Kemoterapide Yan Etkiler Ve Beslenme

Kemoterapide Yan Etkiler Ve Beslenme

Kemoterapide Yan Etkiler Ve Beslenme

Bizi Takip Et


Kanser tedavisinin en önemli basamaklarından birisini oluşturan kemoterapi; bulantı, saç dökülmesi gibi yan etkileri nedeniyle birçok hastada korku yaratır. Ancak bu korkuların yersiz olduğuna dikkat çeken Anadolu Sağlık Merkezi Onkolojik Bilimler Koordinatörü Prof.Dr. Haluk Onat, kemoterapi tedavisi ile ilgili merak edilen soruları yanıtladı.

• Kemoterapi tedavisi nasıl gerçekleştiriliyor?
Kemoterapi, kimyasal ya da biyolojik maddeleri vücuda vererek yapılan bir tedavidir. Burada amaç kanser hücrelerinin çoğalmasını engellemek. Kanser hücresinin DNA sentezi yapmasını ve mitoz bölünmesini durdurmak için bazı ajanlar kullanılıyor. Bunlar hem ağız yoluyla hem de damar yoluyla verilebiliyor. Kemoterapi basit bir şey değil. Kişinin yaşı, diyabet, tansiyon gibi kansere eşlik eden diğer hastalıkları gibi konuların çok iyi değerlendirilmesi gerekiyor. Yani tümörün bulunduğu yer ve hastanın özelliklerine göre, kemoterapi uygulamasının nasıl olacağı şekilleniyor.

• Kemoterapi hastalık ilerlemiş dahi olsa iyileşme sağlayabiliyor mu?
İleri evrede dahi, hastalık yayılmış olsa da bazı kanser türlerinde başarı sağlanabiliyor. Özellikle germ hücreli kanser olarak tanımlanan testis kanserlerinde. Bu tümörler akciğer ve karaciğere yayılmış dahi olsa kurtarma şansımız çok yüksek. Bu çok önemli. Testis kanserleri, over kanserlerinin bazı türleri, lenf kanserleri, lösemiler de ve bazı sarkomlarda başarı sağlanıyor. Bunların dışındaki kanser türlerinde 4. evrede tam kür sağlamak mümkün değil. O zaman da amaç mümkün olduğu kadar sağ kalımı, hatta hastalıksız sağkalımı artırmak oluyor.

• Hastanın yaşı tedavinin başarısını etkiliyor mu?
Kemoterapi her yaşta yapılabilmesine karşın çok yaşlı kişiler kırılgan yapılarından dolayı daha fazla etkileniyorlar. Ancak yaşlı hastalarda da kemoterapi yapmak mümkün. Önemli olan yaşlı hastanın performansı. Bunun yanı sıra hastanın kansere eşlik eden farklı hastalıklarının bulunması da ilaç uygulamasını kısıtlayıp sonucu etkileyebiliyor.

• Kemoterapi tedavisinin planlaması neye göre belirleniyor?
Yaptığımız tedavide beklentilerimiz var. Başarı oranımızın ne olacağını yaklaşık tahmin edebiliriz. Amacımızı en başından belirleriz. ‘Hastanın yaşamını mı uzatacağız’, Yaşam kalitesini mi yükselteceğiz’ planlamasını yaparız. Hastanın yaşam süresini artırırken, kalitesini düşürmemek için çok hassas değerlendirmeler yapıyoruz. Medikal onkoloji uzmanı olarak bizler aynı zamanda iç hastalıkları uzmanıyız. Hastalığını değil, hastayı tedavi ediyoruz, onun için hastayı bir bütün olarak değerlendirmemiz gerekiyor.

• Kemoterapinin yan etkileri neler?
Kemoterapi sırasında kemik iliğinin baskılanması ile kemik iliğinde üretilen akyuvarların (lökositlerin), alyuvarların (eritrositlerin), trombositlerin sayısı düşüyor. Bu da kişinin kendini çok daha yorgun hissetmesine neden oluyor. Lökositlerin belirli bir düzeyin altına inmesi de enfeksiyonlara karşı yatkınlığın oluşmasına neden oluyor. Bu nedenle hasta takip edilirken tüm bu olasılıklar da değerlendiriliyor.

Kemoterapi alması gereken hastalarda en fazla karşılaştığımız sorunlardan birisi önyargılar. Ancak her hastanın hastalığının farklı olduğunun unutulmaması gerekiyor. Her hastaya kullanılan ilaçlar ve bunların yan etkileri birbirinden farklıdır. Hastaları en fazla etkileyen çevreden duydukları kanser ilaçlarının saç döktüğüne dair söylemler oluyor. Evet, kanser ilaçlarının büyük bir kısmı saç döker ama bu saç da sonradan çıkar. Yine bir başka önyargı bulantı ve kusmada oluyor. Halbuki bu da yanlış bir yaklaşım ve bunu yenmek gerekiyor.
Kemoterapiye bağlı bulantı ve kusmanın önemli bir kısmı da psikolojik oluyor. Önyargılar  kemoterapiye verilen reaksiyonu artırıyor. Bu yüzden biz hastalara çevreden gelen duyumlara kapalı olmalarını öneriyoruz.

KEMOTERAPİ HASTALARINA BESLENME ÖNERİLERİ:
Bulantı problemiyle başa çıkmak için:
• Doktorunuzdan bulantı ve kusmanızı kontrol altına almak için antiemetik ilaçlar isteyin.
• Mideniz için kolay olan; tost, kraker gibi kuru gıdalar, yoğurt, haşlanmış patates, pirinç gibi besinleri tercih edin.
• Yağlı ve kızarmış yemekler, şeker, pasta gibi çok tatlı besinler, baharatlı, sert kokulu besinlerden kaçının.
• Fiziksel çevrenin temiz ve kokusuz olmasına özen gösterin.
• Öğünlerinizi az miktarda ve sık aralıklarla tüketin, Öğünlerde sıvı alımından kaçının.
• Yemeklerden sonra dinlenin, ancak hemen sonrasında sırt üstü yatmayın.
• Eğer sabahları bulantınız oluyorsa, yataktan kalkmadan kraker atıştırın.

İştahsızlığı gidermek için:
• Sevdiğiniz, kalorisi yüksek gıdalar tüketin. Az miktarda sık sık yemek yemeye özen gösterin
• Ailenizle, sevdiklerinizle birlikte, hoş bir ortamda yemek yemeye çalışın.
• Yemek pişerken mutfağa girmeyin, yemek kokusu besin alımınızı azaltır.
• Yemeklerden en az yarım saat önce 5-10 dakika egzersiz yapın, bu iştahınızın açılmasını sağlayacaktır.
• Yemek sırasında her türlü stresten uzak durmaya çalışın.
• Yemeklerin daha şık servis edilmesi iştahınızı arttırabilir.
• Kendinizi iyi hissettiğiniz anları iyi kullanın ve zengin bir öğün tüketin. Birçok insan sabahları daha dinlenmiş olduğu için daha iştahlı olur.
• Tedaviden hemen sonra yemek yemeyin.

Kaynak: Anadolu Sağlık Merkezi web sitesi
(www.anadolusagilk.org)


İçeriği Paylaşın