İstanbul Tabip Odası, 'Tıbbın Şarlatanlarının 10 Ortak Özelliğini' Açıkladı
İstanbul Tabip Odası (İTO), sosyal medya hesabından "Tıbbın şarlatanlarının 10 ortak özelliği" başlıklı bir açıklama yayınladı.
Bizi Takip Et
İstanbul Tabip Odası (İTO), sosyal medya hesabından "Tıbbın şarlatanlarının 10 ortak özelliği" başlıklı bir açıklama yayınladı. Açıklamada, "Tıbbın şarlatanları tüm faaliyetlerini hiçbir karşılık beklemeden, toplum için “uhrevi” amaçlarla yaptıklarını iddia etseler de çabalarının meyvelerini daha çok tanınırlık/kabul görme, hasta sayısı/kitap satışlarında artış gibi ‘dünyevi’ nimetler olarak toplamaktan kaçınmazlar" ifadeleri kullanıldı.
İstanbul Tabip Odası tarafından hazırlanan ve daha önce 15 Ocak 2019'da İTO Genel Merkezi'nde düzenlenen basın toplantısında duyurulan, "Sakın sağlığınızdan olmayın" diye uyarının yer aldığı bildiri şöyle:
"1- Her ne kadar modern tıbbı yerden yere vursalar da, bunu yaparken modern tıp eğitimi sonucu kazandıkları 'doktor' unvanlarını ve akademik kariyerlerini kullanmaya özen gösterirler; özel muayenehanelerinde, kliniklerinde hasta bakmaya, ilaç yazmaya devam ederler.
2- Hemen her açıklamalarında bilimsel/tıbbi gerçekler/doğrularla bilim dışı yalanları/yanlışları birlikte harmanlayarak sunar; böylece yalanları/yanlışlarını gerçeklerin/doğruların arasında gizlemeye çalışırlar.
3- İleri sürdükleri 'ezber bozan', 'tabu yıkan', 'şoke eden' iddiaların hiçbir bilimsel ispatı yoktur. Kendilerine soracak olursanız iddialarını ispatlamaları için bilimsel dayanağa ihtiyaç yoktur, kendilerinin söylemiş olmaları yeterlidir.
4- Ortaya attıkları iddiaların çürütülmesinde kendileri açısından hiçbir sıkıntı duymazlar; hemen yeni konular, yeni iddialar bulurlar. Hemen hepsinin kendince 'her derde deva' bir meyvesi, sebzesi, insan yaşamını en az 30 yıl uzatacak bir diyet/tedavi kürü vardır.
5- Yaşam düsturları 'Bir gün herkes 15 dakikalığına ünlü olacak!', taktikleri 'Reklamın iyisi, kötüsü olmaz!'dır. Bilimsel başarılarıyla değil, medyatik söylemleriyle kamuoyunun dikkatini çekmeye çalışırlar.
6- Kendilerine uzatılan her mikrofona, yöneltilen her soruya, uzmanlık alanları olup olmadığına bakmaksızın mutlaka verilecek bir cevapları vardır. Bazıları daha da ileri gidip fırsatını yakalamışken derin sosyolojik tahlillerde bulunurlar.
7- Bugün zaten birçok doktorun ve tabip odalarının 'aşırı teşhis'ten aşırı teknoloji ve ilaç kullanımına, tanı/tedavi süreçlerine tıbbi teknoloji/ilaç tekellerinin müdahalesinden kapitalist tıbba kadar bir dizi uygulamayı son derece radikal eleştiriler yönelttiğini bilmezden/görmezden gelirler; kendilerini biricik kahhraman ilan ederler.
8- Zihin dünyaları 'komplo teorileri'yle doludur; kanserin çaresi bulunmuştur ama ilaç firmaları gizliyordur; şekerin zararı kendileri ifşa edene kadar toplumdan saklanmıştır, aşıların içinde alüminyum vardır ve otizme yol açıyordur, vb., ve de bütün bu komploların farkına varacak biricik akıl sadece kendilerinde mevcuttur.
9- Açıklamalarında soyut bir 'tıbbi endüstri', 'sistem' eleştirisi varsa da her zaman mevcut sağlık politikalarını ve o politikaların sahibi siyasi iktidarı eleştirmezler, iktidar partisi AKP'nin adını dahi ağızlarına almazlar; sonunda da faturayı doktorlara keserler.
10- Her ne kadar bütün bu faaliyetlerini kendileri için hiçbir karşılık beklemeden, toplum için/toplum yararına, 'uhrevi' amaçlarla yaptıklarını iddia etseler de çabalarının meyvelerini daha çok tanınırlık/bilinirlik/kabul görme/hasta sayısı/kitap satışlarında artış gibi 'dünyevi' nimetler olarak toplamaktan kaçınmazlar."
İçeriği Paylaşın