Kadın Yöneticilerin Artması Sağlık Alanına Çok Şey Kazandıracak

Sağlık alanında kadın yönetici olma konusunu Alvimedica Yönetim Kurulu Başkanı Leyla Alaton ile konuştuk.

Kadın yöneticilerle erkek yöneticilerin sağlık dünyasında bir kıyaslamasını yapabilir misiniz? Kadın yöneticilerin sayısının artması özellikle sağlık yönetiminde ne gibi artılar getirecek?

Sağlık sektörünün ciddi şekilde dişil bir sektör olduğunu düşünüyorum. Kadına çok uyan, kadını çok tatmin eden bir sektör. Medikal cihaz tarafındayım. Hastane veya ilaç tarafında değilim. Medikal cihazda fabrikanın hijyeni, temizliği, düzeni, her şeyi çok kadını kucaklayan bir ortam. Çok temiz olduğu için, çok düzgün ve hijyenik olduğu için çok dişil bir ortam. Mavi yakanın hemen hemen hepsi kadın, hatta genç kızlar. Çünkü büyük sabır, dikkat ve göz gücü gerektiren bir sektördeyiz. En azından bizim yaptığımız ürünler yani stentler, kateterler, balonlar göz gücünü gerektiriyor. Hemen hemen bütün gün mikroskopla çalışılıyor. Kadınlar daha sabırlı. Rutinden ve tekrardan şikayetçi olmayanlar taraf. Örneğin başına boneyi geçirmekten şikayetçi olan erkekler var. Bütün gün maskeyle ya da astronot kıyafetiyle durmak kolay değil.

Çalışanlarınızın ne kadarı kadın, ne kadarı erkek?

Mavi yakada yüzde 80 diyebilirim. İtalya’da 250 kişi var, burada Çatalca’da serbest bölgede 320 kişi var. İtalya’dan Türkiye’ye çok ciddi bir teknoloji transferi yaptık. Şimdi aynı ilaçlı stenti birebir burada üretiyoruz ve buradan ihraç ediyoruz.

Tamamen yerli, milli üretim mi?

Son programdan beri çok ciddi bir gelişme katettik. Üretim kısmında özellikle kadınlar ön planda. Yönetimde de eşit olmasına özen gösteriyorum. Yeni kişi alımlarında o dengeyi tutturmamız için her zaman bir pozitif ayrımcılıkta bulunulmasını öneriyorum. O yönde çok daha dengeli, güzel bir ortam oluyor. Ben denge taraftarıyım her şeyde. Çünkü kadının masaya getirdiği fikirlerle erkeğin bakış açısı farklı olabiliyor. Bu kişilerin birbirini tamamlaması en güzelidir. Farklı düşünüyoruz, farklı çözümler sunabiliyoruz. Ne kadar farklı şey duyarsak o kadar yaratıcı oluruz diye düşünüyorum.

Özellikle iş dünyasında var olmak isteyen kadınlar var. Başarılı olmak için, yöneticiliğe yükselmek için neler önerirsiniz?

Başta karar vermek lazım. İşi olan kadın mı olacak, iş kadını mı olacak? İşi olan kadın olursa başka şeyler hep öncelikli olur, iş kadını olursa bilinçli bir şekilde hayatını planlar ve ona göre eş seçimini yapar çocuğu doğuracağı zamanı planlayabilir. Bu çok bilinçli yapılan bir seçim. Bu kararlar çok önemli. Çünkü artık hayat uzadı. Doğum yaşı uzadı. Artık 40 yaşında da doğum düşünülebiliyor. Hayatını paylaşacağı kişi de artık daha istekli oluyor. Benim gördüğüm yeni nesilde erkek artık ıskalamak istemiyor. Artık işin için de olmak istiyor, babalığının zevkine, tadına varmak istiyor. Bu projede ben de varım diyor. Sıhhatli, dengeli ailelerde zaten böyle olur. O zaman kadın kariyerini yapabilir. İş kadını olunca, eve ekmek getiren taraf olunca çocuklar için de önemli bir rol model olunur. Kadının finansal bağımsızlığı çok faydalı bir şeydir. Sadece kendisi için değil çocukları, çocukların medeni olması, kadın-erkek eşitliğine inanması için de önemlidir.

