“Kadınlar İş-Hayat Dengesinde Daha Anlayışlı”
“Kadınlar İş-Hayat Dengesinde Daha Anlayışlı”
Bizi Takip Et
Dr. Hande Demirdere, Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden mezun olduktan sonra İstanbul Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı’nda uzmanlık eğitimini tamamlar. Aslında idealist olarak mesleğe başlamasına rağmen uzmanlığını aldığında kadro bulunmadığından uluslararası bir ilaç firmasında çalışmaya başlar. Türkiye ve dış pazarlarda Rusya, Singapur, Hindistan başta olmak üzere 6 yıllık yurtdışı tecrübesi olur. “O yıllarda uzman hekimlerin ilaç sektöründeki varlığı çok nadirdi. Firmalar ve medikal departmanlar büyümesine paralel olarak; şu anda ilaç sektöründe faaliyet gösteren çok fazla uzman hekim arkadaşımız var” diyen Hande Demirdere, 16 yıldır ilaç sektöründe yönetici olarak görev yapıyor. Son bir yıldır ise Pierre Fabre İlaç’ta genel müdür olarak çalışıyor. Dr. Hande Demirdere ile sağlık sektöründe kadın yönetici olmayı konuştuk.
“YETER Kİ FIRSAT EŞİTLİĞİ YARATILSIN”
Erkeklerin domine ettiği bir iş dünyasında kadınlar olarak farklı toplumsal önyargılarla başa çıkmak durumunda kaldığımızı düşünüyorum. Bu da kadınların hem mevcut durumlarını korumak, hem de yöneticilik pozisyonlarına erişmek adına daha fazla çaba göstermesine, karşılaşılan tüm zorluklara daha dayanıklı olmasına yol açtı. Diğer bir deyişle, kadınlar olarak bu sorunu kendimiz için bir fırsata çevirdik. Bu fırsatı da öncelikli olarak uluslararası firmalarda diversity & inclusion politikasının uygulanmasıyla yakaladık. Bu politikaların uygulanmasıyla birlikte, yönetim atamalarında kadınlara öncelik verilen dönemler oldu. Bu vesile ile de, kadınların da en az erkekler kadar başarılı yöneticiler olabileceği görülmüş ve önyargılar kırılmış olacak ki; günümüzde yeni yönetici adaylarında kadınların her geçen gün daha da ön plana çıktığını görüyorum. O nedenle, kadın yönetici olmak bir avantaj veya dezavantaj konusu olmaktan öte, fırsat eşitliği yaratıldığı noktada her anlamda pozitif dokunuşu olan bir değer haline gelmiştir.
“KADINLARA YÜKSEK EQ’LARI AVANTAJ GETİRİYOR”
Kadınların anatomik ve fizyolojik olarak erkeklerden farklı olması, davranış modellerine de yansıyor. Kadınların erkeklere göre daha duygusal olduğu, zaman zaman duygularıyla karar verdikleri bilinen bir gerçek. Ancak, bu farkın duygusal zekaya da olumlu etki yaptığını düşünüyorum. Günümüzde başarıda IQ kadar, EQ düzeyinin de önemli olduğuna inanıyorum. İlaç sektöründe yoğun iş temposunda çoklu-görevde çalışabilmelerinin, iş-hayat dengesi konusunda daha anlayışlı olmalarının ve en önemlisi insan yönetimindeki yüksek EQ’larının, kadınlara avantaj getirdiğini düşünüyorum.
YÖNETİM KURULUNDAKİ 9 ÜYENİN 8’İ KADINLARDAN OLUŞUYOR!
Türkiye’de iş dünyasının her alanında çok sayıda kadının istihdam edilmesi ve yönetici koltuklarında oturabilmesi için öncelikle kadının istemesine ve fırsat eşitliğinin sağlanmasına ihtiyaç var. Şu anda Pierre Fabre İlaç Yönetim Kurulu’nun dokuz üyesinin sekizi kadın yöneticilerden oluşuyor. Yönetim bakış açısı ve insan kaynakları politikalarının çalışanlarına fırsat eşitliği sağladığı noktada, kadınların yönetim pozisyonlarında başarılı, azimli ve uyum içerisinde yol alabildiklerinin en güzel örneklerinden birisini firmamız bünyesinde görmeniz mümkün.
“TEK KULAĞIMDA TÜPLE YAŞAMAK ZORUNDAYIM”
Yönetici olarak bulunmak zorunda olduğunuz toplantılar, seyahatler nedeniyle sağlık sorunlarınız geri planda kalabiliyor. İlaç sektörüne ilk başladığım yıllarda art arda verdiğim eğitimler nedeniyle fırsat bulup zamanında doktora gidemediğimden; şu an tek kulağımda tüple yaşamak zorundayım. Belki de hekim olduğum için, hastalandığımda çok ciddi bir hastalık olarak düşünmüyorsam, zaman kısıtlılığından doktora gitmiyorum. Çoğu zaman grip gibi hastalıkları dinlenemeden, ayakta daha uzun sürede atlatabiliyorum.
Jinekolojik tarama ve muayenelerimi, meme kontrollerimi planlı ve düzenli olarak yaptırıyorum. Tüm kadınlarımıza da düzenli şekilde gerekli taramaları yaptırmalarını tavsiye ediyorum. Çünkü, bu tip hastalıklarda erken teşhis çok ama çok önemli. Hem kadın sağlığı hem de meme ve akciğer kanseri terapötik alanlarında hizmet verirken, bu aşamadaki bir başka misyonumuz, toplum genelinde bu bilinci yerleştirmek.
“HAVAALANLARI, UÇAK VE YÖRESEL YEMEKLERİN KISIR DÖNGÜSÜNE GİRİYORUM”
Yurt içi ve yurt dışı çok fazla seyahatimiz oluyor ve maalesef seyahatler sırasında sağlıklı beslenemiyorum. Havaalanında başlayan, uçakta devam eden, gittiğimiz yerlerin yöresel yemekleriyle pekişen ve dönüş yolculuğundaki havaalanı ve uçak yemekleriyle tamamlanan kısır bir yeme döngüsüne giriyorum. Ofiste olduğum günlerde, evden getirdiğim sağlıklı yemeklerle öğün atlamadan beslenebiliyorum.
GÜNDE 10 BİN ADIM ATIYORUM
Spor yapmak ruh ve beden sağlığının ilacı. Her gün 10 bin adım atmayı hedefleyerek yürüyüş yapıyorum, tenis oynuyorum, yazın yüzüyorum. Kızım, eşim, dört köpeğimiz ve iki kedimizi de kapsayan büyük ailemizle evimizde zaman geçirmek , piyano çalmak, dizi seyretmek, ruhuma en iyi gelen anlar.
İçeriği Paylaşın