Kapalı Bypass Ameliyatı ve Ozaki Prosedürü Hakkında Merak Edilenler

Kapalı bypass ameliyatları ve Ozaki prosedürü hakkında merak edilenleri Acıbadem Maslak Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Cem Alhan, Sağlığım İçin Herşey'e anlattı.

Kapalı Bypass Ameliyatı ve Ozaki Prosedürü Hakkında Merak Edilenler

Bizi Takip Et


Kapalı bypass ameliyatlarını ve Ozaki prosedürünü Acıbadem Maslak Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Cem Alhan anlattı.

. Kapalı bypass ameliyatı nedir ve neden yapılır?

‘‘Öncelikle klasik bypass ameliyatı hemen hemen her ailede en az bir kişinin olduğu, özellikle son 30 senede çok sık yapılan bir ameliyat türüdür. Klasik yöntemde, tıkalı olan kalp damarları yenileriyle değiştirilirken iman tahtası denilen göğsün ön tarafı yaklaşık 25-30 santimlik bir kesiyle ve bu kemik de ortadan kesilerek yapılırdı. Bazı özel durumlarda, özellikle tek damar hastalığında robot destekli ya da endoskopik olarak göğüs damarı alınıp kapalı ameliyatlar yapılabiliyordu. Ama gelişen teknolojik gelişmelerle birlikte artık göğsün altından yaklaşık 6-7 santimlik bir kesiyle ve kemiklere de hiç dokunulmadan çok damarlı bypass ameliyatları aynı açık ameliyat gibi yapılabilmektedir. Üstelik aynı başarı oranlarında ve aynı kalitede yapılabilmektedir.’’

HASTAYA SAĞLADIĞI AVANTAJLAR

. Kapalı bypass ameliyatının açık bypassa göre avantajları var mıdır?

‘‘Göğüs kemiği kesilmediği için kemik iyileşmesi diye bir kavram söz konusu değildir. Normalde insanın kolu kırılsa iki ay alçıya alınır ve kol hareket ettirilmez. Göğüs kemiği ise alçıya alınamayacağından çelik tellerle tutturulur. Dolayısıyla açık ameliyat olan hastalara iki ay boyunca sırt üstü yatması, ağırlık kaldırmaması, öksürürken yastığa sarılması, araba kullanmaması, göğsüne darbe almaması, yataktan kalkarken dikkatli olması söylenir. Ama kapalı ameliyatta göğüs kemiği kesilmediği için hasta ameliyatın ertesi günü yan yatabilir, tek başına yataktan kalkabilir. Küçük kesilerle yapılan ameliyatların açık ameliyatlara göre en büyük avantajları daha az ağrı olması, kesi daha küçük olduğu için kanamanın daha az olması dolayısıyla hastalara kan verme gereksinimin daha az olmasıdır. Enfeksiyon oranları da kapalı ortamda yapıldığı için çok daha düşük olur. Ayrıca hastanede ve evde yatış ile işe dönüş süreleri de çok kısalır. Hastalar günlük hayata çok hızlı dönerler. Kapalı ameliyat kaynakların tüketilmesi konusunda da çok faydalı bir yöntemdir. Çünkü hastanın hastanede bir gün az yatması devlet için çok önemli bir avantajdır.’’

AMELİYAT ÖNCESİ KONTROLLER

. Kapalı bypass ameliyatı öncesi hangi kontroller yapılır?

‘‘Kan tahlilleri, akciğer filminin çekilmesi, şah damarlarının bakılması bütün kalp ameliyatlarında yapılan tetkiklerdir. Özellikle kapalı ameliyat planlanan hastalarda ise ayrıca tüm vücut tomografisi çekilir. Çünkü açık ameliyatlarda ana damarların kireci var mı yok mu diye elimizle hissetmemiz mümkünken kapalı ameliyatlarda bu konularda önceden fikir sahibi olunamaz. Ayrıca dolaşımın sağlandığı kanüller kapalı ameliyatlarda genellikle kasık bölgesinden konulur. Oralarda kireç, plak, pıhtı vesairenin olmadığından emin olmamız gerekir. Onun için de tüm vücudun yaygın bir filmi çekilir ve ona göre de ameliyat planlaması yapılır.’’ 

YOĞUN BAKIM GEREKİYOR MU?

. Kapalı bypass ameliyatı ne kadar sürer? Hastanın yoğun bakıma girmesi gerekir mi?

