Memorial Şişli Hastanesi İnme Rehabilitasyon ve Araştırma Ünitesi Başkanı Doç. Dr. Yakup Krespi, Atv Avrupa ekranlarında yayımlanmakta olan “Esra Kazancıbaşı ile Sağlığım İçin Herşey” programına katıldı.
İnme nedir? İnmenin belirtileri nelerdir? Diyabet, yüksek tansiyonun inme riskini artırır mı? İnmede tedavi seçenekleri nelerdir? Trombektomi (tıkalı damarın girişimsel yöntemlerle anjiyografik yolla açılması) işlemi nasıl yapılıyor? Akut inme tedavisinde kullanılan anjiyografik stentlerin tipleri var mı? Stent tedavisinin uygulanabilmesi için akut inmenin geliştiği tarihten itibaren belli bir zaman sınırı var mı? Stent tedavisini kimler uygulayabiliyor? Trombektomi tedavisi sırasında hangi anestezi yöntemini kullanıyorsunuz? İnme açısından kimler risk grubuna giriyor? Toplumumuz inme hastalığını tanıyor mu?
Doç. Dr. Yakup Krespi, Esra Kazancıbaşı’nın sorularını yanıtladı.
. İnme hastalığı nedir?
“İnme, kalp damar hastalıkları içerisinde en önemli hastalıklardan bir tanesidir. Kalp krizi, genç yaşta ortaya çıkan ciddi bir rahatsızlıktır ama yaşımız ilerledikçe bizi bekleyen en önemli kalp damar hastalığı, inme yani beyin damarlarının rahatsızlanmasıdır. En sık gördüğümüz durum beyin damarlarının aniden pıhtıyla tıkanmasıdır. Bu hipertansiyona bağlı olarak ortaya çıkabilir.
Toplumda çok sık rastlanan çok önemli bir halk sağlığı sorunudur. Eskiden bu hastalığının tedavisi yoktu. 1995 yılından itibaren bu hastalığın tedavileri artık yavaş yavaş ortaya çıkmaya başladı. Eğer bir hasta bu modern tedavilerden faydalanmazsa maalesef yatalak, konuşamayan ve hayatının sonuna kadar başkalarına bağımlı bir hasta olacaktır.
Oysa günümüzdeki tedaviler ile hastanın iyileşmesi mümkün. İlk önce inme ünitelerinin tedavide yararlı olduğunu gördük. Sonra toplardamar yoluyla yapılan pıhtı eritici ilaçların inmenin kaderini değiştirdiğini gördük. Son bir aydır ardı ardına yayınlanan birçok bilimsel çalışmanın sonucunda şunu gördük; aynen kalp krizinde olduğu gibi damar yoluyla endüvasküler yani anjiyografik yolla pıhtıyı damarın dışına çıkartabilirsek hasta, inme geçirse bile yeniden eski yaşantısına geri dönebiliyor.”
“İNMENİN EN ÖNEMLİ BELİRTİSİ VÜCUDUN BİR TARAFININ ANİDEN TUTMAMASI”
. İnmenin belirtileri nelerdir?
“ İnmenin belirtileri aniden ortaya çıkar. En sık gördüğümüz durum vücudun bir tarafının aniden tutmamasıdır. Hareket kaybı bizim felç olarak nitelendirdiğimiz olay; sağ veya solda, kol ya da bacakta, yüzün bir tarafında ortaya çıkar. Bununla birlikte konuşma bozukluğu, kendini ifade edememe veya anlama bozukluğu en sık görülen belirtileridir. Bunun yanında çift görme, baş dönmesi, dengesizlik, bulantı, kusma olur.
Birden bire bir felcin ortaya çıkması, inmeyle karşı karşıya olduğumuzu gösterir. Bu belirtiler tek tekte ortaya çıkabileceği gibi birkaçı birlikte de kendini gösterebilir.”
. İnme tadavisinin tarihsel gelişimi ve bugün gelinen noktadaki yenilikler nelerdir?
“ 1999’dan bu yana inmeyi toplardamar yoluyla ilk dört buçuk saatte hastaya verdiğimiz bir pıhtı eritici ilaç ile tedavi ediyorduk. Bu tedavi çoğunlukla orta derecede veya hafif inme belirtileri olan hastalara faydalı oluyordu.
