KOAH hastalığı Kişiye Özel Tedavi Gerektiriyor
KOAH hastalığı Kişiye Özel Tedavi Gerektiriyor
Bizi Takip Et
Fulya Çetin
Türkiye’de yaklaşık olarak 5 milyon kişiyi etkileyen KOAH hastalığı, erkeklere oranla kadın hastalarda yaklaşık 3 kat daha hızlı artış gösteriyor. Son verilere göre KOAH artık dünyada en sık görülen ölüm nedenleri arasında 3. sırada yer alıyor. Kişiye özel olarak planlanan tedaviler ve yaşam değişiklikleri KOAH hastalarının yaşam kalitesini arttırıyor.
KOAH Hastaları Derneği ve Akciğer Hastaları Dayanışma Derneği (AHDADER) tarafından Novartis iş birliği ile 15 Kasım Dünya KOAH Günü’nde düzenlenen basın toplantısında KOAH hastalığına dikkat çekerek, KOAH’ın aslında önlenebilir ve kontrol altına alınabilir bir hastalık olduğu vurgulandı.
KADINLARDA KOAH GİDEREK ARTIYOR
Dünya genelinde 210 milyon kişiyi etkileyen ve genellikle erkek hastalığı olarak bilinen KOAH’ın kadınlarda görülme oranındaki artışa dikkat çeken KOAH Hastaları Derneği Başkanı Prof. Dr. Mecit Süerdem, “KOAH, akciğer içindeki hava yollarının tıkanmasıyla gelişen ve hastanın nefes alıp vermesini zorlaştıran kronik bir hastalıktır. 1980 yılından bu yana kadınlar arasında KOAH’a bağlı görülen ölümler üç katına çıkmıştır. KOAH olarak bilinen Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı, yapılan araştırmalara göre dünyada en sık görülen ölüm nedenleri arasında 3. sırada yer almaktadır.” şeklinde belirtti.
10 KOAH HASTASININ 8’İ NEFES DARLIĞI YAŞIYOR
Türkiye’de her 10 KOAH hastasının 8’inin nefes darlığından yakındığını belirten Prof. Dr. Süerdem, “KOAH’ın en önemli belirtileri nefes darlığı, öksürük ve balgamdır; ancak belirtilerin farklı solunum yolu hastalıklarıyla da örtüşmesi ve toplum arasında yaşlılığa atfedilen belirtilerle karıştırılması erken tanıyı zorlaştırabilmektedir. İleri düzey KOAH hastaları ise yürürken, otururken hatta istirahat ederken dahi nefes almakta büyük sıkıntı çekmektedir. KOAH oluşumunda, sigara kullanımı, pasif sigara içicilik, hava kirliliği, mesleki olarak toz ve kimyasallar maruziyet ve genetik faktörler etki etmektedir.” dedi.
KOAH HASTALARINDA ZAMANLA DEPRESYON GÖRÜLEBİLİYOR
Kadınlara, erkek hastalara oranla daha düşük doğruluk payı ile KOAH teşhisi koyulduğunu aktaran Prof. Dr. Süerdem, “Sigara içen KOAH hastası kadınlarda, sigara içen KOAH hastası erkeklere oranla akciğer fonksiyonlarında yüzde 20 oranında azalma görülmektedir. Sigara kullanan KOAH hastası kadınlar, erkek hastalara göre yüzde 50’den daha fazla oranda hastaneye kaldırılmaktadır. Sigara kullanmadığı halde KOAH teşhisi alan genelde kadın hastalardır. KOAH görülen kadın hastalar erkeklere oranla daha genç ve daha düşük sosyo-ekonomik koşullara sahiptir. KOAH hastası kadınlarda anksiyete ve depresyon görülme sıklığı da erkek hastalara oranla neredeyse 4 kat daha fazladır.” diyerek sözlerine devam etti.
KİŞİYE ÖZEL TEDAVİ İLE YAŞAM KALİTESİ ARTIYOR
Prof. Dr. Süerdem “Spirometri adındaki basit ve ağrısız bir nefes ölçüm testi ile teşhisi konulan KOAH, uygun tedavi yöntemleri ile kontrol altına alınabilir. Bu kontrol hastaların günlük işlerini yapmaları sağlanabilir. Böylece hasta ve hasta yakınlarının yaşam kaliteleri artar. KOAH tedavi planı kişinin durumuna göre özel olarak şekillenmelidir. KOAH hastaları yaşamlarını kolaylaştırmak için öncelikle sigarayı bırakmalıdırlar. Bunun dışında düzenli egzersiz, doğru beslenme, nefes egzersizi konularına dikkat etmeli ve doktorlarıyla sürekli iletişim halinde olmalıdırlar. KOAH hastalığının tedavi edilmediği takdirde son derece tehlikeli olabileceği unutulmamalıdır.” diye belirtti.
HASTALARIN YÜZDE 90’I HASTALIĞININ FARKINDA DEĞİL
Basın toplantısında konuşan Akciğer Hastaları Dayanışma Derneği (AHDADER) Başkanı Hasan Yılmaz ise “KOAH Türkiye’de yeterince tanınmamaktadır. Ülkemizde 5 milyon KOAH hastası var; ancak bu kişilerin yüzde 90’ı KOAH olduğunun farkında değil. Hastalığı bildiğini düşünenlerin ise doğru zannettiği pek çok yanlış var. KOAH hastaları olarak öncelikle bizlerin bu hastalığı iyi tanıyıp onunla yaşamayı öğrenmesi, iyi bir hasta olması önemli; çünkü KOAH belirtileri yaşam tarzı değişiklikleri ve uygun tedavi ile kontrol altına alınabilir” dedi.
İçeriği Paylaşın