Kepçe Kulak ve Burun Estetiği
Kepçe Kulak ve Burun Estetiği
Bizi Takip Et
Burun estetiği ameliyatı nasıl yapılır? Altın oran ne demektir? Erkekler veya kadınlar daha çok kime benzeyen burunları istiyorlar? Şişlik ve morluk kalma olasılığı nedir? Kepçe kulağın başlıca nedenleri nelerdir? Hangi yaşlarda yapılır? Medikalpark Gaziosmanpaşa Hastanesi Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Süleyman Taş burun ve kepçe kulak estetiği konusunda merak edilenleri Sağlığım İçin Herşey’e anlatıyor.
“BURUN ESTETİĞİ AMELİYATI ÖNCESİNDE DETAYLI ANALİZLER YAPILMALI”
. Burun estetiği dediğimiz ameliyatta tıbben neler yapılabiliyor?
“Burun estetiği, yüz ile uyumlu burun demektir. Yüzün içerisindeki ahengi yakalayan burun, harmonik burundur. Burun estetiğinde sadece buruna odaklanılmaz. Burnun kaş, göz ve dudakla olan uyumu da göz önüne alınır. Hiçbir mimik yapmayan bir burun değil; gülerken, ağlarken, sırıtırken, konuşurken hareket eden bir burun olmalıdır. Böylece burnun dinamik haline de bakılır. Bu konu ile ilgili gülme deformitesi ya da gummy-smile denilen bir problem vardır. Gülen insanların bazılarının burunlarının ucu aşağıya doğru düşer. Burun ucunun gülerken aşağıya düşmesi de burun estetiği ameliyatı esnasında düzeltilebilen bir sorundur. Burun estetiğinde hastaya ameliyat öncesi detaylı bir analiz yapılır. Fotoğrafları çekilir, simülasyonları yapılır ve yüzündeki oranlara bakılır. Bu aşamaya gelmeden önce güzel ve çekici bir burnun ne olduğunu anlamaya çalışmak gerekir. Bunu için de beynin, yüzü anlama ve algılama biçimine bakılır. Bir insanın yüzüne baktığınız zaman beynin o yüzü nasıl algıladığı, yüzün neresine baktığı çözümlenmelidir. Bu da bilimsel çalışmalarla eyes-tracking denilen gözlüklerle tespit edilmiştir. Bu gözlüklerle herhangi bir tabloya, yüze veya bir cisme baktığınızda gözünüzün hangi noktalara baktığı, konsantre olduğu, hangi noktaları dışladığı belirlenmiştir. Yüze bakıldığında bir saniyelik bir sürenin yüzde 90’ını kaş, göz, burun ve dudağa ayırdığımız, yüzde 10’unda ise hızlıca bakıp geçtiğimiz görülmüştür. İkinci bir bakma şansı olduğunda ise buruna bakıldığı anlaşılmıştır. Dolayısıyla bu dörtlü kombinasyonlarda en önemli nokta, orta saha oyuncusu, burundur. Başka bir çalışmada ise insanları hatırlamamızı istemişler. Bu çalışmada da en çok bakılan noktanın burun olduğu tespit edilmiştir. İnsanları burunlarına bakarak hatırladığımız sonucuna varılmıştır. Bu kadar kısıtlı bir alanda bu kadar önemli bir rolü olan burnun, çekiciliğini anlamak için milattan önceye gidildiğinde, sanatta ve resimde kullanılan altın oran denilen orana bakılması gerekiyor. Altın oran matematiksel bir kavramdır. Bir doğru parçasının bir yerinden bölünmesi ile büyük parçanın küçük parçaya oranı, tüm doğrunun büyük parçaya oranına eşit olmasıdır. Bu şekilde çalışılan resimlerin daha estetik olduğu kanısına varılmıştır. Bu oranları yüzlere oranladıkları zaman, tarih boyunca Kleopatra’dan Angelina Jolie’ye kadar tespit edilen kişilerin altın oranlara sahip yüzleri olduğu ortaya çıkmıştır. Güzellik algısı aslında eskiden beri aynıydı diyebiliriz.”
