İşitme Kayıplılar İçin Fırsat Çağrısı
İşitme Engelliler ve Aileleri Derneği Onursal Genel Sekreteri Sevim Sevgi Yüksel, işitme kayıplıların dikkat ve gözlem yeteneklerinin, denetleme ve el becerilerinin yüksek olduğunu belirterek, “Onlara fırsat sunmalı, sessizliğe kulak vermeliyiz. Uygun pozisyonlardaki işlerde gayet başarılı performanslar gösteriyorlar” dedi.
Bizi Takip Et
İşitme Engelliler ve Aileleri Derneği Onursal Genel Sekreteri Sevim Sevgi Yüksel, işitme kaybının erken tespiti ile işitme kayıplıların geleceklerinin değiştirilebileceğini söyledi. işitme kayıplıların dikkat ve gözlem yeteneklerinin, denetleme ve el becerilerinin yüksek olduğunu belirterek, “Onlara fırsat sunmalı, sessizliğe kulak vermeliyiz. Uygun pozisyonlardaki işlerde gayet başarılı performanslar gösteriyorlar” dedi. İşitme kaybının erken tespitinin de önemine dikkat çeken Yüksel, “Zamanında tedavisi mümkün olabilecek fırsatları erkenden yakalayarak, işitme kayıplıların geleceklerini değiştirebiliriz” diye konuştu.
İşitme Engelliler ve Aileleri Derneği Onursal Genel Sekreteri ve ‘Çocuğum İşitme Engelli’ kitabınının yazarı Sevim Sevgi Yüksel, çok ileri derece işitme kayıplı 29 yaşındaki oğlu Tolga ile yaşadıklarını ve 14 yıllık sivil toplum kuruluşu deneyimlerini anlattı.
Mayıs 1992’de oğlu Tolga’nın hayatlarına dahil olduğunu söyleyen Sevim Sevgi Yüksel, Tolga’nın gelişimini ister istemez 7 yaşındaki kızı Seda ile kıyasladığını ve ters giden bir şeyler olduğunu fark ettiğini belirtti. Etrafındaki insanların kız çocuk ile erkek çocuk gelişiminin farklı olduğunu söyleyerek, kendisini yatıştırmaya çalıştığını anlatan Yüksel, şunları kaydetti; “Ama ikna olamıyor, nedenini bulamadığım bir fark olduğunu biliyordum. Bir gün kendi kendime ‘Oğlumda ne var?’ diye ağlarken, erkek kardeşim geldi ve ‘Sana nasıl izah edeceğimizi bilemedik ama galiba Tolga duymuyor’ dedi. Ertesi gün doktora gittik ve BERA testi için gün aldık. Eylül 1993’te teste gittiğimizde, odalarda davullar, çıngıraklar derken durumumuzun vahametini o anda kavradım ve sanki sırtımda bir ağırlık varmışçasına küçüldüm.”
Tolga’ya çok ağır kategorisinde tabir edilen 118 desibel duyu kaybı teşhisi konulduğunu ifade eden Yüksel, şöyle devam etti; “Kasım 1993’te iki adet kulak arkası cihaz, şarj edilebilir dört pil ile batarya reçete edildi. ‘Bundan böyle hayatımız pilleri şarj etmekle mi geçecek?’ diye düşünürken, gözlerimden akan yaşlara engel olamıyordum. Kapı zili duysam ağlıyordum, bir müzik duysam kendime engel olamıyordum. Benim oğlum, bunu duymuyor, şunu da duymuyor, diye kendimi kahrediyordum. Bu arada ben cihazlandıktan sonra verilen eğitimlerin ücretsiz ve sonsuz olacağını düşünürken dördüncü seanstan sonra para ile destek alabileceğimizi söylediler. Masrafları karşılayabilmek için işe girmeye karar verdim. İşe girdikten sonra fark ettim ki ben de Tolga da daha sakindik. Bu yüzden annelere önerimdir, ruhsal çöküntü halinden bir an evvel kurtulmalısınız. Anne huzurluysa, çocukları da huzurludur.”
“İŞİTME KAYIPLILARIN YAPABİLECEKLERİNİ ASLA KÜÇÜKSEMEYİN”
1996 yılında koklear implantı duyduklarını ve hemen muayeneye gittiklerini anlatan Yüksel, doktorun Tolga’ya, ameliyat yapılabileceğini söylediğini ifade etti. O dönemlerde ameliyat ve özel eğitim masraflarını devletin karşılamadığını belirten Yüksel, şunları kaydetti; “Oğlum Türkiye’deki koklear implantlı 4’üncü çocuk olacaktı. Ama maalesef gerçekleştiremedik. Etraftan çok beklenti içinde olduğuma ve gereksiz ekstra koşturmalarla hayatımı zorlaştırdığıma dair sözler kulağıma geliyordu. Ben hiçbir zaman böyle düşünmedim. Oğlumun yapabileceklerini asla küçümsemedim. Onlara hepimiz güvenmeliyiz. Sessizliğe kulak vermeliyiz. Başarabileceklerine olan inancımızla, onlara fırsatlar sunmalıyız. Çünkü korkularımız hayallerimizin peşinden gitmemize en büyük engeldir.”
