HIV/AIDS Hakkında Bilinmesi Gerekenler
HIV/AIDS Hakkında Bilinmesi Gerekenler
Bizi Takip Et
HIV Enfeksiyonu Derneği (HIVEND) İkinci Başkanı Doç. Dr. Hayat Kumbasar Karaosmanoğlu ve HIV Enfeksiyon Derneği Genel Sekreteri Doç. Dr. Özlem Altuntaş Aydın HIV\AIDS hastalığına dair merak edilenleri Sağlığım İçin Her Şey’e anlattı.
HIV\AIDS NEDİR?
Dr. Özlem Altuntaş Aydın: Human Immunodeficiency Virus kelimelerinin baş harfleri ile bir kısaltma olan HIV’i İnsan immün yetmezlik virüsü olarak tanımlayabiliriz. Virüsün kendisinin, hastalığın etkeninin adıdır. Bu etkenin oluşturduğu hastalığın ilerlemiş evresi de AIDS olarak tanımlanmaktadır. İnsanda gelişen bağışıklık yetmezlik sendromu ya da edinsel immün yetmezlik sendromu diyebiliriz. Kısacası virüsün adı HIV oluşturduğu hastalığın son evresi de AIDS olarak tanımlanmaktadır.
HIV ENFEKSİYONU TAŞIYAN KİŞİ MUTLAKA AIDS Mİ OLUR?
Dr. Aydın: Eğer müdahale edilmezse ve tedavi sağlanmazsa hastalık AIDS evresine kadar ilerler; ancak etkin tedaviler ile artık bu durumu daha nadir görmeye başladık.
HIV\AIDS’İN GÖRÜLME SIKLIĞI NEDİR?
Dr. Hayat Kumbasar Karaosmanoğlu: Dünyada bugün yaşayan HIV enfekte hasta sayısı 37,5 milyondur. Dünya geneline baktığımızda aslında HIV enfekte hasta sayısı azalmaktadır; ama özellikle Asya, Doğu Avrupa ve Türkiye’de bazı bölgelerde artmaya devam etmektedir. Ülkemizde ise toplam bildirilmiş olan HIV enfekte sayısı şu an 16 bindir. Son 5-6 yıldır da 4 kat artış olduğu bilinmektedir.
HIV\AIDS ORANLARI NEDEN ARTIYOR?
Dr. Karaosmanoğlu: Bu konuda net bir şeyler söylemek maalesef imkansız; ancak tahminler yapılabilir. Son zamanlarda oldukça göç aldık. Belki sebeplerden birisi bu olabilir. Son yıllarda yine klinik deneyimlerimize dayanarak söyleyebiliriz ki; genç grup eş cinsel erkeklerde bir artış var. Bu da bir etken olabilir. Halk açısından farkındalık her ne kadar az olsa da, ülkemizde en azından sağlıkçılar öneminin farkında diyebiliriz ve neredeyse hastaneye bir şekilde başvuran herkese test yapılmaya başlandı. Rakamlar da gösteriyor ki; son yıllarda HIV testi sayılarında ciddi bir artış var. Bu tanı konma süreçlerinin hızlanması da artışa etki etmiş olabilir.
HIV/AIDS nasıl bulaşır ya da nasıl bulaşmaz?
Dr. Aydın: HIV\AIDS için bilinen 3 ana bulaşma yolu var. Bunlar; kan yolu, cinsel temas ve HIV enfekte anneden bebeğe geçiştir. Kan yolundan ya da damar içi ilaç kullanımı bulaşma artık ülkemizde görülen bir bulaş yolu değildir. Çünkü artık bağışçılarının uygun taranmaları kontrollü bir şekilde yapılmaktadır. Cinsel temas ülkemizde en sık görülen bulaşma yoludur. Özellikle heteroseksüel temas, eş cinsel erkeklerin teması bunlar riskli bulaş yollarıdır. Son olarak da HIV enfekte anneden bebeğe bulaşma yaşanabilir. Enfekte anne eğer doğru bir şekilde tedavi edilmez ve uygun koşullarda gebeliği takip edilmezse bebek doğduktan sonra uygun tedavi alamazsa bebeğe bulaşma olabilir. Bir de sosyal koşulda bulaşacağı zannedilen yanlışlıklar var. Bu virüs sosyal ortamda kolay bulaşan bir virüs değildir. Zaten dış ortama çok dayanıklı değildir. Ortalama yarım saat içinde virüs dış ortamda ölür. Sosyal ortamlarda sarılmakla, öpüşmekle, tokalaşmakla, aynı yatağa yatmakla, aynı havluyu, banyoyu, tuvaleti kullanmakla, ortak telefon kullanımıyla bulaşma yaşanmamaktadır.
Virüs; sperm, vajinal sıvı ya da tükürükle bulaşabilir mi?
Dr. Aydın: Eğer kişi enfekte ise virüs semen ya da vajinal sıvısında vardır. Cinsel temas ile bu şekilde bulaşmaktadır. Ancak tükürükte teorik olarak vardır; ama bulaştırıcılık özelliği yoktur. Sadece tükürük içinde kan varsa o zaman bulaştırıcı olarak kabul edilmektedir. Eğer tükürüğe kan bulaşmamış ise bulaştırıcı olarak görülmez.
Riskli temas yaşamış bir kişiye virüsün bulaşıp bulaşmadığı hemen bir test ile anlaşılır mı?
