Memorail Şişli Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Bingür Sönmez Atv Avrupa ekranlarında yayınlanan “Esra Kazancıbaşı ile Sağlığım İçin Herşey” programına katıldı.
Günümüzde genç nüfusun kalp- damar hastalıklarından daha fazla etkilenmesi söz konusu mu? Yaşam biçimi kalp – damar hastalıklarını ne ölçüde etkiliyor? Beslenmenin kalp sağlığına etkisi nedir? Yumurta, ceviz, tereyağı ne miktarda yenmelidir? Kalp ve damar sağlığını korumak için ne ölçüde egzersiz yapılmalıdır? Aşırı tuz tüketimi kalp sağlığını nasıl etkiliyor? Sigaranın kalp-damar sağlığına etkisi nedir? Diyabet ve hipertansiyon hastaları kalp sağlığı için nelere dikkat etmelidirler?
Prof. Dr. Bingür Sönmez Esra Kazancıbaş’ının sorularını yanıtladı.
. Günümüzde genç nüfusun kalp- damar hastalıklarından daha fazla etkilenmesi söz konusu mu?
“ Kalp hastalıklarını ikiye ayırmamız gerekiyor. Koroner kalp hastalıkları ve kapak hastalıkları, kapak hastalıkları ciddi bir şekilde azaldı. Asistanlık dönemlerinde akut eklem romotizması çok yaygındı. Çok genç çocuklara kapak ameliyatı yapıyorduk. Bugün artık Avrupa düzeyinde romtizmal kapak hastalıkları azalırken koroner kalp hastalıkları arttı.
Koroner kalp hastalıklarındaki artışın iki nedeni var. Birincisi yaşam süresi arttı, yaş ilerledikçe insanların koroner kalp hastalığı olma riskleri de arttı. Benim öğrencilik yıllarımda erkeklerde ortalama yaş 50, kadınlarda 54’tü. Bugün erkeklerde 70, kadınlarda 74 olduğunu biliyoruz. Bu durum da hasta sayısını artırıyor. Asıl üzücü olan koroner kalp hastalıklarının çok aşağı yaşlara inmesi; 30-32 yaş civarında kalp krizi geçiren çok sayıda genç hastamız var.
Yeni nesil çok erken sorumluluk alıyor. Gelişmekte olan bir ülkenin sorunlarını çok çabuk sırtlıyorlar. Bundan 15 – 20 yıl önce doçent olmak için 45 yaşına gelmek gerekirdi, bugün 30 yaş civarlarında doçent olan çok sayıda genç var. Dolayısıyla stresin aşağı yaşa inmesi koroner kalp hastalıklarını artırdı.
Sporcu ölümlerindeki durum çok farklı. İnsan fizyolojisinin üst sınırlarını zorlamak nedeniyle ortaya çıkan ani ölümler var ki onlar bizi hayretler içerisinde bırakıyor çünkü sürekli sağlık kontrollerinden geçen, çok iyi bakılan insanlar olmalarına rağmen bu ölümler gerçekleşiyor.”
. Yaşam biçimi kalp – damar hastalıklarını ne ölçüde etkiliyor?
“ Dünyanın geleceği genetik çözümde, insanların genetik haritasındadır. İnsanlar artık tüp bebek uzmanlarına gidiyorlar ‘Bizde Akdeniz anemesi var, bebeğimizde Akdeniz anemesi olmasın. Hem bende hem eşimde şöyle bir genetik hastalık var bebeğimizde olmasın’ diyorlar. Ben inanıyorum ki 10 yıl içinde insanlar hastaneye gelip, ‘benim annem diyabetik, babam erken kalp hastası, ailemizde erken kalp ölümleri var ama doğacak çocuğumuzdaki erken damar sertliği genetiğini alın’ diyecekler. Çıkan tüp bebekte erken damar hastalığı olmayacak. Bu başarılırsa insan ömrü yüz yaşın üzerine çıkabilecek.
Yaşam tarzımız tabi ki çok önemli ama stres yaşamımızın bir parçası. Mesela şehir hayatında araba kullanan birisinin stressiz olması mümkün mü? Vücudumuzu hormonlar yönetiyor. Mesela tiroid hormonlarımız az çalışırsa aynı kalp hastalığı gibi belirtiler veriyor. Kan şekerimizi kontrol edemiyoruz, aşırı kilo alıyoruz. Dışarıdan yönlendiren biri yok bunu biz eksik üretiyoruz veya fazla üretiyoruz. Eğer fazla üretirsek çarpıntılarımız oluyor. Aşırı çarpıntılar kalp yetmezliğine neden olabiliyor.