Çok ağır bir konuşma bozukluğu, felç, görme bozukluğu gibi birçok belirtinin bir arada olduğu ağır inmeli hastalarda ise bu ilaç tedavisinin çok fazla yararını görmüyorduk. Buradaki meselenin ana bir damarın tıkanması olduğunu uzun zamandır biliyorduk. Bu damarın açılması gerektiğini de biliyorduk.
Günümüzde yayınlanmış ve sonuçları bildirilmiş üç çalışma bize şunu gösterdi:
İnme sonrasındaki ilk dört buçuk saat içinde eğer hastaya ilaç tedavisi ile birlikte kasık yoluyla anjiyografik inceleme yaparak tıkalı büyük damarı görüp o damarı açabiliyorsak, hastanın inme belirtilerini kısa ve orta vadede ortadan kaldırabilmek veya çok geriletebilmek mümkündür.”
“KALP ANİJİYOSU GİBİ KASIKTAN GİRİLEREK YAPILIYOR”
. Anjiyoyu kalp anjiyosu yapar gibi kasıktan girerek mi yapıyorsunuz, hangi damarı inceliyorsunuz?
“Aynen kalp krizinde olduğu gibi kasıktan giriyoruz ama kalbe uğramıyoruz. Kalbin ana damarı olan aort damarının yukarıya doğru beyini besleyen 4 ayrı dalı var. Bu damarların hangisinin hasta olduğunu düşünüyorsak (hastanın belirtileri bize hangi damarın muhtemelen tıkalı olacağını konusunda bilgi veriyor) işlemi ona göre yapıyoruz.
Hastayı anjiyografiye almadan bilgisayarlı tomografi yapıyoruz. Hem beynin dokusunu hem de beynin damarını görüyoruz. Tıkalı damara direkt gidip anjiyografiyle teşhisi teyit ettikten sonra o damarın açılması işlemini yapıyoruz.”
. Trombektomi (tıkalı damarın girişimsel yöntemlerle anjiyografik yolla açılması) işlemi nasıl yapılıyor?
“ Trombektomi, pıhtıyı dışarı çekmek demek. Pıhtıyı iki ana yöntemle dışarı çekebilirsiniz. Bir tanesi, pıhtıyı bulunduğu damardan emerek yani aspirasyon dediğimiz yöntemle dışarı alabilme şansımız var.
Diğer yöntemi ise pıhtının içine bir stent yerleştirerek gerçekleştiriyoruz. Stenti pıhtının içinde açtığımızda stent, pıhtının içine gömülüyor; pıhtıyla stent bir oluyor. Stenti geriye çektiğimizde ve stenti vücut dışına aldığınızda pıhtıyı da beraberinde vücut dışına almış oluyoruz.
Aslında bu anjiyografik tedaviler uzun zamandır yapılıyordu ama tedavideki asıl başarı, bu stentlerin icadıyla birlikte, tıkalı damarı çok yüksek oranda açabilir beceriye ulaşılması olaçabilme imkanı doğdu.”
. Akut inme tedavisinde kullanılan anjiyografik stentlerin tipleri var mı?
“İnme tedavisinde kullanılan anjiyografik stentlerin tek bir tipi var şu anda. Bu stentin en önemli özelliği, geriye çekilebilir bir stent olmasıdır. Kalp damarına veya şah damarına koyduğumuz stentler genellikle damar açıldıktan sonra orada kalırlar çünkü hedefleri, dar olan bir damarı genişletip tekrardan daralmasını engellemektir.
Oysa inme tedavisinde kullanılan anjiyografik stentler küçük bir mikro kateter içerisinde bulunuyor ve bu stent, pıhtının içine yerleştirdiğimizde açılıyor ve kateter içindeki stenti pıhtıyla birlikte dışarı çekiyoruz. Yani geriye alıyoruz, içerde bırakmıyoruz.”
“İNME TEDAVİSİ İÇİN İLK DÖRT BUÇUK SAAT ÇOK ÖNEMLİ”
. Stent tedavisinin uygulanabilmesi için akut inmenin geliştiği tarihten itibaren belli bir zaman sınırı var mı?
“Tedavinin ilk dört buçuk saat içinde ilaç tedavisiyle birlikte yapılması yararlı oluyor.
Bu dört bucuk saat içerisinde anjiyografik tedaviye başlıyor olmamız gerekiyor ki bu tedavi aşağı yukarı 2 saat kadarda sürüyor. Yaklaşık ilk 6 saat içerisinde tedavinin yararlı olduğunu görüyoruz.”
