Kanser Tedavisinde Psikolojik Destek

Kanser Tedavisinde Psikolojik Destek

Kanser Tedavisinde Psikolojik Destek

Bizi Takip Et


Psikolojik destek, kanser hastalarının tedavisinin önemli bir parçasını oluşturuyor. Tedavisi süresince psikolojik destek alan hasta, bu sayede hastalığıyla daha güçlü bir şekilde mücadale edebiliyor. Bu amaçla Anadolu Sağlık Merkezi`nde Kansere Destek Programı oluşturuldu. Anadolu Sağlık Merkezi`nden Psikolog Elvin Aydın, kanser ve terapi ile ilgili soruları yanıtladı.

Kanser fizyolojik bir hastalık. Psikolojinin kanser oluşumunda etkisi var mı?
Bununla ilgili yapılan bütün araştırmalar psikolojik etkenlerin kanser oluşumuna ve gelişimine yönelik hiçbir etkisi olmadığını gösteriyor. Genellikle halk arasında üzüntünün kanser oluşumunda etkisi olduğuna inanılır. Ancak kanser çok komplike bir hastalık, muhtemelen bilemediğiniz bir sürü yönü var.

Kanser tedavsinde psikolojik desteğin yeri nedir?
Kanser hastasının tedavisi süresinde psikolojik destek alması tedaviyi olumlu yönde etkiliyor. Bu kişilerin, psikolojik destek aldıklarından tedaviye cevapları daha iyi oluyor. Çünkü hepimizin hayatında kendine stres yaptığı, yakınlarına söyleyemediği, kendi kendini suçladığı veya korktuğu bir takım şeyler var. Biz farkında olmasak da bu durum bizde psikolojik baskı yaratabiliyor. O nedenle hastada stres yaratan bu sorunları çözümlediğimiz zaman vücudun kendi kendine yaptığı baskı azalıyor. Baskı azaldığı zaman da hastanın fizyolojisi değişiyor. Kanser tedavisinde psikoterapinin yeri bu. Dolayısıyla ilaçları destekleyici bir tedavi şekli. Bir de kanser akut değil kronik bir hastalık. Yani bir anda ortaya çıkıp bir anda bitmiyor.Yavaş yavaş oluşuyor ve tedavisi yıllar sürebiliyor. Kronik hastalıklarla yaşamak kolay bir şey değil. Bu, hayatımızda bir şeylerin kalitesinin azalması demek. Psikoterapinin buradaki yeri; hayat boyunca sürecek böyle bir hastalıkla baş etmeyi kolaylaştırmak.

Her kanser hastası terapi görmeli midir?
Bu doktorlar arasında da çok tartışılan bir konu. Bazı doktorlar her hastanın, bazı doktorlar ise gerek görülen hastaların psikolojik destek almasını savunuyorlar. Benim gözlemlediğim kadarıyla kanser hastaları genellikle hiç kimseyle konuşmak ve sorunlarını paylaşmak istemiyor. Çünkü zaten ağır bir tanı. Dolayısıyla hastalar daha çok içlerine kapanıyor ve depresyona giriyorlar. Depresyona girdiklerinde de ilaç tedavisine kötü yanıt veriyorlar. Beni en çok, iyi ve güçlü görünen hastalar korkutur. Bence esas çok güçlü görünen hastaların psikolojik destek alması gerekiyor. Ama hasta kendini yeterince açmazsa bir noktada psikoloğun da yapabileceği bir şey kalmıyor maalesef. Psikolog ne kadar iyi olursa olsun hasta terapi görmeye açık değilse bir faydası olmaz.

Bu süreçte uyguladığınız terapi yöntemlerinden bahsedebilir misiniz?
Bir sürü terapi yöntemi var. Ama genel olarak dünya kanser psikolojisi literatüründe en çok kullanılan yöntem, `supportive expressive` dediğimiz hastanın kendisini ifade etmesini destekleyici terapi yöntemi. Bu yöntemde biz, insanların kendilerini sıkmamalarını, zorlamamalarını, kendilerine karşı katı olmamalarını öğretiyoruz. Hastalara, bazı duygularını ifade etmeleri için destekliyoruz. Yargılayıcı değil, son derece insancıl, analitik ama bir yandan da kişinin kendisini normal hissetmesini sağlayan bir terapi yöntemi bu.

Gözlemlerinize göre, kansere yakalandığını öğrenen bir hastanın ruh durumu nasıl oluyor?
Bugüne kadar gördüğüm kadarıyla hastalar ilk önce hastalığı kabul edemiyorlar. Ve farkında olarak ya da olmayarak kendilerini suçlamaya başlıyorlar. `Keşke önceden fark etseydim`, `Keşke hiç sigara içmeseydim`, `Kafamı olaylara bu kadar çok takmasaydım kanser olmazdım` gibi cümleler kuruyorlar. Bazı hastalar da `Ben kimseye bir kötülük yapmadığım halde neden bu hastalığa yakalandım?` diyerek kanserin kendilerine verilmiş bir ceza olduğunu düşünüyor. Bizim terapideki birinci odağımız da, hastaların bu süreçte kendilerini suçlamalarından vazgeçirmek oluyor.

Terapiden sonra ne gibi düzelmeler görülüyor?
Kanser teşhisi konulan bir hasta kendisine araba çarpmış gibi hissediyor. Bunun üzerine hasta ciddi anlamda savaş vermesi gereken bir sürece giriyor. O süreçte hastanın kendisine karşı da savaşması gerekiyor. Biz de terapiyle, bu mücadele sürecinde hastanın yanında oluyoruz ve daha güçlü olması konusunda destek oluyoruz.

Anadolu Sağlık Merkezi`ndeki ‘Kanser Destek Programı’nı anlatır mısınız?
Bizim ASM`de uyguladığımız daha çok bir seminer şeklinde. Buradaki amaç, hastayı biraz bilgilendirmek. Çünkü dünyada yapılan araştırmalar ancak çok ileri evre kanserlerde terapinin daha iyi olduğunu daha ön evre kanserlerde yani daha yeni tanı almış insalarda bilgilendirmenin daha uygun olduğunu gösteriyor. Eğitim şeklinde gerçekleşen programa, konuşmaya ihtiyaç duyan hastaların yanı sıra hasta yakınları da katılabiliyor. Çünkü onların da bilgilenmesi gereken bir sürü konu oluyor. Ayrıca hasta yakınları da farklı duygular yaşayabiliyor. Örneğin bir çocuğun annesine kanser tanısı konulduysa o çocuk bu durumdan kendisini suçlayabiliyor.

Kaynak: Anadolu Sağlık Merkezi web sitesi
www.anadolusaglik.org


İçeriği Paylaşın