Manuel Terapi ve Omurga Sağlığında 3 Boyutlu Egzersizler
Manuel Terapi ve Omurga Sağlığında 3 Boyutlu Egzersizler
Bizi Takip Et
Omurga sağlığında 3 boyutlu egzersizleri ve manuel terapiyi Medicana International Ankara Hastanesi’nden Uzman Fizyoterapist Sercan Ateş anlattı.
Manuel terapi nedir? Hangi alanlarda kullanılıyor?
Manuel terapi, sadece elleri kullanarak, herhangi bir makina ve cihaz kullanmadan kas iskelet sistemi problemlerinde kullandığımız bir tedavi metodudur. Eklemlerde, yumuşak dokularda meydana gelen bozulmalar, dejenerasyonları tedavi etmek için sıklıkla başvurduğumuz fizyoterapide de yoğun olarak kullandığımız bir tedavi yöntemi. Özellikle eklem dejenerasyonları, kas spazmları, omurgayı ilgilendiren problemler, duruş bozuklukları, bel boyun fıtığı, boyun düzleşmesi, bel kayması gibi birçok kas iskelet sistemini ilgilendiren problemlerde yaygın olarak kullanılmaktadır.
Manuel terapi nasıl yapılıyor? Manuel terapi nasıl bir süreç?
Öncelikle danışanlarımıza detaylı bir değerlendirme yapıyoruz. Kas iskelet sistemini ilgilendiren problemlerle ilgili kasların da yumuşak dokularda, bağlardaki problemleri öncelikle tespit etmeye çalışıyoruz. Bu bozulmalara bağlı olarak eklemde hangi fonksiyon kaybı olduğunu tespit ediyoruz. Buna uygun olarak hareketi artırmaya, ağrıyı azaltmaya ve yumuşak dokunun özellikle iyileşmesini destekleyici, kan dolaşımı ve beslenmesini artıracak manevralar uygulayarak ilerleme yapıyoruz.
Hastamızdan belli hareketleri yapmasını istiyoruz. Pasif olarak ve aktif olarak biz bu hareketleri takip ediyoruz. Pasif hareketlerde bizim eklemlere, kaslara ve özellikle tendomlara eklemin hangi önde hareket etmesini istiyorsak bu yönde yaptığımız bazı testlerimz var. Bu testlerle elde ettiğimiz sonuçlara göre aktif hareketler istiyoruz. Günlük yaşamda ve hastanın genel eklem fonksiyonlarını etkileyen hangi hareketlerde kısıtlama varsa öncelikle bunları gözlemliyoruz. Bu gözlemler sonucunda uygulamak istediğimiz metodu belirliyoruz. Bu metodu hem pasif hem de aktif olarak aynı zamanda hastanın da hareketini ve katılımını sağlayarak uygulamaya çalışıyoruz. Tamamen ağrısız bir işlem yapıyoruz aslında. Uygulaması hasta açısından çok konforlu. Hastanın direk uygularken bile aldığı rahatlık ve kolaylık tedavinin etkinliğini göstermiş oluyor.
MANUEL TERAPİNİN AVANTAJLARI
Manuel terapinin başka ne gibi avantajları oluyor?
Genellikle eklem, kas ve yumuşak doku problemleri tedavi açısından uzun süreçler gerektiriyor. Hastalar, fizyoterapide de bununla ilgili uzun zaman harcamak zorunda kalıyor. Manuel terapinin en güzel avantajı tedavi sürecini kısaltması ve etkinliğini, özellikle yumuşak doku üzerinde dokuyu baskıdan kurtardığı için beslenmesini artırarak iyileşmeyi hızlandırmasıdır. Hasta açısından da çok kolay ve konforlu bir şekilde uygulanması da bir diğer avantajıdır. Uzun seanslar gerektirmiyor. İlk seansta bile etkili sonuçlar alabiliyoruz.
Manuel terapinin uygulanamayacağı bir hasta grubu var mıdır?
Özellikle kırıklarda, ciddi travma öyküsü olan hastalarda, onkolojik hastalarda, osteoperotik kemik yoğunluğunun azalmış olan hastalarda birçok uygulamayı yapmıyoruz. Kontroendikasyon olarak genellikle bu hastalarımızı tedaviye almıyoruz.
Bel ve boyun fıtıklarında manuel terapinin yeri nedir? Her aşamadaki bel ve boyun fıtıklarında kullanılabiliyor mu?
Bel ve boyun fıtıklarında hastalarımız özellikle şiddetli ağrı ile bize başvuruyorlar. Onun dışında birçok hareket kısıtlılığı buna eşlik ediyor. Bununla beraber boyun bölgesinde eğer boyun fıtığı mevcutsa kola vuran uyuşma, karıncalanma ve ağrı şikayetleri olabiliyor. Belde yine aynı şekilde bacağa vuran uyuşma, karıncalanma ve ağrı şikayetleri olabiliyor. Bu hastalarımızda özellikle problemin kaynağını bulmaya çalışıyoruz. Hangi hareketlerde problem var, hastamız hangi hareketleri yapamıyor, günlük yaşamda hangi hareketlerini kısıtlıyor bu ağrısı ya da fonksiyon bozukluğu, bunları tespit ediyoruz. Kaynağı oradaki omurganın etrafındaki küçük eklemler dediğimiz faset eklemlerden mi kaynaklanıyor, diğer yumuşak doku problemlerinden mi veya sadece kas spazmından mı, eklem kitlenmesinden mi olduğunu tespit ediyoruz ve buna uygun manevralar yapıyoruz. İleri disk olan problemlerde eğer cerrahiye gitmiyorsa, cerrahi endikasyon konulmadıysa biz hastamızı tedaviye alabiliyoruz. Bunun dışında kalan bütün ağrılı durumlarda tedavi yapabiliyoruz.
