Meme Kanserinde Yeni Riskler ve Tarama Testleri
Meme Kanserinde Yeni Riskler ve Tarama Testleri
Bizi Takip Et
Meme kanserine yol açan yeni risk faktörleri nelerdir? Çok sık mamografi çektirmek kanser riskini arttırır mı? Kadınlar kaç yaşından itibaren ve ne sıklıkla meme tarama testlerini yaptırmalıdır? Meme koruyucu cerrahide son yaklaşımlar nelerdir? Meme kanseri tedavisi sonrasında estetik ne zaman yapılmalıdır? Mamografi çektirmek için uygun zaman ne zamandır? Meme MR’ının meme kanseri ya da meme taraması yapılmasındaki yeri nedir?Kimlere önerilir? Tomosentez yöntemi nedir? Mamografi çekimlerinde doğruluk payı yüzde 100 müdür?
Memorial Bahçelievler Hastanesi Meme Sağlığı Merkezi’nden Radyoloji Uzmanı Doç. Dr. Fahrettin Kılıç ve Memorial Bahçelievler Hastanesi Genel Cerrahi Bölümü’nden Prof. Dr. Fatih Aydoğan Meme Kanserindeki Yeni Riskleri ve Tarama Testleri hakkında merak edilenleri Sağlığım İçin Herşey’de anlattı.
YENİ RİSK FAKTÖRLERİ
. Meme kanserine yol açan yeni risk faktörleri nelerdir?
Prof. Dr. Fatih Aydoğan: “Şimdiye kadar bilinen risk faktörleri daha çok doğurganlık ve genetikle ilgiliydi. Son zamanlarda yapılan araştırmalar yeni bazı risk faktörleri tanımlandı. Bu risk faktörlerinden birkaçı şöyledir:
*GECE ÇALIŞMAYI GEREKTİREN MESLEKLER: Gazetecilik, uçuş personeli, sağlık personeli gibi gece vardiyasında çalışan bazı meslek gruplarında yapılan araştırmalarda meme kanseri riskinin daha fazla olduğu görülmüştür. Neden olarak da biyolojik saatimizin etkilenmesi gösterilmiştir. Belli saatlerde melatonin hormonunun salgılanması gerekir. Gece aydınlıkta ve ışıklı bir ortamda olunması melatonin hormonunu kesintiye uğratır. İşte bu kesinti nedeniyle meme kanseri riskinin yükseldiği düşünülmektedir. Buna kanıt olarak da görme özürlü insanlarda kanser sıklığının oldukça az olduğu gösterilir. Bunda da yine melatonin hormonunun etken olduğu düşünülmektedir.
* UZUN BOY: Uzun boylu olan kadınlarla ilgili de bir tanımlama yapıldı. Uzun boylu olan kadınların meme kanseri riskini daha fazla taşıdığı görüldü. Ortalamanın 10 cm üzerindeki bir boy artışı yüzde 20’ye tekabül eden bir risk artışına denk geliyor. Bunun nedeni olarak da büyüme hormonunun memedeki hücrelerin çoğalmasına yol açtığı ve kansere dönüşmesini sağlaması olarak düşünülüyor.
* GÜN IŞIĞI: Bazı ülkelerde batı ile doğu arasında olan saat farkı ile ilgili yapılan araştırmada bazı kanser türlerinin batı tarafında daha fazla olduğu görüldü. Bunun nedeni olarak da yine biyolojik saatin etkilenmesi gösterildi. Örneğin Amerika’da doğudaki bir şehirde uyandığınız saatte gün aydınlık oluyor ama batıdaki şehirde uyandığınız saate gün aydınlık olmuyor. Biyolojik saat buna uymuyor. Bu şekilde bir hipotezle gün ışığıyla kanser arasındaki bir ilişki tanımlandı. Aynı şekilde İngiltere’de de benzer şekilde çalışma yapıldı. Türkiye’de henüz elimizde bir veri yok ama Türkiye’de de batı ile doğu arasında kanser sıklığı yaklaşık 2 kat farklılık gösterir.”
