Horlama ve Uyku Apnesi

Horlama ve Uyku Apnesi

Horlama ve Uyku Apnesi

Bizi Takip Et


Horlama uyku sırasında nefes alıp verirken, havanın burun ve gırtlak arasında geçmesi sırasında, küçük dil ve yumuşak damakla birlikte boğaz ve çevresindeki yumuşak dokuların titreşimi ile ortaya çıkan anormal ve gürültülü ses. Acıbadem Bursa Hastanesi Kulak Burun Boğaz Uzmanı Prof. Dr. Levent Erişen, halk arasında pek önemsenmeyen, çaresiz sorun olarak adlandırılan horlamanın altında aslında ciddi sorunları barındırabileceğini belirtti. Prof. Dr. Levent Erişen horlamayla ilgili bilgi verdi.

Horlama hastalık mıdır?
Horlamanın hastalık olarak görülebilmesi için bazı ayrımlar olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Erişen “ Horlama hastalık mıdır diye sorarsak, bu sorunun cevabı hem evet, hem hayırdır. Aslında çoğumuz, en azından normal erişkinlerin yaklaşık yarısı ara sıra horlar. Bu oran yaş ve kilo ile birlikte erkeklerde daha fazla artar. Özellikle çok yorgun olduğumuzda, alkolü fazla kaçırdığımızda, uyku ilacı, kas gevşetici ve alerji ilaçları gibi derin uykuya neden olan ilaçlar aldığımızda hepimiz horlayabiliriz. Bu tür horlamalar hastalık olarak kabul edilmemelidir. Yine sadece sırt üstü yattığımızda, yani pozisyonla ara sıra ortaya çıkan horlamalar da bu gruba girmektedir” dedi.

Hastalık olduğu durumlar
Prof. Dr. Erişen horlamanın hastalık olarak kabul edilmesiyle ilgili şunları belirtti:  “Yukarıda belirtilen nedenlerden bağımsız olarak, her gece ve her türlü konumda ortaya çıkan ve özellikle kişinin eşi tarafından “rahatsız edici” olarak tanımlanan horlamalar anormal, yani hastalık olarak kabul edilmelidir. Tıpta bu tür horlamalar “basit horlama hastalığı” olarak adlandırılır.

Uykuda nefes kesilmesi
Prof. Dr. Erişen şöyle devam etti  Ön planda devamlı horlama ile karşımıza çıkan bir diğer hastalık ise “uyku apnesi, yani uykuda nefes kesilmesi hastalığı”dır. Bu basit horlamadan tamamen farklı ve son derece ciddi bir hastalıktır. Bu hastalıkta da temel sorun horlama olmasına rağmen, diğer belirgin yakınmalar hastanın yatak arkadaşı tarafından saptanan uyku sırasında nefes kesilmeleri, uykudan yorgun uyanma ve gün içi yoğun uyuklamadır.”

Uykuda nefes kesilmesinin belirtileri
Uykuda Nefes Kesilmesinin belirtilerini Prof. Dr. Erişen şöyle sıraladı:
– Çok yüksek sesle horluyor ve yatak arkadaşınızı, ailenizi ve ev halkını rahatsız ediyor musunuz?
– Uyku sırasında sık sık nefes kesilmeleriniz oluyor mu? Bunu özellikle yatak arkadaşınız fark ediyor mu?
– Gece yarısı sık sık, boğulacakmış gibi uykudan uyanıyor musunuz?
– Sabahları uykudan baş ağrısı ve/veya yorgun kalkıyor musunuz?
– Gün boyu uyuklama haliniz var mı?
Sorularından birkaçına yanıtınız evet ise “Uyku Apnesi” hastası olabilirsiniz.

Uykuda nefes kesilmesinin neden ciddiye alınması gereken bir hastalık olduğu konusunda ise Prof. Dr. Erişen şunları söyledi:
“Uykuda nefes kesilmesi demek, o süre için vücudun oksijensiz kalması, kalbin daha zor kan pompalaması ve buna bağlı olarak birçok anormal reaksiyonların gelişmesi demektir. Bu anormal reaksiyonlar her gece birkaç kez olmak üzere aylarca, yıllarca devam ettikçe, zaman içinde yüksek tansiyona, kalp spazmına, kalp büyümesine ve diğer ciddi kalp-damar-akciğer hastalıklarına neden olabilir. Ayrıca uykuda nefes kesilmesi ile devamlı mücadele içinde olan hastanın uyku kalitesi bozulur ve hastalar uykularından dinlenmiş olarak değil, dayak yemiş gibi yorgun kalkarlar. Bunun uzantısı olarak bu kişiler gün içinde yoğun uyuklama ataklarına yakalanırlar ve her fırsatta kısa kestirmeler yaparlar. Bu, özellikle uzun yol sürücüleri ve güvenlik görevlileri gibi görev boyunca devamlı aşırı dikkat isteyen bazı mesleklerde çok önem kazanır. İşte bu nedenlerden dolayı uykuda nefes kesilmesi  son derece ciddi bir hastalıktır ve mutlaka tedavi edilmelidir.”

