ATV Avrupa ekranlarında izleyicisiyle buluşan “Esra Kazancıbaşı ile Sağlığım İçin Herşey” programının konuğu olan İstanbul Tıp Fakültesi Tıbbi Ekoloji ve Hidroklimatoloji Ana Bilim Dalı ve aynı zamanda Türkiye Kaplıca, Thalasso ve Kür Merkezleri Derneği Başkanı Prof. Dr. Zeki Karagülle; kaplıca tedavisi, balneo terapi, wellness, SPA ve thalasso terapi hakkında bilgi verdi.
Kaplıca tedavisinden en çok kimler fayda görür? Kaplıca seçerken nelere dikkat etmek gerekir? Balneoterapi ve hidroterapi nedir? SPA ve wellness merkezlerinin sağlığa katkısı nedir?
İşte Prof. Dr. Zeki Karagülle’nin yanıtları.
. Kaplıca tedavisinin tanımını yapar mısınız? Kaplıcaların sağlığa yararı nedir?
“Kaplıca tedavisinin tarihi, insanlık tarihi kadar eskidir. Eskiden özellikle doğal çıkışlı termal sıcak sular, mineralli sular hem hijyen açısından hem temizlik açısından ama aynı zamanda sağlık ve tedavi açısından kullanılagelmiş. Şu anki modern Türkiye toprakları üzerinde baktığımızda hemen hemen bütün uygarlıklar bunları kullanmış. Çünkü topraklarımız bu termal mineralli sular açsından son derece zengin. Kaplıca, bizim kültürümüzde güçlü bir gelenek haline gelmiş.
Yaptığımız son anket çalışmaları gösteriyor ki; yılda 10 milyonun üzerinde Türk vatandaşı, iç turizm olarak kaplıcaları ziyaret ediyor ve ortalama 3 gün kalıyor. Tabii bu ziyaretler genellikle sağlık ve dinlenme amaçlı oluyor. Ancak bunların bir kısmı doğrudan tedavi için yapılıyor.
Tedavi amaçlı tesislerin bu amaca uygun olarak kurulmuş ve organize olmuş olması gerekiyor. Tedavi, belirli bir süre bu merkezlerde kalmayı beraberinde getiriyor. Bu süre 10 – 15 gün, 3 hafta ve bazen 4 haftaya kadar uzayabiliyor.
Kişiye özel çizilmiş bir program dahilinde, kişi tesisteki termal mineralli suları, bazı yerlerde çamurları kullanıyor. Aynı zamanda da yine hastalığa bağlı ya da o kaplıca tesisinin olanaklarına bağlı olarak kişiye egzersiz, diyet, sağlıklı beslenme eğitimi, iklim tedavisi gibi yöntemlerin kombine kullanımı sağlanıyor. İşte bu tedavilere, günümüzde bilimsel tıp içerisinde kaplıca tedavisi diyoruz.”
“KAPLICA TEDAVİSİ, AKUT ATEŞLİ VE İLTİHAPLI DURUMLARDA ÖNERİLMEZ”
. Kaplıca tedavisi herkese uygun mudur, hangi hastalara önerilmez? Kaplıca tedavisi özellikle hangi hastalıklarda etkilidir? “Romatizmal hastalıklar, en fazla elimizde bilimsel kanıt olan tedavi edici hastalık grubu arasında yer alıyor. Kaplıca tedavisi, hemen hemen bütün romatizmal hastalıklarda artık bilimsel tedavi rehberlerine de girmiş durumda. İkinci tedavi alanı dermatolojik yani cilt hastalıkları grubu olarak karşımıza çıkıyor. Özellikle sedef, egzama, dermatit ve akne dedidiğimiz belli başlı kronik cilt sorunlarında kaplıca tedavisi etkili oluyor.
Aslında kaplıca tedavisinden hemen hemen bütün sistemik hastalıklarda faydalanılabilir. Yapılan bilimsel çalışmalar gösteriyor ki akciğer, kalp-damar, dolaşım ve meteobolizmal (diyabet, hiperlipitami) hastalıklarının tedavisisinde kaplıcadan faydalanılabilir.
