Kimlere Güvenmeliyiz

Günlük yaşantınızda başınız, beliniz ya da kulağınız ağrıdığında, kendilerince iyi niyetle çevrenizdeki kimselerin başkalarına bir takım ilaçlar önerdiğine şahit olmuşsunuzdur. Daha önce doktor kontrolü altında ya da deneme yanılma yoluyla verilen bu ilaçların bazıları halk arasında oldukça yaygın olarak tanınan ve kullanılan ağrı kesicilerdir. Sağlık çalışanlarının ve hekimlerin uzun yıllar boyunca yaptıkları çalışmalarda halka vermek istedikleri en önemli mesajlardan bir tanesi reçetesiz ilaç kullanılmaması idi. Nitekim belirtiler aynı olsa da size iyi gelen bir ilaç bir başkasını tamamen olumsuz etkileyebilir, geri dönülmez rahatsızlıklara yol açabilir.

İnsanlar ve toplumlar geliştikçe karşılaşılan zorluklarda değişmekte ve çeşitlenmektedir. Nitekim bana bu yazıyı yazmamı düşündüren bir şey vardı: çeşitli hastalıkları,insanların yaşadıkları sıkıntıları alternatif tıp, bioenerji  ya da hipoz yaparak iyileştirdiklerini iddia eden bazı tıp nosyonu ve kimliği taşımayan kişiler tarafından kandırılan kimselerin olduğunu fark etmek. Toplumumuz bu konuda istismar ediliyor. Ekran başında orgazm olmayı sağlamaktan,saniyede migren tedavisi yaptıklarını iddia edenlere her gün rastlıyoruz. Halkımızın 2000`li yılları yaşarken bu tür kandırmacalara sürüklenmesi gerçekten çok yanlış ve acı. Hastalık tanısı koyacak olan kişi hekimdir,tedavi ve iyileştirme bu anlamda sağlık sektöründe bizzat çalışan hekimler ve diğer sağlık personellerince yapılır. Hipnoz denilen ve halkın zaman zaman çok ilgisini çeken konu ise tamamen uzmanların konusudur ve yardımcı bir tedavi yöntemidir.

Evet tüm dünyada alternatif tıp uzun yıllar konuşuldu ve çeşitli çevrelerce tartışıldı. Gerek biyoenerji, gerek alternatif tıbbın diğer konuları gerçekte tıp biliminin alternatifi veya doğal hali değildir. Bu yöntemler uygulanacaksa, uygulayan kişilerin mutlaka eğitimli olmaları ve tedavi ekibi bünyesinde ekibin bir elamanı olarak yer almaları gerekir. Bu tür yöntemler ve yaklaşımlar sadece esas tedaviye yardımcı olmak üzere kullanılmalıdır.

Tıbbın bazen yetersiz kaldığı durumlar da reiki, koçluk, NLP ve benzer yöntemleri uygulayanlar ortaya çıkmıştır. Bu kişiler hiçbir sorumluluk almadan insan ruh ve beden sağlığı üzerenden kazanç sağlamaktadırlar.

İnsan sağlığı söz konusu olduğunda, ehliyetli dolayısıyla sorumlu olan tıp mensuplarına kendimizi emanet etmeliyiz.

Prof. Dr. Mansur Beyazyürek
Psikiyatri Uzmanı
www.mansurbeyazyurek.com