‘‘BURUN ESTETİĞİNE RAĞBETİ SELFİE’LER ARTTIRDI”
. Estetik ameliyatı geçirmiş kişilerde yapılan burun güzel durmazken, hiç estetik ameliyat geçirmemiş kişilerdeki çıkıntılı veya kemerli burunlar çok estetik durabiliyor. Yeni bir burun inşa ederken en önemli noktalardan biri altın oran oluyor. Sizin bu konudaki fikriniz nedir?
“Son zamanlarda burun estetiğine rağbet arttı. Bunun sebebi hastaların kendilerini inceleme kabiliyeti ve imkanlarını çoğalmasıdır. En basitinden selfie ile birlikte gün içerisinde defalarca yüzleri ile muhatap olan kişiler vardır. Bu sayede yüzlerini değerlendirme şansı buluyorlar. Belki de eskiden bu kadar dikkat edilmiyordu. Selfie’lerin günümüze girmesi ile beraber insanlar yüzlerini çok daha fazla incelemeye, vücut algılarını anlamlandırmaya ve rahatsızlık duydukları alanları tanımlamaya başladılar. Selfie çekerken bile çekme teknikleri geliştirilmiştir. Bu teknikte dahi bir altın oran vardır. Ekran hayali bir çizgi ile ikiye bölünür; üstteki çizginin göz hizasında olması gerekir. Böylece yüzdeki oranlar fotoğrafa yansır. Hafif yukarda tutulursa burun daha küçük, hafif aşağıda tutulursa burun daha büyük görünür. O yüzden ameliyat öncesi profesyonel stüdyolarda hastaların fotoğrafları doktorlar tarafından çekilir. Böylece düzgün bir fotoğraflandırma ile değerlendirme yapılır. Kaşın, gözün, ağzın, yüzün genişliğine göre burnun nerede olması gerektiği belirlenir.”
. Bu sürece hastaların katılımı nasıl oluyor? Nasıl bir burun inşa edeceğinizi hastalarla beraber mi karar veriyorsunuz?
“Beş bin çeşit burun vardır. Güzel burun tek bir burun değildir. Hastaların isteklerinin gerçekliğini tanımlandırmaya çalışıyoruz. Eğer gerçekçi ise ve bu oranlar içerisinde kalınacaksa, hastanın istediği gibi bir burun tasarlanır. Bu simülasyonun tamamı hastalar ile beraber muayenenin bir parçası olarak yapılır.”
“BİR BAŞKASININ BURNUNU İSTEMEK MARKETTEN BURUN ALMAK GİBİDİR”
. Çoğu kişi beğendiği ünlü kişilerin burunlarını doktorlara gösterip, kendilerine de aynısının yapılmasını istiyorlar. Sizin de böyle hastalarınız oluyor mu? Erkekler veya kadınlar daha çok kime benzeyen burunları istiyorlar?
“Erkekler daha çok Brad Pitt, kadınlar da Angelina Jolie’ninki gibi bir burun istiyorlar. Bu tamamen yanlış bir yönlendirmedir. İnsanlar markete girip burun aldıklarını düşünüyorlar. Bu toplumdaki bilgi kirliliğidir. Yapılan ameliyat tüm yüzü değil, sadece burnu şekillendirmektedir. Bir başkasının burnunun istenmesi yanlıştır. O burun o kişinin yüzünde güzeldir. Hasta bize az çok istediği burnu söyleyebilir. Kişisel istekler değerlendirilir, simülasyon esnasında da hastalara gösterilir.”
. Burun estetiği ilk zamanlarda hep açık ameliyatla yapılıyordu. Tıbbın her alanında olduğu gibi bu ameliyatta da kapalı ameliyata geçildi. Peki açık ameliyat yönteminden burun ameliyatı alanında tamamen vazgeçilmiş midir? Bazı durumlarda özel açık ameliyatın uygulanması gereken kişiler var mıdır?