“MAMOGRAFİ MEME KANSERİNDE HAYAT KURTARICIDIR”
. Çok sık mamografi çektirmek kanser riskini arttırır mı?
Doç. Dr. Fahrettin Kılıç: “Bugün elimizde mamografi kadar meme kanserinde hayat kurtaran başka bir cihaz yoktur. Kişiden kişiye değişmekle birlikte ya da kullanılan teknolojiye bağlı olarak değişmekle birlikte bir mamografide alınan doz, yeryüzünden aldığımız yaklaşık 6 aylık doza eşdeğerdir. Yeni gelişen teknolojiler sayesinde çok daha düşük dozlarla çalışan cihazlar kullanılabilirse herhangi bir risk faktörü hakkında kimsede soru işareti kalmayacaktır.”
40 YAŞINDAN SONRA MUTLAKA MAMOGRAFİ ÇEKİLMELİ!
. Kadınlar kaç yaşından itibaren ve ne sıklıkla meme tarama testlerini yaptırmalıdır?
Doç. Dr. Fahrettin Kılıç: “Bütün dünyada kabul gören yaş, 40’tır. 40 yaştan sonra mamografinin etkinliği çok daha fazla artar. Bu etkinlikle birlikte lezyonların görülme kapasitesi de arttığı için 40 yaşından sonra mamografi ile tarama önerilir. Ülkemizde de Sağlık Bakanlığımızın tarama programları böyle çalışır. Bunun dışında ultrasonla tarama diye bir konsept yoktur. Ultrason sadece mamografi ile kuşku duyulan yerlerde tanıyı daha kolaylaştırmak için kullanılır. Genç ve mamografi kullanılmayan hastalarda ise ultrasonla tanıya varılır. Ultrason, özellikle kuşkulu vakalarda hastaya herhangi bir zarar verilmeden kullanılır.”
MEME KORUYUCU CERRAHİ
. Meme koruyucu cerrahide son yaklaşımlar nelerdir?
Prof. Dr. Fatih Aydoğan: “Genel cerrahi tiroidden memeye, bağırsaktan mideye, karaciğerden pankreasa kadar çok geniş bir alanla uğraşır. Şuan biraz daha özel ve spesifik çalışma konusuna yönelme var. Özellikle tek bir alanla uğraşmak ve o konuda deneyim kazanma yönünde eğilim var. Meme cerrahisiyle uğraşan birçok sayıda hekim son yıllarda bun yöneldi. Bu, multidisipliner bir ekip çalışması olduğu için başarıyı artıran bir sonuç olarak ortaya çıkıyor. Meme kanserinin tedavisinde son yıllarda birçok gelişme sonucunda yaşam süreleri uzamaya başladı. Önceden kanserle ilgili ne kadar yaşayacağım ne yapacağım sorusu varken şimdi kadınlar uzun süre yaşadığı için estetik biraz daha ön plana çıktı. Kadınları hem kanser tedavisini yapma hem estetik güzel sonuçlar sağlamak için elimizden geleni yapıyoruz.”
MEME KANSERİNDE KİŞİYE ÖZEL TEDAVİ
. Meme kanseri tedavisi sonrasında estetik ne zaman yapılmalıdır?
Prof. Dr. Fatih Aydoğan: ‘‘Kişiye özel tedavi planlaması yine son zamanlarda ortaya çıkan bir yaklaşımdır. Her kişinin bedenine göre bir planlama yapılır. Erken evrede saptanan bir hastada daha çok meme koruyucu cerrahi tercih edilir. Genel olarak eğer hastalık çok geç dönemde değilse yani kemoterapi ve radyoterapi gerektiren bir hastalık değilse aynı anda yeniden meme yapılması tercih edilir. Hasta, eski meme yapısına sahip bir şekilde uyanır. İleri dönemdeki hastalarda ise yeniden meme yapılması biraz daha geciktirilir. Türkiye’de genç yaştaki meme kanseri sıklığı çok fazladır. Bu hastalarda hastalığı değil de hastayı tedavi etmek gerekir. Çünkü o kadın çocuk doğurmadan emzirmeye kadar birçok sorunla karşılaşır. Bunların hepsi planlanarak bir tedavi planı yapılır.”
