Maçtan Önceki Gece Seksin Performansa Etkisi
Maçtan Önceki Gece Seksin Performansa Etkisi
Bizi Takip Et
Prof. Dr. Önder Yaman
Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi, İbni Sina hastanesi, Üroloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi.
Yıllardan beri, antrenörler sporcularına herhangi bir müsabakadan önce cinsel ilişkiden uzak durmak gerektiğini savunmuşlardır. Öyle ki maç öncesi cinsel perhiz tüm spor aktivitelerinin yazılı olmayan bir kuralı haline gelmiştir. Bu kuralın hipotezi de seksüel ilişkinin sporcunun performansını düşüreceği görüşüdür. Halbuki bu bilimsel deneyler ve bulgularla kanıtlanmamış bir görüştür. Dünya sıralamasında önde gelen 5000 metre koşucularından olan Marty Liquori ise bu konudaki görüşünü “Seks sizi mutlu eder ve mutlu insanlar 3:47 mil koşamazlar” şeklinde ifade etmiştir. Buffalo Bills takımının baş antrenörü olan Marv Levy dörtlü Super Bowl müsabakasından önce takım oyuncularının eşlerinden uzak durmaları konusunda ısrar etmiş fakat bu tutum takımın müsabakalardan başarı ile çıkmasını sağlayamamıştır (Dörtte dört mağlubiyet). Bunun yanında müsabakadan önceki gece girilen cinsel ilişkiden fayda gördüğünü iddia eden atletlerin anlattıkları anektodal hikayeler de yok değildir. Birleşik Amerikalı koşucu David Wottle ve Kanadalı kayak sporcusu Karin Lee Gardner kazandıkları Olimpiyat altın madalyalarını “yarış öncesi hazırlık” larına borçlu olduklarını belirtmişlerdir. New York Yankees takımının efsanevi menejeri Casey Stengel bu konudaki görüşünü “Bu adamları yıkan seks yapmak değil, bütün geceyi onu arayarak geçirmektir.” şeklinde belirtmiştir.
Sporcuların önemli müsabakalardan önce cinsel ilişkiden uzak durmaları gerektiği konusundaki uzun yıllardan beri süregelen inanışın asıl nedeni cinsel başarısızlığın kişide huzursuzluğa neden olabileceği; ejekülasyon olayının vücuttan testosteron (erkeklik hormonu) azalmasına yol açtığı ve azalmış testosteronun da kişinin hırsını azaltacağı teorisidir. Dolayısıyla hırsın azalmaması için onu biriktirmek tüketmemek amaçlanmaktadır. Fakat seksüel aktivite ile testosteronun azalmadığı hatta arttığını gösteren çalışmalar da mevcuttur.
Gerçekten, cinsel ilişki hem fizyolojik hem de psikolojik açıdan performansı etkiler mi? Sorusuna cevap arayan bilimsel çalışma sayısı ne yazık ki azdır. Olan çalışmaların tamamı müsabakadan önceki gece girilen cinsel ilişkinin fizyolojik test sonuçlarını değiştirmediğini göstermektedir. Örneğin, 14 evli erkek atlete cinsel ilişkiden sonraki gün maksimum efor kavrama kuvveti testi yapılmış ve aynı test daha sonra 6 günlük cinsel perhiz sonrası uygulanmış. Sonuçlar, palmar fleksör kasların kuvvet ve kasılma sürelerinin bir önceki gece girilen cinsel ilişkiden etkilenmediğini göstermiştir. Bu konuda Colorado State Üniversitesinde, yaşları 18 ila 45 arasında değişen 10 adet atletik yapıda ve evli erkek üzerinde yapılmış kavrama kuvveti, denge, lateral hareket, reaksiyon zamanı, aerobik güç (merdiven çıkma testi) ve VO2max (treadmill testi) yönelik değerlerin cinsel ilişkiden etkilenmediği bulunmuştur. 1995 yılında yapılmış randomize bir çalışmanın sonuçları da, testten 12 saat önceki cinsel ilişkinin maksimal aerobik kuvvet, oksijen basıncı ya da ikili ürünler açısından anlamlı bir etkisinin olmadığını göstermiştir.
Bu çalışmaların sonuçlarına bakacak olursak, müsabakadan önceki cinsel ilişkinin performansı etkilemeyeceği sonucuna varabiliriz.
Cinsel aktivite esnasında kalp hızında, kan basıncında ve oksijen tüketiminde bazı değişiklikler meydana gelir.
Genelde sağlıklı bir kişide cinsel aktivite hafif-orta dereceli bir egzersize eşdeğerdir. Kalp hızı nadiren 130/dk ı ve sistolik kan basıncı 170 mmHg’ı aşar. Egzersizin standart klinik ölçüm birimi MET (metabolic equivalent of oxygen consumption) olarak ifade edilir. İstirahat durumunda egzersiz yükü (tüketilen oksijen miktarı) 1 MET’dir (1 MET = 3.5 ml / kg / dk). Saatte 2 mil yürüme 2 MET, saatte 10 mil bisiklete binme 6-7 MET, yürüme bandında 4. derecede saatte 4.2 mil yürüme 13 MET, 2 katlı merdiven çıkma 3 MET enerji kaybına neden olur. Bir süre öncesine kadar 2 katlı bir merdiven çıkan kişinin rahatça cinsel aktivitede bulunabileceği kabul edilirdi. Ancak merdiven çıkma ile cinsel aktivite birebir aynı değildir. Cinsel aktivite esnasında emosyonel faktörlerde söz konusudur ve dolayısı ile harcanan enerji miktarı daha fazla olabilir.