Hangi durumdaki insanlar için uygun değildir diye değerlendirdiğimizde ise özellikle akut ateşli, iltihaplı durumlarda klasik anlamda bir kaplıca tedavisi önermiyoruz. Yine bazı organ yetersizliklerinde tavsiye etmiyoruz. Organ yetmezliği söz konusuysa bu hastaların doğrudan özellikle doktor kontrolü olmadan kaplıcaları kullanmamaları gerekiyor. Örneğin akut kanser hastalarının, o anda kanser tedavileri devam ediyorsa radyoterapi ve kemoterapi oluyorsa bu durumda da kesinlikle kaplıca tedavisi almaması lazım.”
. Hipertansiyon, kaplıca tedavisine engel midir?
“Hipertansiyon, geleneksel olarak hep engel teşkil eder diye düşünülmüş bir durumdur. Ama yine son yıllarda yapılan çalışmalar gösterdi ki buna kendi ülkemizdeki kaplıcalar da dahil özellikle esansiyel hipertansiyon (kan basıncının başka bir sağlık sorununa bağlı olmaksızın yükselmesi) dediğimiz en sık rastlanan tansiyon çeşidinde tam tersine tedavi edici etkisi söz konusu olabiliyor. Özellikle karbondiyoksitli sular kullanıldığında bu etki daha da belirgin olarak görülüyor.”
“KRONİK HASTALIĞI OLANLAR DOKTOR YÖNLENDİRMESİYLE VE KONTROLÜNDE KAPLICA TEDAVİSİNDEN YARARLANABİLİR”
. Kronik bir hastalığı olan kişiler kaplıca tedavisinden nasıl faydalanabilir?
“Kronik hastalığı olan kişilerin, doktorun bulunduğu bir kaplıcada ve doktor kontrolünde kaplıca tedavisinden yararlanması gerekiyor ki bu bilimsel bir tedavi olsun.”
. Türkiye’deki kaplıca tesisi sayısı ne kadar? Bu tesisler daha çok hangi bölgelerde bulunuyor ve bir standartizasyonu var mı?
“Türkiye, yasal düzenleme açısından Avrupa’daki birkaç ülkeden bir tanesidir. 2001 yılından beri Kaplıca ve Thalass Terapi Tesisleri Yönetmeliği, Sağlık Bakanlığı’nın sorumluluğunda yürürlükte yer alıyor. Dolayısıyla böyle bir tesis kurulma aşamasında öncelikle Sağlık Bakanlığı’na başvuruluyor. Gerekli yasal süreçlerden geçerek işletme izni alabiliyor.
Böyle baktığımızda Türkiye’de şu anda 200’ün üzerinde Sağlık Bakanlığı’nca bu dile getirdiğim yönetmelik kuralları çerçevesinde izin almış tesis var. Ama ben bazen elimdeki kaynaklara, kitaplara dayanarak tek tek hesapladığımda Türkiye’de 5000 termal tesis var. Bunların 200’ü bakanlıkca standartlandırılmış. Tabii tesis tiplemesi ve kalitesi açısından uluslararası standartlar anlamında almamız geren yollar var.”
“SAĞLIK BAKANLIĞI TARAFINDAN RUHSATLANDIRILMIŞ TESİSLERİ TERCİH EDİN” . .Kaplıcaya gidip tedavi olmak biraz da dinlenmek isteyen bir kişi, gideceği kaplıcayı seçerken nelere dikkat etmelidir? SGK kaplıca tedavisi masraflarını ödüyor mu?
“Öncelikle Sağlık Bakanlığı tarafından izin verilmiş, ruhsatlandırılmış bir tesisi seçmeleri gerekiyor. Şu anki SGK sağlık uygulamaları tebliğine göre, bir kişinin kaplıca tedavisi görmesi, heyet raporuyla ya da üçlü rapor dediğimz bir raporla -ki bu raporu veren heyet içerisinde kaplıca uzmanı hekimlerinin olması lazım, hidroklimatoloji uzmanı ya da fizik tedavi uzmanlarının olması lazım- mümkün oluyor.
Kişi, ruhsatlı kaplıcalardan birine raporunda belirtildiği şekilde gittiğinde SGK oradaki harcamalarının bir kısmını geri ödüyor. Bu geri ödeme tabii ki bütün masrafları değil ama Avrupa standartlarında düşündüğümüzde yine de önemli bir kısmını SGK şu anda karşlıyor. “
. Kaplıca hastanelerinin özellikleri nelerdir?
