Kadın Kanserlerinde Hedef Odaklı Radyoterapi

Kadın Kanserlerinde Hedef Odaklı Radyoterapi

Kadın Kanserlerinde Hedef Odaklı Radyoterapi

Bizi Takip Et


Kadın kanserleri deyince hangi kanserler aklımıza gelmeli? Kanser türlerine göre en çok hangi yaş gruplarında jinekolojik kanserlere rastlanıyor? Jinekolojik kanserlerde sinyal olabilecek bir takım ortak bulgular var mı? Ne tür belirtilerde kadınlar bir uzmana başvurmalı? Kansere karşı hangi tarama testlerini yaptırmak mümkün? Kadın kanserlerinde tanı konulduktan sonra radyoterapinin tedavide nasıl bir yeri var? Kişiye özel tedavi ya da hedef odaklı radyoterapi nasıl yöntemlerdir? Hedef odaklı veya kişiye özel yapılan radyo terapilerde doğurganlığı korumak mümkün müdür? Hedef odaklı ve kişiye özel radyoterapilerde yan etkiler nelerdir?

Medical Park Bahçelievler Hastanesi Radyasyon Onkolojisi Bölüm Başkanı Doç. Dr. Berrin Pehlivan Sağlığım İçin Herşey’de jinekolojik kanser türleri ve radyoterapi yöntemleri ile ilgili merak edilen soruları yanıtladı.
. Kadın kanserleri deyince hangi kanserler aklımıza gelmeli?


“Kadın kanserleri denilince akla meme kanserleri kadar jinekolojik kanserler de gelir. Kadın üreme organlarında çok çeşitli ve bölgeye göre değişen kanser türleri vardır. Dışarıdan içeriye doğru başlanırsa bunlar; bölgenin derisi ve yüzeyinden kaynaklanan kanser türü olan vulva kanseri, vajina, rahim ağzı ve rahim kanserleridir. Daha içeride ise yumurtalık kanseri olabilmektedir.”

“TÜRKİYE’DE RAHİM AĞZI KANSERİ SIKLIKLA GÖRÜLÜR”

. Saydığınız kanserlerin görülme oranları nedir?
“Gelişmiş ülkelerde meme kanserlerinden sonra rahim ve yumurtalık kanserleri çok sık görülür. Ancak Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde ise rahim ağzı kanserine sıklıkla rastlanmaktadır.”

. Kanser türlerine göre en çok hangi yaş gruplarında jinekolojik kanserlere rastlanıyor?
“Cinsel aktivasyonun başlamasıyla kadınlarda kanser riski de başlamış olur. Doğumda anne karnındayken maruz kalınan bazı maddelerden dolayı çok küçük yaşta vajina kanserleri görülebilir. Ancak jinekolojik kanserler genel olarak 25 yaş sonrasının kanserleridir. Rahim ağzı kanserleri ise 20-25 yaşından sonra en sık görülen kanser türüdür. 40-50 yaşlarından sonra daha çok rahim kanserleri görülmeye başlanır.”

“YUMURTALIK KANSERİ DIŞINDAKİ KANSERLER KOLAY BULGU VERİR”

. Jinekolojik kanserlerde sinyal olabilecek bir takım ortak bulgular var mı? Ne tür belirtilerde kadınlar bir uzmana başvurmalıdır?
“Belirtilere bağlı olarak ‘Bu mutlaka kanserdir’ denilecek bir bulgu henüz yoktur. Yumurtalık kanseri dışındaki kanserler yüzeyel bir bölgede oldukları için çok daha kolay bulgu verirler. Vulva gibi kanserlerde deride kızarıklık, daha önce olmayan yeni bir lezyon, herhangi bir renk değişikliği gibi önceden var olmayan her türlü değişiklikler kadınları doktorlara yönlendirmelidir. Vajina ve rahim ağzı bölgelerindeki akıntılar, beklenmeyen kanamalar, ağrılı cinsel ilişki aynı şekilde doktora yönlendirilmeyi gerektirir. Rahim kanserleri içinde özellikle risk faktörü olan hastalarda şeker hastalıkları, fazla kilolar, ileri yaş gibi faktörler devreye girmektedir. Özellikle ileri yaşlarda daha dikkatli olunmalıdır. Menopoz sonrasında görülen ufacık bir kanama dahi doktora yönlendirilecek bir bulgudur.”

