Kansere Yüzde 90 Çevresel, Yüzde 10 Genetik Faktörler Neden Oluyor
Tanı ve tedavisi, birçok uzmanlık dalının iş birliğini gerektiren bir sağlık sorunu olan kanser, çevresel ve genetik faktörlere bağlı olarak gelişiyor.
Bizi Takip Et
Kalp-damar hastalıklarından sonra dünyada en çok can kaybına yol açan hastalık olan kanser, yüzde 90 çevresel faktörlere bağlı gelişiyor. Sağlıklı beslenme, egzersiz ve tütün ürünlerden uzak durma gibi kurallara uymak, bu hastalığı yüzde 50’ye kadar önlenebilir kılıyor.
Teknolojinin e tıbbın ilerlemesi ile elde edilen sonuçların daha etkin kullanılması ve farkındalık yaratma amacıyla her yıl 1-7 Nisan arasında düzenlenen Kanser Haftası kapsamında, Abdi İbrahim Medikal Direktörlüğü de önemli bilgiler derledi.
Kanser, kalp ve damar hastalıklarının hemen ardından dünyada en çok can kaybına yol açan sağlık sorunu konumunda. Batı toplumlarında her yıl 250-350 kişiden biri kansere yakalanıyor. 60 yaş üzerinde bu oran daha da artarak her 300 kişide 4-5 kişiye ulaşıyor.
Dünya Sağlık Örgütü 2020 verilerine göre Türkiye’de, her iki cinsiyet de göz önüne alındığında en sık gözlenen 3 kanser türü sırasıyla akciğer, meme ve kolorektal kanser olurken; erkeklerde en sık gözlenen 3 kanser türü akciğer, prostat, kolorektal kanser; kadınlarda ise meme, tiroid ve yine kolorektal kanserdir.
YÜZDE 90 ÇEVRESEL, YÜZDE 10 GENETİK FAKTÖRLER
Tanı ve tedavisi, birçok uzmanlık dalının iş birliğini gerektiren bir sağlık sorunu olan kanser, %90 çevresel, %10 oranında ise genetik faktörlere bağlı olarak gelişen bir hastalık. Başlıca çevresel faktörler olan tütün kullanımı, alkol tüketimi, obezite ve enfeksiyonlara maruziyetin engellenmesi yolu ile günümüzde kanserin %30-%50 oranında önlenebileceği bilinmektedir. Özellikle ortaya çıkışının önlenebildiği, taramalarla yaşam kaybının engellenebildiği ve erken teşhisin yaşam kalitesini büyük ölçüde artırdığı göz önüne alınırsa, korunmanın önemi daha da artmaktadır. Sağlıklı beslenme, fiziksel aktivitenin artırılması, tuz kullanımının azaltılması, tütün ve tütün ürünlerinin kullanılmaması sadece kanserden değil, COVID-19 dahil her türlü hastalıktan korunmada çok etkin rol oynamaktadır.
Erken teşhisin önemine istinaden Sağlık Bakanlığı’nın kanser taramasında önerdiği sıklık da şu şekildedir:
• 40-69 yaş arası kadınlara 2 yılda bir meme kanseri taraması
• 30-65 yaş arası kadınlara 5 yılda bir rahim ağzı kanseri taraması
• 50-70 yaş arası kadın ve erkeklere 2 yılda bir kalınbağırsak kanseri taraması
ABDİ İBRAHİM’DEN ONKOLOJİ YATIRIMLARI
Kanser tedavisinde ağırlıklı olarak kullanılan kimyasal kemoterapi ilaçların yerini son yıllarda biyoteknolojik ilaçlar almaya başladı. Buna bağlı olarak ilaç sanayi de biyoteknolojik ilaçlara daha fazla yatırım yapmaya başladı. Türk ilaç sektörüne 20 yıldır liderlik eden Abdi İbrahim de bu kapsamda biyoteknolojik ilaç üretim tesisi AbdiBio’yu 2018’de hizmete açtı.
Abdi İbrahim, 2018 yılında pazara sunduğu sadece bir biyobenzer onkoloji ilacıyla da devletin ilaç harcamalarında 35 milyon dolar tasarruf yapılmasına da olanak verdi. Abdi İbrahim halen inşaatı devam eden Steril Enjektabl ve Onkoloji Üretim Tesisi’nde de onkoloji ürünlerinin üretimini gerçekleştirecek.
İçeriği Paylaşın