. Stent tedavisini kimler uygulayabiliyor?
“ Ülkeden ülkeye değişiyor ama Avrupa’da genel olarak bu tedaviyi radyoloji kökenli nöroradyologlar yapıyor. Ülkemizde hem nöroradyologlar hem de nörologlar yapıyor. Şu anda ülkemizi temel alırsak bu tevdilerin en yoğun yapıldığı merkezler nöroloji merkezleri ve bu merkezdeki nörologlar tarafından yapılıyor.”
. Bu işlemin ne tür riskleri var?
“Cerrahi bir yöntem bu; damarın içine giriyorsunuz ve damar bir araç yerleştiriyorsunuz. Damara zarar verme riski var. Damarın delinmesi, damarın duvarının yırtılması gibi önemli riskler taşıyan bir girişim ama bütün bu riskleri, bu komplikasyonları bir tarafa koyarsak sonuçta yararlı bir işlem olduğunu biliyoruz.”
. Trombektomi tedavisi sırasında hangi anestezi yöntemini kullanıyorsunuz?
“ İnmeli hastada anesteziye başvurmamaya çalışıyoruz çünkü işlemi yaparken hastayla iletişimimizi sürdürmeyi istiyoruz. İşlem sırasında hastaya bir takım komutlar vererek felcin gerileyip gerilemediğini veya yeni bir takım bulguların ortaya çıkıp çıkmadığını anlamak istiyoruz. Bu nedenle eğer iletişim kurabildiğimiz bir hastaysa normal işleme giriyoruz. Hasta biraz huzursuz, endişeli ve komutlarımıza uymayan bir hasta ise bilinçli sedasyon dediğimiz hafif bir anestezi ile uyutuyoruz. Bazen hasta o kadar ağır oluyor ki o zaman genel anesteziyle uyutuyoruz.”
. Toplumumuz inmeyi yeterince tanıyor mu?
“ Toplumumuz inmeyi çok iyi tanıyor ancak inmeyi kader olan bir hastalık gibi tanıyor. Yalnız toplumumuz değil bütün Batı ve Doğu toplumları da öyle tanıdı. Buradaki bilgi eksikliği, bu hastalığın tedavinsinin olduğunun bilinmemesidir.
Oysa damar yoluyla yapılan ilaç tedavisi çok kolay yapılan bir tedavidir ve çok yaygın olarak yapılır ülkemizde. Bilgisayarlı tomografi sonrasında yapacağınız tek şey toplardamar yoluyla bir ilaç tedavisi yapmaktır.
Ama anjiyografi tedavi dediğinizde bu daha zor bir tedavidir. Acilden anjiyografi laboratuarına kadar olan dönemi iyi yöneteceksiniz. Anjiyo bir ekip işi; bu ekip her an hazır olacak, 24 saat nöbette olan bir ekip olacak. Dolayısıyla inmenin tedavisi gittikçe zorlaşıyor ama etkinliği gittikçe artıyor. İnme artık kalıcı bir hasar bırakan hastalık konumunda değil ama toplumumuz bu hastalığın tedavilerinin farkında değil.”
. İnme açısından kimler risk grubuna giriyor?
“Genç yaştan itibaren gördüğümüz bir hastalık ama yaş en önemli risk faktörüdür. Kadınlar doğal olarak en yüksek riskli cinsiyet ama en önemli şey damarsal risk faktörleridir.
Yüksek tansiyon, sigara kullanımı, kolesterol yüksekliği, şeker hastalığı, obezite ve egzersiz yapmamak risk faktörleridir. Bu faktörlerden bir veya fazlasına sahip olanların özellikle 60 yaşından sonra ciddi bir risk altında olduğunu bilmemiz gerekiyor.
Bu dönemde check-up yaptırmanın büyük bir faydası var. Bu riskleri tespit edip tedavi etmek gerekiyor. Ayrıca kalp hastalıkları olanlar, özellikle kalp ritim bozuklukları olanlar veya önceden kalp krizi geçirmiş olanlar, kalp yetmezliği olanlar, beyni besleyen damarlarda darlık tanısı konmuş olanlar çok yüksek inme geçirme riski taşıyorlar. Bu kişiler en azından risk faktörlerini iyi kontrol etmesi, önerilen ilaçları bırakmamaları bir de bu tedavilerin nerelerde nasıl yapıldığı konusunda bilinçlenmesi gerekiyor.”