ATV Avrupa ekranlarında yayınlanan “Esra Kazancıbaşı ile Sağlığım İçin Herşey” programına konuk olan Acıbadem Atakent Hastanesi Tüp Bebek Merkezi Direktörü Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. Fatih Şendağ, çiftlerde çocuk sahibi olmaya engel teşkil eden problemler ve tedavileri, kadınlarda yumurtalık yaşlanmasının çözümleri, kısırlık ve tüp bebek tedavisi konusunda bilgi verdi.
“BİR YILLIK DÜZENLİ İLİŞKİYE RAĞMEN ÇOCUK SAHİBİ OLUNAMIYORSA KISIRLIKTAN SÖZ EDEBİLİRİZ”
. Çocuk sahibi olmak isteyen çift ne zamandan itibaren kısırlık şüphesiyle doktora başvurmalıdır?
"Bir yıllık bir düzenli ilişki olmasına rağmen çocuk sahibi olunamıyorsa o zaman biz bunu 'kısırlık' kapsamında değerlendiriyoruz. Bir yılın sonunda çiftlere, tetkik yapıyoruz ve çıkan sonuçlara göre tedavi planlıyoruz."
“ERKEĞİ DEĞERLENDİRMEK ÇOK DAHA KOLAY”
. Kadından ya da erkekte hangi faktörler kısırlığa yol açabiliyor?
"Biz hastalarımızın çift olarak başvurmalarını arzuluyoruz. Genelde sadece bayanlar kadın hastalıkları uzmanına gelir ve 'bizim çocuğumuz olmuyor. Bize çözüm önerir misiniz?' der. Bu bilinmeli ki sonuçta bu iş hem erkek hem de kadınla ilgili bir iştir. Dolayısıyla erkeğe ait faktörler de kısırlık sebebi olabilir.
Erkekteki sperm ile ilgili faktörler, sperm sayısındaki azlık, kalitesindeki düşüklük veya hareketliliğindeki azlıklar kısırlık sebebi olabiliyor. Dolayısıyla toplumumuzda maalesef bir takım önyargılarla çocuk sahibi olamayan kadın daha çok doktora tek başına geliyor. Ama aslında erkeği değerlendirmek çok daha kolay oluyor. Erkekte çoğu zaman sadece bir sperm analizi istiyorsunuz.
Kadın açısından baktığımızda kadını incelemek daha uzun sürüyor. Kadın doktora gelip 'neyim var' dediğinde o gün her sorusunu cevaplayamıyorsunuz. Çünkü bir takım testler yapmak zorundasınız. Dolayısıyla önce yumurtlama durumu nasıldır diye muayenesini yapıyoruz. Adet düzeni nasıldır? Adetlerinde bir problem var mı? diye soruyoruz. Muayenesinde rahim ve yumurtalıkları normal mi? Bunlara bakıyoruz. Adetin 2. ve 3. gününde hormonlarında bir sorun var mı, yok mu diye bir takım hormon tahlillerini istiyoruz. Kadınlar açısından yumurtlama problemi olup olmadığı önemli. Rahim normal mi? Bazen hastanın bakıyorsunuz rahmi olmuyor veya miyomu olabiliyor. Rahimle ilgili başka sorunları da bulunabiliyor. Bunlar da gebelik önündeki engeller olarak karşımıza çıkıyor. Onun dışında tabii yumurtalık kanalları önemlidir. Yumurtalık kanalları açık mı, değil mi diye bakıyoruz. Bunu anlamak için bazı testlerden ve filmlerden yararlanıyoruz. Tüm bunları değerlendiriyoruz. Ultrasonda yumurtalık yapısına ve yumurtlama durumuna bakıyoruz. Bunlardan sonra çiftlere çocuk sahibi olamamalarının sebeplerini söyleyebiliyoruz ve sonrasında tedavi seçeneklerini sunuyoruz."
“35 YAŞINDAN SONRA YUMURTALIKLARDA REZERV AZALMASI BAŞLIYOR”
. Yumurtalık yaşlanması nedir? Daha çok orta yaşın üzerindeki kadınlarda görülen bir problem midir? Genç kadınlarda da yumurtalık yaşlanmasına rastlanabilir mi?
"Bu günlerde en çok tartışılan konulardan biri de yumurtalık yaşlanmasıdır. Çünkü kadının yaşıyla yumurtanın yaşı aslında her zaman paralel gitmiyor. İnsan ömrü uzadı. Artık günümüzde 80’li yaşlara kadar sağlıklı yaşamak mümkün olabiliyor. Ama sonuçta bir doğa kanunu var. Belli bir yumurtalık rezervi ile doğuyorsunuz ve gün geçtikçe bu rezervleri kaybediyorsunuz. Sonrasında ise menopoza giriyorsunuz.
