Kanser Tedavisinde İmmünoterapi
Kanser Tedavisinde İmmünoterapi
Bizi Takip Et
İmmünoterapi nedir? İmmünoterapi nasıl uygulanır? İmmünoterapinin kemoterapi ile aynı ve farklı yönleri nelerdir? İmmünoterapi hangi kanser hücrelerinde uygulanır? İmmünoterapinin yan etkileri var mıdır? İmmünoterapi tedavisi kür halinde mi uygulanır? Tümörün uykuya dalması ne anlama gelir? İmmünoterapi dünyada ne kadar süredir uygulanıyor? Tedavinin başarı oranı nedir? Kişiye özel kanser tedavi yöntemleri arasında başka hangi tedaviler vardır? Patoloji testini tek bir yerde yapmak yeterli midir?
Acıbadem Maslak Hastanesi Medikal Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Özlem Er kanser tedavisinde kullanılan immünoterapi yöntemini Sağlığım İçin Herşey’e anlattı.
. İmmünoterapi nedir?
“İmmünoterapi özellikle son yıllarda gündeme gelen bir tedavi yöntemidir. Ancak çok uzun süredir üstünde çalışılan bir konudur. Kanser hücrelerine karşı bağışıklık sistemi hücrelerinin güçlendirilmesini sağlar. Şimdiye kadar direkt kanser hücresi hedeflenirdi. Son 10 yılda hedefe yönelik tedavilerde çok önemli gelişmeler oldu. Kanser hücresi üzerindeki özelliklere göre tedaviler yapılırdı. Ama immünoterapide bir adım daha ileriye gidildi ve vücudun bağışıklık hücreleri eğitilip, kanser hücresine karşı saldırmak üzere vücuda geri gönderildi. Aslında vücuda verilen maddeler bağışıklık hücrelerinin eğitimini sağlıyor. Bu hücreler eğitim aldıktan sonra tümör hücresine karşı gidip onun çevresini sarıyor ve yok ediyor.”
UYGULAMA YÖNTEMLERİ
. İmmünoterapi nasıl uygulanır?
“Genel olarak uygulama yolu damar yoludur. Serum içinde ilaç hazırlanır ve vücuda belli aralıklarda iki ya da üç haftada bir duruma göre verilir. Damar yoluyla verildikten sonra bu ilaç T hücrelerin yani savaşçı hücrelerin üzerindeki alıcılara bağlanıp kanser hücrelerini tanımaları sağlanır. Kanser hücrelerine aldıkları bu eğitim sonucunda saldırmaları beklenir. Kanser hücreleri de bu şekilde yok edilir. Zaman zamanla cilt altına enjeksiyonla bir tür aşı şeklinde uygulanabilir. Bunda da amaç vücudun bağışıklık sistemini arttırmaktır. Aşı genel anlamda önleme amacıyla yapılırken buradaki aşı tedavi amacıyla yapılmaktadır. Aşı damar yoluyla uygulanıyorsa kol bölgesine; cilt altına uygulanıyorsa hem kolda hem de bacakta belli yerlere uygulanır.”
KEMOTERAPİDEN FARKLI MI?
. İmmünoterapinin kemoterapiyle aynı ve farklı yönleri nelerdir?
“Uygulama olarak hepsi ‘terapi’ ekinden de anlaşılacağı üzere birer tedavi yöntemidir. Bu tedavi yöntemleri çeşitlendirilebilir. Özellikle kanser tedavisinde multi-disipliner yöntemler bir arada kullanılır. Her hasta için immünoterapi ya da kemoterapi uygun olmayabilir. O yüzden bazı hastalarda kemoterapi bazı hastalarda immünotrapi tercih edilir. Ya da ikisi de kombine bir şekilde uygulanabilir. Damar yoluyla uygulanması kemoterapi ile benzerdir. Ama vücuda girdiğinde kemoterapi direkt kanser hücresi üzerinde çalışırken, immünoterapi kanser hücresi ile savaşan hücreleri etkiler.”
. İmmünoterapi hangi kanser hücrelerinde uygulanıyor?
“İmmünoterapi çalışmaları ilk olarak cilt kanserlerinde yapıldı. Çünkü cilt kanserleri bağışıklık sistemi ile çok ilintilidir. Çalışmalardan yüzde 70’lere varan yanıtlar elde edildi. Hastaların da sağlığına çok önemli katkılar oldu. Geliştirilmesiyle birlikte de geçen yıl itibari ile böbrek, akciğer, karaciğer ; bu yıl ise mide-bağırsak ve meme kanserlerinde kullanılmaya başlandı.”