Prof. Dr. Erişen, horlamanın tek başına, uykuda nefes kesilmesine neden olmadan da, kişinin sosyal çevresinde alay konusu olması, başkalarının gece uykusunu bozması ve eşler arasında sorunlara neden olması ile sosyal olarak da ciddi bir hastalık olduğunun altını çizerek tedavi edilmesi gerektiğini ifade etti.

Acıbadem Kozyatağı Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Ceyda Erel Kırışoğlu da çocuklarda görülen horlama ve uykuda nefes kesilmesine değinerek 2-6 yaş arasında , bademciklerin en büyük olduğu dönemde, horlamanın ve uyku  apnesinin görülme sıklığının arttığını belirtti. Dr. Erel, “Uyku bozuklukları, çocukların gerek fiziksel gerekse zihinsel gelişimi için çok önemli olan bu dönemde, büyüme ve gelişme geriliği, öğrenme güçlüğü, okul başarısızlığı, dikkat eksikliği, hiperaktivite, huzursuzluk, gece idrar kaçırma gibi ciddi sorunlara neden olmaktadır” dedi.

Horlama ve uykuda nefes kesilmesinin tedavisi
Toplumdaki yanlış inanışın aksine, bu hastalıkların tedavisinin mümkün olduğunu ifade eden Prof. Dr. Erişen, horlama ve uyku apnesi hastalarının diğer tedavi seçenekleri ile birlikte mutlaka yaşam tarzlarını değiştirecek düzenlemelere ihtiyaçları olduğunu belirtti. Prof. Dr. Erişen, bunların başında aşırı kilolardan kaçınma, mümkün olduğunca pasif durağan bir yaşam tarzı yerine aktif-sportif bir tarzı benimseme, sigara, alkol ve uyku ilacı gibi bazı ilaçlardan sakınma, uyku pozisyonunu düzenleyecek önlemleri alma ve birlikte var olan diğer hastalıkları tedavi ettirmenin geldiğini söyledi.

Uykuda nefes kesilmesi, horlama, sabah yorgun uyanma ve gündüz aşırı uyku hali yakınması olan hastalara polisomnogrrfi adı verilen uyku çalışması yapıldığını ifade eden Dr. Ceyda Erel Kırışoğlu, “Uyku çalışması sırasında beyin dalgaları, göz hareketleri, çene ve bacak kasları, kalp ritmi, oksijen düzeyi, ağız ve burun solunumu değerlendirilir. Uyku teknisyeni gözetiminde sabaha kadar uyku kaydı yapılır. Yapılan değerlendirme sonucu uyku kalitesi, uykuyu bölen faktörler, tanı ve hastalığın şiddeti belirlenir. Tedavide CPAP veya BIPAP adı verilen hava kompresörleri de sıklıkla kullanılmaktadır. Bu cihazların basınç ayarları da uyku laboratuvarında gözetimli olarak yapılmaktadır. Bu sayede horlama, nefes kesintileri ortadan kaldırılmış olur. Özel durumlarda ise ev tipi uyku çalışmaları uygulanmaktadır” dedi.

Prof. Dr. Erişen ise uykuda nefes kesilmesi hastalığının tedavisinin tıbben zorunlu olduğunun altını çizerek, bazen birçok cerrahi işlemin aynı anda veya aşamalı olarak farklı zamanlarda uygulanması gerektiği gibi, uyurken maske takılması ve ağız içine bazı protezlerin yerleştirilmesi gibi cerrahi dışı yöntemlerin de uygulanabildiğini ifade etti.

Basit horlamanın tedavisi hakkında da bilgi veren Prof. Dr. Erişen, basit horlamanın tedavisinin isteğe bağlı olduğunu ifade etti. Prof. Dr. Erişen şöyle konuştu:
“Hasta, çözüm arıyorsa, çözüm mevcuttur ve tedavi genellikle cerrahidir. Çoğu zaman burun, yumuşak damak, küçük dil veya bademcik yöresine yapılacak tek bir ameliyat ile başarılı sonuç almak mümkündür. Özellikle son dönemde geliştirilen ve “PILLAR” olarak adlandırılan basit bir yöntemle, anatomisi uygun hastalar için horlamanın tedavisi daha da kolaylaşmıştır. Bu yöntemde, hastaya ayaktan (hastaneye yatış gerekmeksizin) lokal anesteziyle yumuşak damak içine 3 adet şerit yerleştirilmekte ve böylece bu dokuların gerginliği artırılmaktadır. Yine “RADYOFREKANS” olarak adlandırılan bir enerji türü de bu amaçla sıklıkla kullanılmaktadır.”

Kaynak: Acıbadem Hastanesi web sitesi
(www.acibadem.com.tr)


İçeriği Paylaşın