Kaç ülkeye stent ihraç ediyorsunuz. Bunlar arasında hangi ülkeler var, ne kadarlık bir ihraç söz konusu? Biraz daha çalışmalarınızdan bahseder misin?

Şu an 80 ülkeye ihraç ediyoruz. Yaptığımız ürün çok özel bir ürün. Çok sofistike, çok komplike, çok zor bir ürün. Stentle damarları açarak, insan hayatının kalite süresini uzatabiliyorsunuz. Artık ülkemizde birebir en iyisini yapıyor olmak hem çok gurur verici hem de çok önemli olduğunu düşünüyorum. Çünkü bütün bu komplike, sofistike ürünler hep ithale dayalı ürünler. Hiç kimse, hiçbir sanayici bu kadar uzun vadede yatırımını geri alacağı bir sektöre girmemiş. Yurt dışından da artık pek çok hasta geliyor. Bu çok mutlu edici. Yurt dışından gelip saç ektirenleri gördüğümde çok mutlu oluyorum. Bizim ürettiğimiz stenti taktırmak için de gelmeye başlarlarsa, hastaneler onu yurt dışına tanıtmaya başlarlarsa hepimize çok faydası olacak. Doktorlarımız daha iyi, Avrupa’ya göre sigortanın ödeyeceği para çok daha az. Yani Türkiye ciddi bir sağlık üssü olabilir. Ama bizim gibi cihazlarını üretenlere devlet destek vermeli ve mutlaka koruma altına almalı. Bazı şeyler yapılıyor ama daha iyileri olmalı. Çünkü eğer fiyat konuşuyorsak Çin, Hindistan’la başa çıkamayız. Ama devlet öncelikle yerli üretim derse daha ilerleme olur.

Kendi sağlığınızdan da bahsetmek isteriz. İlk olarak nasıl bir doktoru tercih edersiniz? Leyla olarak bir doktorda öncelikle hangi özelliği görmek istersiniz?

Çok sene önce bir doktorum bana ‘özele geçeyim mi?’ diye sormuştu. Ben de o zaman ‘ben size gelmem artık’ demiştim. O zamanlar hem muayenehane hem de özel olabiliyordu çünkü. Niye demişti, vaka gören doktor önemli, ne kadar çok vaka görürse o kadar iyi olur. Çocuğum veya kendim için bir doktor seçeceksem en önemlisi vaka görüyor olması, dünyayı takip ediyor olması ve benim sorularıma bana güven verecek kadar iyi cevap vermesidir.

İnsanın beden sağlığı kadar ruh sağlığı da çok önemlidir. Negatif insan dediğiniz ne tür insanlardır? Neden negatif insanları hayatınızdan çıkartıyorsunuz? Ruh dünyanıza ne gibi etkileri olabiliyor?

Negatif insanlar parazit gibi yerler seni. Enerjini bitirirler, senin de enerjiye ihtiyacın var. O yüzden onları ne kadar uzak tutarsan kendine iyilik etmiş olursun diye düşünüyorum. Akıl sağlığı, ruh sağlığı en az beden sağlığı kadar önemli. Ben antidepresan kullanmayan kişilerdenim. Ülkemizde çok kullanıldığını söylüyorlar. Ben kullanmadan iş hayatının stresine dayanabilenlerdenim. Her gün aynı istek ve enerjiyle güne başlayabilmek gerekir. İnsanlığa, yurduna, kendine iyi bir şey yapıyor olmak bence yeterli bir neden, güne pozitif, iyimser ve güçlü başlamak için. Kendini kötülerden, kötü enerjilerden, seni yiyip bitirenlerden, zamanını çalanlardan koruyacaksın. Her konuda koruyacaksın.