Kanser Hakkında Merak Edilenler
Kanser Hakkında Merak Edilenler
Bizi Takip Et
Soru 1- En sık karşılaştığımız kanser türleri nelerdir?
Gelişmiş ülkelerde en sık karşılaşılan kanserler, erkeklerde prostat, akciğer, kalın barsak, mesane, kadınlarda meme, akciğer, kalın barsak ve rahim kanserleridir. En çok ölüm görülen kanserler ise sırasıyla erkeklerde akciğer, prostat, kalın barsak, kadınlarda akciğer, meme ve kalın barsak kanserleridir. Türkiye’de düzgün bir kayıt sistemi olmadığından kesin sıralama yapamamakla birlikte buna yakın bir sıralama yapılabilir. Ancak bizde gelişmiş ülkelere göre kadınlarda sigara içimi daha az olduğundan akciğer kanseri görülmesi daha gerilerdedir. Kadınlarda en sık meme, mide, yumurtalık ve kalın barsak, erkeklerde akciğer, mide, mesane ve baş-boyun kanserleri sayılabilir.
Soru 2- Kolaylıkla tedavi edilebilen kanser türleri var mı? Hangileri?
Erken yakalanan birçok kanser türü tedaviye iyi yanıt verir. Bunun dışında lenf kanserleri, kan kanserleri, erkek yumurtalık kanseri ileri evrede olsa bile tamamen tedavi edilebilirler. Malin melanom dışındaki cilt kanserleri, yaşlı erkeklerin birçoğunda görülen prostat kanseri yavaş gidişlidir. Metastaz yapmamışsa cerrahi ile hastalıktan tamamen kurtulmak mümkündür. Radyoterapi ile de prostat kanseri ortadan kaldırılabilmektedir. Bazı meme kanserleri yavaş gidişlidir. Metastaz yapmamışsa cerrahi, gereken durumlarda kemoterapi, radyoterapi ve hormonal tedavi ile hastalıktan kurtulmak mümkün olabilmektedir. Tiroid kanserlerinin birçoğu da yavaş seyirli olup tedavi edilebilirler. Tedavi ile akciğer, kalın barsak, mesane, baş-boyun, böbrek, yumuşak doku, kemik, kadın yumurtalık, rahim ağzı ve rahim kanseri gibi birçok kanser türünden kurtulmuş insanlar vardır.
Soru 3- Tedavisi güç olan kanser türleri hangileridir?
Genel olarak metastaz yapmış, yani uzak organlara yayılmış kanserleri tedavi etmek, erken tanı konmuş kanserlere göre daha zordur. Özellikle pankreas, mide ve akciğer kanserleri tedaviye daha dirençlidir. Ancak bu demek değildir ki her hastada aynı durum söz konusu. Kişisel farklılıklara bağlı olarak örneğin akciğer kanseri, bir hastada kötü, diğerinde daha hızlı seyir gösterebilir.
Soru 4- Kanser tedavisi görenlerin özellikle kaçınması gereken şeyler nelerdir?
Özellikle hafif kemoterapi alanlarda çok fazla önleme gerek yoktur. Ancak ağır kemoterapi uygulanan hastalarda kan hücrelerinde düşüş ve infeksiyonlara eğilim olacağından hastanın nezle, grip ve üst solunum yolu infeksiyonu olan kişilerden uzak durması gerekir. Havası kirli olan yerlerde de bulunulmamalıdır. Halsizlik olabileceğinden fizik gücünü zorlamamak gerekir. Bu demek değildir ki kemoterapi alan kişi sürekli istirahat etmelidir. Kişi bedeninin izin verdiği işleri yapabilmelidir.
Soru 5- Kanser tedavisinde kişi nasıl beslenmelidir?
Kemoterapi sırasında bulantı ve kusma olabileceğinden tüketilen gıdalara dikkat etmek gerekir. Mideyi tahriş etmeyecek yiyeceklere yönelmeli, daha çabuk sindirilebilecek besinler tüketilmelidir. Mideye birden yüklenmek yerine az az ama sık sık yenmelidir, böylece bulantı da önlenebilir. Yağlı yemeklerin de bulantıyı artırdığı düşünüldüğünden bunlardan uzak durmak gerekir. Çok ağır kemoterapi alan hastalarda çiğ sebze ve meyveyi tavsiye etmiyoruz. Özellikle akyuvarların azaldığı dönemlerde bundan sakınmak gerekir. Ama bu hafif kemoterapiler için pek geçerli değil. Özellikle bunu vurgulamak gerekir. Hastalar gereksiz yere fazla titizlenip kendileri için hayatı zorlaştırıyorlar.
Soru 6- Hangi kanserlerin tedavisinde umut verici gelişmeler var?
