Kalp Nakli ve Organ Bağışının Önemi
Kalp Nakli ve Organ Bağışının Önemi
Bizi Takip Et
Kalp ve damar hastalıkları ülkemizde en fazla hayat kaybına yol açan hastalıklar arasında bulunuyor. Kalp hastalıklarının tedavisinde kalp nakli önemli yer tutuyor. Çok sayıda hasta kalp bekliyor. Ne yazık ki ülkemizde organ bağışı son derece düşük.
Kalp nakli kime gerekir? Kalp yetersizliğinin belirtileri nelerdir? Kalp nakli nasıl yapılır? Kalp nakli sonrası yaşam nasıl olmalıdır? Nelere dikkat edilmelidir? Kalp nakli ameliyatı ne kadar sürüyor? İyileşme süreci nasıl ilerliyor?
Kalp naklindeki gelişmeleri Türk Kalp Damar Cerrahisi Derneği Yönetim Kurulu üyesi Op. Dr. Murat Sarğın, organ nakli için yapılan projeleri Siyami Ersek Eğitim ve Araştırma Hastanesinden Organ Nakil Koordinatörü Semra Ağustos ve 9 sene önce kalp nakli olan Ayhan Zorba kalp naklinden önceki ve sonraki hayatını Sağlığım İçin Herşey’de anlattılar.
.Kalp nakli önemli bir operasyon. Kalp nakli kime, hangi hastalara gerekir?
Op. Dr. Murat Sarğın: “Kalp nakli ileri evre kalp yetmezliği sonucunda varacağımız son liman aslında. Daha öncesinde ilaç tedavisi alan hastalar ve bütün tıbbi tedavilerin bittiği noktada, eğer hastanın kalp yetmezliği bütün bu tedavilere cevap vermez noktasına gelmişse artık kalp nakline ihtiyacı oluyor. Sonuçta kalp nakli bu durumdaki elimizdeki tek çözüm.”
“EN SIKINTILI DÖNEMDE KALP NAKLİ GEREKİR”
.Kalp yetersizliğinin, kalp yetmezliğinin belirtileri nelerdir?
Op. Dr. Murat Sarğın: “Bu aslında uzun bir dönem. Çünkü kalp yetmezliğinin evreleri var. Daha hafif evredeki bir hasta günlük hayatında kendini zorladığı zaman nefes darlığı hissedebilirken, kalp yetmezliğinin ileri evresinde istiharat halinde otururken bile nefes darlığı çeken, aşırı yorgunluk ve ödem tabloları yaşayan, bu tablolar içinde sıkıntı yaşayan hastalarımız oluyor.
Kalp nakli gerektiği zaman hastalar bütün bu bulguların en ağır evresini yaşıyor oluyorlar. Gerek nefes alma açısından gerek halsizlik, hareket kısıtlılığı, vücut ödemindeki artış açısından… Bütün bunlar açısından en üst düzeyde, en yoğun, en sıkıntılı dönemleri yaşıyorlar. Oradan tek çıkış noktamız kalp nakli oluyor maalesef.”
.Önemli bir operasyon ancak bir de hasta yönü var. Sayın Ayhan Zorba, kalp nakli olmuş bir kişi. Kalp hastası olarak organ bağışı beklerken neler yaşadınız?
Ayhan Zorba: “O günlerde yiyemiyorsunuz, koşamıyorsunuz, yürüyemiyorsunuz, nefes alamıyorsunuz, toplumdan tamamen kopuyorsunuz. Kısaca hiçbir şey yapamıyorsunuz. Her dakika ölümle iç içe… Mesela uyurken eşiniz her dakika nefesinizi dinliyor, ‘acaba öldü mü yaşıyor mu’ diye… Bir yere yalnız gidemiyorsunuz. Eşiniz hep yanınızda olacak … Toplumdan kopmuş bir haldesiniz. Bitkin bir haldesiniz yani….”
. Kalp nakli olmanız gerektiği söylendiğinde neler hissettiniz?
Ayhan Zorba: “Tamamen ailemin kopma noktasına geldiği andı. Ailedeki bir kişinin hastalığı bütün çevrenize yayılıyor. Komşunuzdan tutun, eş, dost, akrabanıza bu durum yansıyor. Herkes çok üzülüyor. Zaten anlıyorsunuz, yüzünüze gülseler bile hastalıktan dolayı bir gün aralarından ayrılacağınızın hüznünü hissediyorsunuz. Bu durum herkes için geçerli ama hasta olarak o an sen bıçak sırtındasın. Her dakika hazırsın!…”
“TOPRAĞA GİDECEK OLAN ORGAN BENDE YAŞAM BULDU”
.Organ naklinin gerçekleşeceğini, sizin için bir kurtuluş olacağını düşündünüz mü?