“Artık dokulara zarar vermeden ameliyat teknikleri uygulanabiliyor. Ameliyat olmamış gibi, dokuların birbiri ile olan bağlantılarını bozmadan yapmaya çalışıyoruz. O yüzden eskiden ‘Her şeyi ortaya koy. Sonra hepsini düzelt’ mantığındaki ameliyatları artık uygulamıyoruz. Daha çok sadece sorunlu alanlara ulaşıp, bu bölgeleri düzeltip kişiyi mutlu edecek uygulamaları yapıyoruz. Bu nedenle daha çok kapalı ameliyat yöntemi kullanılıyor.”
“KAPALI AMELİYATTA İYİLEŞME SÜRECİ HIZLIDIR”
. Kapalı ameliyat yöntemi nedir? Anestezi nasıldır? Avantajları nedir? Ne kadar sürer? Hastanede yatılması gerekir mi?
“Açık ameliyat burun üzerindeki bir kesitten tüm cildin soyulması ile burnun ortaya koyulup düzeltilmesidir. Kapalı teknikte ise burun deliğinin içerisinden girilip burunda herhangi bir iz bırakılmadan burun düzeltilir. Anestezi ve ameliyat aşamaları her iki yöntemde de aynıdır. Bir burun ameliyatı yaklaşık iki saat sürer ve ikisinde de genel anestezi uygulanır. Böylece kan basıncı ayarlanabilir. Kansız bir ortamda ameliyat yapmak bütün yapıların görülmesini ve ameliyatın daha düzgün yapılmasını sağlar. Yapılacak işlem çok küçükse, lokal anestezi uygulanabilir. Kapalı teknik daha az yapıya zarar verildiği için iyileşme süreci daha hızlıdır. Hastanın ameliyat sonrası dönemde bandajlama ve atel kullanma süresi ameliyattan sonraki yedi gündür. Burun atelleri yerleştirilerek burnun şişmemesi sağlanır. Yedi gün sonra ateller alınır ve hasta normal hayatına devam edebilir.”
AMELİYAT SONRASI ŞİŞLİK VE MORLUK OLUR MU?
. Şişlik ve morluk kalma olasılığı nedir?
“Şişlik ve morluğun birçok sebebi vardır. Kadın hastalara adet döneminde ameliyat olması önerilmez. Çünkü adet döneminde kanama, şişlik ve morluk artar. Bunun dışında yapılan teknik, müdahale edilmiş dokunun miktarı ve kişinin sıkı ya da gevşek ciltli olması ödem miktarına etki eder. Fakat eskisi gibi yüzü gözü kapanmış, ameliyattan sonra kamyon çarpmış gibi bir görüntü olmamaktadır. Ameliyat esnasında kan basıncı belli bir seviyede tutulduğu için ameliyat içi kanama kesinlikle olmaz. Olursa da çok minimal kanamalar görülür. Bu da şişliğe ve morluğa etki eder.”
KEPÇE KULAĞIN ESAS FAKTÖRÜ GENETİK
. Kepçe kulağın başlıca nedenleri nelerdir?
“Kepçe kulağa dair halk arasında bilinen yanlışlar vardır. ‘Çocuğu kulağının üzerine yatırdım. Ondan oldu’ diye bilinir. Fakat esas faktörü genetiktir. Avrupa’daki istatistiklere göre bu oran yüzde beştir. Bizim toplumumuzda da bu değerlerde görüldüğü düşünülmektedir. Kepçe kulak ameliyatı genelde altı yaşa yapılır. Çünkü çocuklar kulak gelişiminin yüzde 90’ını altı yaşına kadar tamamlamış olurlar. Dolayısıyla kulağa yapılacak olan müdahale kulağın geri kalmasına neden olmaz. Çocuğun okula başlamadan önceki psikolojisi de düşünülürse bu yaş idealdir. Bu, Amerikan veya Türk plastik cerrahisinde ortak belirlenmiş bir yaştır. Yenidoğan döneminde, dördüncü aya kadar anneden geçen hormonlar devam ettiği için kıkırdaklar çok yumuşaktır. O yüzden çocuklarda kepçe kulak fark edilirse ve dördüncü aya kadar bandajlama yapılırsa bunun düzelme ihtimali vardır. Düzelmezse altıncı yaşında ameliyat etmek mümkündür.”
