Meme Kanserini Moralle Yendi
Meme Kanserini Moralle Yendi
Bizi Takip Et
Sedef Kolaro’ya 2003 yılında 48 yaşındayken meme kanseri teşhisi konuluyor. Memedeki tümör temizlendikten sonra bir yıldan az bir süre kemoterapi ve radyoterapi tedavisi görüyor. Tedavi sürecinde işini bırakan Sedef Kolaro, tedavi bitiminde işine ve eski hayatına geri dönüyor. “Moral, kanserin en etkin ilacı” diyen Sedef Kolaro,www.sagligimicinhersey.com’a iyileşme öyküsünü anlattı.
. Meme kanseri teşhisi konmadan önce meme kontrolleri yaptırıyor muydunuz, teşhisten bir önceki kontrolünüzü ne zaman yaptırmıştınız?
Hiç bir zaman meme kontrolü için doktora gitmemiştim. Meme kanseri teşhisi konulduğu gün ilk kontrol günümdü. O tarihe kadar mamografi yapmamıştım.
. Hangi şikayet nedeniyle doktora başvurdunuz, teşhisiniz nasıl kondu?
2003 yılının Şubat ayında yani 48 yaşıma basmadan bir ay evvel, eşimin ve doktorumun hep ‘yap yap’ dedikleri ve hiçbir zaman önemsemediğim bu kontrolü artık göz ardı edemeyeceğimi anlayıp, ilk mamografimi çektirdim ve bingo… Üç gün sonra da kendimi ameliyat masasında buldum. Sadece kontrol amaçlı idi. Tamamen kendi ihmalim; hep nasılsa yaparım bugün yarın derken bir türlü yapmadığım ve köşeye sıkıştırıldığım için yaptığım bir kontroldü.
. Kanser olduğunuzu nasıl ve kimden öğrendiniz?
Mamografi ve hemen ardından ultrasonografi yapıldı. Bu kontroller sırasında tümörü gören doktor hanım (radyolog), tümör olduğunu ve bir doktoruma görünmemi tavsiye etti. Böylece durumumu oracıkta öğrenmiş oldum.
. Kanser olduğunuzu öğrendiğinizde ne hissettiniz?
Neden ben? Niçin? İlk sorularımdı ama fazla kendimi düşünecek vaktim yoktu, tüm soğuk kanlılığım ile etrafımı; en başta oğlumu ve annemi, babamı düşündüm, onları üzmemem gerekirdi. Bunun için de, en önemli şey kuvvetli olmam gerektiği idi. Eşim ile birlikte bu hastalığın üstesinden geleceğimi biliyordum.
. Meme kanseri olduğunuzu kabul etme sürecinizi anlatır mısınız?
Süreç diye bir lüksüm olmadı. Çok hızlı bir şekilde hemen, bana, gönlüme ve ruhuma uyabilecek cerrahı bulmam gerekiyordu. Herkes tavsiyelerde bulunur, bu gibi durumlarda ama en önemlisi hasta ile doktorun arasındaki elektrik, en azından bu benim için böyleydi. Prof. Dr. Serdar Tezelman, bana güven veren bir cerrah oldu, harika bir insan.
. Meme kanseri teşhisi öncesinde sağlıklı beslenmeye dikkat eder miydiniz, spor yapar mıydınız?
Hayatımda ağzıma sigara koymadım, sağlıklı beslenirim, gece hayatım yoktur, bisiklete binerim, yüzerim, yoga yaparım.
. Ailenizde meme kanseri olan başka biri var mı?
Babaannemi 1975 yılında meme kanseri nedeniyle kaybettik, iki göğsü de alındı ve o zamanlar kemoterapi yoktu, kobalt tedavisi yaptılar.
. Hastalandığınızı öğrendikten sonra hayatınızda neleri değişti?
