İstanbul’da Sağlık Hizmetleri
İstanbul’da Sağlık Hizmetleri
Bizi Takip Et
İstanbul sağlık hizmetlerini, İstanbul’un sağlık turizmindeki önemi ve yerini İstanbul İl Sağlık Müdürü Prof. Dr. Kemal Memişoğlu ile konuştuk.
İSTANBUL’DA GÜNLÜK 250 BİNİN ÜZERİNDE POLİKLİNİK HİZMETİ VERİLİYOR
Öncelikle İstanbul’a bir projeksiyon yapalım. İstanbul’da kaç hastane var? Kaç tıp merkezi var? İstanbul’a da ülke dışından hasta geliyor mu?
İstanbul, Türkiye’nin sağlık anlamında da nüfus anlamında da yaklaşık 5’te 1’ini kapsayan bir şehirdir. Bir ülke gibi, günlük sadece günlük 250 binin üzerinde poliklinik hizmeti veriliyor. Bu poliklinik hizmetinin sadece 66 bini acil hizmetler. Toplam yatak kapasitesi 40 bin 39 ve İstanbul’da 231 hastane var. Bunların 53’ü kamu, 14 tane vakıf üniversitesi hastanesi geri kalanları da özel sektör hastanesi. Poliklinik anlamında da yaklaşık 300 civarında tıp merkezi ve polikliniğimiz var. 2 bin 636 tanede muayene var. Büyük bir sektör olan ilaç üreticilerinin de büyük bir miktarı burada. Sadece İstanbul’da 5 bin 70 tane eczane var. Bunun yanında hasta sayısı anlamında da, Türkiye’de yapılamayacak her türlü ameliyatların yapılabildiği bir şehir. Sadece toplumumuzdaki insanlara değil Yakın Doğu, Avrupa ve Amerika’dan gelen hastalara da tedavi imkanı sunan bir şehir.
Kamuda artık devlet hastaneleri de aralarına katılan şehir hastaneleri ile giderek güçleniyor ve sağlık turizminde aslında devlet hastaneleri kamu hastaneleri de iddialı bir şekilde varıZ diyorlar. İstanbul’a baktığımızda özellikle hangi hastaneler devlet hastaneleri sağlık turizmi yapıyorlar ve hangi branşlar daha çok öne çıkıyor?
Özel sektör şu anda hem Türkiye’de hem İstanbul’da sağlık turizminin lokomotifi pozisyonunda; ancak kamu sektörü de bu konuda hazırlıklarını yapmış durumda. Altyapı anlamında da hazır. Özellikle yeni kurulan USHAŞ, sağlık turizm şirketi gibi çalışacak. Daha esnek ve yurt dışında da bağlantı kurabilecek bir şirketleşme ile bu işin çok daha çabuk hızlanacağını öngörüyoruz. Hedefimiz 2023’te Türkiye’nin yaklaşık 15 milyar 20 milyar arası bir sağlık turizmi geliri olması.
Yetenek ve insan gücü anlamında bakıldığında Türkiye’deki hekimlerin, sağlık çalışanlarının dünyanın sağlık anlamında en yeterli, yetenekli insanları olduğunu biliyoruz. İnsan gücümüzün yanında şimdi alt yapıyı da tamamladık. İstanbul’da son 3 senede yaklaşık 5 bin 600 tane yeni yatak dediğimiz kamuda nitelikli yatak imkânı olan hastaneler oluştu. Bunun yanında 2020 yılında ikinci yarısına hizmete girecek belki de dünyanın en önemli 2 bin 680 yataklı Başakşehir Şehir Hastanesi de devreye girecek. Bu hastane, bugün dünyanın en sayılı inşaatı olarak kabul edilen bir yapı olacak; çünkü bir milyon metrekareden bahsediyoruz. Çok yakın zamanda Kartalda bin yataklı bir hastane; Göztepe ve Okmeydanı’na da biner yataklı hastaneler 2020 yılı başında hizmete girecek. Böylelikle altyapı anlamında İstanbul’da özellikle kamuda büyük bir avantaj elde edeceğiz. Artık kamu fiziki yapı anlamında da yeterli hale gelmiş olacak. Bunun yanında USHAŞ’a bunun işlerliği kazandırılacak. Zaten hekimlerimiz yeterli; ama şu anda kamuda kalp, onkolojik tedavi anlamında sağlık turizmi yapabilir hastanelerimiz hizmete verecek.
Ailelerinde kalp ameliyatı, kalp pili takılması gereken ya da kanser tedavisi görmesi gereken kişililer olabilir. İstanbul’da kamu dediğimizde nerelerde bu hizmeti alabilirler?
