan virüs olan hepatit C, çoğunlukla aniden ve kısa sürede başlıyor. Virüsün neden olduğu belirtilerin çoğu zaman kişi tarafından anlaşılmadığını söyleyen Türk Karaciğer Araştırmaları Derneği Başkanı ve Memorial Hastanesi Gastroenteroloji ve Hepatoloji Bölümü Başkanı Prof. Dr. Yılmaz Çakaloğlu, akut dönemdeki hastaların çoğu zaman ilaç tedavisiyle iyileşebileceğini söyledi.
Prof. Dr. Yılmaz Çakaloğlu, konuyla ilgili sorularımızı yanıtladı.
. Gastroenteroloji ve Hepatoloji uzmanları hangi hastalıklarla ilgilenir?
Gastroenteroloji ve hepatoloji uzmanları için, sindirim sistemi ve karaciğer hastalıkları uzmanı da diyebiliriz. Ülkemizde karaciğer hastalıkları için ayrı bir ihtisas yok. Bazılarımız bu branşta; karaciğer hastalıklarıyla; hepatit, karaciğer nakli ile daha çok ilgilenir.
“HEPATİT C KRONİKLEŞME ORANI EN YÜKSEK OLAN VİRÜS”
. Hepatit C nedir?
Hepatit karaciğerin iltihabı demektir. Bu iltihabı bir mikrop, virüs yaparsa buna viral hepatit diyoruz. Hepatit yaptığı bilinen beş tane virüs var. Bunlar; A,B,C,D,E. Bu isimlemenin, hastalığın derecesiyle bir alakası yok.
İlk bulunana A virüsü denmiş ve bulundukça bu isimlendirme devam etmiş. Hepatit B ve C bu virüsler içerisinde insanda enfeksiyon yaptıkları zaman kronikleşebilen, yani vücuttan atılmayıp kronik hastalık yapabilen iki önemli virüs olduğu için daha çok ön plana çıkıyor.
Hepatit C bunlar içinde en geç saptanan virüs. 1989 yılında biz hepatit C virüsünü tanıdık. Kronikleşme oranı en yüksek olan virüs hepatit C virüsü. Çocuklarda ve kadınlarda yüzde 60, erişkin erkeklerde yüzde 80’lere varan oranlarda kronikleşen bir virüs.
. Bir virüsün kronikleşmesi ne demektir?
Bazı hastalıklarda değişmekle beraber viral enfeksiyonlarda ve hepatitlerde enfeksiyonun kronikleştiğini söylemek için altı aydan daha uzun süreli bu enfeksiyonun devam etmesi gerekir. Altı aydan uzun süreli hepatit B ve C enfeksiyonun varlığı varsa biz buna kronik enfeksiyon diyoruz. Bu enfeksiyonlar kronikleştiği zaman karaciğer sirozu ve karaciğer kanseri gibi, bugün dünyada yılda yaklaşık bir milyon insanın ölümüne sebep olan ciddi sonuçlara yol açabiliyorlar.
Hepatit C üzerinden gidersek eğer her insanda da siroz olmuyor. Genellikle her dört veya beş kronik hepatit C enfeksiyonlu kişiden ikisinde hastalık siroza ilerliyor. Dünyadaki dağılımı çok farklı bu hastalığın. Mısır’da her on kişiden ikisi hepatit C hastasıyken, Türkiye’de ise yüz kişiden bir tanesinde hepatit C görülüyor. Dünya içinde görülme sıklığı düşük olan ülkeler arasındayız.
Fakat hepatit B’de böyle değiliz. Hepatit B bizde yüzde 4-5 oranında görülüyor. Ama hastalık büyük oranda kronikleştiğinden, sonuçları açısından çok önemli.Türkiye’de 750 bin kişinin hepatit C hastası olduğunu düşünüyoruz, bu hastaların dörtte birinde karaciğer sirozu gelişiyor.
“HEPATİT C ÇOK FAZLA BELİRTİ VERMİYOR”
. Hepatit C ilk başlarda nasıl belirtiler veriyor?
Genellikle hepatit C enfeksiyonu ilk alındığında sessiz bir enfeksiyon olarak geçiriliyor. Aşikar sarılık yapmıyor. Hastaların yüzde20’sinde aşikar sarılık ortaya çıkıyor. Hiç belirti vermeden, soğuk algınlığı gribal enfeksiyon gibi geçiriliyor ve bunun arkasından da kronikleşme oluyor. Aşikar sarılık olanlar zaten hekime başvuruyor ve yapılan testlerle hepatit C tanısı konuyor. Belirti vermeden sessiz geçirilenlerin büyük bölümü kronik enfeksiyona dönüşüyor.
Hepatit C zor bulaşan bir mikrop. Başlıca bulaşma yolu kan ve kan ürünlerinin transvizyonu veya cerrahi girişimlerdir. Ama bunların dışında Türkiye’de az olmakla beraber bütün dünyada en önemli risk grubunu damardan uyuşturucu kullananlar oluşturur. Vücutlarına uygun ve hijyenik olmayan koşullarda dövme yaptıranlar veya piercing gibi uygulamalarda hepatit C bulaşabiliyor. Organ transplantasyonunda alıcılar, toplu yaşanılan yerler; cezaevleri, askeri birlikler, bakım evlerinde de bu virüsün bulaşma riski artıyor.