Ayhan Zorba: “Ben hazırlıklıydım. Allah’a da inancım var. Bir çözüm var diyordum. Kalp nakli olacağım söylediğinde, hocalarımın sayesinde rahatlayacağımı, yürüyeceğimi biliyordum. Bu süreçte büyük bir aşamadan geçtik. Sürekli hocalarımızın yanına gidip geldik. Hocalarımız bize hep durum hakkında bilgi verdi. Ancak beklerken, bazen eş dost organ bağışının olacağına olumsuz bakıyordu, kalbin bulunacağına inanmıyorlardı. Oysa bir mucize gerçekleşti. Nakilden bu yana 9 seneyi bitirdik. Dualarımız gerçek oldu. Dualar bizi ayakta tuttu.”
.Size nakledilen organın kime ait olduğunu biliyor musunuz?
Ayhan Zorba: “Ankara’dan bir bağışçının organı geldi. Bağışçının ailesiyle halen görüşüyoruz. Ailemiz genişledi. Allah razı olsun; toprağa gidecek olan organ şu an bende yaşam buluyor. Rahmetlinin ailesiyle, abisiyle görüşüyoruz. Bağışçının annesi kalp atışlarımı dinler… Bir annem daha oldu, ağabeylerim, kardeşlerim oldu. Ailem büyüdü…”
“ORGAN NAKLİ KOORDİNATÖRLERİ SEVEREK ÇALIŞIYOR”
.Ülkemizde organ bağışı istenenden çok az seviyede. Bu alanda çalışan kişiler önemli. Sayın Ağustos, organ nakil koordinatörü kimdir? Görevi nedir, nasıl çalışır?
Organ Nakil Koordinatörü Semra Ağustos: “Ben hemşireyim. Organ nakil koordinatörü olmak için doktor olmak gerekmiyor. Bir sağlık personeli de bu işi yapabilir. Doktor, hemşire, sosyal hizmet uzmanı… Sektörün içindeki birçok arkadaşımız bu görevi severek ve gönüllü bir şekilde gerçekleştiriyor.
Bizim sürecimiz elbette zor bir süreç. Toplumu organ bağışı konusunda, gerekliliği ve önemi, sonuçları konusunda çok iyi bilgilendirmemiz gerekiyor ki organ bağışı sayıları artsın; nakil bekleyen birçok hastamız tabi ki umuduna ve ailesine kavuşsun. Bununla ilgili bakanlığın ve bizim bölge koordinasyon merkezinin belirli dönemlerde toplantıları olur. Organ bağışıyla ilgili halkı bilinçlendirmek için toplantılar yapılır. Organ bağışıyla ilgili kampanyalar başlatılıyor. Bazen alışveriş merkezlerinde, bazen sokaklarda standlar kuruyoruz. Gelen soruları cevaplandırmak için ve bağış sayısını artırabilmek için. Bakanlığın desteğiyle birçok kampanya yürütüyoruz.”
.Beyin ölümü gerçekleşen bir hastanın yakınlarıyla organ bağışı için görüşme yapıyor musunuz, bu alandaki zorunluluklar nelerdir?
Organ Nakil Koordinatörü Semra Ağustos: “Tabii ki böyle bir görevimiz var. Aynı zamanda donör hastanelerinin de bu yönde görevi var. Aslında bizim görevimizin iki yönü var. Hem nakil koordinatörüyüz, hem donör hastanesi koordinatörüyüz.
Bir beyin ölümü gerçekleştiğinde aileye bu durum deklere edildikten sonra bize düşen görev aileye danışmak. Aileye ‘organ bağışı yapmak ister misiniz’ diye danışıyoruz. Aileden biz organlarını istiyoruz. Bu süreç tabi ki çok zor bir süreç. Çünkü insanlar acısını yaşarken bizim böyle bir şey istememiz onlarda farklı tepkiler de yaratabiliyor. Bazen çok iyi karşılanıyoruz bazen de çok kötü tepkiler aldığımız oluyor. Zor bir süreç. Bu süreçte eğer ki aile onay verirse bizim için de çok iyi bir aşama oluyor ve hemen ilgili prosedürler başlatılıyor. Tahliller, ultrasonlar vs… Bunu Ankara’ya bildiriyoruz: ‘beyin ölümümüz var ve donör oldu” diye. Sonraki süreci zaten Bakanlığımız, Ulusal Koordinasyon Merkezi de gayet güzel bir şekilde yürütüp sıradaki hastalara göre organ nakilleri yapılıyor.”
