Kanser Tedavisinde Ağrı İle Yaşam Kader Değildir…

Kanser Tedavisinde Ağrı İle Yaşam Kader Değildir…

Kanser Tedavisinde Ağrı İle Yaşam Kader Değildir…

Bizi Takip Et


Kanser hastalarının yaşam beklentileri her geçen gün artıyor. Ancak ne yazık ki, kanser hastalarının yüzde 70-90’nı hayatlarının bir döneminde ağrıyla karşı karşıya kalıyor. Bu durum sadece günlük yaşamlarını değil, tedavilerinin de gidişatını olumsuz yönde etkileyebiliyor. Yeditepe Üniversitesi Koşuyolu Hastanesi’nde gerçekleştirilen “Kanser ağrılarının güncel tedavi yöntemleri” toplantısında modern tedavi yöntemleri konuşuldu. Yeni yaklaşımlarla artık ağrının daha gelmeden önlenebildiğine işaret edildi…

Kanser hastalığının kendisinden, tedavisinden veya eşlik eden diğer nedenlerden kaynaklı ağrılardan dolayı hastaların yaklaşık yüzde 20-25’i girişimsel ağrı (sinir blokları, ağrı pompası v.s.) tedavisine ihtiyaç duyabiliyor. Çünkü ağrı, hastanın bütün fonksiyonlarını, vücudunun ahengini, psikolojisini bozuyor ve günlük yaşam faaliyetlerini sürdüremez hale gelebiliyor. Üstelik tedaviyi de olumsuz etkiliyor. Dolayısıyla, ülkemizde de her geçen gün artan kanserli hastaların hayatlarının yaşanabilir konforda sürdürebilmesinde ağrı kontrolünün çok önemli bir yeri bulunuyor. Sağlık profesyonellerini bir araya getiren, “Kanser ağrılarının güncel tedavi yöntemleri” başlıklı toplantıda Yeditepe Üniversitesi Koşuyolu Hastanesi’nde yapıldı.  

TANI İLE BİRLİKTE AĞRI KONTROLÜNE BAŞLANMALI

Kanserle savaşırken ağrı çekmenin hastanın kaderi olmadığının altını çizen Yeditepe Üniversitesi Koşuyolu Hastanesi Algoloji uzmanı Prof. Dr. İlhan Öztekin, ağrılarla her hastanın farklı şekilde ve şiddetle karşılaşabildiğine işaret etti. Ancak şiddeti ne olursa olsun kanser tanısı konulduktan sonra hastanın yaşam konforu için kesinlikle ağrı kontrolünün yapılması gerektiğini belirtti.

Kanser ağrıları genellikle ilerleyen ağrılar olduğundan ve hastalığa paralel olarak da artıyor. Hastalığın tedavisine yönelik tedavilerle birlikte, ağrı tedavisi yetkin bir hekim tarafından yapılmadığı sürece, ağrıyı bertaraf etmek mümkün olamıyor. Dolayısıyla, hastanın, ilaca, yönteme güveni kalmadığı için de kısır döngü içine giriyor. Hastanın fizyolojisi, psikolojisi, yaşam kalitesi ve sosyal ilişkileri bozuluyor.

 ARTIK MODERN AĞRI TEDAVİLERİ UYGULANIYOR

Geçmişte kanser ağrısı olan hastaların, morfin ya da diğer analjeziklerle ağrısı dindirilirken günümüzde bu yöntemin tamamen değiştiğini belirten Prof. Dr. İlhan Öztekin, “Modern ağrı tedavisinde; başta Amerika Birleşik Devletlerinde olmak üzere uygulanan yeni bir uzmanlık dallı olan Integrative Onkoloji (Bütünleyici Tedaviler ile onkoloji) uğraşan hekimler ve Algolog (Ağrı Uzmanı)lar tarafından ağrının engellenmesine yönelik tedaviler, ağrı geldiğinde yapılan etkili, girişimsel tedaviler ve son olarak da ağrı uzaklaştıktan sonra vücutta yarattığı tahribatı onarmaya yönelik tedaviler olmak üzere 3 aşamada, kapsamlı ağrı tedavisi yapılabiliyor” diyor.

AĞRI KONTROLÜ KANSER TEDAVİSİNİN BAŞARISINI YÜZDE 80 ARTIRIYOR

“Yapılan literatür çalışmalarında, kanser tedavisi gören bir hastada ağrı kontrolünün, kemoterapi ya da radyoterapi yöntemlerin başarısını yüzde 80 oranında artırdığı görülüyor” diyen Prof. Dr. İlhan Öztekin, Bu nedenle hastalar da tek başına ağrısıyla baş etmeye çalışmamalı mutlaka hekimiyle paylaşmalı. Her hastanın ağrı eşiği birbirinden farklı olabileceği için de, hekimlerin hastalarını bu konuda sorgulaması büyük önem taşıyor. Kanser tedavisi multidisipliner bir tedavi gerektirdiği için kanser ile uğraşan tıbbi ve radyasyon onkologların ve diğer branşların, algoloji uzmanlarıyla (Özellikle Bütünleyici Tıp Eğitimi almış) birlikte hareket etmesi gerekiyor” diye konuşuyor.

Hangi yöntemlerle ağrı ile baş ediliyor?

Dünya Sağlık Örgütü ağrı kontrolünde basamak tedavilerini öneriyor. Buna göre;

  • İlaç tedavileri: Hastanın durumuna göre, basit ağrı kesiciler, yarı sentetik ama narkotik özelliği olan ilaçlar ve morfin ve benzeri kuvvetli ilaçlar kullanılabiliyor. Hastadan istenilen yanıt alınamadığı durumlarda ise girişimsel yöntemlere başvuruluyor. Burada özellikle ABD’de uzmanlık dalı haline gelmiş olan Integrative (Bütünleyici) Onkoloji dalında uygulanan akupunktur, ozon tedavisi ve fitoterapi gibi geleneksel ve tamamlayıcı tıp uygulamaları da diğer yöntemlerle birlikte uygulanabiliyor. Bu yöntemlerle hastaların yaşam kalitesinin arttığı görülüyor.
  • Sinir blokları uygulaması: Bu yöntem de kendi içinde ikiye ayrılıyor. İlk yöntemle ilgili sinirlere lokal anestezik enjeksiyonları ile fizyolojik değişiklik yaparak ağrının geçici durduruluyor. Diğer yöntemle ilgili sinirlere bazı (alkol, fenol gibi) ilaçlarla veya radyofrekans (ısı) ile sinir uçlarının kalıcı tahrip ediliyor. Bu yöntemlerin erken dönemde uygulanması ile ağrının ilerlemesinde, pek çok narkotik ağrı kesicilerin gereksiz kullanımında ve yan etkilerinin önlenmesinde yardımcı oluyor.
  • Omurilikte ağrı pompası uygulaması: Özellikle uzak metastazları ve yaygın ağrıları olan hastalarda Omurilik seviyesinde merkezi sinir bloklarla ve cilt altına kalıcı pompa yerleştirerek hedefe yönelik daha düşük dozda ama daha etkin ağrı tedavisi yapılabiliyor.

İçeriği Paylaşın