YAN ETKİLERİ VAR MI?
. İmmünoterapi saydığınız bütün kanserlerde uygulanabilir mi? Kanserin yaygınlığı, metastaz yapıp yapmaması, tümörün bulunduğu bölge ve tümörün cinsi gibi faktörler de tedavi kararını etkiler mi?
“Yeni bir tedavi yöntemi olması nedeniyle öncelikle metastatik hastalarda çalışıldı. Bu hastalıkta etkili olduğu görüldü. İlk çalışıldığı kanser, cilt kanseri olduğu için orada aslında hastalıksız dönemde de çalışma verileri çıktı. Artık koruyucu anlamda da kullanılıyor. Yani melanom tümörü vücuda yaygınlık yapmadan önce koruyucu anlamda immünoterapi kullanılmaktadır. Tekrarlama riski böylece azaltılır. Akciğer, böbrek, mesane kanserlerinde ise metastatik evrede kemoterapi sonrası kullanılır.”
. İmmünoterapinin yan etkileri var mıdır?
“İlk akla gelen yan etkiler saç dökülmesi, bulantı ve kusma immünoterapi görülmez. Çünkü kemoterapi çoğalan hücrelere etki ettiği için normal hücreler de bunlardan etkilenir. Dolayısıyla birçok tedavide saçlar dökülebilir. Bulantı ve kusma görülebilir. İmmünoterapi direkt bu hücreleri hedef almadığı için bu tür yan etkiler görülmez. Farklı yan etkileri vardır. Çünkü kendi hücremize karşı yapılan bir tedavi şeklidir. Kanser hücresi vücudumuza yabancı bir hücre değildir, kendi hücremizdir. Onu tanımaya çalışırken bağışıklık sistemini bir miktar değiştirebilir. İshal, cilt döküntüleri ya da hafif halsizlik, yorgunluk gibi yan etkileri olabilir. Kan sayımında bir düşüklüğe çoğu zaman neden olmaz. Zaman zaman karaciğer fonksiyonlarını etkileyebilir. Genel olarak yan etkileri kontrol edilebilir.”
KÜR HALİNDE UYGULANIYOR
. İmmünoterapi tedavisi kür halinde mi uygulanır?
“Birkaç kez uygulanır. Genelde 2-3 haftada bir tekrarlanan tedaviler şeklindedir. Hastalığın gidişatına ve durumuna göre 4-6 kez uygulanıp kontrol edilir. Tümör küçüldü mü, büyüdü mü, sabit mi kaldı ya da uykuya mı geçti diye bakılır. Buna göre devam edilir ya da tedavi yöntemi değiştirilir.”
. Tümörün uykuya dalması ne anlama gelir?
“Tümör hücreleri aslında kendi hücrelerimizdir. Ama kontrolsüzdür. Vücudun kontrol mekanizmasından çıkan hücrelerdir. Bu kontrolden çıkan hücreler hızlı bir şekilde bölünüp kitleler oluşturur. Akciğer, karaciğer ya da kemikte bu kitleler görülür. Kitleler ise giderek büyür. Uykuya dalınca bir miktar küçülme ve sonrasında durma görülür. Büyüyen hücreler kitle oluşturduklarında çeşitli organlara baskı yapıp organların işleyişini bozabilir. Uykuya dalması büyümeyi durdurması demektir. Dolayısıyla da fonksiyon bozulmalarının, ağrı ve baskı yapmasının önüne geçilir.”
. İmmünoterapi dünyada ne kadar süredir uygulanıyor? Tedavinin başarı oranı nedir?
“İmmünoterapi kansere bakış açımızı değiştirdi. Çünkü uzun süreli iyilikler sağladı ve sağlamaya devam ediyor. Uykuya dalma terimi de bunlardan biridir. Bir yerde hastalık yok olmuyor ama sanki hipertansiyon ya da diyabet gibi bir plato çiziyor. O hastalık vücutta var ama bize zarar vermiyor. Onunla bir bakıma arkadaş olunuyor. O yüzden savaşmak gibi olumsuz terimler yerine daha olumlu çağrışımlar yapan sözcükler tercih ediliyor. Çünkü bunlar vücudumuzda var olan kendi hücrelerimiz. Bunların kontrolsüz büyümelerini engelleyen her türlü tedavi aslında bir kazançtır. Yaşam sürelerinde uzama, yaşam kalitesinde artışa neden oldu. Dolayısıyla hastalıktan tedavi anlamında beklenen iki önemli parametre de sağlanmış oldu.”