MANUEL TERAPİ NE KADAR SÜRÜYOR?
Manuel terapinin hangi sıklıkta ya da kaç seans uygulanacağına nasıl karar veriyorsunuz?
Bu, problemin şiddetiyle alakalıdır. Şiddetli vakalarda biraz daha seansları uzatabiliyoruz. Fakat genel olarak eğer çok basit bir eklem kitlenmesi mevcutsa kas spazmı, tetik noktalar mevcutsa, yumuşak dokuyu ilgilendiren ciddi dejenerasyonlar yoksa bunlar 2 ya da 3 seansta yüz güldürücü sonuçlar alınıyor. Fakat biraz daha diz, kas ağrının olduğu, yumuşak dokuda yırtılmaların, dejenerasyonların eşlik ettiği vakalarda seans sayıları biraz daha uzayabilir.
ÜÇ BOYUTLU EGZERSİZ
Aynı zamanda schroth terapisti ünvanınız var ve üç boyutlu egzersizler yapıyorsunuz. Üç boyutlu egzersiz ne demek?
Özellikle omurgayı ilgilendiren problemlerde üç boyutlu egzersiz yöntemini kullanıyoruz. En çok endikasyonumuz duruş bozuklukları ve skolyoz. Skolyoz omurgadaki eğilme anlamına gelmektedir. Omurgamıza arkadan baktığımızda bütün omurların yukardan aşağı düz bir hat üzerinde olmasını bekliyoruz. Sağa ya da sola eğilmelerini skolyoz olarak adlandırıyoruz. Bu eğilmeler skolyozlu bireylerde özellikle omurganın rotasyonuyla beraber görülür. Bunlar skolyozun iki eksenli değil aslında üç eksenli bir deformite olduğunu göstermektedir. Bu yüzden egzersiz yaklaşımını üç boyutlu olarak schroth yönteminde uyguluyoruz.
Üç boyutlu egzersizler skolyozda ne amaçla kullanılıyor? Ne tür egzersizler yaptırıyorsunuz?
Skolyozdaki omurgadaki eğrilik “c” ve “s” şeklinde olabiliyor. Bu eğrilik özellikle omurgaya eşlik eden vücut yapılarında bulgular verebiliyor. Göğüs kafesindeki asimetriler, kürek kemiğinde asimetriler, özellikle kalça çevresindeki asimetriler bize yol gösteriyor. Bu egzersizleri uygularken bu tarz belirtilerle karşılaşıyoruz. Omuz yükseklik farklı tespit ediyoruz. Kürek kemiğinin üst ve alt köşelerinde özellikle yükseklik farklarını gözlemliyoruz. Hastanın sırt bölgesinde sağ ve sol taraftaki kamburluk ve yükseklik farkını tespit ediyoruz. Buna bağlı olarak ilk başta bu düzeltmeleri yaparak egzersize başlıyoruz. 3 boyutlu egzersizin belli aşamaları var. İlk başta vücut kompozisyonunu düzelterek hastada pasif düzeltme tekniklerini kullanıyoruz. Sonrasında bu düzeltmeyi omurgadaki uzatma teknikleriyle birleştirmeye çalışıyoruz. Ve en son olarak yine schroth egzersizinde önemli bir yeri olan asimetrik nefes egzersizlerini ekliyoruz. Asimetrik nefes egzersizleri göğüs kafesindeki bozulmanın, yer değiştirmenin normale yaklaştırılması amaçlı ve özellikle günlük yaşamda bütün vücut fonksiyonlarını kullanırken uyum sağlaması açısından buradaki bütün kazanımlarımızı normal yaşama entegre etmek için kullandığımız önemli bir basamağı teşkil ediyor.
Peki başka hangi duruş bozukluklarında bu tedaviyi uyguluyorsunuz?
Günümüzde birçok meslek grubu ofis çalışması, bilgisayar başında geçirilen uzun saatler nedeniyle omurgada bazı deformitelere, duruş bozukluklarına sebep olmaktadır. Özellikle omurgaya arkadan baktığımızda skolyoz gibi problemlerle karşılaşırken yandan baktığımızda da boyun ve beldeki omurun normal olması gereken eğriliklerinden biraz daha fazla olduğunu görebiliyoruz. Yani bel ve boyun çukurlarının biraz daha fazla olması. Sırtta kamburlaşmanın, dışa doğru olan, geriye doğru olan eğimin biraz daha fazla olması gibi problemlerle karşılaşabiliyoruz.
3 BOYUTLU EGZERSİZ ÇOCUKLARA DA UYGULANABİLİR Mİ?
3 boyutlu egzersizlerin uygulanamayacağı bir yaş grubu var mı? Örneğin çocuklara uygulanabilir mi?
Skolyoz ya da duruş bozukluğu her yaştan kişide görülebilir. Özellikle skolyoza çocuk ve genç yaş grubunun daha dikkat etmesi gerek. Erken tespit edildiğinde bununla ilgili önlem alınması ve 3 boyutlu egzersizlerin zamanında tedaviye eklenmesi gerekiyor. İleri yaşlarda yani yetişkinlerde duruş bozuklukları, postür bozuklukları kronik ağrılara ve erken yorulmalara sebep olabiliyor. Bununla beraber ilerleyen dönemlerde yıllar geçtikçe uzun süreli örnek olarak bilgisayar başında çalışan bir kişi, yıllar sonrasında yumuşak dokusuna binen, kaslarına, eklemlerine, omurgasına binen yanlış yüklenmeler sonucunda ilerleyici dejenerasyonla karşılaşabilirler. O yüzden zamanında yapılan egzersizler bunları önlemek adına çok önemlidir.
İçeriği Paylaşın