Zaten dünya çapında 3 tane hastanemiz var bunlar: Kalp merkezi olan Siyami Ersek, Koşuyolu, Mehmet Akif Ersoy hastaneleri. Bunun yanında Bakırköy Sadi Konuk, Ümraniye Sancaktepe gibi kalple ilgili alt yapısı olan hastanelerimiz var. Şimdi Okmeydanı, Sarıyer, Şişli Hamidiye Etfal de buna dahil oluyor. Başakşehir’deki hastanede ise tamamen bir blok kalp damar cerrahisi gibi, çocuk kardiyoloji gibi en uç tetkikleri ve tedavileri yapabilecek kapasitede olacak. Bunun yanında özellikle onkolojik tedaviler de yapabilir haldeyiz. Estetik cerrahisi, kadın doğum, çocuk hastalıkları ile de ilgili çok güçlüyüz.
Göz, kulak burun boğaz gibi diğer branşlarda ve robotik cerrahi de kamuda yapılabilir halde olduğu için bu imkanlardan da şu anda hastalar yararlanabiliyorlar. Ama bunun iletişimi, ulaşımı mevzuat anlamında oluşturulma aşamasında. Birkaç sene içinde kamu çok daha ön plana çıkacak. Ama özel sektör de bu organizasyonları çok daha iyi yapabilir halde. Özellikle saç ekimi, onkolojik tedaviler, hastanın diğer sosyal imkânları açısından çok yeterliler. Kamu, özel, üniversite kısacası hepsinde sağlık hizmeti sunan her yerde bu konudaki yetkinlikleri arttırmaya çaba harcıyoruz.
YABANCI HASTALAR RAHATLIKLA İLETİŞİM KURABİLİYOR
Yurtdışından, şehir dışından gelen bir hasta ya da yurtdışından gelen yabancı hasta kendisiyle aynı dili konuşan bir yardımcı personel ya da hastanede işlerini yürütebilecek bir kişi arayabiliyor. Bugün bu saydığınız tedaviler için bir devlet hastanesine gelecek hastalar için tercüman hizmeti var mı? Ayrı bir servis var mı?
Sağlık turizmi için ayrılmış bölümlerimiz var. Bu konuda da irtibat kurulduğu zaman Siyami Ersek olsun, Ümraniye olsun, Koşuyolu olsun ya da Okmeydanı olsun tüm bu hastanelerde bu hizmetler için birimler ve tercümanlık yapabilecek yapıda kişiler çalışıyor. Arapça, İngilizce, Almanca dilleri ile iletişim kurulabiliyor. USAŞ ile yurtdışında ofis açabilecek, onlarla irtibat kurabilecek yapılar da oluşturuluyor. Bu çok daha etkin hale gelecek. Ülkemize gelen turiste biz her türlü sağlık hizmeti sunabilir kapasitedeyiz. İstanbul’da 2018 senesinde 2017’ye göre sağlık turizmi sunduğumuz hasta sayısı yüzde 25 oranında artmış durumda. Yani çok hızlı yükseliyor ve çok daha hızlı yükselme aşamasına girmiş durumdayız.
EVDE BAKIM HİZMETLERİ
Evde sağlık hizmeti nedir? Kimler yararlanabilir evde sağlık hizmetinden?
Evde sağlık hizmeti; özellikle bakıma muhtaç, yatmakta olan hastaların tedavilerinin, ilaçlarının ve sağlıkla ilgili hizmetlerinin yaşadıkları yerde verebilmektir. En büyük hedefimiz budur. Bu tür hastalara hizmet sunabilecek yapılar oluşturduk. Çağrı merkezlerine ulaşıyorlar ve evde sağlık hizmetleri ekipleri planlar kapsamında oraya gidiyorlar. Ekiplerde pansuman, sonda, kan alma gibi işlemleri yapabilecek hemşire; rapor, ilaç yazacak hekim grubu gibi yapılar oluşturduk. 6 bölgede 6 tane ana merkezimiz var. Hastanelerimizde bunlarla ilgili birimler var. Şu anda biz bu hastalara hizmet verebiliyoruz.