“YILDA BİR KERE JİNEKOLOJİK MUAYENE ERKEN TANI İMKANI SAĞLAR”

. Kansere karşı hangi tarama testlerini yaptırmak mümkün? “Üreme organlarındaki kanserler erken dönemde fark edildiğinde gerçekten hayat kurtarır. Çok daha az zarar verecek tedavilerle hastanın hayatı kurtarılıp bu tedavilerden yüzde yüz başarı sağlanabilir. O yüzden ufacık bir belirti olduğunda mutlaka doktora başvurulmalıdır. Belirti olmasını beklemeden de yapılması gereken bir takım testler vardır. Yılda bir kere bir kadın doğumcu tarafından yapılacak olan jinekolojik muayene ile vajinadan alınan bir örneğin incelenmesi çok kolay bir şekilde tanıya yönlendirebilir.”

. Kaç yaşından itibaren yılda bir kez jinekolojik muayeneyi öneriyorsunuz?
“Cinsel aktivasyonun başlamasından sonra mutlaka jinekolojik muayeneler de başlamalıdır. 25 yaşından sonra tüm kadınlar ilk başlarda yılda bir kez olacak şekilde üç yıl peş peşe jinekolojik muayenelerine gitmelidir. Daha sonraları herhangi bir risk faktörü yoksa aralıklar biraz daha açılabilir.”

Doç. Dr. Berrin Pehlivan

Doç. Dr. Berrin Pehlivan

“ANA TEDAVİ YÖNTEMLERİNDEN BİRİ RADYOTERAPİDİR”

. Kadın kanserlerinde tanı konulduktan sonra radyoterapinin tedavide nasıl bir yeri vardır? Hangi kanserlerde, ne amaçla, hangi oranda radyoterapiden faydalanılır?
“Kadın kanserlerinde ana tedavi yöntemlerinden biri radyoterapidir. İlerlemiş vakalar için de ana tedavi şeklidir. Hastanın kanser teşhisi erken dönemde konmuşsa sınırlı cerrahiler yapılabilir ve hasta kanserden çok basit şekilde kurtulabilir. Fakat sınır biraz aşılmışsa, ileri evreye doğru geçilmişse, kullanılan ana tedavi şekli radyoterapidir. Küratif denilen, hastalığı tamamen yok etmeye yarayan tedavi şekli uygulanır. Daha çok cerrahiden sonra ya da kemoterapi veya cerrahi yöntemler uygulanamadığı için radyoterapi yöntemi uygulanıyormuş gibi gözükse de aslında kanser hastalarının ana tedavi yöntemlerinden biri radyoterapidir.”

HEDEF ODAKLI RADYOTERAPİ NASIL BİR YÖNTEM?

. Kişiye özel tedavi ya da hedef odaklı radyoterapi nasıl yöntemlerdir?
“Radyoterapi bölgesel bir tedavi şeklidir. Etkisini ve yan etkisini uygulandığı yerde gösterir. Radyoterapi de cerrahi gibi düşünülmelidir. Radyoterapi geleneksel olarak iki boyutlu yapılıyordu. Çünkü teknoloji sınırlıydı ve ışınlanacak küçük bir alan için çok geniş tedavi marjları uygulanıyordu. Geniş marjlar da normal doku toksisitesinin artmasına neden oluyordu. Ancak geliştirilen cihazlar ile artık hastalığın gerileme potansiyelinin olduğu bölgelere odaklanılmaktadır. Bu tedavi bölgesel kalma eğilimindeki kanserlerde bölgesel, çevre dokulara yayılma potansiyeli olan kanser türlerinde daha geniş alanda uygulanır. Bu alanlara uyacak şekilde radyoterapi planları yapıldığı için normal dokular çok daha iyi korunabilmektedir. Daha küçük alanlara radyoterapi verildiğinden bu alanlarda çok daha yüksek dozlara çıkılıp, çok daha iyi sonuçlar alınabilir. Böylece tümörü yok etme olasılığı artar. Hastalar hem daha iyi tedavi edilmiş, hem de daha iyi bir hayat kalitesi sunulmuş olunur.”

. Bu tedaviyi bilgisayarlı tomografi eşliğinde mi uyguluyorsunuz?
“Artık her şey bilgisayar tomografisi üzerinden üç boyutlu olarak yapılmaktadır. Tümörün nerede olduğunu ve korunması gereken dokuları çok daha iyi göstermektedir. Radyoterapi tedavisi olacak olan hastalar için ilk yapılan şey planlama tomografisi olmaktadır. Hastanın tomografisi çektirildikten sonra tomografi üzerinden alınacak kistler, ışınlanacak bölgeler belirlenir. Normal dokular korunarak hedef bölgeye uyacak şekilde radyoterapi planları yapılır.”