Sağlıklı bir kişide maksimum egzersiz kapasitesi 15.5 MET dir. Cinsel aktivitenin preorgazmik fazında 2-3 MET, orgazmik fazında ise 3-4 MET lik bir harcama olmaktadır. Genç çiftlerde bu harcama 5-6 MET e kadar artabilir Erkeğin üstte olduğu koitus ta 3.3 MET, kadının üstte olduğu koitus ta 2.5 MET, non-koital cinsel aktiviteler için 1.7 MET harcama saptanmıştır Cinsel ilişkide harcanan enerjiye etki edebilecek diğer faktörler egzersiz kapasitesi ( profesyonel bir sporcuda egzersiz kapasitesinin spor yapmayan bir bireye göre daha yüksek olacağı açıktır) partner, pozisyon ve yerdir . Alışık olunmayan bir yerde, farklı bir partner ile cinsel ilişkide bulunma fazladan strese ve dolayısıyla da katekolamin salınımına neden olur. Bu da miyokardın oksijen tüketimini arttırır.
Evli bir çift arasındaki normal bir cinsel ilişkide yaklaşık 25-50 kalori (iki kat merdiven çıkmaya denk) yakıldığını düşünecek olursak, müsabaka öncesi cinsel ilişkinin laboratuar fizyolojik performans testi değerlerini etkileyebilmesi sürekli egzersiz yapan bir kişi için şüphelidir.
Performansın agresyona bağlı olarak etkilendiği konusundaki teoriyi hatırlayacak olursak, araştırmacıların agresyonla birlikte etkilenen parametreleri (örn. Motivasyon, uyanıklık, müsabakaya karşı tavır) araştırmaları gerekir. Günümüzdeki “ters U” spor fizyolojisi hipotezine göre, herhangi bir müsabakadan önceki optimum bir uyanıklık/anksiyete düzeyi bulunur ve kötü bir performansın nedeni aşırı sinirli olma yada yeterince uyanık olamamaktan ileri gelebilir.Eğer atletler çok sinirli ya da rahatsızlarsa, müsabakadan önceki gece girilecek cinsel ilişki rahatlatıcı bir etki yaratabilir. Rahatlatıcı etkisi dışında cinsel ilişkinin kompetisyon (yarışma) duygusunu keskinleştirdiği yönünde de görüşler mevcuttur. Eğer zaten yeterince rahatlarsa, ya da büyük bir müsabaka öncesi cinsel ilişki konusunda çok da istekli değilseler, o zaman ihtiyaçları olan şey yalnızca iyi bir gece uykusudur. Bu teori, yapılacak olan seçimi kişisel tercihlere ve alışkanlıklara bırakmaktadır. Önemli bir yarıştan hemen önceki gece rutin alışkanlıklarda yapılacak radikal değişiklikler için uygun bir zaman değildir. Burada bütün bir geceyi sağlıksız bir ortamda (sigara) alkol alarak ve uykusuz kalarak yapılan cinsel ilişkinin tabiidir ki kişinin genel sağlık durumunu etkileyeceği göz önünde bulundurulmalıdır. Burada anahtar nokta tutarlı ve düzenli olmaktır.
Cinsel aktivite ve spor performansı konusunda daha fazla araştırma yapılması gerektiği açıktır. Bununla birlikte, bu tür çalışmalarda kullanılacak olan cinsel ilişkinin zamanı, sıklığı ve süresi, veri elde etme aşamasında deneklerin davranışları, diyet, yorgunluk, stres ve bireylerin cinsel ilişkiye verdikleri tepkiler gibi değişkenlerin kontrolü oldukça zordur. Anshel bu konudaki endişelerini şu soru ile belirtmektedir: “Kendiliğinden olan bir cinsel ilişkinin etkileri ile bu olayın test için gerekli ve yapılması programa bağlanmış bir aktivite haline dönüştükten sonraki etkisi ne kadar anlamlıdır?” buna ek olarak sonuçlar partnere göre de faklılık gösterebilir. Örneğin nabız ve kan basıncı değerleri, 10 yıldır birlikte olduğunuz eşinizleyken ve yeni bir partner ya da tanımadığınız biriyle girilen cinsel ilişkide farklılıklar göstermektedir. Dolayısıyla, gelecekte yapılacak çalışmalar, randomize bir şekilde dizayn edilmek suretiyle, bu konudaki bireysel farklılıkları da ortaya koymalıdır. Bugün için ise maçtan bir gece önce düzenli partneri ile girilecek cinsel ilişkinin takibinde iyi bir dinlenme dönemi sonrasında sporcuda performans düşüklüğü yapacağı konusunda yeterli bir bilimsel veri bulunmamaktadır.
Kaynak: Prof. Dr. Önder Yaman - web sitesi
(www.onderyaman.com/)
İçeriği Paylaşın