Dr. Karaosmanoğlu: Riskli temas yaşamış olan kişiler hemen ertesi gün test yaptırsa enfekte çıkmayabilir; ama daha öncesinde var olup olmadığını anlamak için ilk başvuruda da mutlaka testleri istenmektedir. Son yıllarda yeni testlerle aslında daha erken dönemde sonuç alabiliyoruz. Genellikle riskli temastan sonra 1 ay sonra yine hastayı çağırıyoruz. Daha sonra 3 ve 6.aylarda da son kontrolleri yapıp sonuçlara göre kesin olarak negatif olduğuna karar verebiliyoruz.
HIV taşıyıcısı erken tanı ve tedavi alırsa AIDS evresine dönüşmez mi?
Dr. Aydın: Virüsü edindikten sonra kişi eğer uygun bir şekilde tedavi alırsa, AIDS evresine ulaşması son derece zordur ve ortalama yaşamının da yine HIV enfekte olmayan bireylere yaklaşık seviyelerde olduğunu çalışmalar göstermektedir. Bu anlamda erken tanı ve doğru bir tedavi planlaması önemlidir.
AIDS testi yaptırmak isteyen kişilerin bilgi gizliliği sağlanıyor mu?
Dr. Karaosmanoğlu: test yaptıran bireylerin kimlikleri asla deşifre edilmez. Eğer kişi hasta enfekte çıkarda bunu bildirmek zorundayız. Ama bu bildirimler bile bir kodlama sistemi ile kişinin bilgi gizliliği sağlanarak yapılır.
Test yaptırmak isteyen kişi nereye başvurmalı?
Dr. Aydın: Şüpheli bir temastan sonra genellikle test yaptırılmak istenir. Şu anda Türkiye’de bütün devlet hastanelerinde bu test SGK kapsamında ücretsiz yaptırılabilir. Anti HIV testi ya da halk arasında ELİSA olarak bilinen bir ismi vardır. Hastaneye başvurulduğu zaman ve hekiminin yönlendirmesine göre belli aralıklarla testin tekrarlanması gerekir. Çünkü erken dönemde bakılan test negatif sonuç verebilir. Hekimin yönlendirdiği şekilde doğru zamanlarda testin tekrarlanması gerekir. Bu açıdan zamanlama da önemlidir.
HIV testi ne kadar sürede sonuçlanıyor?
Dr. Karaosmanoğlu: İlk test çok hızlı sonuç veriyor; fakat bu ilk testle kesin olarak hastaya pozitif ya da negatif denilemez. Bu bir ara sonuçtur. İleride doğrulama testi gerekecektir. Doğrulama testinin sonuçlanması da çoğunlukla 2 haftadan önce olmamaktadır. Bu süreç heyecanla sonucu bekleyen hasta için biraz travmatik bir süreç olabilir. Yakın dönemde bu süreci daha hızlandırmak adına yeni çalışmalar olacağını umut ediyoruz.
Doğrulama testi pozitif olan kişiyi nasıl bir süreç bekliyor?
Dr. Aydın: Öncelikle hastanın daha önce sahip olduğu herhangi bir hastalık var mı görüşülmektedir. Daha sonra hastaya genel vücut taraması olarak tanımlanabilen bazı testler yapılır. HIV enfeksiyonuna özgü testler de istenmektedir. Hastayı genel olarak değerlendirdikten sonra beraberinde başka bir enfeksiyonu, hastalığı var mı değerlendirip, uygun tedavi başlanmaktadır.
HIV enfeksiyonu vücuda girdiğinde belirti verir mi?
Dr. Karaosmanoğlu: Bulaştıktan sonra ilk birkaç ay içinde hastaların yalnızca bir kısmında birtakım grip benzeri şikayetler olabilir. Ama pek çok kişide de hiçbir şikayet olmadan yaklaşık 10 yıl kadar belirtisiz seyredebilir. Yani testleri yaptırmamışsa 10 yıl süreyle bu virüsü taşıyabilir ve bulaştırabilir.10 yıl kadar sonra belirtiler ortaya çıkmaya başlayabilir.
HIV enfeksiyonu olan kişiler iş hayatlarına devam edebilir mi ya da evlenip, çocuk sahibi olabilir mi?
Dr. Aydın: Sosyal koşullarda bulaşan bir virüs değildir. Bunun için kişi iş yaşamına devam edebilir. Bunda hiçbir sakınca yoktur. Evlilik öncesinde yapılan testler bir tanesi de Anti HIV testidir. Bu testlerin yapılma amacı kişinin evleneceği partnerinin hastalık hakkında bilgilendirilmesi içindir. Eğer bir kişide HIV pozitif çıkarsa evlenmeden önce evleneceği kişiye hastalığın bulaşma yollarını, hangi koşullarda çocuk sahibi olunabileceğini anlatmak için bir fırsattır. Pozitif çıkmışsa isterlerse tabi ki evlenilebilirler. Evlenme açısında da bir engel yoktur. Eğer anne adayı HIV enfekteyse, gebelik süresince takip edilmeli ve tedavisi yapılmalıdır. Uygun koşullarda doğum yapılabilirse ve doğduktan sonra bebeğe belirli bir süre tedavi verilirse sağlıklı olarak hayatlarına devam edebilirler.
HIV Enfeksiyonu Derneği’nizden bahseder misiniz?
Dr. Karaosmanoğlu: Derneğimiz aslında bir hekim derneğidir. Öncelikle bir çalışma grubu olarak yola çıktık ve ardından derneğe dönüştük. Halktan bilgi almak isteyen kişileri daha çok sivil toplum örgütlerine yönlendiriyoruz. Bilgi almak için www.hivist.org web sitemizi ziyaret edebilirler.
İçeriği Paylaşın