Kolorektal Kanser Erken Tanı ve Takiple Tedavi Edilebilir
Kolorektal Kanser Erken Tanı ve Takiple Tedavi Edilebilir
Bizi Takip Et
Türk Cerrahi Derneği Yönetim Kurulu Üyesi ve Genel Sekreter Prof. Dr. Ömer Alabaz, 1-31 Mart Kolorektal kanser farkındalık ayı nedeni ile yaptığı açıklamada Dünya çapında her yıl yaklaşık bir milyon kişiye kolorektal kanser tanısı konulurken, 500 bin hastanın kolorektal kanser nedeniyle kaybedildiğini belirtti. Erkekte ve kadında eşit oranda görülen kolon kanseri bütün kanserler içinde görülme sıklığı bakımından 3. sırada yer alıyor.
Beslenme ve hareketin kolon kanserinde önemli bir yere sahip olduğuna söyleyen Prof. Dr. Ömer Alabaz, özellikle batılı toplumların diyet alışkanlığına benzer beslenme şeklinin kanser ihtimalini artırdığına dikkat çekti. Kolon kanserinin oluşmasında hayvansal yağların tüketiminin etkili olduğunun araştırmalar sonucu saptandığını ifade eden Prof. Dr. Alabaz şu bilgileri verdi:
BİLİNÇLENDİRME KAMPANYALARI İLE YILDA BİNLERCE İNSANIN KOLON KANSERİNDEN KURTARILABİLİYOR!
Kolorektal kanser, erken tanı ile önlenebilir ve tedavi edilebilir bir hastalıktır ancak tarama ve toplumu bilinçlendirmek büyük önem taşıyor. Bilinçlendirme kampanyaları ile yılda binlerce insanın kolon kanserinden kurtarıldığını bir gerçektir. Bu nedenle her yılın mart ayında Kolorektal kanser konusu farkındalık çalışmaları yapmayı son derece önemsiyoruz. Kolon kanserinin; karın ağrısı, halsizlik, kansızlık, kabızlık, ishal gibi belirtileri sıklıkla başka hastalıklarla karıştırıldığından hastaların doktora başvurmaları gecikiyor. Belirtiler ciddiye alınmalı, rutin kontroller ihmal edilmemelidir. Gerekli yaşam tarzı değişiklikleri kolorektal kanseri riskini yüzde 50-60 oranında azaltmaktadır.
Kolorektal kanser olarak adlandırdığımız, kalın bağırsak ve rektum, yaklaşık 1.70-2.0 metre uzunluğunda sindirim sisteminin ince bağırsaktan sonra gelen kısmıdır. Özellikle batılı ülkelerde sık karşılaşılan kolorektal kanserler büyük bir öneme sahiptir. Dünya çapında her yıl yaklaşık bir milyon kolorektal kanser tanısı konarken, 500.000 hasta kolorektal kanser nedeniyle kaybedilmektedir. Erkekte ve kadında eşit oranda görülen kolon kanseri bütün kanserler içinde görülme sıklığı bakımından 3. sırada yer alır.
BATI TOPLUMUNA BENZER DİYET ALIŞKANLIĞI KANSER İHTİMALİNİ ARTTIRIYOR!
Kolon kanserinin nedeni kesin olarak bilinmemektedir ancak oluşumunda etkili olan bazı çevresel ve genetik nedenler vardır. Beslenme ve hareket, kolon kanserinde önemli bir yere sahiptir. Özellikle Batı toplumuna benzer diyet alışkanlığı kanser ihtimalini arttırır. Kolon kanserinin oluşmasında hayvansal yağların tüketiminin etkili olduğu araştırmalar sonucu saptanmıştır. Özellikle kırmızı et ne çok yanmış, ne de az pişmiş olmalıdır. İsli, dumanlı, fazla kömürleşmiş döner veya mangal etlerinden uzak durulmalıdır. Özellikle Mangal alışkanlığı olanlar çok dikkat etmelidir. Mangal ile et arasında 15 cm olmalı ve etin mangalda fazla kalması kanserojen madde oluşmasını sağladığı için dikkat edilmelidir.
KALORİ KISITLAMASI VE BOL EGZERSİZ!
Ayrıca yaşam tarzının düzenlenmesi ve vücut kitle indeksinin 25 ‘in altında olması da dikkat edilmesi gereken önemli noktalar arasında bulunuyor. Kalori kısıtlamasının ve bol egzersizin ihmal edilmemesi de büyük önem taşır.
BOL MİKTARDA LİFLİ BESİN TÜKETİMİ KOLON KANSERİ GÖRÜLME SIKLIĞINI AZALTIYOR!
Belirtilerin ciddiye alınması, gerekli tahlil ve yaşam değişikliklerinin dikkat edilmesi kolon kanseri riskini yarı yarıya azaltabiliyor. Obezite, diyabet ve metabolik sendrom; kolon kanseri ile bağlantılı hastalıklar olarak görülüyor. İnsanlarda bol miktarda lifli besinlerin tercih edilmesi kolon kanseri görülme sıklığını azaltmaktadır
Alkol ve sigarada en önemli sebep olabileceğinde uzak durulması gerekir. Ayrıca bazı kimyasal maddeler kanser nedenleri arasındadır. Sanayi işçilerinde, bazı fabrikalarda çalışanlarda kolon kanseri görülmesi kimyasal maddelerin etkisini ortaya koymaktadır.
BU HASTALIKLAR SIKLIKLA KOLON KANSERİNE NEDEN OLUYOR!