“İŞİTME KAYIPLILAR UYGUN POZİSYONLARDAKİ İŞLERDE GAYET BAŞARILILAR”
İşitme kayıplıların pek çok alanda başarılı olabileceğini vurgulayan Yüksel, şöyle devam etti; “Dikkat ve gözlem yetenekleri, denetleme ve el becerileri yüksektir. Uygun pozisyonlardaki işlerde gayet başarılı performanslar gösterebiliyorlar. Mesela Tolga analog cihazlardan hiçbir performans alamadı, cihaz kullanamıyor ve tamamen işitme kayıplı. İşaret dili kullanıyor, dudak okuyor. Tamamen duymamasına rağmen özel sektörde İnsan Kaynakları Operasyon Uzman Yardımcısı olarak çalışıyor ve işinde çok da başarılı. Belki koklear implant ameliyatı olabilseydi, çok da iyi noktalara gelebilirdi, İngilizce bile öğrenebilirdi. Ama maalesef olamadı.”
“ERKEN TESPİT İLE ÇOCUKLARIMIZIN GELECEKLERİNİ DEĞİŞTİREBİLİRİZ”
Bebekler ve çocukların ateşli hastalık veya havale sonrasında işitmelerini kaybedebildiklerini söyleyen Yüksel, “Ne yazık ki yeni doğan işitme taramasından sonra okula başlama yaşına kadar bu işitme kayıplarını tespit edecek bir çalışma ülkemizde yok” dedi. 0-6 yaş arasında işitmesini kısmen kaybeden düşük desibelli çocukların, eğitim hayatlarında başarıyı yakalamakta güçlük çektiğini kaydeden Yüksel, şunları kaydetti; “Bu durumu aileler ve öğretmenler genellikle fark edemiyorlar. Başarısız gibi algılanan bu çocukların ve gençlerimizin erken tespitleri yapılabilse hem cihaz desteğinden hem özel eğitimden faydalanmalarını sağlayarak, hayatlarını daha iyi hale getirebilir, geleceklerini değiştirebiliriz. Ailelere naçizane tavsiyem evladınızda fark ettiğiniz farklılıkları mutlaka bir uzmana danışınız. Zamanında tedavisi mümkün olabilecek fırsatları, erkenden yakalama şansına sahip olacağınızı unutmayın.”
“TÜRKİYE’DEKİ 13,5 MİLYON ENGELLİ NEREDE?”
Evim dediği İşitme Engelliler ve Aileleri Derneği ile 2005 yılında tanıştığını belirten Yüksel, şöyle devam etti; “Kader birliği yaptığımız ailelerle sorunlarımıza çözüm bulmak için yıllarca kapı kapı, kurum kurum dolaştık. Bugün Türkiye’de açıklanan en son verilere göre 13,5 milyon engelli var. Her aileden bir engelli, bir veli diye hesaplayacak olursak 27 milyon insan demektir. Hani nerede bu milyonlar? Sorunlarına sahip çıkmıyorlar. Bizler kendi sorunlarımıza sahip çıkmazsak, kim gelip bizim yerimize çaba sarf edecek? Fransız yazar ve düşünür Voltaire der ki; ‘Kurtarılmayı bekleyen kişiler yalnızca kölelerdir.’ Bizler köle olmadığımıza göre, hür irademizle, özgür bireyler olarak önümüze çıkan engelleri aşabiliriz.”
‘Çocuğum İşitme Engelli’ kitabını ücretsiz temin edebilirsiniz
İşitme engelli bireylere ve ailelerine yol göstermek için ‘Çocuğum İşitme Engelli’ kitabını kaleme aldığını belirten Yüksel, “İşitme engelli bireylere karşı toplumdaki farkındalığı artırmak, yaşadığımız zorluklara ve dernek ile birlikte kat ettiğimiz yola dikkat çekmek için kitabı kaleme aldım. Umarım mümkün olduğunca fazla insana dokunarak amacıma ulaşırım” dedi.
İsteyenler kitabı ücretsiz olarak; İşitme Engelliler ve Aileleri Derneği’nin İstanbul Üsküdar’daki merkezinden ve ya ied@ied.org.tr adresine, adres, telefon bilgilerini göndererek alıcı kargo ödemeli temin edebilirler. Ayrıca kitabın dijital hali de ied.org.tr adresinden indirilebiliyor.
İçeriği Paylaşın