“SÜRECİN EN KOLAY KISMI AMELİYAT KISMI”
.Sayın Sarğın, kalp nakli ameliyatı ne kadar sürüyor?İyileşme süreci nasıl ilerliyor?
Op. Dr. Murat Sarğın: “Cerrahi açıdan baktığınızda, kalp nakli sürecinin en kolay kısmı ameliyat kısmı. Bir şekilde kalbi alıp hastanemize getirip o kalbe ihtiyaç duyan hastaya taktığımız süreç aslında saatler alıyor. Onun organizasyonu, oraya gitmek, diğer ekiplerin toplanması… Bu süreçlerin ardından kalbi aldıktan sonrası yani cerrahi kısım, kabaca 4-5 saat içinde bitiyor. Biz cerrahlar açısından bakarsanız hem çok büyük bir keyifle hem de kolaylıkla gerçekleştirdiğimiz kısım.
Kalp naklinin zor kısmı ondan sonra başlıyor. Hastanın yoğun bakım süreci, alacağı tedaviler, organın vücut tarafından reddedilmemesi için yapılacak tedaviler. Sonrasında da Ayhan Bey gibi düzenli gelip gitmesi, takip süreçleri bunlar çok önemli. Ameliyat kısmı bahsettiğim gibi 4-5 saat içinde bitiyor. Her şey yolunda giderse kabaca 2-3 hafta içinde de yepyeni bir hayata başlamak için taburcu oluyor hastalar.”
“BİNE YAKIN KİŞİ ORGAN NAKLİ BEKLİYOR”
. Türkiye’de kalp nakli bekleyen kaç kişi var?
Op. Dr. Murat Sarğın: “Tabi ki dinamik, sürekli değişen bir sayı ama Türkiye’de bugün itibariyle söylemek istersek hemen hemen bine yakın 980 civarında. Bu sayı her yıl gittikçe artıyor ve hatta aylar içerisinde artıyor. Listeye her ay 50’ye yakın belki biraz daha fazla kişi ekleniyor. Sıra beklerken kaybettiğimiz hastalarımız da oluyor ancak kişi sayısı gittikçe artıyor. Nüfusumuz yaşlandıkça kalp nakli (bekleyen hasta) sayımız da artıyor. Ayrıca, daha genç yaş gruplarında da gittikçe görülen bir hastalık haline geliyor. Dolayısıyla bu sayı her zaman artan bir sayı olacak ama şu an itibariyle kalp nakli bekleyen bine yakın hastamız var. Bunun 150’ye yakını da acil listesinde, öncelikli bir an önce kalp bulup hastamızı iyileştirmek istediğimiz hastalar.”
.Organ nakli için hastalar ne kadar bekliyorlar, acil hastalar ne yapıyor?
Organ Nakil Koordinatörü Semra Ağustos: “Yusuf isimli hastamız var, 1 yıldır hastanede bekliyor acil listede olduğu için. Yusuf hastamızda şöyle de bir durum var ki; kalbi güçlendirici ilaçlardan hiçbir şekilde ayrılamıyor, ayrılamadığı için de evine gidip dışarıda bekleme gibi bir şansı da olmuyor. Mecburen hayatını hastanede geçirmek zorunda kalıyor. Berk isimli bir acil hastamız daha var ve bir sene önce destek cihazı takıldı. Ancak son 3-4 ay öncesine kadar kalbi bu cihazla da çalışamaz hale geldi. Tekrar kalp nakli bekleme ihtiyacı doğdu. O da en öncelikli listede acilin acili dediğimiz bir durumda. Bu süre hiç belli olmuyor. Ailelerin bize en sık sorduğu soru ‘Semra Hanım kalp var mı, ne zaman çıkacak?’ Keşke öyle bir şey olsa ve ben bunu bilebilsem diyorum… Ancak hiçbir şekilde bilemiyorsunuz ne zaman organ çıkacak, ne zaman bağış olacak ve çıkan bu organ bizim hastalarımıza uygun olacak mı? İnce eleyip sık dokuyorsunuz. Sonuçta zor bir şey.”
“BİR KİŞİNİN BAĞIŞI 8 YENİ HAYAT DEMEK”
.Organ bağışının önemi her ortamda vurgulanıyor, vurgulanması da gerekiyor. Sayın Sarğın, neler söylemek istersiniz?