“Türkiye’de kaplıca bölgelerinde kurulmuş 3 tane kaplıca hastanesi var. İsimleri ‘fizik tedavi ve rehabilitasyon’ olarak geçiyor ama uluslararası termilojide bunlara özel kaplıca ya da SPA hastaneleri ya da klinikleri deniyor. Bolu Karacasu’da, Kütahya Yoncalı’da ve Nevşehir Kozaklı’da var. Sonra Uludağ Üniversitesi’nin Kükürtlü’de ve Cumhuriyet Üniversitesi’nin Sivas Sıcakçermik’te kaplıca hastanesi yer alıyor. Hastalar buralarda yatarak tedavi gördükleri zaman tedavi masrafları SGK tarafından karşılanıyor.
İstanbul Tıp Fakültesi’nde aslında kaplıca hekimliği diye Tıbbi Ekoloji ve Hidroklimtoloji ana bilim dalı var . 1938’de kurulmuş ve o zamandan bu yana aktif. İkincisi sadece şu anda GATA’da var. Bunları geliştirmemiz gerekiyor. Sevindirici olan şu ki yeni kurulması planlanan tıp faültelerinde bu bölümlerin kurulması planlanıyor. O zaman tabi şu gündeme geliyor. Buralarda akedemik hayata devam edecek insanları yetiştirebilmemiz lazım, o da şu anda sadece bizim sırtımızda .”
Ülkemizde “Kaplıca Hekimliği” sadece İstabul Tıp Fakültesi’nde mi var?
“Evet. Burada biz, asistanı her sene alıp uzman olarak yetiştiriyoruz ve kaplıca tedavilerini günlük hekimlik pratiğine sokmaya uğraşıyoruz. Yani suyun, çamurun, sıcağın, iklimin, ışığın günlük hayatımıza evde ya da kliniklerde özellikle belli başlı hastalıkların tedavisinde kullanılması için uğraşıyoruz. Örneğin, yaklaşık 10 yıldır bizim bölümümüzde balneoterapi, hidroterapi ve çamur tedavilerini ayaktan hastalarımıza uyguluyoruz ve bunu SGK tamemen karşılıyor.”
. Balneoyoterapi, hidroterapi, Wellness ve SPA nedir? Bunlar hakkında bilgi verebilir misiniz?
“Balneo, latince banyo demektir. Balneoyoterapi, tıpta özellikle termal ve mineralli suların banyo tarzında kullanımıdır. Bunun alt özellikleri var; içme ya da solunum olarak kullanılması gibi… Bunların hepsine balneoterapi diyoruz.
Hidroterapide ise artık suyun minerali ya da içeriği söz konusu değildir. Deyim yerindeyse çeşme suyu kullanılmasıdır. Balneoterapide ise suyun kimyası da devreye giriyor. Karbondiyoksit, kükürt radonu ve tuzu gibi. İşte İkisi arasındaki fark bu.
Wellness, kavramı aslında kaplıca geleneğinin günümüzdeki modern yenilikçi bir sunumudur. Wellness’te, kaplıca tedavilerinde kullanılan su, ısı, çamur vb. bir sağlık sorununu çözmek için değil sağlığımızı güçlendirmek ve korumak için kullanılır.
Wellnessin hizmet olarak sunulduğu birimler ise SPA olarak adlandırılır. Bunun kaplıcayla bağlantısı dediğmizde termal mineralli kaplıcaların yüde 60’ı yüzde 70’i aynı zamanda SPA ve wellnes hizmetleri de sunuyorlar. Çünkü günümüz insanının sağlık bilinci yüksek.”
. Türkiye’de SPA’lar ve Wellness tesisleri için yasal bir düzenleme var mıdır?
“Kaplıcalar için öyle bir düzenleme var. Ama SPA ve Wellness tesisleri için yok. Dolayısıyla buralarda da böyle bir ihtiyaç var. Ne yazık ki bu merkezler üzerinde merkezi bir otorite yok. Bu merkezleri kredilendiren, standartlarına kriterlerine bakan Türkiye Kaplıca, Thalasso ve Kür Merkezleri Derneği’nin bu yönde çalışmaları var.”