Kalıtsal etkenler de bu konuda büyük öneme sahiptir. Ailesinde kolon kanseri olan kişilerde kansere yakalanma ihtimali normalden daha yüksektir. Gardner Sendromu ve Ailesel Polipozis hastalığı kalıtsal hastalıklardır ve sıklıkla kolon kanserine neden olmaktadır. Bunların dışında ülseratif kolit hastalığı da kolon kanseri ihtimalini arttırır.
Türk Cerrahi Derneği Yönetim Kurulu Üyesi ve Genel Sekreteri Prof. Dr. Ömer Alabaz, hastalığın tanısı, tarama yöntemleri ve tedavisi hakkında da şu bilgileri verdi:
KOLONOSKOPİNİN ÖNEMİ:
Hastalığın tanısı günümüzde oldukça kolaydır. Kolonoskopi ile hastanın bütün kalın bağırsağı görüntülenir. Bu sırada, polip varsa alınır ve incelenir. Risk altındaki kişiler ve polip alınan kişiler kolonoskopi ile takip edilir. Kolonoskopi işlemleri ülkemizde bu konuda tecrübeli Genel Cerrah ve Gastroenterologlar tarafından yapılmaktadır.
Diğer bir yöntem video görüntüleme ile yapılan sigmoidoskopidir. Kolonun alt bölgesinin incelenmesinde kullanılır. Ayrıca gaitada gizli kan araştırılır. Yani dışkıda kan arama yöntemi ile dışkıda saptanması zor olan az miktardaki kanamalar saptanır. Bunların dışında gerekirse bağırsaktan parça alınır ve incelenir.
Tarama ve teşhiste “Öncelikle dışkıda gizli kan bakılması tavsiye edilmekteyse de mutlaka risk taşıyan bir hasta ise kolonoskopi gerekir. İşlem uyutarak yapılmakta olduğundan hasta için zor bir tetkik değildir. Kolon kanseri ve rektum kanseri yüzde 90 poliplerle gelişir ve 50 yaşın üstünde polip görülme oranı yüksektir. Kolonoskopi ile polip aşamasında yakalanırsa polip alınır ve hastalık tamamen yok edilmiş olur.
TARAMA
Risk gruplarına girmeyen hastalara 50 yaşından başlayarak gaitada gizli kan taraması, 50 yaşın üzerinde ise en azından 5 yılda bir sigmoidoskopi, 10 yılda bir kolonoskopi önerilmektedir. Risk grubunda olan hastalardan, daha önce polip çıkarılmış olan hastalar bu işlemden sonra 1-3 yıl içinde tekrar kolonoskopi yaptırmalıdır. Anne baba gibi yakın akrabalarında kalın bağırsak kanseri tanısı konmuş olanlar, 40 yaşından önce veya akrabasına tanı konulduğu yaştan en geç 8-10 yıl önce taramayı başlatmalıdır. Kalıtsal non-polipozis kolorektal kanser için genetik test yaptırılmalıdır. Ailesel adenomatoz polipozis (FAP) olarak adlandırılan hastalık olan kişilere genetik danışmanlık yapılmalı ve 10-15 yaşından itibaren kolonoskopi ile takip edilmelidir. Meme, kadın genital organ kanseri olan kişiler 40 yaşından sonra, ülseratif koliti olan kişiler ise tanı aldıktan sonra periyodik olarak kolonoskopi yaptırmalıdır.
KOLOREKTAL KANSERLERİN TANISINDA KULLANILAN DİĞER TETKİKLER:
Gaitada Gizlikan, İmmünokimyasal testler, Fekal DNA testi, Çift Kontraslı Baryumlu Kolon İncelemesi, Bilgisayarlı Tomografi, Kapsül endoskopisidir Etkili tedavi yöntemler sayesinde metastatik kolorektal kanser hastalarının sağ kalım oranları ortalama 3 yıla kadar uzadı!
Kolon kanserinin tedavisinde KRAS testi çok önemlidir. Uygulanan KRAS testi, hastanın tedavi uygulanmadan önce yarar görme oranını saptamayı sağlıyor. Sonuçlarına bakılarak hastayla ilgili tedavi kararları belirleniyor. Bu test sayesinde tedaviden faydalanacak hastalar önceden belirleniyor ve tedavi sadece fayda görecek hastalara uygulanıyor.
Eğer hastalık sonradan fark edilirse bile, mevcut kemoterapi, radyoterapi ve cerrahi olanaklarıyla tedavide büyük ilerlemeler kaydedilmiştir. Son senelerde hedefe yönelik tedavide başarı oranı artmıştır.
Kolorektal kanserlerde hayat kurtarıcı tedavi erken evrede gerçekleştirilen cerrahidir, diğer tedaviler koruyucu amaçlı olarak ya da ileri evrelerde gündeme gelmektedir. Kolorektal kanserlerin tedavisi medikal onkolog, cerrah, radyasyon onkoloğu, nükleer tıp ve görüntüleme uzmanlarının bir arada olduğu bir ekip tarafından yapılmalıdır. Bu hastalığın tedavisinde laparoskopik ve robotik cerrahi uygulamalarının yaygınlaşmaya başlamasıyla, eskinin açık ameliyatlarının yerini giderek laparoskopik ameliyatlar almaya başlamıştır. Etkili tedavi yöntemler sayesinde metastatik kolorektal kanser hastalarının sağ kalım oranları ortalama 3 yıla kadar uzamıştır.
İçeriği Paylaşın