Meme Kanserinde Onkoplastik Cerrahi
Meme Kanserinde Onkoplastik Cerrahi
Bizi Takip Et
Meme kanserinde onkoplastik cerrahi konusunda merak edilenleri VM Medikal Park Pendik Hastanesi’nden Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Mehmet Eser anlattı.
Meme kanseri hangi belirtilerle ortaya çıkar? Meme muayenesi yaşa göre nasıl olmalı?
Meme kanseri kadınlarda en sık gördüğümüz kanser maalesef ve giderek sıklığı artmakta. Gelişmiş ülkelerde daha sık görülen bir kanser türüdür. Ülkemizde de Avrupa’ya yakın bir sıklık değeri var. Yani yüz binde dört dediğimiz bir oran var. Bu yüz bin kişilik bir şehirde yılda kırk tane yeni meme kanseri demektir. Kadınların doksan yaşına kadar yaşadığını kabul edersek 8 kadından birinde meme kanseri gelişme riski var diyebiliriz. Bu yüzden oldukça sık bir tümör. Kadınlar genellikle memesinde bir kitleyle başvuruyorlar. Memede akıntı veya meme cilt değişikliği olabiliyor. Amacımız erken evrede yakalamak. O zaman tedavi şansı daha yüksek oluyor. Bu yüzden kadınların tarama mamografilerini yaptırması ve muayenelerini aksatmaması gerekir. Kırk yaşından sonra yıllık mamografi çekimleri yapılmalıdır ve eğer kişiye özgü bir genetik yatkınlıkları varsa takiplerini asla aksatmamalıdırlar. Yirmi yaşından sonra mutlaka aylık muayeneler yapılmalıdır. Otuz yaşından sonra yılda bir doktora muayene olmalılar. Kırık yaşından sonra ise mutlaka mamografik takibe girmeliler.
MEME KANSERİNDE CERRAHİ TEDAVİ
Meme kanseri tanısı konulduğunda cerrahinin tedavide yeri nedir? Cerrahi tedaviyi daha çok tümörün cinsine, evresine, bulunduğu bölgeye göre mi öneriyorsunuz?
Meme kanserinde cerrahi, temel tedavidir. Bir meme kanseri erken yakalandığında işler kolaydır, hem tedavi olarak hem yaşam beklentisi olarak hem de bu hastayı tamamen kurtarma açısından büyük bir avantaj elde edilir. Eğer cerrahi gereken bir durum varsa kişi ameliyat edilir, sonra kişinin yaşına göre tümörün biyolojik özelliklerine, çapına göre ek sistematik tedaviler devreye girer. Geç başvurulması ile işler daha komplike olur. Beklentiler daha düşük olur. İşte o zaman normal cerrahiler dışında onkoplastik teknikler devreye girer. Örneğin kişi büyük bir kitleyle başvurmuşsa meme oranı, meme koruyucu cerrahi yapmaya uygun değildir. Günümüzde en çok meme koruyucu cerrahi yapıyoruz. Yani kişinin kitle ve meme oranı uygunsa, koltuk altı uygunsa temiz sınırlarla kitle çıkartılır ve ondan sonra radyoterapi verilir. Memenin alınmış olmasıyla eşdeğer sonuçlar elde ediyoruz. Onkoplastik cerrahi, büyük bir kitle varsa ve çıkarılması durumunda memenin şekli çok bozulacaksa o zaman devreye giriyor. Düşünün ki çok büyük, sarkık memesi olan bir kadın var ve cerrahi sonrası bir de ışın tedavisi olacak. Normal şekliyle çok iyi bir estetik sonuç beklenmez; ama onkoplastik tekniklerle hem tümör tedavi edilirken hem de meme estetik bir görünüme getirilir.
MEME KANSERİNDE ONKOLPLASTİK CERRAHİ
Ne tür teknikler ya da yöntemler var?
Onkoplastik basit teknikler var. Düzey bir denilen, orta derecede zor olan ve düzey iki denilen çok ileri teknikler var. Düzey bir teknikler artık günümüzde neredeyse rutin hale geldi. Mesela bir meme koruyucu cerrahi sonrası eskiden tümörün ucunu çıkarır, orayı boş bırakır, yeri görünmesi için de kliplerle işaretlenirdi. Ardından seromo denilen vücut sıvısıyla kist gibi bir görüntü olsun istenirdi; ama uzun dönem sonuçlarında bakıldığında ileride radyoterapi de söz konusu olunca ö bölgede çökme ve istenmeyen bir görüntü oluşmaya başladı. Bir boşluk oluştuğu zaman en basit onkoplastik teknik sağdan soldan meme dokusunu serbestleştirerek, altta kas dokusundan üstte cilt dokusundan birbirine yaklaştırarak o boşluğu uygun bir şekilde doldurmaktır. Kişinin kendi dokusuyla doldurulur.
