Kalp Hastaları Diş Tedavisi Yaptırırken Nelere Dikkat Etmeli?
Kalp Hastaları Diş Tedavisi Yaptırırken Nelere Dikkat Etmeli?
Bizi Takip Et
Dünya Sağlık Örgütü; diş çürüğü ve dişeti hastalıklarını kardiyovasküler hastalıklar başta olmak üzere genel sağlığı tehdit eden enfeksiyonlar arasında sayıyor. Ülkemizde yapılan araştırmalar ise; diş hastalıklarının genel sağlık üzerinde ne kadar büyük bir tehdit oluşturduğunun göstergesi. Buna göre 35-44 yaş arasındaki yetişkinlerde yüzde 75,8 oranda çürüğe; yüzde 62.2 oranda ise dişeti hastalığına rastlanıyor.
Türk Dişhekimleri Birliği Başkanı Prof. Dr. Taner Yücel, ağızdaki tehlikeye dikkat çekti. Prof. Dr. Yücel, diş çürüğü ve dişeti hastalıklarına neden olan bakterilerin kalp damar hastalıklarını yüksek risk faktörü ile nasıl tehdit ettiğini anlattı.
Türk Erişkinlerinde Kalp Hastalığı ve Risk Faktörleri (TEKHARF) çalışmalarına göre ülkemizde yaşı 20’nin üzerinde olan her bin erkekten 90’nında ve kadınların 71’inde kalp ve damar hastalığı mevcut. Kalp damar hastalıklarında enfeksiyöz nedenler yüksek risk faktörü olarak değerlendirilirken, diş çürüğü ve dişeti hastalıklarına neden olan bakteriler bu açıdan büyük önem taşımaktadır. Kronik dişeti hastalığı ve çürük enfeksiyonlarının ateroskleroz ve kalp hastalığı açısından risk faktörü olabildiği ileri sürülmektedir.
DİŞ FIRÇALARKEN VE İPLE TEMİZLERKEN DİKKAT
Özellikle dişleri saran dişeti ve periodontal dokuların kronik enfeksiyonu olan periodontitis, kalp kapakçık iltihabı ve eklem romatizması gibi sistemik iltihabi hastalıklarda artışa sebep olmaktadır. Ağız ortamında bulunan çürük ve dişeti hastalığına neden olan bu bakteriler ve bakteri ürünleri kan dolaşımına katılarak kalp dokularına kadar taşınabilmektedir ve bu durum ne yazık ki yüksek ölüm oranına sahip olan bakteriyel endokardit ile sonlanabilmektedir.
Diş fırçalama, diş ipi kullanma gibi dişeti kanamasına neden olan basit işlemlerin bile bu bakteriyemi riskini arttıracağı düşünülürse dişlerin yüzeylerinde biriken bakteri plağının nasıl potansiyel bir tehdit oluşturabildiği gözardı edilmemelidir.
DİŞTEKİ MİKROORGANİZMALAR DAMAR YOLUYLA YAYILIYOR
Kalp ve kalp kapak hastalığı olan hastalarda dental işlemler sırasında bu mikroorganizmaların damar yolu ile yayılmasını engellemek büyük önem taşıyor.
Bu hastaların dental girişimleri öncesinde mutlaka dişhekimlerini sahip oldukları hastalık hakkında bilgilendirmeleri gerekirken, dental işlemler öncesi mutlaka koruyucu ilaç tedavileri altında dental tedavileri gerekli tıbbi konsultasyonlar dahilinde gerçekleştirilmelidir.
Çürük ve dişeti iltihabına sahip bireylerin mutlaka kardiyovasküler hastalıkların artan olası riskleri konusunda bilgilendirilmeleri ve risk grubu bireylerin ağız ve diş sağlıklarının optimal duruma getirilmesinin yanı sıra bu kişilerin tıbbi yönden de değerlendirilmeleri önerilmelidir. Şüphesiz periodontitis ve diğer ağız-diş enfeksiyonlarının asıl sebebi olan kötü ağız hijyeninin düzeltilmesi bu tip enfeksiyonların ve bağlantılı olduğu kalp-damar hastalıklarının oluşma riskinin azalması sağlanmalıdır.’’
YÜKSEK KAN BASINCI KONTROLÜ
Öte yandan ‘kan basıncı kontrolü’ de büyük önem taşır. 2025 yılında yüzde 25 görülme sıklığı öngörülen kalp-damar hastalıkları, diabet, solunum yolu hastalıkları gibi “Bulaşıcı olmayan sistemik hastalıkların” önlenmesi amacıyla eylem planı başlatılmıştır. Bu anlamda özellikle yüksek oranda ölümcüllüğe sahip kalp-damar hastalıklarının önlenmesi açısından, yüksek kan basıncını kontrol altına alabilmek hedeflenmektedir.
Dişhekimleri olarak bizler, bu dünya çapında gerçekleştirilmesi planlanan organizasyonda etkin rol oynamaya kararlıyız. Hastalarımızın herhangi bir hastalık nedeni olmaksızın bir check-up amacıyla gerçekleştirdikleri hekim ziyaretlerinin yanı sıra, dişhekimi muayenehanelerine diş tedavileri amacıyla gelen hastalarımızda da bu sistemik hastalıklar açısından taşınan risk faktörleri farkındalığını yaratmayı amaçlamalıyız. Basit bir ekipman ile hastalarımızın kalp basınçlarını kontrol ederek bu anlamda kalp krizi ve felç oluşma olasılığını azaltabilmek adına tüm dişhekimlerinin bu konuda duyarlılığını ve faaliyetlerini arttırmayı hedeflemeliyiz.
İçeriği Paylaşın