Bu tür hastaların hastaneye geldiği zaman hem maliyeti artıyor hem de riskleri de artabiliyor. Bu hastaların yakınlarının da bilinçlenmesi amacıyla onlar da eğitiliyor. Mesela hasta inme geçiriyor ve felç oluyor diyelim bakıma muhtaç kalıyor. Bu hastaları önce biz yoğun bakımlardan palyatif servisler dediğimiz servislerde bakıyoruz. Şu anda İstanbul’da özel ve kamu olarak 871 tane palyatif yatak var. Burada önce onlara bir süre bakıyoruz. Tedavi kronik hale gelince; yani rutin hale dönecekse bu hastaların yakınlarını eğitiyoruz. Solunum makineleri de dahil evinde takip edebildiğimiz ve ailenin normal yaşantısına döndüğü bir sistem kurmuş durumdayız. Yani hastanız bir makineye bağlı olsa dahi, o hastayı kronik hale getirdikten sonra evde hem takibini yapabiliyoruz hem o takibini yakınlarına da öğreterek onlardan da faydalanabiliyoruz. Çünkü bir yatalak hastanız varsa, bu hastanın hastanede yatması demek bütün aile düzeninin maalesef farklılaşması demek.
Örneğin hasta makineyle yürümek zorundaysa ya da yatalak değil ama denge problemi varsa bu tür hastalar da bu hizmetlerden yararlanabiliyorlar mı?
Önce ilk bakım olarak aile hekimi veya evde sağlık hekimini gönderiyoruz. Bu hastanın gelemeyecek durumu tespit edildikten sonra bunu kayda alıyoruz. Şu anda biz 60 bin hastayı böyle takip ediyoruz. Sadece İstanbul’da 60 bin hastaya gidiyoruz. Bunlara belli periyotlarda da hem hekimli hem hemşireli ziyaretler yapıyoruz. Böylece o hastaları takip profilimize alıyoruz. Eğer hasta, hastaneye gidebilecek bir durumdaysa sizin hastaneye gelmeniz daha uygun diyoruz. Ama hastanın bir sebeple gelme zorluğu varsa bu hastaları hasta havuzumuza alıyor ve onların her türlü ihtiyacını bu şekilde sağlıyoruz.
Bu hizmetten nasıl yararlanabilirler? İnsanlar nasıl ulaşacak?
Çağrı merkezimizi arayarak ulaşabilirler. Konuya göre çağrı merkezindeki hekimimiz bunu planlıyor. Size haber veriliyor ve planlama yapılıyor. Evde sağlık hizmetine devam edilecek diye bir karar veriliyorsa bundan sonra hasta yakının yaptığı şey belirli sürelerle doktorunu aramak, çağırmak oluyor. Bundan sona artık bizim ekipler gelip bakıyorlar.
AİLE HEKİMİNİZİ TANIYIN
Aile hekimini tanımayan çok kişi var. Aile sağlığı merkezlerinde kişinin hastaneye gitmesine gerek kalmadan da bir takım testler yapılabiliyor. Bu konuda da bilgi verir misiniz?
İstanbul’da şu anda 4 bin 200 tane aile hekimi var. Her bir kişinin tanımlanmış da bir aile hekimi var. Ama birçok insan maalesef aile hekimini tanımıyor. Aslında yapılması gereken hastalanmadan önce sağlığımızı korumaktır. Korunmak için ilgili tarama programları var. Mesela belli yaş grubundaki bütün bayanların rahim kanserinden meme kanserine kadar hepsini tarayabiliyoruz. Bağırsak kanserini tarıyoruz. Geçen sene taramalarla aslında kendi farkında olmayan 600 kişiyi randevu ile ilgili birimlere yönlendirdik.
Bu tarama programlarına nasıl katılabilirler?
Tamamen ücretsizler. Siz 45 yaş grubunun üzerindeyseniz aile hekiminize gidiyorsunuz ve tarama programına dahil olmak istediğinizi söylüyorsunuz. Kanser merkezlerine gidip mamografi filmlerini ücretsiz çektirebiliyorsunuz. Dışkı ve kan testlerinin neredeyse yüzde 70’ini aile hekimleri yapabiliyor. Toplumumuzda aile hekimini tanımayan kişiler özellikle çalışan kesimdir. Çocuk ve yaşlı nüfusumuz daha çok tanıyor. Çünkü hamilelikten itibaren anneadayları takip ediliyor, doğumdan sonra da bebekler takip ediliyor. Diyet ve diş hekimliği gibi konularda da takipler sağlanabiliyor. Bunun için kişilerin öncelikle aile hekimlerini tanımalarını öneriyoruz. Hekimi ile tanışıp ona sağlık ile ilgili konuları danışıp bu tür tedavileri koruyucu hekimlikle ilgili bütün bilgileri alabilirler. Okula giden öğrencileri de her sene aile hekimleri vasıtası ile tarıyoruz.
İçeriği Paylaşın