“Kısırlık Sorunu Yaşayan Çiftlerde Problemin Yarısı Erkek Kaynaklı”

“Kısırlık Sorunu Yaşayan Çiftlerde Problemin Yarısı Erkek Kaynaklı”

“Kısırlık Sorunu Yaşayan Çiftlerde Problemin Yarısı Erkek Kaynaklı”

Bizi Takip Et


Erkek bireylerde özen gösterilmeden yapılan değerlendirmeler nedeni ile pek çok çiftte aslında var olan ve tedavi başarısını da ciddi oranda düşürebilen erkek kaynaklı problemler gözden kaçabilmektedir. Bu durumda da ne yazık ki hem gebe kalabilme süreci uzamakta hem de çiftler ciddi zaman ve para harcamaktadır. Tedavi programı kapsamında gerçekleştirilecek bir androlojik checkup” sayesinde gözden kaçabilecek pek çok problemde olası bir tüp bebek tedavisi öncesinde düzeltilebilir ve çocuk sahibi olma şansı artabilir diyen Bahçeci Sağlık Grubu Üroloji ve Androloji Uzmanı Prof. Dr. Gürhan Günaydın, bu sayede bazı bireylerde basit bir ilaç tedavisi ile sorunun kendiliğinden hallolabileceğini ve baba olma hayalini rahatlıkla gerçekleştirebileceklerini belirtti.

Erkek bireye bağlı kısırlık tedavilerinde başarı ancak bireyin kapsamlı olarak incelenmesi ile mümkün. Son derece kısıtlı bir zaman diliminde, nerede ise tamamında kadın doğum ve tüp bebek uzmanları tarafından gerçekleştirilen değerlendirmeler sonrası tedavi büyük oranda kadın üzerinden yönetilmekte. Durum böyle olunca da erkek bireyde çocuk sahibi olma yolunda önemli olabilen pek çok problem gözden kaçmaktadır.

Erkek bireylerin çocuk sahibi olma potansiyellerinin basit bir sperm testi ile anlaşılabileceğini, fakat bu testin problemin kaynağını göstermekte çoğu zaman yetersiz kalabildiğini de belirten Prof.Dr. Gürhan Günaydın “2-7 gün arasında bir cinsel perhiz sonrası gerçekleştirilen spermiogram testi ile sperm üretim kapasitesinin ve kalitesinin gözlenmesi özellikle bu konuda problem yaşayan bireylerin gereksiz zaman kaybetmesinin önüne geçebilmesi açısından oldukça önemli. Fakat diğer taraftan sayı, hareketlilik gibi özellikler çevresel faktörlere göre ciddi anlamda değişkenlik gösterebiliyor. Dolayısı ile sperm üretiminde olası bir problemin tanımlanabilmesi için belirli aralıklar ile birden fazla spermiogram testi yapılması önemli. Dahası bu testler tüp bebek merkezleri dışında yapıldığında sonuçlarda ciddi değişkenlik te görülebiliyor” diyerek test ve değerlendirmelerin muhakkak işinin ehli kurumlarda ve uzman bir doktor tarafından yönetilmesi gerektiğinin altını çizdi.

ERKEK KISIRLIĞINDA TANIYI DOĞRU KOYABİLMEK TEDAVİNİN BAŞARISINI CİDDİ ANLAMDA ARTTIRIYOR…

Spermiogram testinde erkekten alınan meni içerisindeki sperm hücrelerinin sayı, hareketlilik ve şekil bozukluklarının ayrıntılı değerlendirildiğini ifade eden Prof. Dr. Günaydın, “Spermiogram testi ve androojik check-up sırasında gerçekleştirdiğimiz diğer testler, kapsamlı fiziki muayene ve alınan ayrıntılı öykü sayesinde çocuk sahibi olamama nedenlerini araştırıp değerlendiriyoruz. Sorun yokmuş gibi görünen pek çok bireyde bireylerde altta yatan gizli bir enfeksiyon, hormon eksikliği veya çevresel faktöre bağlı fonksiyon bozukluğu tespit edebiliyoruz. Bu durumda da tedavi yaklaşımımız bireye özgü olarak detaylı planlanıp kişiyi takip altına alıyoruz. Bu aşamada kişiler sadece çocuk sahibi olabilme konusunda olumlu bir adım atmakla kalmıyorlar ayrıca erkek bireyler olarak kendilerinin de bu aşamada ciddi bir katkı sağlayabildiklerini görüyorlar ve mutlu oluyorlar” diye konuştu.