Yine vücutta adrenalin hormonu var. Adrenalinsiz yaşamak mümkün değil. Adrenalinizi alalım pelte gibi kalırsınız. Normal dozu bizi hayatta tutuyor. Aşırısı ise heyecan, stres ve çarpıntı yapıyor, nabzımızı yükseltiyor, damarlarımıza spazm yapıyor ve keyif veriyor. Onun için insanlar hızlı araba kullanıyor onun için insanlar bangi jumping yapıyor.
Bir de endorfin denen güzel bir hormonuz var. Yürüyüş yapınca, güzel müzik dinleyince, güzel yemek yiyince, iyi bir sohbet yapınca endorfinimiz yüksekliyor. Biz adrenali tercih ediyoruz, adrenalimiz yükselince ondan keyif alıyoruz. Oysa endorfinimizi artıran şeyler yapacak olursak kalp sağlığımız daha iyi olacak. Aslında bedenimizi hormonlarımız yönetiyor.”
. Beslenmenin kalp sağlığına etkisi nedir? Yumurta, ceviz, tereyağı ne miktarda yenmelidir?
“ Beslenme kalp sağlığının yüzde 25 oranında etkiliyor. Bir hasta geliyor, ‘hocam tavşan gibi besleniyorum ama kolesterolümü düşüremiyorum’ diyor. Başka bir hasta geliyor, kilosu obezitenin üzerinde, ne bulursa yiyor ama kan yağlarına bakıyorsunuz tamamen normal. İç yapı denen bir olay var. Bunu çözemedik, çözemiyoruz.
Koyun ot yer ama içini açın bakın, vüçudu yağ dolu çünkü koyun yediği otu yağa çeviriyor. Onun için ne yerseniz yiyin, başınıza gelecek olan geliyor. Özellikle diyete rağmen kolesterolü, trigliseridi kontrol altına alamayan insanların tıbbi yardım alması şart. Ben şimdi size bir formül versem, 40 tane yiyecek koymam lazım. Böyle bir sofra söz konusu değil. En basit formül, hepsinden az, az yemek.
Yumurta mevzusundan dolayı özür diledim. ‘Bugüne kadar yasak ettiğim yumurtadan ve hastalarımdan özür diliyorum’ dedim. ‘Gün aşırı mutlaka bir yumurta yiyin’ dedim. Bazı meslektaşlarım, ‘günde 4 tane yiyin’ demeye başladı. Her yiyeceğin yararları gibi zararları da var. Her şeyin kararı ve dozu var.
İnsanlara ‘meyve yiyin’ diyoruz. 5 tane mandalina, 3 tane portakal yiyor. ‘Ceviz yararlı, Gürcüler’in ömrü çok uzun çünkü ceviz yağı kullanıyorlar, siz de ceviz yiyin’ diyoruz. Avuç avuç ceviz yiyorlar. Oysa günlük olarak 3 tane ceviz, 30-40 gr fındık yeterli mikterdır.
Bir de şöyle haberler var, ‘Kanserin artık çaresi bulundu, meme kanserinden artık insanlar ölmeyecek’. Oysa ortada ne ilacı var, ne de tedavi eden kimse var. Haber uydurmaya başladılar, örneğin ‘kahve kalbe çok faydalı, günde 3 fincan kahve için’ diye yazı çıkıyor gazetelerde. Amerika’da çıkan bir dergide tereyağının artık faydalı olduğu söylendi; kaşık kaşık tereyağı yiyin.
Bir fincan kahve içmek kalp sağlığı yönünden iyi ama eğer taşikardiniz yoksa… Çünkü kahvenin birinci etkisi taşikardi yapmasıdır. Makul miktarda tereyağı yiyebilirsiniz. Makul miktar; sabah kahvaltıda 3-4 çay kaşığı, bir tabak yemekte bir çorba kaşığıdır.”
“SPOR OLARAK YÜRÜYÜŞ TAVSİYE EDİYORUZ”
. Kalp ve damar sağlığını korumak için ne ölçüde egzersiz yapılmalıdır?