Aslında ergenlik dönemine baktığımızda yaklaşık olarak 300.000 yumurta rezervimiz var. Ondan sonra her adet döneminde, bu rezerv azalmaya başlıyor. Bazı kadınlarda genetik sebeplerle de olabiliyor bu azalma. Bu rezerv azalması çok hızlı olabiliyor. Çevresel ve genetik faktörlerin birleşmesiyle çok erken dönemde yumurtalıklardaki rezerv azalabiliyor. Bazen 25-30 yaşında rezervi azalmış, yumurtalıkları yaşlanmış kadınlarla karşılaşabiliyoruz. Toplumumuzda 50 yaşı, ortalama menopoz yaşı olarak kabul etsek de rezerv azalması aslında 35 yaşından sonra başlıyor. Yani yumurtalıklar biraz yaşlanmaya başlıyor."
. Bir kadında yumurtalık yaşlanması olduğu nasıl teşhis ediliyor ve tedavisi var mıdır?
"Belli kan tahlilleriyle ve yaptığımız ultrason ile yumurtalıkları değerlendirerek rezervlerin azalıp azalmadığını öngörebiliyoruz. Hastadan basit kan tahlilleri istiyoruz. Bu tahliller sonucu rezervi değerlendirebiliyoruz. Günümüzde kadılarda kariyer yapıp 35 yaşından sonra evlenip çocuk yapacağım diye planlamalar oluyor. Doktora 35 yaşından sonra çocuk sahibi olabilmek için geliyorlar. Bir bakıyorsunuz ki yumurtalık rezervi çok kötü. O zaman hastada bir panik başlıyor. Nasıl chek-uplar yaptırıyoruz. Karaciğerimize kalbimize baktırıyoruz. Kadınların yumurtalık rezervi açısından bazı testler yaptırması gerekiyor. Çünkü eğer yumurtalıklarında bir rezerv sorunu varsa çocuk sahibi olma planını buna göre yapmalı.
Eskiden erken dönemde yumurtalık rezervinin kötü olduğu tespit edilmiş bir kadına pek bir şey yapamıyorduk. Simdi 30 Eylül 2014 itibariyle Sağlık Bakanlığı’nın yeni çıkan tüp bebek yönetmeliğinde bu konu da irdelendi. Bu konudaki eksiklik giderildi. Daha önce kanser hastalarında yumurtanın dondurulması izni veriliyordu. Kanser hastasının kanser tedavisi görmeden yumurtaları toplanıp tüp bebek merkezlerinde dondurulabiliyordu. Ama yeni yönetmelikle beraber yumurtalık rezervinizde problem (erken yumurtalık yaşlanmanız) varsa ve henüz çocuk sahibi olmayı düşünmüyorsanız, o zaman yumurtalıklarınız toplanıp, dondurulabiliyor ve bunları çocuk sahibi olmak isteğiniz ileri dönemde kullanabiliyorsunuz."
. Dondurulmuş yumurtalar ne kadar süre ile saklanabiliyor?
"Bir süre yok. Sonuçta dondurup, uygun koşulları sağladıktan sonra çok uzun yıllar saklamak mümkün."
. Türkiye'deki her kadın, her merkezde yumurtasının dondurulmasını talep edebilir mi? Yoksa bu tür işlemler, belli alt yapılara sahip sınırlı sayılardaki merkezlerde mi yapılır?
"Tabii ki bu işlemin dondurma üniteleri iyi olan merkezlerde yapılması önemlidir. Yumurta rezervinin azlığını veya erken yumurtalık yaşlanmasının bir sağlık kurulu raporuyla onaylanması gerekiyor. Bu sağlık kurulu raporu olmadan tabii ki yumurtayı donduramıyorsunuz. Öncelikle bu işlemlerin yapılması lazım. 3 hekimin 'evet yumurtalık yaşlanması vardır' demesi ve testlerin yapılıp bunların onaylanması lazım. Raporum çıkması gerekiyor. Ondan sonra hangi kurumda dondurma işlemi yapılacaksa yumurtanın bu kişiden olduğunu garanti eden genetik testler, kromozom analizleri yapılması isteniyor."
. Erkeklerde yaşla birlikte ya da çevresel faktörlerin etkisiyle sperm sayısında ve niteliğinde herhangi bir sorun oluyor mu?
"Kadınların tersine erkeklerde yaşlanmayla ilgili sperm sayısında çok ciddi bir azalma olmuyor. Kadınların doğurganlığı doğa tarafından sınırlandırılıyor. Erkeklerde ateşli bir hastalık, ameliyat, enfeksiyon, sigara, çevre kirliliği, yüksek ısıya ve radyasyona maruziyet gibi sebepler sperm sayısını olumsuz yönde etkileyebiliyor. Kimi zaman doğuştan sperm üretiminin az olması veya hiç olmaması gibi sebepler erkeklerdeki sorunlar olarak karşımıza çıkıyor."
