Kol Kırıkları Nasıl Tedavi Edilir?

Kol Kırıkları Nasıl Tedavi Edilir?

Kol Kırıkları Nasıl Tedavi Edilir?

Bizi Takip Et


Kemiğin anatomik bütünlüğünün bozulduğu şekiller olarak tanımlanan kırık, en basit haliyle çatlak; daha ağır dönemiyle ise kaymış ya da parçalı kırıklar şeklinde karşımıza çıkıyor.

Kol kırıkları hakkında bilgi veren Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Prof. Dr. Mehmet Kocaoğlu, kol diyince dirsekle omuz arasındaki bölgenin kast edildiğini söyledi. Kırıkların açık ve kapalı kırıklar olmak üzere ikiye ayrıldığını anlatan Prof. Dr. Kocaoğlu, “Eğer kırık bölgesi dış atmosferle temasa geçmişse yani yaralanma var ve buradan kırık bölgesine direkt ulaşım mümkünse buna açık kırık deriz” dedi.

Kırık açısından evde ilkyardımın önemine dikkat çeken Prof. Dr. Mehmet Kocaoğlu, ilkyardımda yanlış müdahalenin tedaviyi zorlaştırdığını söyledi.

Prof. Dr. Mehmet Kocaoğlu, kol kırıklarıyla ilgili soruları yanıtladı.

. Kırık nedir, tanımını yapar mısınız?
Kırığı, kemiğin anatomik bütünlüğünün bozulduğu şekiller olarak tarif ederiz. Kemiğin bütünlüğü, şekli bozulmuşsa bu bir kırıktır. En basitinden bir çatlaktır, daha ağır dönemi ise kaymış ya da parçalı kırıklar şeklinde olabilir.

“HER KIRIĞIN KENDİNE ÖZEL STRATEJİLERİ VAR”

. Kol bölgesinde kırık denilince ne tür kırıklar olabilir?
Kol deyince, dirsekle omuz arasındaki bölgeyi kast ederiz ama halk arasında kast edilen kol, omuzdan parmak ucuna kadar olan bütün bölgedir. Biz kırıkları; omuz bölgesi kırıkları, kol kırıkları, dirsek çevresi kırıkları, dirsekle el bileği arasında olan ön kol kırıkları, el bileği ve el kırıkları diye birçok kategoriye ayırıyoruz. Çünkü her birinin tedavisi kendine özel stratejiler gerektiriyor.

. Kol bölgesindeki kırıklardan söz edildiğinde; akla hep düşme, çarpma, kazaya bağlı travma geliyor. Başka nedenler de kırığa yol açar mı? Örneğin birtakım hastalıklar ya da aşırı zorlanmaya bağlı kırıklar da olabilir mi?
Birçok sebepten kırık olabilir özellikle travmalara bağlı kırıkları çok görüyoruz. Osteoporoz gibi nedenler, bazı hastalıkların tedavisinde mesela epilepside kasılma sırasında olan kırıklı çıkıklar özellikle omuz çevresi kırıklı çıkıkları, bazen elektro şok uygulanan hastalarda ani kas kasılmalarına bağlı olarak oluşan kırıklar gördüğümüz kırıklar arasındadır.

Bir de çocuklarda büyüme kıkırdakları dediğimiz yani kemiklerin uzadığı bölgeler bazen zayıf bölgeler olabiliyor, oralardan epifizyolist tarif ettiğimiz kıkırdağın kayması şeklinde görülür bu da kırığın özel şeklidir.

“AÇIK KIRIK KEMİĞİN KAYNAMASINI GECİKTİRİYOR”

. Bir açık kırıktan bir de kapalı kırıktan söz ediliyor. Açık ve kapalı kırık nedir?
Eğer kırık bölgesi dış atmosferle temasa geçmişse yani yaralanma var ve buradan kırık bölgesine direkt ulaşım mümkünse buna açık kırık deriz.

Açık kırık, kapalı kırığa göre daha önemlidir, kırık bölgesindeki önemli olan hematom dediğimiz kanamanın ki bu kaynama için çok önemlidir. Dışarıya çıkmasıyla kaynamayı yavaşlatan bir nedendir.

Diğer neden ise dışarıdaki enfeksiyonun içeriye girmesi ve bir kemik iltihabına kadar varabilecek enfeksiyona neden olmasıdır. Bu risk açısından açık kırıklar daha önemli vakalardır.

. Kırık dayanılmaz ağrılar yapar mı? Ağrının olmaması kırığın olmadığı anlamına gelir mi?
Anatomik bütünlüğün bozulduğu ama çok kaymadığı impakte kırıklar dediğimiz kırıklarda bazen hasta ağrı duymayabilir. Bazen de bu kırıklar kendi kendine hafif bir eğrilikle kaynayabilir bu çok nadirdir yüzde 1 civarındadır belki de daha az.

