Kanser Tedavisinde Hipertermi (Isı Tedavisi)

Kanser Tedavisinde Hipertermi (Isı Tedavisi)

Kanser Tedavisinde Hipertermi (Isı Tedavisi)

Bizi Takip Et


Hipertermi (ısı tedavisi) nedir? Lokal olarak kemoterapi ve radyoterapi ile uygulanan ısı yöntemi seçilmiş hastalarda başarıyı ne ölçüde arttırır? Tedavinin başarısına ve hastaların yaşama oranlarına nasıl bir katkısı olur? Kemoterapi ile birlikte hipertermi tedavisi nasıl uygulanır? Radyoterapi uygulaması ile birlikte yapılan hipertermi tedavisi nasıl gerçekleşir? Hiperterminin herhangi bir yan etkisi var mıdır? Hipertermi tedavisinde ısının verilmesinin sakıncalı olduğu bir takım vakalar var mıdır?

Memorial Antalya Hastanesi Onkoloji Merkezi Başkanı Prof. Dr. Mustafa Özdoğan kanser tedavisinde hipertermi (ısı tedavisi) hakkında bilgileri Sağlığım İçin Herşey’de verdi.

YÜKSEK ISI İLE TÜMÖRÜ YOK ETMEK

. Hipertermi (ısı tedavisi) nedir?
“Hipertermi çok yeni bir tedavi değildir. Ülkemizde son yıllarda konuşulmaya başlanmıştır. Kanser tedavisinde ısı ile tedaviyi iki gruba ayırmak gerekir. Biri, yüksek ısı ile elde edilen tümörü tamamen tahrip etmeyi hedefleyen ısı tedavileridir. Diğeri de cerrahi radyoterapi ve kemoterapinin etkisini arttırıcı özelliği ile daha çok yardımcı tedavi olarak kullanılır. Tahrip edici olarak dokuda yüksek ısı oluşturulur. Radyofrekans ve halfords denilen iki yöntem vardır. Bunlar karaciğerde nüksetmiş ya da akciğerde sirayet etmiş bir hastalıkta, ameliyat edilemeyen ama küçük olan bir tümörde, iğne aracılığı ile dokunun içine girip 100 dereceleri bulan yüksek ısı oluşturarak tümörün tahrip edilmesidir. Halfords yöntemi yüksek frekans ultrason kullanılması da prostat kanserinde yakın dönemde ABD’de ilaç dairesi tarafından onaylanan bir yöntemdir. Makattan girilen bir propla prostatın içinde yüksek ısı oluşturarak prostat kanserinin yok edilmesidir. Bu iki yöntem yüksek ısı ve tümör yok edilmesini hedefler.

Yardımcı yöntemler, son yıllarda Türkiye’de karın içi ve akciğer zarı tümörlerinde kullanılmaktadır. Vücudun diğer yerlerine yayılmamış olan daha çok yumurtalık kanseri, kalın bağırsak kanseri ve mide kanserinde tercih edilir. Burada cerrah karnı açar, kapsamlı bir ameliyat yapar. Hem tümörün olduğu dokuyu çıkarır hem de kapsamlı bir şekilde karın zarında görülebilen tümörleri çıkarır. Burada temel hedef geride neredeyse gözle görülebilir tümörün kalmamasıdır. Bir milimetre ve altına ulaşılmasıdır. Karın içini dolduran ısıyı ve sıvı ile karışmış kemoterapiyi karın içinde belli bir süre tutarak ve dolaştırarak gözle görülemeyen dokuların ve kanserli hücrenin kemoterapi ile daha yüksek oranda muamele edilmesidir. Bu hemen ameliyattan sonra uygulanan yöntemdir. Aynı şey akciğer zarında da uygulanır. Birinci yol doğrudan tahrip edilmesi, ikinci yol cerrahi yardım, üçüncü yol ise uygulanan kemoterapi ya da radyoterapiye yardımcı bunların gücünü arttırmak üzere bir takım cihazlarla dışarıdan uygulanan tedavilerdir. Bu da iki gruba ayrılır; tüm vücut hipertermi ve bölgesel hipertermi.

