Kanser, Çocuk Sahibi Olmak İçin Engel Değil!

Kanser, Çocuk Sahibi Olmak İçin Engel Değil!

Kanser, Çocuk Sahibi Olmak İçin Engel Değil!

Bizi Takip Et


Kanser tanısı alan hastaların öncelikle tedaviye ve tedavinin başarısına odaklandıkları bir gerçek. Onkoloji uzmanları ve cerrahlar da kanser tedavisinin planlanmasına yoğunlaştıkları için hasta-doktor görüşmelerinde üreme sağlığının korunması konusu çoğunlukla gündeme gelmiyor. Oysa radyoterapi ve kemoterapi öncesinde uygulanacak bazı yöntemlerle doğurganlığın korunması mümkün! Fertilitenin Korunması Derneği Başkan Yardımcısı Op. Dr. Ozan Özolcay, kanser tedavilerinin üreme sağlığına etkilerini, kemoterapi ya da radyoterapi öncesinde doğurganlığın korunması konusunda merak edilenleri anlattı:

Op. Dr. Ozan Özolcay

“Kanser tedavisinde kemoterapi ve radyoterapi, kullanılan doza bağlı olmakla beraber bazen kalıcı menopoza veya spermlerin tamamen yok olmasına neden olabilmektedir. Otoriteler iki kür kemoterapi sonrası 40 yaş altı kadınlarda yüzde 10-25, 40 yaş üstündekilerde ise yüzde 90 civarında menopoz, yani yumurtlamanın kalıcı olarak durmasının söz konusu olabileceğini belirtmektedir. Buna karşın kanserin erken dönemde yakalanması, çoğu zaman şifa ile sonuçlanacak bir süreci ve beraberinde doğurganlığın korunması konusunu da karşımıza getirmektedir.

KANSER TEDAVİSİNDE DOĞURGANLIĞIN KORUNMASI

Ülkemizde kanserli hastalarda doğurganlığın korunması konusunda hala yeterli bilinç oluşturulmamıştır. Yumurta ve sperm dokularının saklanması durumunda kanser tedavisi bittiğinde kadının yaşı kaç olursa olsun gebe kalma ve çocuk doğurma şansı devam edecektir. Kadınlarda yaş ilerlese de rahim gebe kalma yeteneğini kaybetmemektedir. Öyle ki; yumurtalar dondurulduğunda, kadın menopoza girmiş olsa bile dondurulmuş yumurta çözülerek sperm ile birleştirilmektedir. Oluşan embriyolar rahim hazırlandıktan sonra yerleştirilip  gebelik elde edilebilmektedir. Erkeklerde sperm elde etmek ise kolaydır; kanser tedavisine başlanmadan önce sadece akla gelmelidir.

KADINLARDA 15-20, ERKEKLERDE İSE BİR GÜN YETER!

Doğurganlığın korunması için kullanılan dondurma yöntemleri ülkemizde  kolaylıkla teknik anlamda yapılabilmektedir. Doğurganlığın korunmasındaki güncel yaklaşımlar; embriyo dondurma, yumurta dondurma, yumurtalık doku dondurulması, yumurtalık baskılama, yumurtalık transpozisyonu ve  yumurtalık kalkanı şeklindedir.

Doğurganlığın korunmasındaki en başarılı yöntem, evli çiftlerde ‘embriyo dondurma’ olarak öne çıkmaktadır. Bu yöntemde kadının yumurtalıkları uyarılmaktadır. Tedavide hormonları belli bir seviyede tutmak için bazı ilaçlar eklenmekte, yumurtalar istenilen boya geldiğinde de toplanmaktadır. Yumurta erkeğin spermi ile birleştirildikten sonra embriyo oluşumu takip edilmekte ve iyi olan embriyolar dondurularak saklanmaktadır. Evli olmayanlarda ise yumurta dondurma, yumurtalık dokusu dondurma ya da yumurtalıkların tedaviden zarar görmemesi için yapılan yöntemlerden faydalanılmaktadır.

Yumurtaların uyarılması, takipler ve yumurtaların toplanması için gereken süre yaklaşık 15 gündür. Kanser cerrahisi sonrası radyoterapi veya kemoterapi alacak hastalarda tedaviye başlanma süresi de bu kadardır. Dolayısı ile yumurta toplanması için gereken süre vardır. Fakat bazen yumurtalıkların uyarılması ve yumurta toplanması için gerekli zaman olmayabilir. Böyle durumlarda yumurtalık dokusu alınarak saklanabilmektedir. Tedavi bitiminde, yumurtalık dokusu tekrar kadın vücuduna yerleştirilerek çalışır hale getirilmekte ve böylelikle kadının menopozdan korunması sağlanmaktadır.

Erkeklerde ise durum çok daha kolaydır. Kanser tedavisi öncesinde erkeğin bir merkeze başvurup sperm vermesi ve bunların ilerisi için dondurulması sadece bir günlük süreçtir.

KANSER VE YUMURTALIKLARIN UYARILMASI…

Yumurtalıkların uyarılması amacıyla kullanılan ilaçların hormon içermeleri nedeniyle korkulduğu için bu tedaviler istenmemekte ve kadınlar; kanser tedavisi sonrası ileride çocuk sahibi olabilme haklarını kullanamamaktadır. Oysa, kanser hastalarında, özellikle de hormon duyarlı genç yaşlardaki meme kanserli vakalarda, korkmadan bu tedavilerin yapılması mümkündür. Standart tedavi dışında, estradiol hormonunun yükselmemesi için bazı ilaçlarla tedavi sırasında destek yapılmaktadır. Bir sürü yumurta büyütüldüğü halde estradiol hormonu normal adet döngüsü sırasındaki seviyelerde tutulmaktadır. Bu şekilde, yumurtalıkların uyarılması için yapılan tedavinin, kansere herhangi bir yan etkisinin olmaması sağlanmaktadır.

YUMURTA DONDURMA YÖNTEMİ NASIL BİR İŞLEMDİR?

Yumurtalar büyütüldüğünde sedasyon altında toplanıp dondurularak saklanmaktadır. Kanser tedavisi bitiminde istenildiği zaman kullanılabilmektedir.

Kanser teşhisi konulduğunda, hem doktor bir an önce tedaviye başlamak, hem de hasta bir an önce kanserli dokudan kurtulmak istemekte ve ilerisini düşünmemektedir. Bu konuda hastalar kadar kanser tedavisiyle uğraşan doktorların da bilinçlendirilmesi gerekmektedir. Kanserli hastaların, tedavi bitiminde çocuk sahibi olma imkanlarını kaybetmemeleri için sperm ve yumurtalarının saklanma yöntemleri konusunda bilgilendirilmesi ve  bu konuda toplumsal farkındalık oluşturulması derneğimizin başlıca misyonudur.”


İçeriği Paylaşın