DOĞURGANLIK ÇAĞINDAKİ KADINLAR İÇİN ASKILAMA YÖNTEMİ

. Klasik radyoterapiden kadın doğurganlığı ve yumurtalıklar nasıl etkilenir? Hedef odaklı veya kişiye özel yapılan radyo terapilerde doğurganlığı korumak mümkün müdür?
“Radyoterapi ne kadar organ koruyucu olsa da, daha sonra rahmin ve rahim ağzının çok sağlıklı şekilde işlev görmesi maalesef mümkün değildir. Ancak radyoterapi sonrasında aylık kanamaların devamı sağlanmaya çalışılır. Yumurtalar karın çevresinde bir bölgeye çıkartılarak askılanır. Yumurtalar çok hassas olduğu için radyoterapi tedavisinde saçılan dozlardan bile etkilenebilir. O yüzden çok küçük bir cerrahi işlem ile kadın doğum uzmanları tarafından rahim, karın çevresinde daha yüksek bir yere asılır. Bu şekilde korunması ve fonksiyon görmesi sağlanmış olur. Bu özellikle doğurganlık çağında olan kadınlar için yapılan bir müdahaledir.”

“HEDEFE YÖNELİK RADYOTERAPİDE YAN ETKİLER AZALIR”

. Hedef odaklı ve kişiye özel radyoterapilerde yan etkiler nelerdir?
“Radyoterapinin etkisi ve yan etkisi uygulanan yere göre görülebilir. Kadın üreme organlarının olduğu bölgede idrar torbası ve bağırsağın son kısmı var. Bunların korunması çok önemlidir. Fakat radyoterapi uygulamalarından bir doz dahi olsa bu bölgeler de etkilenebilir. Bu organların işlevlerini sürdürebilmeleri için işlevlerini aksatmayacak kadar doz önceden ayarlanarak radyoterapi uygulanır. İdrar torbası çok doz alırsa küçülür ve çok sık idrara çıkma görülür. Bağırsaklarda çok fazla doz alınırsa çok ciddi ishal ve ilerleyen vakalarda yapışıklıklara bağlı tıkanmalar oluşabilir. Cerrahi müdahale sonrasında radyoterapi yapılıyorsa bu yan etkilerin görülme olasılığı artar. Fakat sadece radyoterapi ile hasta tedavi edildiyse bunlar çok daha az görülür. Hedefe odaklı radyoterapilerde ise bu yan etkiler daha aza indirgenir.”

. Hedef odaklı radyoterapiler kaç seans oluyor, seanslar kaç saat sürüyor? Seanslar arasına belli bir süre koyulması gerekiyor mu?
“Üreme organı kanserlerinde radyoterapi, dışarıdan ve içerden radyoterapi olarak ikiye ayrılır. Dışarıdan büyük cihazlarla yapılan radyoterapi uygulaması seanslara bölünerek uygulanır. Ortalama 25-30 seans yapılır. Her gün 15 dakikalık tedavi süresi olur. Genelde haftanın beş günü uygulanır. İşlem oldukça kolaydır; ağrı olmaz. Cihazdan çıkıldıktan sonra radyasyon saçılmaz; radyoaktif hale gelinmez. Birçok hasta radyoterapi tedavisi sırasında çalışmaya da devam edebilmektedir.”

YENİ TEKNOLOJİNİN GETİRDİĞİ AVANTAJLAR

. Kanser tedavisinde radyoterapi alanında başka ne gibi gelişmeler var?
“Radyoterapideki gelişmelere bağlı olarak tedavi sırasında ışınlanan bölgeler gittikçe küçülmektedir. Bu da hastanın hayat kalitesinin geçmişte uygulanan tedavilere göre daha iyi olmasını sağlamaktadır. Kanser hastaları daha uzun süre yaşamakta, hatta iyileşmektedirler. O yüzden sadece tedavi etmek değil, hayat kalitelerini de sağlamak birincil görevimizdir. En önemli noktalardan biri de hastaların erken tanı sırasında başvurmasıdır. Erkan tanı ile her şey çok daha farklı olabilir. Jinekolojik kanserler kesinlikle önlenebilir. Önlenemediğinde ise çok erken evrede yakalanırsa gerçekten tedavi edilebilecek hastalıklardır.”


İçeriği Paylaşın