İkinci düzey teknikler silikon uygulamalarıdır. Dünyada sıkça uygulanır. Bu uygulamanın da avantajları ve dezavantajları vardır. Kas altına koyma genellikle tercih edilmez. Günümüzde profilaktik mastektomide çok fazla yapılıyor. Genetik yatkınlığı olan hastalarda daha kanser gelişmeden meme içi tamamen boşaltılır ve silikonla bölge onarılır. Bu durumda hasta uyandığı zaman memesizlik yaşamaz. Silikon uygulamaları ve ileri düzey teknikler kişinin kendi öz dokularıyla; yani halk arasında kanat kası olarak bilinen kası çevirerek, meme alındıktan sonra bölgenin doldurulmasıyla, sırttaki deriyle birlikte kası getirip deri ihtiyacı varsa kapatarak yapılan tekniklerdir. Kişinin kası çok yeterli değilse, kas ve altına küçük bir silikon konularak yapılan teknikler de vardır. Meme ucunun taşınması gerektiği zaman yapılan özel teknikler, karın kaslarının kullanıldığı teknikler vardır. Bunlar da ileri düzey onkoplastik tekniklerdir.
ONKOPLASTİK CERRAHİNİN FAYDALARI
Onkoplastik teknikler kadının dış görünümü, ruh sağlığı açısından ne gibi avantajlar getiriyor?
Önceden memede kitle büyükse mastektomi yapılırdı; yani memenin hepsi alınırdı. Kadınların memesizlik yaşamaması için onkoplastik teknikler önemli bir katkı sağladı. Bu yöntemlerle eğer meme alınacaksa bile meme ucu bırakılır ve memenin içi boşaltılır. Böylelikle cilt korunur. Silikonla veya kendi dokularıyla doldurularak estetik bir meme görüntüsü kazandırılır. Bu kadın hastanın psikolojisi açısından da çok önemlidir. Kısacası onkoplastik tekniklerle çok odaklı tümörler olsa bile temiz sınırlara çıkartabilme şansı olabiliyor. Kadının memesi küçültülerek ya da bir silikon konularak, kendi dokularıyla memesizlik durumu yaşatılmaz.
Diyelim ki bir kadına onkoplastik cerrahi sonrasında silikon takıldı. Bu takılan silikon meme kanserine yapılabilecek takipleri zorlaştırıyor mu?
Biraz zorlaştırıyor diyebiliriz. Onkoplastik tekniklerin bir dezavantajı var. Diyelim ki büyük bir memede küçültme yaptık, çok sayıda içinde dokularda kesiler yaptık. Meme dokusu yağlı bir dokudur. Yağ nikrozu dediğimiz şeyler gelişiyor ve küçük kireçlenmeler oluşturuyor ve meme kanserinin de erken belirtilerinden biridir. O zaman mamagrofi çekildiği zaman yeterli olmuyor ve bu tür hastalarda sıklıkla MR başvurmak zorunda kalabiliyoruz. Mastektomide yani dümdüz yaptığımız bir göğüs duvarında bir kadın gelişebilecek bir şeyi çok daha kolay fark eder; ama bir silikon varsa biraz daha zor fark edebilir. Silikonun arkasında, kenarında bir şeyi zor fark edebilir. Bu yüzden radyolojik yöntemleri biraz zorlaştırıyor; ama çok zorlaştığını söyleyemeyiz. Silikonlu hastalara günümüzde mamografi yaptırıyoruz ve öncelikle ultrason tercih ediyoruz. Gerekirse de MR isteniyor…
Eğer kadının estetik amaçlı bir silikonu varsa görüntüleneme yönteminin daha kaliteli ve daha nitelikli olarak yapılabilmesi açısından bunu söylemesi gerekir mi?
Hasta söylemese de muayene sırasında hekimi bunu anlar. Mesela ultrason yapacaksa zaten söylemese bile probu koymadan silikon tanınır. Ama tabi ki mamografi çekecek teknisyenin silikon olduğunu bilip ona göre çekmesi gerekir. Ona göre memesini sıkıştırması lazımdır. Bunun için söylemesi gerekir.
Meme kanserinin cerrahi tedavisinde neler değişti?
Meme kanseri tedavisi günümüzde artık çok başarılı bir şekilde uygulanıyor. Meme kanseri tedavisinde kemoterapi ve hedefe yönelik ilaçların rolü yadsınamaz. Onların çok büyük etkisi var. Sistematik tedavilerin yanı sıra cerrahi teknikler de çok gelişti. Artık gereksiz yere bir cerrahi girişim yapılmıyor ve çok az hastaya memesizlik yaşatılıyor.
MEME KANSERİNDE RİSK FAKTÖRLERİ
Meme kanserinin erken tanısı tedavinin başarısında çok önemli rol oynuyor. Özellikle meme kanseri açısından hangi kadınlar risk grubuna giriyor? Risk grubuna giren kadınlarda tarama testlerine biraz önce vurguladığınız elle muayene, mamografi her yıl kırk yaşının üstünde düzenli tarama testleri gibi tarama testlerine de uymalarının da önemi büyük değil mi?
Öncelikle ailede genetik olarak bir yatkınlık var mı, yok mu bilinmelidir. Eğer bir kişinin annesinde, teyzesinde ailesinde meme kanseri varsa risk altında olduğunu unutmamalıdır. Brc1, brc2 genetik testleri de pozitifse bu kişiler çok büyük risk altındadır ve kişilerin özel takip edilmesi gerekir. Erken yaşta adet görmek, geç menopoza girmek, hiç doğum yapmamış olmak, hiç emzirmemiş olmak klasik meme kanserine risk oluşturan faktörlerin başında gelir.
İçeriği Paylaşın