HIV Pozitiflerin Hak İhlalleri Raporu

HIV Pozitiflerin Hak İhlalleri Raporu

HIV Pozitiflerin Hak İhlalleri Raporu

Bizi Takip Et


Pozitif Yaşam Derneği, Türkiye’de HIV Pozitiflerin Yaşadıkları Hak İhlalleri – 2009 Raporunu Açıkladı.  Rapora göre, HIV ile yaşayan kişilerin en fazla ihlâle uğradıkları alan sağlık kuruluşları.

Pozitif Yaşam Derneği tarafından Ağustos 2008 – Aralık 2009 tarihleri arasında sağlanan 120 hukuki danışmanlık hizmetinden yararlanarak hazırlanan raporda ilginç sonuçlar ortaya çıktı. Rapora göre; HIV ile yaşayan kişilerin en fazla ihlâle uğradıkları alan hala sağlık kuruluşları ve iş yerlerinde de ayrımcılık artıyor.

Global Dialogue ve Açık Toplum Vakfı tarafından desteklenen raporda, HIV ile yaşayan kişilerin yaşadığı toplamda 162 adet farklı insan hakkı ihlali kaydı yapıldı. İhlaller ile ilgili yapılan incelemelerde bazı vakaların birden fazla hak ihlalini içerdiği gözlemlendi. Bu durumda toplam ihlal sayısının vaka sayısını aştığı belirlendi.

Ağustos 2008 – Aralık 2009 dönemini kapsayan bu rapor, Pozitif Yaşam Derneği’nin hazırladığı üçüncü hak ihlalleri raporu. İlk iki rapor, 1985 – 2006 ve 2007 – 2008 yıllarını kapsıyordu. Bu üç rapor ihlal içerikleri açısından farklılık gösterse de, HIV pozitiflere yönelik ihlallerin devam ettiğini gösteriyor.

TEDAVİ VE ÇALIŞMA HAKKI, ANAYASAL HAKTIR

Bireysel ve toplumsal önyargıların devam ettiğini, HIV ile yaşayan kişilerin kötü muameleye maruz kaldığını, anayasal ve yasal bir çok haklarının ihlal edildiğini vurgulayan Pozitif Yaşam Derneği Hukuk Danışmanı Av. Habibe Yılmaz Kayar şöyle konuşuyor:

“PYD tarafından yayınlanan ilk iki hak ihlalleri raporunda olduğu gibi 2009 dönem raporunda yine birinci sırayı sağlık kuruluşlarında yapılan ihlallerin teşkil ettiğini görmekteyiz. Sağlık kuruluşlarında ve sağlık çalışanları tarafından HIV ile yaşayan kişilerin maruz kaldıkları ihlaller, ayrımcılığa maruz kalma, kişinin rızası olmadığı sürece gizli kalması gereken özel hayat bilgileri ve tıbbi verilerin üçüncü kişiler ve/veya kurumlar ile paylaşılmasından anayasal bir hak olan sağlık/tedavi hakkının engellenmesine, farklı biçimlerde tezahür etmektedir.”

Sağlık kurumunda ve sağlık çalışanı/doktor tarafından ihlal gerçekleştirilmemesi gerektiğini kaydeden Kayar, “Bir kişinin, sırf HIV statüsü sebebiyle, ayrımcılığa maruz bırakılarak, ameliyat edilmesinin reddedilmesi, bireyin en temel anayasal haklarından birinden mahrum bırakılması anlamına gelmektedir. Her sağlık kurumu, çalışanı ve doktorlar, her hastayı tanısı ne olursa olsun, HIV tanısı mevcutmuş gibi, gerekli önlem ve teşekkülleri sağlayarak tedavi ve ameliyat etmelidir ve bunun önünde makul gösterilebilecek hiçbir engel bulunmamaktadır” dedi. İş hayatında yaşanan ihlallerin sayısının arttığına dikkat çeken Kayar şöyle devam etti:

“HIV ile yaşayanların maruz kaldıkları ihlallerde çalışma hayatındaki ihlaller ikinci sırayı teşkil ediyor. HIV ile yaşayan kişiler HIV tanıları sebebiyle ayrımcılığa maruz kalmakta, işlerinden çıkarılmakta ve çalışma hakkından mahrum bırakılmaktadır. Dolayısı ile de sosyal güvenceden mahrum olmaktadır.”

