‘‘Hipoglisemi Teşhisini Vücudum koymuş Aslında’’

‘‘Hipoglisemi Teşhisini Vücudum koymuş Aslında’’

‘‘Hipoglisemi Teşhisini Vücudum koymuş Aslında’’

Bizi Takip Et


Oyuncu, yönetmen ve senarist Müfit Can Saçıntı, Mandıra Filozofu’na benzeyen yönlerini, yeni filmi Yaşamak Güzel Şey’i ve bir doktorda aradığı özellikleri Sağlığım İçin Herşey’de anlattı.

‘‘İÇİMDEKİ MANDRA FİLOZOFU 5 YIL SONRA ORTAYA ÇIKACAK’’

. Mandıra Filozofu’nu izleyen özellikle yaşı 40’ın üzerinde insanlarda stresten uzak, deniz kenarında bir kasabaya yerleşme duygusu oluştu. Peki ünlü bir sanatçı ve yazar olarak sizin içinizde bir mandıra filozofu var mı?
‘‘Önce, ünlü bir sanatçı ve yazar olmaya hala alışamadığımı söylemek istiyorum. Biraz o sıfatların çok kolay hak edilmediğini düşünüyorum ve nedense kendimi henüz layık görmüyorum bu sıfatlara. Hele ki sanatçı lafına alışamadım. Rasim Öztekin abime sordum, nasıl alışılıyor diye? Onun meşhur bir lafı vardır: ‘Müfit, oyunculuğun ilk 30 yılı zordur ondan sonra çok kolay’ der ve ben henüz o ilk 30 yılın içinde olduğum için biraz zorlanıyorum. İçimdeki mandıra filozofuna gelince; pek çok insan gibi biz de çocuğumuz İstanbul dışında bir üniversiteyi kazanırsa hemen bir köye yerleşmeyi düşünüyoruz. İçimdeki mandıra filozofu inşallah 5 yıl sonra ortaya çıkacak. Şu an hamileyim mandıra filozofuna.’’

‘‘BAZEN BİR ŞEYİ İHTİYACIMIZ VAR SANIP ALAMAYINCA ÜZÜLÜYORUZ’’

. Bir yandan daha sakin bir yaşam sürme arzusu varken; diğer taraftan önce biraz daha para kazanma, hayatı garantiye alma, çocukları en iyi okullarda okutma gibi istekler de var. Bunlar da aslında biraz risk değil mi? Acaba çok mu markacı olduk?
‘‘Bugün adı İletişim Fakültesi olan Basın Yayın Yüksek Okulu’nda okurken reklam teorisi adında bir dersimiz ve Tüketici Davranışları adında da bir kitabımız vardı. İlk dersin ilk cümlesi hiç aklımdan çıkmıyor. Bu yeni filmde de o konuyu işledim. Diyordu ki reklam dersinin ilk cümlesi; reklamın amacı, tüketicinin ihtiyaç sıralamasını değiştirmektir. Yani, belki temel ihtiyacın ekmek su yemek ama reklam senin bu ihtiyaç sıralamanı değiştirip sana bardak, mum, koltuk, araba satmaya çalışır. Bazen bir şeye ihtiyacımız var sanıp alamadığımız için üzülüyoruz. Ben de kendimi bu tuzaktan kurtaramıyorum; bir şeye erişemediğim zaman üzülüyorum. Reklamcılar ve bizim gibi bunun okulunu okuyanlar sana ihtiyacın varmış gibi hissettiriyor. Sen onu alamayınca üzülüyorsun. Üzülmeyin.’’

. Mandıra Filozofu’nda pek çok kişiyi  etkileyen sahnelerden biri de yumurta yeme sahnesi. ‘Yumurta fabrikalarını alacak paran var ama yumurta yiyecek sağlığın yok’ demek istiyorsunuz. Gerçekten de hayatta koşuştururken birçok şeyleri ıskalıyoruz. Ne söyleyeceksiniz bu sahne üzerine?
‘‘Mutluluk, bir yumurtayı kırıp yiyebilmek kadar basit bir şey. Mutluluğu çok da uzaklarda arayıp kendimizi perişan etmemek lazım diye düşünüyorum.’’

‘‘YAŞAMAK GÜZEL ŞEY’’, HAYATI ERTELEYENLERİ ANLATIYOR

. Yeni filminiz Yaşamak Güzel Şey’i biraz anlatır mısınız? Filmin konusu nedir?
‘‘Önce temadan bahsedeyim. Gerçek ihtiyaçlarımızın farkında olmadan ihtiyaç sıralamamızı değiştiriyoruz. Aslında sistem çeşitli yollarla empoze ediyor ve biz ona ulaşmaya çalıştığımız şeye ömür diyoruz. Çoğuna da ulaşamıyoruz ve mutsuz oluyoruz. Film, aslında ihtiyacın sandığın şey  ihtiyacın mı, sorusunun farkındalığına çağırıyor. Buna ulaşamıyorsan üzülme ve aslında uzaklarda değil yakınlarda ve ulaşabileceğin yerlerde gerçek mutluluk. Bir replikte de ‘Mutluluğun formülü olsaydı kapitalizm onu da şişeleyip satardı’ deniyor. O yüzden mutluluğumuzu kendimiz üretmemiz ve yakınımızda aramamız lazım. Yani sonuçta sevgi, sevenlerimizle beraber olmak. Gerçek sevgi burada. Konusu ise şöyle: Sürekli hayatı ertelemiş, annesini babasını aramayı, karısına güzel davranmayı, çocuğuyla ilgilenmeyi, her şeyi ertelemiş sıradan bir adam, birden kötü bir olay oluyor ve ben ne yapıyorum gibi bir soru soruyor. Hayat koşuşturmacası içerisinde birden kötü bir şeyle karşılaşınca; ben me yapıyorum diyerek birden o hayat koşullarına başkaldırıyor ve mutluluk keşfine doğru yola çıkıyor. Kötü olayın ne olduğunu söylemeyeyım, o sürpriz olsun.’’