. Kol kırığında ilkyardım anlamında ne yapmak ve ne yapmamak gerekir?
Açık kırık ve kapalı kırık şeklinde bakacak olursak; kapalı kırıkta öncelikle çevrenizde bulduğunuz basit bir tahta parçası, herhangi bir sert cisimle bir bandaj şeklinde atellemek ve ağrıyı hafifletmek açısından önemlidir. Transport esnasındaki oluşabilecek hasarları da önlemek açısından basit bir atelle tespit etmek yeterlidir, bu şekilde en yakın sağlık kuruluşuna gitmek gerekir.

Açık kırıklarda ise eğer yarada aşırı bir şekilde kanama varsa mutlaka tampon yapmak gerekir. Temiz bir bezle ya da havluyla tampon yapmak, kanamayı kesecek şekilde bandaj yapmak önemlidir. Ama bazen o kadar çok bandajlanıyor ki dolaşım bile bozuluyor. Yine bir atelle, tahta parçası ya da herhangi bir sert cisimle atelleyip en yakın merkeze göndermek gerekir.

. Yanlış ilkyardıma bağlı olarak tedavide ne gibi zorluklar olabilir? Hasta ne tür sorunlar yaşayabilir?
Tam kaymamış olan bir kırık yanlış bir transport esnasında kaymış bir kırık haline dönüşebilir bu da basitçe alçılanacak bir kırığı ameliyat etmek zorunda kalmamız demektir.

Pazı kemiği çevresinde radial sinir denilen elimizi yukarıya doğru kaldıran bir sinir vardır. Bu sinirin kırık bölgesine yakın olan yerlerde yanlış transport ve yanlış müdahaleyle zedelenmesi düşük el dediğimiz düşük el deformitesine yol açar. Bu da bazı durumlarda sinirin tekrar açılması, tamir edilmesi, tendon transferleri gibi birçok gereksiz tedavilerin yapılmasına neden oluyor.

“ALÇI TEDAVİSİ İLK DENENEN TEDAVİ ŞEKLİDİR”

. Hangi kırığa alçı hangi kırığa ameliyat gerekir? Alçı ya da ameliyata karar vermekte hastanın yaşı, kırığın bulunduğu yer önemli midir?
Yaşı önemlidir, mesela çocuklarda epifiz kayması dediğimiz büyüme kıkırdağının kaymaları mutlaka anatomik şekilde düzeltilmelidir. Mutlaka genel anestezi altında kapalı düzeltmeler ve tespitler yapılmalıdır. Erişkin hastalara geldiğimizde özellikle omuz çevresi ve dirsek çevresinde yüzde 80-90 civarında cerrahi tedavi gerektiriyor.

Diyafiz dediğimiz yani pazı kemiğin tam orta bölgesindeki çok kaymamış veya damar sinir yaralanması oluşmamış kırılmalarda alçıyla tedavi ilk başta denediğimiz tedavidir. Uygun pozisyonlarda hastayı bazen üç günde bir bazen haftalık kontrollerle takip edip her şey yolundaysa alçıyla konservatif tedavi ederiz.

Kayma olursa ya da istediğimiz tedavi sonucunu alamazsak cerrahi tedavi yöntemlerini tercih etmemiz gerekir.

. Açık ameliyat yöntemleri ve kapalı yöntemler hakkında bilgi verir misiniz?
Eğer cerrahi tedavi yöntemini seçeceksek başlıca üç çeşit tedavi vardır. Birincisi o bölgenin açılarak kemiklerin uç uca uygun bir şekilde getirilip bir plak vidayla (halk arasında buna platin deniyor) tespiti yapılmasıdır. Bunlar titanyum kilitli plaklar dediğimiz plaklardır, çok stabildir.

İkincisi, eksternal fiksatördür hatta bunu bir Rus doktor bulduğu için ilizarov adıyla da tabir ediliyor. İlizarov yöntemiyle o bölgeyi hiç açmadan antestezi altında kemikleri uç uca getirip dışarıdan cihazla tespit etmemiz mümkün olabilir.

Üçüncüsü daha nadir olarak kullanılan kemik iliğinin içine yerleştirilen intramodüller çivi dediğimiz çivilerin kemik iliğinin içine boydan boya kırık hattını geçen şekilde tespit edilmesidir.

“KAPALI AMELİYAT, AÇIK AMELİYATA GÖRE DAHA ZOR BİR İŞLEM”

. Bu yöntemleri neye göre tercih ediyorsunuz? Kriterleriniz nelerdir?
Kapalı ameliyat daha zordur çünkü kapalı bir kutu içerisinde kemik parçalarını birbirinin ucuna getirmek çok daha zordur. Hastanın yaşı ve bölgesi önemlidir. Örneğin, hastanın kolunda bir kırık var ve bu bir ateşli silah yaralanması sonucunda oluşmuş, elinde de düşük el varsa yani radial sinir dediğimiz sinirde bir yaralanma varsa o zaman mutlaka o bölgeyi açmak, siniri görmek, sinirde bütünlük kaybı varsa bunun tamirini yapmak gerekecektir.