KEPÇE KULAKTA YENİ BİR YÖNTEM . Nasıl bir ameliyat tekniği uygulanıyor?
Türk Plastik Estetik ve Rekonstrüktif Cerrahi Derneği tarafında kepçe kulak ameliyatı ile ilgili geliştirmiş olduğunuz bir yöntemden dolayı tarafınıza verilmiş bir ödül var. Bu yöntem nedir?
“Kepçe kulakla ilgili yaklaşık 200 teknik vardır. Bunlar kıkırdağa müdahale edenler ile kıkırdağa şekil verenler ya da dikiş yöntemleri ile şekil verenler diye iki ana gruptur. Bir diğer yöntem ise bu ikisini kombine eden ameliyatlardır. Ancak bunların avantajları ve dezavantajları zaman içerisinde görüldükten sonra flap yöntemleri tercih edilmeye başlanmıştır.
Dikiş yöntemi seçildiğinde dikişlerin ortaya çıkması, kıkırdağı rahatsız etmesi, hastaların gece üzerine yatamaması gibi birçok problem çıkmaktadır. Kıkırdağı hırpalayarak yapılan yöntemler ise fazla aşırıya kaçıldığı zaman kıkırdakta çok keskin kenarlar ve şekil deformasyonları oluşturmaktadır. O yüzden flap yöntemleri uygulanır. Bu yöntemlerden biri de benim geliştirdiğim bir yöntem olan, kulağın arkasından kaldırdığımız bir dokuyu kullanarak kulağı arkaya yatırmak ve eriyebilen dikişlerle bu dokunun tutturulmasıdır. Dolayısıyla 80-100 gün arasında bu dikişler eridikten sonra doku bölgeye yapışmış olur. Artık kulağı geride tutan bu dokudur. Böylece yük dokuya verilmiş olur. Ön yüze herhangi bir müdahale yapılmadığı için kulak daha estetik görünür. İyileşme süreci de hızlıdır.”
“KEPÇE KULAK AMELİYATI HER YAŞTA YAPILABİLİR”
. ‘Kepçe kulak ameliyatı altı yaş grubuna yapılıyor’ dediniz. Delikanlılık veya genç kızlık çağına gelmiş ya da ileri yaşlarda, çalışan ve kendini kepçe kulağı yüzünden mutsuz hisseden kişilere de kepçe kulak ameliyatı yapılabiliyor mu?
“Kepçe kulak ameliyatı her zaman yapılabilir. Çocuğun psikolojisinde bir etkilenme görülürse altı yaş öncesinde de ameliyata alabiliriz. Altı yaş, kulak gelişiminden geri kalınmasın diye seçilmiştir. Fakat öncesinde uygun tekniklerle de ameliyat yapılabilir.”
“KULAĞIN KIKIRDAK YAPISI İYİ ANLAŞILMAZSA KEPÇE KULAK TEKRARLAYABİLİR”
. Ameliyatın geri dönüşü var mıdır? Kepçe kulak tekrar başlayabilir mi? Kişilerin ameliyat sonrasında nelere dikkat etmesi gerekir?
“Bu tamamen kulağın kıkırdağının yapısının anlaşılmasıyla ilgilidir. Kulak eğer sert ise o direnci taşıyacak, kıkırdağı arkada tutacak doku ne ise ona göre ameliyat yapılır. Böylece kulak bir daha açılmaz. Ama bu değerlendirme yapılmadan kulak birkaç iplikle arkaya alınırsa, o iplikler kurtulduğu zaman kulak oradan açılacaktır. Bu tamamen yapılacak ameliyatın anlaşılmasına ve tekniğine bağlıdır.”
İçeriği Paylaşın