‘‘Bütün kalp ameliyatlarından sonra yoğun bakım gerekir. Çünkü kalp ameliyatlarından sonra ani tansiyon yükselmeleri, tansiyon düşmeleri, kanamalar, pıhtı oluşma ihtimalleri, ritim düzensizlikleri gibi birçok problem olabilir. Dünyadaki standart uygulama bu ameliyatlardan sonra hastayı bir müddet yoğun bakımda tutmaktır. O da genellikle 20-24 saati geçmez. Hasta bugün ameliyat olduysa ertesi sabah yoğun bakımdan servise çıkar. Servise çıktığı gün oda içinde ayağa kalkabilir ve servis içinde yürümeye başlar. Üçüncü gün genellikle merdiven çıkarttırılır ve banyo yaptırılır. Dördüncü beşinci günde de hastaneden taburcu olur.’’

. Kapalı bypass ameliyatından sonra hasta ne zaman rutin hayatına dönebilir?

‘‘Her şey yolunda gittiyse ve çalışan bir hastaysa genelde ikinci üçüncü haftanın başında işine dönmesi önerilir. Açık ameliyatlarda bu 8-10 haftayı bulabilir. Kapalı ameliyat olan hasta ameliyatının birinci haftasında araba kullanabilir, bisiklete binebilir. Açık ameliyatlarda kemik kesildiği ve bu kemikler tellerle tutturulduğu için hasta herhangi bir şekilde bir darbe görürse örneğin araba kullanırken emniyet kemeri taktı ve ani fren yaptı buraya da ciddi bir baskı geldiyse o kemiklerde oynama söz konusu olabilir.’’

OZAKİ PROSEDÜRÜ NASIL BİR YÖNTEM?

. Aort kapak hastalıklarının tedavisinde kullanılan Ozaki prosedürü nedir?

‘‘Ozaki ameliyatı Japon cerrah Dr. Ozaki tarafından yaklaşık 15-16 sene önce geliştirilen bir tekniktir. Aort kapak hastalıklarında aort kapağının dejenere olduğu durumlarda ve kapağın tedavi edilemeyeceği durumlarda aort kapağı çıkarılıp yerine protez bir kapak koyulur. Bu protezler mekanik kapaklar ve biyolojik kapaklar olmak üzere genellikle iki türlüdür. Mekanik kapaklar çok uzun süre açılıp kapanabilir. Ama karbon ve titanyum yapısından dolayı vücuda yabancı cisimlerdir ve üzerinde pıhtı olma ihtimali vardır. Bu ihtimale karşı hasta ömür boyu kan sulandırıcı kullanır. İlacın dozu da günden güne değişiklik gösterebilir. Onun için de kanın ne kadar sulandığının tahlilini sürekli yapmaları gerekir. Biyolojik kapaklar ise genellikle hayvanların özellikle de sığırın kalp zarından elde edilir. Bunlardaki doku biyolojik doku olduğundan kan sulandırıcı kullanmak gerekmez. Bunların en büyük dezavantajı dejenere olup ortalama 10-15 senede tekrar kapak ameliyatı gerektirebilmeleridir. Dolayısıyla ideal bir kalp kapak protezi hali hazırda bulunmamaktadır. Bir diğer sorun da protez kapakların etrafında dokuya tutturmak için bir dikiş halkası ve halkanın içinde esas açılıp kapanan bölüm vardır. 4-5 milim olan dikiş halkası kendisine yer açmak için orada bir darlık yaratır. Dolayısıyla normalde 27 milim olması gereken bir aort dokusu o kapak takıldığında otomatikman 22-21 milimlere iner. İşte Dr. Ozaki buradan hareketle, sığırın kalp zarından kapak elde edildiği gibi hastanın kendi kalp zarını kullanarak ameliyat esnasında ona özgü bir kapak yapılmasını ve bu kapağın da dikiş halkası olmadan direkt hastanın kendi dokusuna tutturulmasını geliştirmiştir. Dolayısıyla bu kapaklar hastanın anadan doğma kapağıymış gibi görünür ve inanılmaz bir hemodinamik bir performans yaratır. En büyük avantajı da hastanın hiçbir ilaç kullanmadan hayatını devam ettirmesidir. Ayrıca hastanın kendi dokusu olduğu için kapak enfeksiyonlara karşı oldukça dirençlidir. Bunların hepsi üst üste koyulduğunda bu işlem özellikle aort kapak hastalıklarının tedavisinde son 10 senede çığır açmıştır.’’ 

. Ozaki prosedürü her hastaya uygulanabilir mi?

‘‘Ozaki prosedürü her türlü aort kapak hastalıklarında hatta yeni doğanlarda bile yapılabilir. Özellikle yenidoğan ve bebek hastalar için çok daha etkin bir ameliyat türüdür. Çünkü yenidoğan veya bebeklik çağında kapağı değiştirdiğinizde altı ay sonra çocuk neredeyse iki misline çıkacağından o kapak ona dar gelir. Erişkinlerde ise doğuştan iki yaprakçıklı kapaklar da dahil olmak üzere bütün aort kapak hastalıklarında kullanılabilir.’’


İçeriği Paylaşın