Günümüzde genel olarak kanser tedavisinde büyük gelişmeler var. Klasik tedaviler hala önemini korumakta. Ancak bunun yanısıra kanser hücrelerindeki belli hedeflere yönelmiş ilaçlarla tedavide büyük ilerlemeler kaydedilmiştir. Örneğin imatinib denilen ilaç ile kronik miyeloid lösemi ve gastrointestinal stromal tümörlerin tedavisinde çığır açılmıştır. Rituksimab isimli ilacın kemoterapiye eklenmesiyle lenf kanserlerinin tedavisi daha başarılı olmaya başlamıştır. Tümörü besleyen damarları engelleyerek bazı kanserlerin tedavisinde epey yol alınmıştır. Bu şekilde talidomid gibi ilaçlarla miyelom dediğimiz bir tür ilik kanserinde başarılı sonuçlar alınmıştır. İlerideki yıllarda hedefe yönelik tedavilerle akciğer, kalın barsak kanseri gibi birçok kanserin tedavisinde büyük gelişmelerin olacağını düşünmekteyiz.
Soru 7- Hiçbir belirti vermeden ilerleyen kanserler var mı? Kanserin erken tanısı için kişinin şüpheleneceği belirtiler var mı?
Maalesef birçok organ kanseri hiçbir belirti vermeden seyredebilir. Kanserin belirti vermesi için kitlenin etraf dokulara, sinirlere, kan damarlarına bir şekilde bası yapması gerekir. Bu bası oluşmazsa iç organ kanserleri belirtisiz ilerleyebilir. Akciğer, karaciğer, böbrek, pankreas gibi birçok organın kanseri bu şekilde sinsi seyredebilir. Ancak bunun yanısıra bası belirtileri erken oluşursa buna bağlı vücut yakınmaları ortaya çıkabilir. Örneğin kanlı balgam, öksürük, yan ağrısı, akciğer ve solunum yolu kanserlerinin belirtisi olabilir. Karın ağrısı, bulantı, kusma, kabızlık ve ishal atakları sindirim sistemi kanserinin belirtileri şeklinde ortaya çıkabilir. Böbrek, mesane gibi boşaltım yollarının kanseri kendini idrarda ağrısız kan görülmesi şeklinde belli edebilir. Bunların dışında vücut yüzeyinde ve memedeki sertlikler, iyileşmeyen yaralar, benlerdeki büyüme ve renk değişiklikleri her zaman olmasa bile kanserin göstergesi olabilir. Bunların tanısının erken konulmasında yarar var.
Soru 8- Ailesinde kanser olanlar genetik olarak yatkın mı? Bu onların da kesin olarak kansere yakalanacağı anlamına gelir mi? Ne yapmalarını önerirsiniz?
Yetişkin kanserlerinin yüzde 5-10’u genetiktir.Yani büyük kısmıyla çevresel nedenler sonucu kanser ortaya çıkar. Sigara, alkol, kötü beslenme, kanserojen maddelere maruz kalma gibi uzun süre kötü çevresel etkenlere maruz kalınması hücre genetik yapısında değişimlere ve sonuçta kansere neden olur. Ailesinde meme, akciğer, kalın barsak, mide kanseri gibi kanserlerin olması kişilerin mutlaka bu kanserlere yakalanacağı anlamına gelmez. Ancak bu kişlerin çevresel kötü etkilerden kendilerini korumaları gerekir. Örneğin anne ya da babası akciğer kanseri olan bir kişinin sigara içmemesi gerekir. Çünkü istatistiksel olarak bu kişilerin akciğer kanserine yakalanma ihtimali ailesinde kanser olmayanlara göre daha yüksektir. Sigara içimi akciğer kanserine yakalanma ihtimalini bu kişilerde daha çok artırır. Birinci derece yakınında meme kanseri olan kişiler diğer bayanlara göre düzenli olarak mamografi yaptırma konusunda daha duyarlı olmalıdırlar. Kalın barsak kanserine karşı 50 yaş üzerinde kolonoskopi yapılmalıdır.
Soru 9- Aspartam kansere neden olur mu?
Yapay tatlandırıcılar üzerinde yapılan çalışmalar bunların genel olarak emniyetli maddeler olduğunu göstermiştir. Bazı deney hayvanlarında çok yüksek doz aspartam verilmesi beyin tümörünün görülme ihtimalini biraz artırmıştır. Ancak insanlarda bu etkiden bahsetmek pek mümkün değil. Literatüre göre günde 1700 mg’ın üzerinde kullanılan yapay tatlandırıcıların (spesifik bir tatlandırıcı adı yok) insanlarda kanser riskini 1,3/1 oranında artırdığına dair bazı çalışmalar var.
Kaynak: Florence Nightingale Hastanesi web sitesi
(http://www.florence.com.tr/)
İçeriği Paylaşın