. Cinsel yolla bulaşma riski nedir?
Kadın ve erkek arasındaki normal ilişkilerde bulaşma riski vardır ama düşüktür. Hepatit C’li olup da evli olan; örnek vermek gerekirse ortalama 20 yıldır evli yüz kişiyi ele aldığımız zaman bunların eşlerinin ancak yüzde2-6’sında hepatit C olduğunu, yüzde 95’inde olmadığını görüyoruz. Evli çiftlerde tabiî ki risk var, ama düşük oranda.
Annelerde hepatit C varsa, bebeğe bulaşma riski vardır ama bulaşma oranı düşüktür.Yüzde5 civarındadır bebeğe bulaşma ihtimali. Homoseksüel ilişkide hepatit C’nin bulaşma ihtimali en yüksek ve tabi hayat kadınlarında, seks işçilerinde de görece yüksek.
. Hepatit C’de tanı nasıl konuyor?
Risk gruplarına giren kişiler mutlaka hepatit C taraması yaptırmalı. Karaciğer yağlanması olanlar, diyabet olanlar mutlaka test yaptırmalı.1995 yılından önce her türlü ameliyat öyküsü olanlar hepatit C testini yaptırmalı. Bence check-up programları içerisinde hepatit C testi de yer almalı. Ancak bu şekilde hepatit C’yi tanıyabiliriz.
“AKUT DÖNEMDEKİ HASTALARDA İYİLEŞME ŞANSI YÜKSEK”
. Hepatit C’de kronikleşmeyi önlemek mümkün müdür? Kronikleşen vakaların tedavisi nasıl yapılır?
Eğer akut hepatit C tanısı koyabilmişsek, bu hastaları ilaçla tedavi edebiliriz. Yapıcağımız tedaviyle kalıcı olarak virüsü kanda negatif hale getirirsek, hepatit C’yi tamamen vücuttan atabiliriz. Akut vakalarda tedavi yüzde100’e yakın başarılı olur.
Kronik vakaları da tedavi edebiliyoruz. İlaçların kullanılmasıyla kalıcı şekilde hepatit C’den kurtulma imkanımız var. Halk arasında hepatit C’nin tedavisi yok gibi bir düşünce var. Bu düşünce doğru değil çünkü Hepatit C’nin tedavisi var.
Tedavide kullanılan ilaçların yan etkileri var mı?
Hepatit C tedavisi, zor bir tedavi; hem hasta için hem hekim için. Hekim ve hasta arasında çok iyi bir işbirliği gerekiyor. Eğer bu iş birliği sağlanırsa ve hekim de konusunda uzmansa tedavinin başarı oranı çok daha fazla oluyor.
İlaçlara bağlı kansızlık, deri döküntüleri, gribal enfeksiyonlar oluşabiliyor. Bunların hepsi ile uygun tedbirlerle ve zamanında müdahalelerle başa çıkılabilir. On hastanın bir tanesinde yan etkiler yüzünden tedaviyi kesmek zorunda kalıyoruz. Geri kalan hastalar bu ilaçları kullanarak tedavi olabiliyor. Uzun süreli bir tedavidir ve hastadan hastaya değişir; 6ay ile 1,5 yıl süren bir tedavidir. Doğru hasta – hekim ilişkisi kurulduğunda tedavi süresince bir problem yaşanmayacaktır.
“HAMİLELİK SIRASINDA HEPATİT C TEDAVİSİ YAPMIYORUZ”
Hepatit C hastası hamile kalabilir mi? Hamileliliği sırasında tedavi görebilir mi?
Hamileliği sırasında tedavi göremez. İlaçlardan bazıları bebeğe olumsuz etkiler yapabilir, onun için hamilelik sırasında tedavi yapmıyoruz. Hepatit C’li bir kadın bize gelip hamile kalmak istediğini söylerse, biz, kendisine seçenekler sunarız. “Önce tedavi edelim hepatit C’yi ortadan kaldıralım burada şansımız yüzde 70-80’lerde, ondan sonra daha rahat bir psikolojiyle çocuk sahibi olun” deriz hastaya.
Hemen hamile kalmak istiyorsa da risklerini anlatıyoruz. Yüzde1-5 oranında mikrobu bebeğe bulaştırma ihtimali var, hasta bunu kabul ederse hamile kalmasında bir engel yok diye düşünüyorum.
Bebeklerde ve çocuklarda hepatit C daha hafif seyrediyor. Birçoğunda da kendiliğinden geçebiliyor. Onun için anne adaylarına çok da caydırıcı olmuyoruz.
. Hepatit C hastaları günlük hayatta nelere dikkat etmeliler?
Tırnak makası, diş fırçası, manikür ve pedikür aletleri, tıraş bıçağı gibi vücuda nüfus eden delici ve kesici eşyalar, başkalarıyla paylaşılmamalı. Hastanın herhangi bir yerinde kanayan bir yara varsa o yara temizlenip kapatılmalı. Başka hiçbir tedbir almaya gerek yok. Hastalar, hayatın her alanında aktif olarak çalışabilir, havuza girebilir, yüzebilir; hiçbir kısıtlamaya gerek yok.
İçeriği Paylaşın