“ Hastalarımıza yürümeyi tavsiye ediyoruz fakat onu da abartıyorlar. Kapalı spor salonlarında spor yapın diyoruz. Nabızlarını 140’a kadar yükselten insanlar görüyorum; bu sefer spor salonlarında genç ölümler baş gösterdi. Sağlıklı bir insan için şöyle bir formül var. 220 eksi yaş çıkan rakamı; maksimum hız için 0.7, minimum için 0.6 ile çarpın çıkan sonuç sizin nabız hızınız olacak.
Kırk yaşında bir insanı alalım bu formüle göre maksimum nabız hızı 126, minimum hızı 108 olacak. 40 yaşında bir insanın nabzının 125 civarında olması yeterlidir. 60 yaşında bir insanın da nabzını110-120’nin üzerine çıkarmaması gereklidir.
Evdeki yürüyüş bantları çözüm değil onları ortopedistler ve fizik tedaviciler hiç sevmiyor çünkü diz ve ayak bileği problemi yapıyorlar. O bantta 45 dakika yürüyen bir insanda, 3 ay sonra dizlerinde ve ayak bileğinde sorun ortaya çıkıyor. Onun için sokakta yürümek hepsinden iyi ama sokakta yürümek mümkün değil. O halde AVM’lere gitsinler, orada filtrelenmiş temiz hava var, rüzgâr yok, dinlenme imkanları var. AVM’lere gitsinler saatlerce yürüsünler.”
“TUZUMUZ, ŞEKERİMİZ KOLESTEROLÜMÜZÜN HEP NORMAL SINIRLAR İÇERİSİNDE OLMASI GEREKİR”
. Aşırı tuz tüketimi kalp sağlığını nasıl etkiliyor?
“ İnsanlara diyet verirken hiçbir şeyi sıfırlamamaya çalışıyoruz. Bir hastamızın kolesterolünü düşürürken onu normal sınırlara düşürüyoruz sıfırlamıyoruz. Şeker hastasının şekerini düşürürken sıfırlamıyoruz, normal ölçülerine indiriyoruz.
Tuz da böyle, hastamıza diyoruz ki, ‘tansiyonun çok yüksek, kalp yetmezliğin var; tuzsuz diyet uygulayacaksın’. Fakat hasta tuzu sıfıra indiriyor ve 15 gün sonra bir geliyor ki elini, kolunu kaldıramayacak halde ve şuur bozukluğu var.
Günde 5-5,5 gram bir insan vücudu için gerekli bu yaklaşık yarım çay kaşığıdır. Tuz mutlaka almamız gerekiyor. Biz kalp yetmezliği olan hastalarımıza bile, idrar söktürücü ilaç vererek çok az miktarda tuza izin veriyoruz. Tuzumuz, şekerimiz, kolesterolümüzün normal sınırlar içerisinde olması gerekir çünkü bunlar vücudumuzun temel taşlarıdır.”
. Sigaranın kalp-damar sağlığına etkisi nedir?
“ Sigara ciddi şekilde kalp damar hastalığına neden olur. Akciğer ve mesane kanseri yapar. Mesane kanseri olan hastaların hemen hemen tamamı sigara içen hastalardır. Sigara kesinlikle sağlığa zararlıdır.”
. Diyabet ve hipertansiyon hastaları kalp sağlığı için nelere dikkat etmelidirler?
“ Yüksek tansiyonu bisiklet lastiği gibi düşünelim. Bisiklet lastiğinin içinde hava var. Hava basıncı yüksek olursa bisiklet lastiğini genişletir genişleyince de bir yerden yırtılır. Damar sisteminin içinde kan var. Kanın basıncı yüksek olursa damar sistemimizi sürekli tahrip eder. Dolayısıyla hangi yaşta olursa olsun tansiyonunuz yükseldiyse tansiyon mutlaka düşürülmelidir. İdeal tansiyon 12/8 olmalıdır. Bu rakamların üzerine çıkması halinde mutlaka ilaç kullanmanız gerekir.
Obezite arttıkça diyabet artıyor. Ameliyat etiğim hastaların yüzde 30’dan biraz fazlası diyabetik hastalar. Diyabet, koroner damar sağlığını bozuyor. Eğer kontrolsüz bir diyabetse yan etkileri çok daha fazla oluyor. Yüksek tansiyonu, diyabeti olan ve obez olan bir insanın sigara içmesi intihar etmekle eş değerdir.”