Karın Anadamarı Balonlaşması Sinsi Bir Hastalıktır

Karın Anadamarı Balonlaşması Sinsi Bir Hastalıktır

Karın Anadamarı Balonlaşması Sinsi Bir Hastalıktır

Bizi Takip Et


Karın Anadamarı Balonlaşması (Abdominal Aort Anevrizması), tüm vücuda kan akımını sağlayan ana damara aort damarı, damarın karın içerisindeki bölümünde meydana gelen balonlaşma ise “abdominal aort anevrizması” olarak adlandırılmaktadır. Türk Kalp ve Damar Cerrahisi Derneği, ölümcül durumlara yol açabilecek bu hastalıkla ilgili toplumda farkındalık oluşturmak amacıyla “İçinizdeki Balon” adıyla başlattığı sosyal sorumluluk projesi kapsamında, bu önemli hastalıkla ilgili Bornova Belediyesi’nin desteğiyle Halkı Bilgilendirme Toplantısı düzenledi.

Bornova Belediyesi Nikah Salonu’nda halkın yoğun ilgisiyle düzenlenen toplantıda Türk Kalp ve Damar Cerrahisi Derneği Başkanı, aynı zamanda Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Kalp ve Damar Cerrahisi Ana Bilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Anıl Z. Apaydın ile Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Kalp ve Damar Cerrahisi Ana Bilim Dalı Öğretim üyesi Uzm. Dr. Serkan Ertugay konuşmacı olarak yer aldı.

“SİNSİ VE ÖLÜMCÜL BİR HASTALIK”

Panelde  konuşan Türk Kalp ve Damar Cerrahisi Derneği Başkanı Prof. Dr. Anıl Apaydın, “Bu hastalık sinsi bir damar büyümesi, yani karın ana damarının balonlaşması. Tıbbi olarak ‘Abdominal Aort Anevrizması’, patladığı zaman çok ölümcül tabloya yol açan bir hastalık. Dernek olarak bir farkındalık projesi başlattık. Bu sessizce büyüyen balonlaşmanın patlamadan önce saptanmasına yönelik farkındalık oluşturmak istiyoruz. Bu hastalıkta özellikle risk altında olan kişiler; 65 yaş üstü, erkek ve sigara içen kişiler. Hastalık, ultrason yöntemi ile kolaylıkla saptanabiliyor. Eğer balonlaşma var ise çapına göre izlem ya da ameliyat öneriliyor. Balonlaşma yoksa bir daha tetkike gerek kalmıyor” diye konuştu.

“YÜZDE 75’İNDE BELİRTİ GÖSTERMİYOR”

Dünya üzerindeki istatistiklere bakıldığında her 65 erkekten birinde bu hastalığın bulunduğunu kaydeden Prof. Dr. Apaydın, ABD’de her yıl 200 bin kişide karın ana damarı balonlaşmasının saptandığını belirtti. Bu kişilerin 15 bininde balonlaşmanın patlama riski olduğunu ifade eden Prof. Dr. Apaydın, “Bunu ülkemiz nüfusuna oranladığımızda yaklaşık 3 bin 600 kişide olduğunu tahmin ediyoruz. Bu hastalık, kişilerin yüzde 75’inde belirti göstermiyor. Sinsice büyüyor. Yüzde 25’inde belli belirsiz karın ağrıları ile kendini gösteriyor. Zonklama tarzında ağrılar olabilir, sırt ağrılarına neden olabilir ama büyük ölçüde hiçbir belirti vermez” dedi.

“SİGARA İÇİYORSANIZ, GEÇ OLMADAN BIRAKIN”

Sigaranın, hastalığın riskini büyük oranda artırdığını dile getiren Apaydın, şu uyarılarda bulundu: “Sigara içmek bu hastalıkla o kadar ilintili ki, kişinin ömrü boyunca beş paket sigara içmesi bu hastalığın meydana gelmesinde bir risk oluşturuyor. Aktif sigara içiciliği, bu balonlaşmanın hem büyümesini hem de patlamasını kolaylaştırıyor. Sigarayı bırakmak çok önemli. Sigarayı bıraktığınız andan itibaren bu balonun yırtılması riski belirgin olarak düşüyor.”

“TEŞHİSİ KOLAY”

65 yaş üstü özellikle sigara içen erkeklere seslenen Prof. Dr. Apaydın, “Bu çok tehlikeli bir hastalık. Sinsice büyüyor ve kişilerin hayatını tehdit ediyor. Tanınması çok kolay. Ameliyat ve girişimle tedavisi mümkün. 65 yaş üstü erkeklerin, özellikle de sigara içiyorlarsa, ailelerinde bu hastalık varsa basit bir görüntüleme yöntemi ile tetkik yaptırmaları gerektiğini söylüyoruz” dedi.

“PROJE İLE FARKINDALIK OLUŞTURULUYOR”

Türk Kalp ve Damar Cerrahisi Derneği Üyesi , Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Kalp ve Damar Cerrahisi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Uzm. Dr. Serkan Ertugay ise, hastalık hakkında farkındalık oluşturmak ve tedavi yöntemlerini anlatmak için dernek olarak çeşitli kampanyalar düzenlediklerini belirtti. Uzm. Dr. Ertugay, “İnsanları bilgilendiriyoruz ve interaktif bir ortam sunuyoruz. Kişileri bu hastalıkla ilgili farkında olmaya davet ediyoruz ve bunla ilgili gerekirse tetkik yapmaya yönlendiriyoruz. Sosyal medya platformlarında insanlarda farkındalık oluşturmaya çalışıyoruz. Reklam kampanyaları oluşturuyoruz, kampanya videosu hazırlıyoruz” ifadelerini kullandı.

“PATLAMA NOKTASINA GELMEDEN TETKİK YAPTIRIN”

Kişilerin, anevrizmanın patlama noktasına gelmeden tetkik yaptırması gerektiğini vurgulayan Uzm. Dr. Ertugay, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bu sayede istemediğimiz yüzde 85’lik ölüm riskini azaltmayı hedefliyoruz. Eğer hasta tetkiki yaptırır ve gerekli olması halinde tedavisini olursa hayati bir riskten kurtulmuş olur. Bilinçli hasta, bir doktor için en iyi hastadır. Hastaların bilinçli olması bizim için çok büyük avantaj.”

Uzm. Dr. Ertugay, kadınlarda hastalığa nadir rastlandığını ancak eğer mevcut ise anevrizmanın patlama riskinin daha fazla olduğunu söyledi.

 “ÖLÜMDEN DÖNDÜM”

Etkinliğe katılan 67 yaşındaki Cavit Çancı da, yakın zamanda Abdominal Aort Anevrizması nedeniyle ameliyat olduğunu belirterek, başından geçenleri şu sözlerle anlattı:

“Evde yalnızdım. Aniden karın ve bel ağrısı yaşadım. Çekilecek gibi bir ağrı değildi. Hastaneye kaldırıldım ve hemen müdahale edildi. Ameliyat oldum. Yarım saat daha geç kalsaydım hayatımı kaybedecektim. Balon patlamış vaziyette hastaneye gelmişim. Daha önce hiçbir belirti hissetmemiştim. Tetkik de yaptırmamıştım. Arkadaşım da bir ay önce aynı hastalığı yaşadı. Sonra da bende ortaya çıktı. İkimiz de şaşırdık. Şimdi sağlığım çok iyi. Operasyon çok güzel geçti. Ölümden döndüm.”


İçeriği Paylaşın