Bu ihlallerin tedaviye erişimin önünde engel olduğunu kaydeden Kayar, “HIV pozitif bireylerin sağlıklı ve kaliteli bir yaşam sürmelerinin önünde engel oluşturan tedaviye ulaşım hakları ellerinden almaktadır. Aynı zamanda bu duruma maruz kalan HIV pozitif bireyler iş çevrelerinde deşifre olmakta ve sosyal ve iş çevrelerinden izolasyona maruz kalmaktadır. Yine bu durum HIV pozitif bireylerin tedaviye ulaşım ve uyum süreçlerinden alıkoyabilmektedir. Tüm bu süreç, zincirleme bir biçimde gelişmekte ve HIV ile yaşayan kişileri çok farklı biçimlerde ve bir arada ihlallere maruz bırakmaktadır” dedi.

HIV İLE YAŞAYANLAR AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ’NDE

2009 Hak İhlalleri Raporu’nun hazırlanmasının en önemli ayaklarından birini oluşturan, Pozitif Yaşam Derneği bünyesinde, 6 ilde yürütülen “HIV ile Yaşayan Kişilerin Hukuki Sistemi Kullanımlarının Güçlendirilmesi – Hukuk Poliklinikleri Projesi” koordinatörü Cenk Soyer, “Proje kapsamında HIV ile yaşayan kişilere 120 adet danışmanlık hukuki danışmanlık sağlanmıştır. Verilen hukuki danışmanlıkların arasından 14 tanesi için danışanların isteği ve onayı doğrultusunda idari veya adli başvuru yapılmıştır. Yine bu 14 adet vakadan 4’ü için iç hukuk yollarının tüketilmiş olması nedeniyle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM)’ne başvuruda bulunulmuştur” dedi.
Kararların emsal teşkil edeceğine vurgu yapan ve bu rapor döneminde HIV pozitif kişilerin yaşadıkları ihlâllerde hukuksal mücadele yoluna gitmelerinde artış gözlemlendiğini belirten Soyer şu bilgileri verdi:

“Yargı sürecine götürülen hak ihlalleri vakalarının yargı süreçleri devam etmektedir. Özellikle AİHM’ne götürülen vakaların neticelenmesi sonucu verilecek kararlar, ileriki süreçte HIV ile yaşayan kişilerin maruz kalabilecekleri ihlallerin yargı süreçlerinde emsal teşkil edecek kararlar olacaktır.”

2007 ve 2008 verilerini içeren hak ihlalleri raporlarında çalışma alanı ve işyerlerinde yaşanan ihlaller daha geri sıralarda yer alırken, 2009 dönem raporunun verilerinde işyerinde yaşanan ihlaller ve ayrımcılık vakalarında ciddi oranda artış oldu ve ikinci sıraya yerleşti.

YAYIMLANAN İKİNCİ HAK İHLLALERİ RAPORU -2008

Sağlık kuruluşlarında   % 47
İş Yerinde                 % 9
Kamu                      % 13
Medya                     % 14
Sosyal alanda           % 17 ihlal yaşandığı gözlendi.

YAYIMLANAN ÜÇÜNCÜ HAK İHLALLERİ RAPORU – 2009

Sağlık kuruluşlarında    % 33
İş Yerinde                  % 24
Kamu                        % 9
Medya                       % 15
Sosyal alanda             % 19 hak ihlalleri yaşandığı belirlendi.


İçeriği Paylaşın