HEM TÜMÖRE HEM DE HASTAYA ÖZEL TEDAVİLER
. Kişiye özel kanser tedavi yöntemleri arasında başka hangi tedaviler vardır?
“Kişiye özel denildiğinde hem tümöre hem de hastaya özel tedaviler söz konusudur. Çünkü 50 yaşındaki bir kişide meme kanseri metastatik hastalık farklı seyrederken 80 yaşındaki bir kişideki meme kanseri yine metastatik olmasına rağmen daha farklı seyredebilir. Kişinin yaşı, cinsiyeti ve tümörünün özellikleri tedavileri değiştirir. O yüzden mutlaka tümörün patolojik incelemesi yapılmalıdır. Kişiye ve tümöre özel tedaviyi belirlemek için tümör hücrelerinin özelliklerinin saptanması gerekir. Onun üzerindeki hedefler de böylece belirlenir. Eğer doğru hedef yakalanırsa o hedefe karşı geliştirilmiş ilaç kullanılarak hedefe yönelik tedavi yapılır ve tümör kontrol edilir.”
‘‘BİYOPSİLER YA DA AMELİYAT PARÇALARI MUTLAKA SAKLANMALI’’
. Patoloji testini tek bir yerde yapmak yeterli midir? Sonrasında doğrulatmak gerekir mi?
“Patoloji sonuçlarını mutlaka tedavi olunan merkezde de doğrulatmak gerekir. Eğer o merkezde yapıldıysa sorun yoktur. Bu tanı yaşam boyu etkisini devam ettireceği için testten emin olunması önemlidir. Ayrıca her gün yeni bir gelişme olduğu için patoloji sonucu merak ve endişe ile beklenir. Ama o sonuç onkolojide bir kere değil birçok kere beklenir. Çünkü alınan parçalar saklanır. Bu parçalar üstünden gelişmelere bağlı olarak birçok istekte bulunabiliriz. Alınan biyopsiler ya da ameliyat parçaları nerde yapıldıysa mutlaka saklanmalıdır. Bu da kanuni bir zorunluluktur. Ama tıbbi olarak da çok gereklidir. O yüzden hastalar herhangi bir merkeze başvuracaklarında mutlaka patoloji raporlarını yanlarında bulundurmalılar ve patoloji bloglarından gerektiğinde alabileceklerini bilmeliler. Böylece testler ikinci kez yapılabilir.”
KANSERDEN KORUNMAK İÇİN ÖNERİLER
. Kanserden korunmak için hiçbir sağlık problemi olmayan kişilere neler öneriyorsunuz?
“Genetik yatkınlıklar ve çevresel faktörler çok önemlidir. Tüm dünyadaki, Türkiye’deki ve kendi kişisel riskimizi yarı yarıya azaltmak mümkündür. Dünya Sağlık Örgütü’nün beş maddesini uygulamak kişisel riskimizi azaltır. Bunlar;
. Sigara ve tütün ürünlerinin kullanılmaması ve bunların kullanıldığı ortamlarda bulunulmaması,
. Alkol kullanımının sınırlı ya da hiç olmaması,
. Doğru ve dengeli beslenme ile obeziteden korunma,
. Egzersiz yapmak,
. Güneşten korunmak.
Normal kiloda olsak bile haftada en az 2-3 gün 30-40 dakika tempolu yürüyüş ya da buna denk gelecek bir spor yapılmalıdır. Özellikle de cilt kanserlerinden korunmak için şapka, gözlük ve koruyucu faktörler güneşin riskini azaltmaktadır. Dünyada 12-14 milyon kanser hastası bulunmaktadır. Türkiye’de her yıl 160 bin kanser vardır. Erken tanı da çok önemlidir. Bunun için kadınların jinekolojik muayenelerini aksatmamaları ve rahim ağzı kanseri için gerekli testlerini yaptırmaları gerekir. 40 yaşından sonra ise mamografileri yapılmalıdır. Hem kadınlarda hem erkeklerde 50 yaşından itibaren hiçbir yakınma yoksa bile bağırsak kanserinin erken tanısı için kolonoskopi ve gaita testi ile gizli kan testlerinin yapılması hayat kurtarıcıdır.”
İçeriği Paylaşın