İnternette Doktor ve Hastane Ararken…


Bizi Takip Et


Esra Kazançıbaşı İle Sağlık

“İnternette yayınlanan sağlıkla ilgili yazıların çoğuna ve bitkisel ilaçlara inanmayın!”

Bodrum’da düzenlenen 9’uncu Anadolu Romatoloji Günleri’nde uzmanlar hastalara ve hasta yakınlarına bu uyarıda bulunmuş.

Uyarı romotaloglardan gelince, hemen ‘romatizma tedavisi’ yazarak arama motorlarında bir gezintiye çıktım. Karşıma çıkan web sitelerinin neredeyse yarısında hekim olmayan kişiler tarafından romatizmal hastalıklara çeşitli bitkisel reçeteler sunuluyordu. Yani yıllarını tıbba adayan hekimler yerine şifacılar bitkisel çayların, karışımların her türlü romatizmaya iyi geldiğini iddia ediyorlardı.

DOKTORUN REÇETESİ YERİNE, ŞİFACININ OTUNU KULLANANLAR…

Doktorunun reçete ettiği ilaçları değil de, şifacısının önerdiği bitkisel karışımları kullanan romatoid artrit, ankilozan spondilit gibi romatizmal hastalığa sahip kişilerde tedavilerini ihmal etmeleri nedeniyle organ ve eklem hasarlarının gelişme riski çok yüksek. İçinde ne olduğu bilinmeyen ya da fazla miktarda tüketilen bitkisel kürlerin başta böbrek, karaciğer gibi organlarda yetmezliğe yol açabilme tehlikesi de unutulmamalı.

Kalpten kansere, epilepsiden baş ağrısına ve cinsel sorunlara kadar pek çok hastalıkta internetten hastalığıyla ve tedavisiyle ilgili bilgi almak isteyenleri işte böylesine riskler bekliyor.

İNTERNETTE DOĞRU SAĞLIK BİLGİLERİNE NASIL ULAŞIRSINIZ?

Akıllı bir hasta, elbette doktorunu, hastanesini seçerken internette araştırma yapmalı. Ancak bunu yaparken dikkat edilmesi gereken bazı önemli noktalar var. Bunların başında da bitkisel karışımlarla sözde tedavi uygulayan umut tacirlerinden uzak durulması geliyor. Eğer sanal dünyayı bilinçli kullanırsanız, bu açıkgözlerden kendinizi koruyarak koşullarınıza en uygun iyi doktora, doğru tedaviye kolaylıkla erişebilirsiniz.

Peki şifa sömürüsü yapan bu siteleri ciddi, güvenilir

bilgilerle dolu sağlık portallarından, uzmanlık derneklerinin web sitelerinden nasıl ayırt edeceksiniz? Aslında bu sanıldığı kadar zor değil.

Sağlık Adası Yayınları’ından çıkan “Akıllı Hastanın Sağlık Rehberi” isimli kitabımda yer alan bu konudaki bazı önerilerimi sizlerle paylaşmak istiyorum:

HER PROFESÖRÜ TIP DOKTORU SANMAYIN!

Sanal dünyada bir uzman doktor ararken karşınıza çıkan

web sitelerinin önce isimlerine ve içeriklerine bakın. Şifa sömürüsü yapan umut tacirleri yıllarını tıbba adayan hekimlerden önce davranıp arama motorlarında ilk sayfada ve en üst sırada çıkma ihtimali olan web sitesi isimlerinin çoğunu almışlardır. Kanser, diyabet, hepatit gibi hastalıkların isimleriyle anılan web sitelerinin bazılarının sahibi bitkilerle sözde tedavi uygulayan kişilerdir. Bu nedenle web sitesinin ismine kanmayın. Kısa bir ziyaretle içeriğine göz atın.

. Sahibi, editörü gibi bilgilerini saklı tutan, künyesi bulunmayan web sitelerinden kesinlikle uzak durun.

. Kişisel web sitelerinde adının önünde “profesör” yazan kişilerin gerçekten tıp fakültesi mezunu olup olmadıklarını araştırın.

SAĞLIKTA UZMANLIK DERNEKLERİ EN ÖNEMLİ KAYNAK!

. Kendiniz ya da bir rahatsızlığı olan hastanız için doktor arıyorsanız öncelikle sağlıkta uzmanlık derneklerinin web sitelerini kaynak alabilirsiniz. Çoğu uzmanlık derneğinin web sitesinde üye hekimlerin ve konuyla ilgili merkezlerin illere göre listeleri de yer almaktadır. Kaldı ki, uzmanlık derneklerinin web siteleri derneğin isimleriyle anılır. Bu nedenle internetteki sağlıkla ilgili bilgi kirliliğinde hemen göze çarpar, hastalar için potansiyel bir tehlike oluşturan diğer portallardan kolaylıkla ayrılırlar.

. Bulunduğunuz şehirdeki üniversite ve devlet has- tanelerinin web sitelerinde de aradığınız uzmanlık dalında hekim bulunup bulunmadığı konusunda sörf yapabilirsiniz.

. Özel hastanelerin web sitelerine de bakabilirsiniz. Günümüzde bilhassa büyük özel hastaneler, üniversiteya da devlet hastanelerinde çalışan deneyimli, uzman hekimleri kadrolarına kattılar. Çoğu özel hastanenin web sitesinde hekimlerin eğitimleri, uzmanlıkları ve mesleki deneyimlerinden üye oldukları derneklere kadar ayrıntılı bilgiler yer almaktadır.

Esra Kazancıbaşı Öztekin

Not: Bu yazı 21 Mayıs 2016 tarihinde Yenibirlik Gazetesinde yayımlandı.


İçeriği Paylaşın