Tüm vücut hipertermi dünyada uzunca bir süre kullanılmakla beraber uygulamanın güçlüğü nedeniyle biraz daha geride kalmış bir yöntemdir. Amaç tüm vücudu bireyi özel bir takım cihazlar ya da infrared ışıklara maruz bırakarak vücudunda 40 dereceyi aşan ısılar elde etmektir. Bu sayede uygulanan kemoterapinin de gücünü arttırmaktır. Burada hedef yine iki yöntemi kullanarak hastalara daha etkin bir yarar sağlamaktır. Ama bu da genelde sıçramış hastalıklarda yani mestastaz yapmış hastalıklarda kullanılacağı için koşul ne olursa olsun hastalıktan tamamen kurtulma hayali ya da çok üstün bir yöntemle hastayı tamamen tedavi ile şifaya ulaştıran bir yöntem gibi algılanmamalıdır. Burada uygulanan tedavilerin gücünü tamamen arttırması beklenir.

Bir de lokal tedaviler söz konusudur. Bunlar da özel cihazlar yardımıyla, bölgesel ilerlemiş, cerrahiye uygun olmayan ya da cerrahi şansını yitirmiş, küçüldüğünde katkı sağlayacak tümörlerde görülür. Bölgesel ilerlemiş meme ve baş-boyun kanserlerinde, rahim ağzı ve rektum kanserlerinde tümörü küçültmek için radyoterapi ve kemoterapi etkisini arttırmak amaçlı vücudun dışından uygulanan ısı tedavileri vardır. Artık günümüzde giderek popülerleşmektedir. Bu yönde teknolojik gelişmeler ciddi olarak yol almıştır. Şuanda Türkiye’de de yavaş yavaş entegre edilmektedir.”

Prof. Dr. Mustafa Ozdogan

Prof. Dr. Mustafa Özdoğan

ISI YÖNTEMİNDE BAŞARI ORANI NE?

. Lokal olarak kemoterapi ve radyoterapi ile uygulanan ısı yöntemi seçilmiş hastalarda başarıyı ne ölçüde arttırır? Tedavinin başarısına ve hastaların yaşama oranlarına nasıl bir katkısı oluyor?
“Baş-boyun kanserlerinde başarı oranı kemoterapi ile yüzde 60’lardayken, ısı yöntemi ile yüzde 70’lere çıkar. Bulunduğu tümörlerde yüzde 10-20 oranında ek bir katkı sağlamaktadır. Kombine tedavilerde özellikle meme kanserinde bölgesel ilerlemiş ya da nüksetmiş hastalıklarda ısı ile uygulamanın daha yüksek bir başarı sağladığı bilinmektedir. Ama burada en büyük yanlış, bunun tek başına kurtarıcı bir yöntem olarak algılanmasıdır.”

KEMOTERAPİ İLE BİRLİKTE HİPERTERMİ TEDAVİSİ

. Kemoterapi ile birlikte hipertermi tedavisini nasıl uyguluyorsunuz?
“Örneğin meme kanserinde eğer hasta cerrahi aşamayı aşmış, ameliyat edilebilir durumda değilse koldan damar yoluyla verilen tedaviler ortalama birkaç saattir. Hipertermide ise haftada iki ya da üç defa memenin üzerine konulan özel bir cihazla memeye radyofrekans dalgaları ya da ultrasonografik dalgalar uygulanır. Böylece tümör içerisinde yüksek ısı oluşturulur. Normal doku damarsal dolaşımı çok iyi olduğu için kendini koruyabilmektedir. Ama tümör doku çok iyi bir damarsal yapıya sahip olmadığından kendini soğutamaz ve orada ısı oluşur. Dolaysıyla bu ısı ve tedavi kombinasyonuyla başarı miktarı biraz daha artmaktadır.”

RADYOTERAPİ UYGULAMASI İLE HİPERTERMİ TEDAVİSİ

. Radyoterapi uygulaması ile birlikte yapılan hipertermi tedavisi nasıl gerçekleşiyor?
“Oksijeni az dokuda radyoterapinin etkisi daha düşüktür. Hiperterminin burada sağladığı en önemli şey radyoterapinin direncini azaltmaktır. Tümörün oksijenezasyonunu daha oksijenli yapıya doğru dönüştürmesi radyoterapinin etkinliğini arttırır. Tam da istenilen bir durum ortaya çıkar. Radyoterapi hipoksik tümörde ne kadar etki oluşturursa hipertermi bunu kırar ve böylesine bir sinerji oluşur.”

