Kemik Ölümlerinde Tek Tedavi Canlı Kemik Nakli
Kemik Ölümlerinde Tek Tedavi Canlı Kemik Nakli
Bizi Takip Et
Aşırı sigara ve alkol tüketenlerde, kortizonlu ilaç kullananlarda ve eklem romatizması hastalarında en sık görülen hastalıkların başında gelen kemik çürümelerinin (osteonekroz) tedavisi ancak canlı kemik nakliyle yapılabiliyor.
Medical Park Hastaneler Grubu Göztepe Medical Park Ortapedi ve Travmatoloji Uzmanı Ortapedi Bölüm Başkanı Doç.Dr.Fatih Parmaksızoğlu, eklemi koruyucu tedavilerle çürümüş kemiği alarak canlı kemik nakli ile hastanın yeniden hayata dönmesini sağladıklarını söyledi. Dr.Parmaksızoğlu, “Bu ameliyatta kemiğin içinde ölmüş kemik dokusu temizlenerek, bacaktan kamış kemiğinin bir kısmı besleyici atar-toplar damarları ile birlikte alınmaktadır. Kalçadaki temizlenmiş ölü kemikten oluşan boş alana yerleştirilerek, besleyici damarları mikrocerrahi teknikler kullanılarak kalçadaki damarlara dikilmektedir. Bu tedavi yüzde 80 başarı sağlamaktadır” dedi.
“TEDAVİ OLMAZSA HASTANIN AKTİF YAŞAMI BİTER”
İnsanların aktif yaşamlarında kalça ekleminde ortaya çıkan kemik ölümlerinin (osteonekroz) bu hastalar için çok ciddi bir sağlık sorunu oluşturduğuna dikkat çeken Doç.Dr.Fatih Parmaksızoğlu, “Bu hastalarda tedavi uygulanmaz ise kısa süre içinde kalça eklemi ileri derecede ağrılı bir hal almakta ve hastanın aktif yaşantısını bloke etmektedir. Kalça eklemi kısa süre içinde deforme olmakta ve genç hastalarda bile ancak protez ameliyatı ile ağrısız bir kalça elde edilebilmektedir. Genç hastalara protez uygulanması ileri yaşlara doğru çok büyük zorluklara sebeb olmakta ve hasta erişkin yaşta ve ya en iyi ihtimalle yaşlılık döneminde çok sıkıntılı bir sağlık problemi ile karşılaşmaktadır. Erken yaşta total kalça protezi uygulamalarının bilinen bu mahzurlarından dolayı 50 yaşın altında protez ameliyatından kaçınılmakta bunun yerine hastanın kendi ekleminde gelişen çürümesi tedavi edilerek eklemi koruyucu tedaviler tercih edilmektedir” diye konuştu.
“AŞIRI SİGARA VE ALKOL TÜKETENLERDE DE ÇOK SIK GÖRÜLÜR”
“Kemik dokusu kan dolaşımı olan, canlı bir yapıdır. Herhangi bir nedenle kan dolaşımı bozulur ise kemik dokusu ölür” diyen Doç.Dr.Fatih Parmaksızoğlu, şöyle konuştu; “Bu kan dolaşımındaki bozukluk bazen hiçbir sebep yokken gelişebildiği gibi bazen sistemik bir takım hastalıkların seyri sırasında ortaya çıkar. En çok görülme sebeplerinden biri kortizon ilacı kullanımıdır. Kortizon çok kıymetli bir tedavi ilacıdır. Bazı hastalıkların olmazsa olmaz ilaçlarındandır. Bilinen bazı yan etkileri arasında en ciddi yan etkisi en sık kalça ekleminde olmak üzere dizlerde veya omuz eklemlerinde lokal kemik ölümlerine yol açmasıdır. Bu hastalık ayrıca aşırı sigara ve alkol tüketenlerde daha sık görülmektedir. Bu hastalıkta uyluk kemiğinin ucunda bulunan ve kalça eklemini oluşturan baş kısmı (elmacık kemiği) içinde kan dolaşımının bozulmasına bağlı olarak lokal kemik ölümü ortaya çıkmakta kemik kısa bir süre içinde çökmekte ve eklem yüzleri arasındaki uyumun bozulması ile kalça ekleminde süratli bir kireçlenme ortaya çıkmaktadır. Hastalık evreler gösteren ilerleyici bir karaktere sahiptir. Amaç erken dönemde daha kireçlenme ortaya çıkmadan hastalığın ilerleyişi durdurulmalıdır. Böylece kemiğin çökmesi, eklem deformasyonunu ve dolayısı ile eklem kireçlenmesini önlemektir.”