. Mamografi çektirmek için uygun zaman ne zamandır?
Doç. Dr. Fahrettin Kılıç: ‘‘Meme taramaya yönelik tetkiklerde en uygun zaman adet başlangıcından 1 hafta sonraki dönemdir. O bir hafta sonraki bir hafta içerisinde tetkikler yapılırsa özellikle MR olmak üzere çok daha başarılı sonuçlar alınacaktır. Ayrıca meme dokusu daha az hassas olduğu için daha az ağrılı bir çekim süreci olacaktır.”
MEME MR’I KİMLERE ÖNERİLİR?
. Meme MR’ının meme kanseri ya da meme taraması yapılmasındaki yeri nedir?Kimlere önerilir?
Doç. Dr. Fahrettin Kılıç: “Değerleri yüksek riskli olarak hesaplanan kişiler, yaştan bağımsız olarak yıllık meme MR’ıyla takip edilir. Bu hastalara mamografi veya meme ultrasonu da eklenebilir. Mesela ultrasonda elastografi denilen tetkik ile meme lezyonlarının dokularındaki sertlik artışı ölçülebilir. Eğer bir lezyon yüksek sertlik değerlerine sahipse daha çok meme kanseri yönünde düşünülerek ileri radyolojik tetkikler veya biyopsiler yapılır. Artık meme lezyonunun şeklinin ne olduğu yeni yöntemlerle, daha net bulgular elde edilmektedir. Bunların içerisinde üç boyutlu olarak memeyi görüntüleyen tomosentez de vardır. Tomosentez yöntemi farklı açılardan çekilen görüntülerin bir fizyonla teknolojik olarak birleşmesinden oluşur. Bu sayede dokular daha net görülür; bir yoğunluk içerisindeki lezyonlar ayırt edilebilir.”
‘‘HİÇBİR TETKİKİN BAŞARISI YÜZDE 100 DEĞİLDİR’’
. Mamografi çekimlerinde doğruluk payı yüzde 100 müdür?
Doç. Dr. Fahrettin Kılıç: “Hiçbir tetkikin başarısı yüzde 100 değildir. Bu nedenle zaten ultrasonografi, MR gibi tetkikler vardır ve üstüne yeni teknolojik veriler eklenmiştir. Meme dokusu çok yoğun olduğu için 2 boyutlu görüntüleme yapıldığında lezyonlar görülemeyebilir. Bunun için mamografi ve ultrasonografi gibi ek tetkikler uygulanır. Gerekli olmayan lezyonlar ameliyat edilmemeli veya biyopsileri yapılmamalıdır. Bu aslında meme radyoloğunun ya da cerrahın tecrübesiyle ilişkili bir durumdur. Deneyimli bir cerrah lezyonları biyopsiden takip etmeye daha çok meyilli olur.”
. Kadınlar vücutlarında neyi fark ettiklerinde bir doktora başvurmalıdırlar?
Prof. Dr. Fatih Aydoğan: ‘‘Meme kanserinin en sık bulgusu memede kitle olmasına rağmen diğer başka bulgular ve belirtiler de vardır. En sık meme başında çekilme, meme başından kanlı akıntı, deride kalınlaşma ya da deride çekilme gibi bazı bulgular meme kanserinin ilk belirtisi olabilir. Ülkemizde kadınlar maalesef bir belirtiyi fark ettikten sonra hekime geç gitmektedir. Belirtilerin bu konuyla uğraşan bir hekim tarafından değerlendirilmesine hemen karar verip zaman kaybetmemelerini öneririm.”
İçeriği Paylaşın