O zaman açık ameliyata karar veririz ve bir eksternal fiksatör ve radial sinir tamiri dediğimiz bir yöntemi kullanabiliriz veya plak vida osteosentezi radial sinirin tamiri gibi kullanabiliriz.

Burada hastanın yaşı, bulunan kırığın tipi, kırığın lokalizasyonu ve cerrahın tecrübesi de önemlidir. Bazı cerrah bir ameliyat yöntemine daha tecrübelidir o yöntemi daha sık uygulayabilir, bazı cerrah diğerine daha yakındır onu uygular ama önemli olan hastaya uygun yöntemi seçmektir.

. Kaynamamış kırıklarda sıklıkla uygulanan yöntem hangisidir?
Kaynamamış kırıklarda uyguladığımız yöntem illizarov yöntemidir. Dışarıdan takılan kemiklerin kontrollü hareket edilmesi prensibine dayanmaktadır özellikle ateşli silah yaralanmaları ve geçirilen ağır trafik kazaları sonrası kemik defekti olur. Kemiğin olmadığı bölümlerde kemik transferi yapmak için de illizarov yönteminden faydalanıyoruz.

. İlizarov yöntemini anlatır mısınız? Bu yöntem hangi durumlarda kullanılıyor, hastanın katılımının önemi nedir?
Eksternal fiksatörle uygulanan tedavi yöntemlerinde hastalara, “Ameliyatla tedaviniz bitmiyor başlıyor” derim çünkü hastanın da çivilerin diplerinin bakımı, fizik tedavi, fiksatörün anahtarla çevirilerek kemiklerin birbirine kompresyonu ve uzaklaştırılması gibi değişik katkılarda bulunması gerekiyor. Doktor hasta işbirliğiyle tedavi devam ediyor.  Bu yöntemi çok geniş kullanıyoruz, cüceliklerdeki kol uzatmalarında, kaynamayan kırıklarda, kemik defekti olan bölgelerde kemiğin kaydırılmasında eğri kaynamış kemiklerin düzeltilmesi gibi çok geniş bir spektrumda ilizarov yöntemini kullanmaktayız.

Eksternal fiksetör dediğiniz şey vücuda dıştan takılan kırık kemiği sabitleyen bir tespitlemedir, bunun birçok çeşidi var. Tek taraflı tutanları vardır ki bunu çoğunlukla kolda kullanıyoruz. Çember şeklinde olanlar var, ilizarovun tarif ettiği çember fiksatör dediğimiz fiksatörlerdir. Benzer birçok fiksatör mevcuttur.

“İLİZAROV YÖNTEMİYLE HASTA KİMSEYE BAĞIMLI KALMIYOR”

. İlizarov yöntemi, hastaya ne gibi avantajlar getiriyor, özellikle kol bölgesindeki kırıklarda?
Özellikle kol bölgesinde kemik defekti varsa kemik defektini restore etmek için başka hiçbir alternatifimiz yok. Bunun haricinde ise hasta tedavi esnasında dirseğini oynatabiliyor, omzunu oynatabiliyor, elini ağzına götürebiliyor dolayısıyla günlük yaşamda o kolunu kullanabiliyor. Alçı gibi bağımlı olmuyor, yüzünü yıkamaktan tutun da kaşığı ağzına götürmeye kadar hiç kimseye bağımlı olmadan kendi işini yapabiliyor.

İkincisi, alçılı tedavilerde alçı çıktıktan sonra komşu eklemlerde sertlikler oluyor uzun süre alçıya bağlı. Uzun süren rehabilitasyon çalışmalarıyla o eklemlerin hareket açıklığını kazanmaya çalışıyoruz halbuki bu yöntemde hasta ameliyattan sonraki ertesi gün hareket etmeye başladığı için böyle bir eklem sertliği problemiyle de karşılaşmıyoruz.

. Vücuda taktığınız eksternal fiksatörler vücutta ne kadar kalıyor?
Vakaya göre değişir. Ortalama 3 ila 6 ay kadar olan bir süredir. Ama kemik kayıpları varsa bir seneyi bulan kemik rekonstrüksiyonları olabiliyor ama bunlar nadir vakalardır.

. Yaşlılarda kırık daha mı zor kaynar?
Osteoporozla birlikte kemiğin kalitesi, bireysel hücre kalitesi zayıflamış olduğu için kaynama süreci biraz daha uzun sürecektir. O zaman ek ajanlar da hastalara ilave olarak veriliyor.


İçeriği Paylaşın