“KASIKTA OLAN AĞRILARI ÖNEMSEYİN”
Kemik ölümlerinin ya da diğer deşiyle kemik çürümelerinin ilk belirtisinin kasıkta başlayan ağrılar olduğunu söyleyen Dr.Fatih Parmaksızoğlu, “Aktivite ile başlayan ve kasıkta hissedilen ağrı ilk belirtidir. Daha sonra ağrı devamlı bir hal alır ve hastalık ilerledikçe ağrı geceleri de devam eder. Hastalığın son evresinde kalça eklemi tamamen işe yaramaz hale gelir ve hastanın tüm aktivasyonunu sınırlar, hasta ağrıdan yürümekte zorlanır” dedi.
“TEDAVİDE MİKROCERRAHİ TEKNİKLERİ KULLANMAK ÇOK ÖNEMLİDİR”
“Hasta 50 yaş altında ise ve eklemde deformite-kireçlenme ortaya çıkmamış ise mutlaka eklemi koruyucu tedavi tercih edilmelidir” diyen Dr.Parmaksızoğlu, “Eklemi koruyucu tedaviler içinde en yüksek başarı oranı (yüzde 80) canlı kemik nakli ile yapılan tedavidir. Bu ameliyatta kemiğin içinde ölmüş kemik dokusu temizlenmekte, bacaktan kamış kemiğinin bir kısmı besleyici atar-toplar damarları ile birlikte alınmakta , kalçadaki temizlenmiş ölü kemikten oluşan boş alana yerleştirilmekte, besleyici damarları mikrocerrahi teknikler kullanılarak kalçadaki damarlara dikilmektedir. Böylece nakledilen kemiğin kan dolaşımı sağlanmakta ve o güne kadar bacakta yaşayan kemik kalçada nakledildiği yeni yerinde canlılığını sürdürmektedir. Canlı kemiğin çok yüksek olan iyileştirme potansiyeli ile temizlenmiş ölü kemiğin oluşturduğu boşluk doldurulmakta kemikte çökme önlenmektedir. Bacaktan bu kemiğin alınmasının hiçbir sakıncası yoktur. Bu teknikte ortopedik metotlar mikrocerrahi teknikler ile desteklenmekte ve başarı oranı en yüksek (yüzde 80) olan cerrahi tekniği oluşturmaktadır” diye konuştu.
“ERKEN EVREDE TEŞHİS HAYAT KURTARIYOR”
Erken evrede MR en güvenilir teşhis aracıdır, yanılma payı hemen hiç yoktur ve hastalığın genişliğini göstermesi açısından tedaviye yol gösterici olmaktadır. Kasıklarda aktivite ile ortaya çıkan bir ağrı söz konusu olduğunda ve bu ağrı aktiviteleri sınırlamaya rağmen üç haftadan fazla devam ediyor ise mutlaka bir ortopedi doktoruna baş vurulmalıdır. Bu ağrı özellikle kortizon kullanan bir hastada ortaya çıkar ise mutlaka bu hastalık hatırlanmalı ve bu açıdan kalça ekleminin kontrolü yapılmalıdır. Bilinmelidir ki hastalık ne kadar erken devrede tespit edilir ise başarı şansı o kadar yüksektir.
İçeriği Paylaşın