.  Peki , Allah göstermesin bugün sizin başınıza kötü bir şey gelse neleri önce yapmak istersiniz? Yani bir de kendinizi filmdeki o oynadığınız rolün yerine koyun.
‘‘Filmin senaryosunu yazarken kendimi o karakterin yerine koydum. İnsan sanıyorum içinde kalan şeylerden rahatsız oluyor, oradan kurtulmak istiyor. Şöyle bir replik var filmde: Ölüm uzaktayken, insan mutluluğu uzakta arıyor. Everest’e tırmanmak, piramitleri görmek gibi. Ölüm yakınsa yakınında arıyor mutluluğu ve mutluluk zaten hep yakınınızda. Sevdiklerinizde, ailenizde, eşinizde, dostunuzda, arkadaşınızda, komşunuzda mutluluk. Bugün bundan sonraki hayatımızın ilk dünüdür’ diye meşhur bir laf vardır. Film de onunla başlıyor; bugün bundan sonraki hayatımızın son günü de olabilir. Ona göre yaşamak lazım.’’

FİLM NİSAN AYINDA VİZYONA GİRECEK

.  Filmin oyuncuları kimler? Ne zaman vizyona girecek?
‘‘Filmde Yasemin Çonka, Günay Karacaoğlu oynadı. Zihni Göktay gibi bir ustamız bizleri çok şereflendirdi. Ayşegül Atik gibi bir ustamız yine bizi şereflendirdi. Fulden Akyürek oynadı. Reha Özcan abimiz kırmadı bizi konuk oyuncu olarak oynadı. Yine Seksenler dizisinden komiser rolünden tanıdığımız Onur Dilber ve onun eşini oynayan Bahar Sürer oynadı. Şu an ben oyuncu ve ekip konusunda çok şanslıyım. Seksenler’de de çok şanslıydım. Film Nisan ayında vizyona girecek.’’

‘‘BEDENİMİZ BİR MUCİZE’’

. Şimdi biraz da sağlıktan söz edelim. Sizin diyabetiniz mi var?
‘‘Hipoglisemi teşhisi kondu. Dikkat edince kendimi çok iyi hissediyorum. İyi ki de o teşhis konmuş. Çünkü şunu fark ettim, hakikaten bedenimiz bir mucize. Kendimizi dinlediğimizde ihtiyacımız olanı o söylüyor aslında. Normalde hiç tatlı aramam bazen sete bir tatlı geliyor saldırıyorum, doymak bilmiyorum. Bedenim, şekerin düştü komaya gireceksin saldır diyor. Vücudu dinlemeyi başardığımızda aslında o uyarıyor. Gerçekten bir deneyde de okumuştum; reklam, televizyon, arkadaş tavsiyesi gibi dış uyaranlardan kurtulduğumuzda vücudumuz ihtiyacımız olanı söylüyor. Ben de bunu öğrendim. Meğer vücudum bana gerekli olanı söylemiş ve teşhisi de koymuş aslında; ben kendi vücudumu dinleyemediğim için doktorun teşhis koymasını beklemişim. İlaç kullanıyorum ama önemli olan yediğim şeylere dikkat etmek olduğu için onlara dikkat ettiğim zaman kendimi çok iyi hissediyorum. Yaşama sevinci, kazandığım enerji… Farkında olmak yetiyor.’’

. Doktor kontrolleri de çok önemli. Bazı hastalıklar belirti vermiyor çünkü. Prostat kontrolünü yaptırdınız mı bugüne kadar hiç? Uzmanlar 40 yaşını aşmış erkeklere mutlaka prostat kontrolünü ve daha sonra da yılda bir kez öneriyorlar.
‘‘Ben 48 yaşımdayım. Tamam o zaman sadece vücudumu dinlemeyeceğim; Esra Hanımı da dinleyeceğim!’’

‘‘YÜZÜME BAKAN DOKTORU TERCİH EDİYORUM’’

. Gideceğiniz bir doktorda nasıl bir özellik arasınız?
‘‘Filmde de bu konuyu işledik. Hiçbirimiz doktora diploma notunu, hangi sınavda kaç aldığını, hangi üniversiteyi bitirdiğini sormuyoruz. Ama güvendiğimize bir tanıdığımıza soruyoruz. Ben de güvendiğim, o konuda tedavi görmüş, teşhis konmuş bir tanıdığım varsa ona soruyorum Ya da bu konuda kanaat önderi diyebileceğimiz insanlara, kime gideyim, diye sormaya çalışıyorum.’’

. Kimi baba gibi davranan otoriter doktordan hoşlanır, kimi de daha esprili, daha eşit mesafede davranandan. Mutlaka bir profesöre ya da doçente gitmek isteyen de vardr. Sizin böyle bir kriterleriniz var mı?
‘‘Ben yüzüme bakan doktoru tercih ediyorum. Gerçekten her meslek kutsaldır ama bir tane söyle deseler doktorluk derim. Yanlış anlaşılmasın ama bazen böyle göz teması eksik oluyor, çok yüze bakmadan konuşuyorlar. Yüzeme ve gözüme bakılması bana, seni adam yerine koyuyorum ve seninle ilgileniyorum mesajını veriyor. Bu beni çok etkiliyor.’’


İçeriği Paylaşın