. Hiperterminin herhangi bir yan etkisi var mıdır?
“Düşük de olsa yan etkisi vardır. Daha çok hem cilt hem de cilt altındaki yağlı dokuda hafif düzeyde de olsa yanıklar ortaya çıkabilir. Bunlar, tedavinin doğru yürütülmesi, sürenin doğru ayarlanması ve tedavi kombinasyonu sırasında dikkat edilmesi ile aşılacak problemlerdir. Bunun dışında vücudu ilgilendiren ciddi yan etkileri yoktur.”

. Hipertermi tedavisinde ısının verilmesinin sakıncalı olduğu bir takım vakalar var mıdır?
“Bulunduğu bölgede uygulandığı alanda bir takım vücutsal implantlar varsa doğru bir tedavi olmaz. Bu durumlarda kullanılmaması gerekir. Hastada stres oluşturacak ciddi durumlar oluşabilir. Kalp problemleri, damarsal problemler bu tür sorunlara yol açabilir.”

KANSER TEDAVİSİNDEKİ GELİŞMELER

. Kanser tedavisinde ne gibi gelişmeler vardır?
“Eskiden kemoterapi ile yol alıyorduk. Ama bugün artık hedeflenmiş tedaviler söz konusudur. Tümörün gelişim yollarını saptayıp büyüme yollarını durdurucu, doğrudan o alanı engelleyici ve tümörün ölümüne yol açan çok önemli ilaçlar gelişti. Bu hedeflenmiş tedaviler, damarsal yapıyı engelleyici tedaviler haline geldi. Doğrudan tümörün beslenmesini, büyümesini ve gelişmesini sağlayan damarsal yapıları azaltıcı tedaviler ortaya çıktı. Bunların kemoterapi ile kombinasyonu da bir sinerji yarattı. Tam bu noktada onkoloji kitlenmiş gibi görülürken bunun yanına immünoterapi dediğimiz vücudun savunma sisteminin yavaş çalışmasının anahtarları bulundu. Bu noktalara müdahalelerle birlikte vücudun savunma sisteminden elde edilen ek bir katkı ile bu kez başarı bir miktar daha arttı. Bugün için ülkemizde özellikle cilt kanseri gibi agresif tümör tiplerinde kullanılmaktadır. Dünyada ise yeni yeni akciğer kanserinde, baş-boyun ve diğer kanser türlerinde de neredeyse 20’ye yakın kanser türünde aktif araştırmaları devam etmektedir. Ümit verici sonuçlar da ortaya çıkmıştır.”

“TOPLUM KANSERDEN KORUNMAYI ÖĞRENİYOR”

. Hastalara erken teşhis koyduğunuz vakalar ile geç teşhis koyduğunuz vakalar arasındaki oran nasıl?
“Toplum bugün daha bilinçlidir. Korunmayı öğrenmektedir. Ülkemizde kanser tedavi harcamaları gerçekten yüksektir. Oysa önleme çabaları tedavi çabalarından çok daha ucuzdur. Sadece birkaç manipülasyonla yani sigarayı hayatımızdan çıkararak, daha az besin tüketerek yani kilomuzu koruyarak, egzersiz yaparak nerdeyse kanserlerin yarıya yakınını yok edebiliriz. Türkiye’de yıllık 200 bin kanser görülürken bunu 100 bine indirmek mümkündür. Bunun devlet ve ülke politikası olması gerekir. Sivil toplum kuruluşlarının da üstlenmesi ile ciddi yol alınmaktadır. Bununla birlikte medyada bir takım yanlış algıların yapılması bu yönde negatif sonuçlar doğurmaktadır. Besinlerdeki kimyasallara çok takılıp sigara gibi ana faktörler görmezden gelinmektedir.

Erken tanı artık akciğer, meme, prostat, kalın bağırsak kanserlerinde mümkündür. C ve B hepatit taşıyıcılarında karaciğer kanseri erken tanınmaktadır. Erken tanı konulan hastaların, çok küçük cerrahi ve müdahalelerle ciddi kemoterapiler vermeden bazen radyoterapiye gerek kalmadan yaşamları kurtarılmaktadır. Türkiye’de en iyi gelişme, hem tedavi hem de toplumsal bilinçlenme bakımından meme kanserinde elde edilmiştir. Ancak prostat kanserinde bilinçlenme, meme kanseri kadar olmamıştır.”


İçeriği Paylaşın