GENETİK BİLİMİ SAYESİNDE ERKEK KAYNAKLI KISIRLIK TANI VE TEDAVİLERİ KÖKTEN DEĞİŞİYOR

Bugüne kadar erkek kısırlığı tanısının koyulması aşamasında kullanılan yöntemlerin yeni geliştirilen genetik teknolojiler tarafından hızlı bir şekilde rafa kalkmaya başladığını da belirten Prof. Dr. Günaydın “Erkek bireyden aldığımız küçük bir kan örneği ile bireyin çocuk sahibi olabilmesi konusunda taşıyabildiği olası genetik problemleri de kapsamlı olarak inceleyebiliyoruz. Şu an kromozom düzeyindeki incelemelerimizin yanında erkek kısırlığında ciddi etkisi olduğu tespit edilmiş pek çok farklı genin de aynı anda incelemesini yapabilmekteyiz. Genetik değişiklik tespit edilen bireylere de ayrıntılı olarak bilgilendirme yaparak sonuçları birlikte değerlendirebiliyoruz, varsa alınabilecek yeni önlemleri birlikte alıyoruz. Örneğin bazı genlerde mutasyon tespit edilmiş bireylerde yıllara bağlı olarak hızlı bir sperm üretim azalması mevcut. Bu bireylerde var olan sperm hücrelerini dondurup saklayarak ileride yaşayabileceği sperm yokluğu durumunda dondurularak saklanan spermleri ile bireyleri çocuk sahibi yapabiliyoruz. Diğer taraftan spermiogram testi değerleri sağlıklı görülen fakat sperm hücrelerinde yüksek DNA hasarı tespit edilmiş olan erkeklerde tedavi sırasında hasar taşımayan veya düşük hasar taşıyan spermlerin sperm mikroçip teknolojisi ile seçimi ile daha sağlıklı embriyo ve gebelik eldesini sağlama yolunu tercih ediyoruz” diyerek genetik teknolojilerin ve verimli kullanımlarının tanı ve tedavideki etkilerini vurguladı.

BAL VE CEVİZ YİYEREK KISIRLIK PROBLEMİNİ ÇÖZMEK MÜMKÜN DEĞİL

Tıbbi tanı ve tedavilerin yanında bu işin olmazsa olmazı sağlıklı yaşam. Düzenli ve sağlıklı beslenme, düzenli uyku ve mümkün olduğu kadar stresten arındırılmış bir yaşam şeklini benimsemek olası bir tedavide her aşamayı kolaylaştırmaktadır. Sağlıklı sperm üretimi ancak sağlıklı bir bünye ile mümkün. Sağlıklı ve düzenli bir yaşam şekli benimsemenin insan ömrünü uzatması yanında pek çok organımızın da daha sağlıklı görev yapmasını da sağladığı artık dünya genelinde bilinen ve kabul edilen bir sonuç. Diğer taraftan halk arasında dolaşan ve tıbbi bir faydası olabildiği kanıtlanmamış farklı bitkisel formüller konusunda da dikkatli olunması gerekmekte. Testislerde enjeksiyon sonrası oluşmuş bir tıkanıklığı bal ve ceviz yiyerek çözmek mümkün değildir. Bu şekilde tamamen tıbbi bilgi ve deneyimlere dayanmayan olası formüller peşinde koşmak çoğu zaman çiftlerin gereksiz yere vakit kaybetmesine ve hatta bazı durumlarda sağlıklarının da bozulmasına yok açabilmektedir. Sağlıklı beslenmenin yanında bitkisel tedaviler ile çare aranması konusunda mutlaka hekimlere danışılmalıdır.

TÜP BEBEK TEDAVİLERİNDE ETKİN ÇÖZÜMLER ANCAK TAKIM ÇALIŞMASI İLE MÜMKÜN

Kısırlık tedavilerinde ne kadar deneyimli ve bilgili olursa olsun hiçbir branş uzmanının tedavide iyi bir ekip çalışması kadar başarılı olamayacağını da ekleyen Prof. Dr. Günaydın; çocuk sahibi olmak isteyen çiftlerin günümüzde erkek bireylerin kapsamlı olarak değerlendirildiği ve bunun yanında iyi bir takım çalışmasının gerçekleştirildiği kurumları tercih etme oranlarında önemli bir artış görüldüğüne de dikkat çekti. “Kısırlık tedavisi jinekoloji, üroloji, embriyoloji ve genetik branşları bir araya getiren ve son derece uyumlu ve sürekli iletişim halinde olunması gereken bir hizmet” diyen Prof. Dr. Günaydın, “Bu nedenle kısırlık tedavisinde başlangıçta resmin bütününü görmeniz ve tedaviyi ihtiyaca göre kişiselleştirebilmeniz başarıya giden en önemli anahtar diye ekledi.


İçeriği Paylaşın