“DOĞAL YOLLARLA GEBE KALMA ŞANSI OLMAYANLARA TÜP BEBEK TEDAVİSİ UYGULUYORUZ”
. Tüp bebek tedavisi nedir ve kimlere bu tedaviyi öneriyorsunuz? Tüp bebek tedavisine başlamadan önce başka tedavilerden de yararlanılıyor mu?
"Bir çifti değerlendirdikten sorun ne olduğuna bakıyoruz. Bazen cerrahi ile çözülebilecek bir problem de olabiliyor. Çikolata kistini veya miyomu tedavi ediyorsunuz. Rahimde bir sorun varsa çözüyorsunuz. Yumurtlamayla ilgili problemi basit tedavilerle çözebiliyorsunuz. Hasta böylece gebe kalabiliyor. Dolayısıyla sebebe göre gidiyoruz. Sebep, bunlarla çözülüyorsa zaten tüp bebeğe gerek kalmıyor. Onun için hemen tüp bebek tedavisine geçmiyoruz.
Eğer daha önce basit yumurta uyarıcı tedaviler, yumurta çatlatmasıyla ilgili tedaviler veya aşılama tedavileri denenmiş ve bunlarla başarı elde edilememişse o zaman tüp bebek tedavisine başlıyoruz. Ya da yumurtalık kanalları tıkalı cerrahiyle açılamıyor. Zaten doğal yolla gebe kalma şansı yok. O zaman tüp bebek tedavisi uyguluyoruz.
Erkekte yine sperm ile ilgli bir sorun var. Sperm sayısı oldukça az ya da hiç olamayabiliyor. O zaman yine tüp bebek teknolojisinden faydalanmamız gerekiyor."
. Tüp bebek tedavisi kaç denemeye kadar tekrarlanabilir?
"Aslında bir sınır bugüne kadar ortaya konmadı. Bu konuda çok liberal olan ülkeler var. Mesela İsrail’de 20. tüp bebeği denemesini yaptıran hastalardan bahsediliyor. Eğer yumurtalarınız çalışıyorsa ve yumurta elde edilebiliyorsa tüp bebek yapılabiliyor. Ama biz tüp bebek başarısının sıfıra yakın olduğu yaş gruplarında (45 yaşlar civarında) hastayı değerlendiriyoruz ve bazen hastalarımıza tüp bebek yapmayalım gibi önerilerde bulunabiliyoruz."
“İKİ TÜP BEBEK TEDAVİSİ ARASINDAKİ GEÇEN SÜRENİN EN AZ 2 AY OLMASI GEREKİYOR”
. İki tüp bebek denemesi arasında ne kadar ara vermek gerekiyor?
"Biz en az 2 ay olmasını istiyoruz. Tekrar yumurtaların üretilmesi ve toparlanması açısından aslında bu fizyolojik olarak böyledir. Tekrar denemenin yapılabilmesi için minimum 2 aylık bir sürenin geçmiş olması gerekiyor."
“SPERMİ HİÇ OLMAYAN HASTALARIMIZIN DA ÇOCUK SAHİBİ OLAMA ŞANSI VAR”
. Erkeğin hiç spermi yoksa ya da sperm sayısında çok büyük bir azalma varsa bu durumda hangi tedavilerden yararlanıyorsunuz?
"Bazen spermi hiç olmayan yani menide sperme rastlamadığımız durumlar olabiliyor. O zaman biz testisten biyopsi alarak sperm elde etme yöntemine başvuruyoruz. Bu şekilde cerrahi yolla sperm elde etmek mümkün. Daha önce bu hastalarda gerçekten tıp çaresizdi. Ama mikroenjeksiyon yönteminin ortaya çıkmasıyla 1992 yılından itibaren tüp bebekte bir devrim oluştu ve bu hastaların çocuk sahibi olabilmesinin yolu açıldı. Biz bu konuyu ürologlarla değerlendiriyoruz. Önce erkek inceleniyor. Eğer biz ondan cerrahi yolla sperm elde edebileceğimizi düşünüyorsak bu yönteme başvuruyoruz."
. Kadında ve erkekte kaygı, stres tedavinin başarısını ne yönde etkiliyor?
"Her hastalığın tedavisinde olduğu gibi tüp bebekte de stres, önemli bir faktör olarak karşımıza çıkıyor. Biz hastalarımıza mümkün olduğunca streslerini azaltmalarını söylüyoruz. Bazen tüp bebek merkezleri psikologlarla da çalışıyor. Hastanın tedaviye iyi bir duyguyla ve moralle başlaması oldukça önemlidir. Çünkü stres, hormonları etkiliyor. Hormonlarda sonuçta başarıyı etkiliyor. Dolayısıyla tüp bebekte stresin yönetimi oldukça önemlidir."