Op. Dr. Murat Sarğın: “Şöyle düşünmek lazım: Bir yakınımıza kan lazım olduğunda koşarak Kızılay’a gidip kan veriyoruz. Kan vermek de aslında bir organ bağışı. Bir yakınımıza böbrek ihtiyacı olursa böbrek bağışlamak isteyen bir sürü birinci dereceden akrabası oluyor. Beyin ölümü gerçekleştikten sonra bağış oranı ise çok azalıyor. Yani canlıdan bağışta dünya birincisiyken beyin ölümünde bağışta çok çok gerilere düşüyoruz. Oysa bir kişinin bağışlanan organları 8 yeni hayata yardımcı oluyor. Onun yakınları Ayhan Bey’in de söylediği gibi geniş bir ailesi oluyor. Birçok insanın hayatı değişiyor. Bu güzel bir fırsat. Sadece toplumda o bitkisel hayatla beyin ölümü arasındaki ‘acaba hala hastamızın bir şansı var mı, biz ne olur ne olmaz bağışlamayalım’ korkusunun aşılması lazım. O da sizlerin bizlerin yardımıyla aşılacak.”
.Sayın Ayhan Zorba, kalp nakli olduktan sonra hayatınız nasıl değişti?
Ayhan Zorba: “O kadar değişti ki… Bir çocuğun yürüyüp, koşması gibi, yeni doğmuş gibi. Şükürler olsun ki çok rahatım. Rahat uyuyup, rahat yürüyorum, rahat geziyorum… Hocalarımızın sayesinde, bağışçılar sayesinde elbette. Allah razı olsun eş-dostun sayesinde de. Hastanede emeği geçen herkesten Allah razı olsun. Çok rahatım. Tabi biraz hastaya da düşen görevler var. Hasta ‘ben nakil oldum, artık iyiyim deyip’ bırakıyor… Nakil olduktan sonra asıl süreç başlıyor. Yediğine içtiğine kiloya dikkat etmek lazım. Bu hastalıkta en kötü nokta enfeksiyon. Enfeksiyona karşı dikkatli olmak lazım. Temizliğe çok dikkat edilmeli.”
“ORGAN NAKLİ OLANLAR DA ORGANLARINI BAĞIŞLAYABİLİR”
. Size yapılan organ bağışı çevrenizdekilerin organ bağışın karşı olan bakışını nasıl etkiledi?
Ayhan Zorba: “Baştan ben kendim olmak üzere eşim ve ben bağışçıyız. Eşe-dosta kendimi örnek göstererek organ bağışının önemini anlatıyorum. ‘Bakın ben nakil oldum ve hayattayım’ diyorum. ‘Lütfen organlarınızı bağışlayın bu çok önemli. Yarın sizlerin de başına gelecek’ diyorum. Bütün organlarımı bağışladım.”
.Organ nakli olmuş kimse de organlarını bağışlayabilir mi?
Op. Dr. Murat Sarğın: “Evet belli organlarını bağışlayabilir.
“ORGAN BAĞIŞI HAYATA BAĞIŞTIR, TOPRAK OLMASIN CAN OLSUN”
. Organ Nakil Koordinatörü olmanızın yanı sıra siz de böbreğinizi eşinizle paylaşmıştınız? Bu konuda neler söylemek istersiniz?
Organ Nakil Koordinatörü Semra Ağustos: “Eşimle aile hayatımız, yaşam kalitemiz son derece arttı. Eşim hayata daha çok bağlandı. İşini devam ettirebiliyor, sokağa rahatça çıkıp yürüyebiliyor. Hastalıktan önceki hayatını aynen devam ettirebiliyor. Bu çok güzel bir şey. Ailemizi de etkiliyor tabii ki. Çünkü evde bir hasta olunca sadece hasta değil bütün çevresi, ailesi, eşi, çocukları etkilenebiliyor bu durumdan. Böyle bir organ bağışı düşünün bizim hayatımızı nasıl olumlu etkiledi. Çok çok güzel oldu. O yüzden herkesin de organ bağışını yapmasını isterim. Organ bağışı hayata bağıştır. Toprak olmasın can olsun. Sonuçta biz onu toprağa gömdüğümüzde hiçbir şey olmayacak, çürüyecek gidecek ama bağışlarsak arkamızda 5 tane 6 tane hayata tutunan gencecik çocuklar, yetişkin insanlar bırakacağız çok güzel bir şey bu.”
İçeriği Paylaşın