Hastalığımı öğrendikten sonra, insanların esas yüzlerini gördüm; çok yakınlarım bulaşıcı bir hastalığım varmış gibi benden uzaklaştılar, hiç ummadığım insanlardan ise çok büyük yakınlık ve sevgi gördüm.
. Teşhis sonrasında size nasıl bir tedavi programı uygulandı, ameliyat oldunuz mu? Tedavi sürecinizi anlatır mısınız?
Teşhis konduktan 3 gün sonra (Şubat 2003’te) ameliyat oldum. 2 cm. büyüklüğünde bir tümör alındı ve 17 lenf temizlendi. Hemen ardından Prof. Dr. Faruk Aykan, 6 seans kemoterapi uyguladı; kendisi süper bir insan, halen kontrollerimi yapar, çok cana yakın ve sevdiğim bir kişi.
Daha sonra Prof. Dr. Sedat Türkan, bana 38 seans radyoterapi tedavisi uyguladı; yüzünden hiç eksiltmediği tebessümü terapilerimin daha faydalı olmasına yardımcı oldu. Bu tedaviler bir yıla yakın bir zaman sürdü. Anlayacağınız bu “Süper Silahşörler” yani doktorlarım, benim için çok önemliydi, Allah herkese onlar gibi doktorlar nasip etsin.
Tedavi bitiminden sonra 3 aylık aralıklarla kontrole gittim, ondan sonra yani şimdi 6 ayda bir olmak üzere kontrollerimi yaptırıyorum. 5 sene boyunca sabah ve akşam olmak üzere günde iki kez olmak üzere bir ilaç kullandım. 2009 yılı Mayıs ayından beri de yeni bir ilaç kullanmaya başladım, 2 sene buna devam edeceğim.
. Tedavi sürecinde ve sonrasında moralinizi yüksek tutmayı başarabildiniz mi, en çok kimlerden destek gördünüz?
Eşim beni bir an bile yalnız bırakmadı, doktorların tüm dediklerini yerine getirdim, çok soru sordum, çok okudum, ama moralimi bozacak veya her an hastalık konuşan insanlardan uzak durdum. Yurtdışında okuyan oğlumun beni her aradığında sesimin iyi olması için moralimin de yüksek olması için gayret gösterdim.
Eşimin desteği olmasaydı moralimi nasıl düzgün tutabilirdim bütün bu yaşadıklarımın üstesinden nasıl gelirdim bilemiyorum. Eşim çalışmadı ve bir annenin çocuğuna baktığı gibi baktı bana. İnanın bazen hasta bakmak, hasta olmaktan daha zor. Benim moral kaynağım eşimdi tabii ki. Sonra en yakınlarım annem, babam ve kardeşlerim, herkes bu sürecin bir parçasıydı. “Birlikten güç doğar” sözü çok doğru.
. Meme kanseri olduğunuzda bir işiniz var mıydı, varsa hastalık sürecinde işi bıraktınız mı, şimdi iyileştiniz ve işinize devam ediyor musunuz?
İşimi hemen teşhis konulur konulmaz bıraktım, çünkü yurt dışı çalışmalarım çok yoğundu, Çin, Amerika ve Avrupa. Bu tedavi esnasında bağışıklık sistemi çok zayıf olduğu için, kalabalık yerlere girmek büyük riskti, vücut her türlü enfeksiyona açık olduğu için. Tedavim Ekim 2003’te sona erdi ve Kasım ayında tekrar çalışmaya başladım.
Erkek kardeşimin Tekstil firmasında çalışmaktayım. İş, çok iyi geliyor çünkü hiçbir şeyi düşünecek ve kendimi dinleyecek vaktim yok. Bu sene çok yakın bir arkadaşım, bu devrelerden geçti fakat çalışmadığı ve hep hastalıkla ilgilendiği için, depresif bir ruh haline girdi.
. Sizinle aynı mücadeleyi verenlere önerileriniz nelerdir?
Sakin olmak, panik olmadan kendilerine uygun doktorları bulduktan sonra etap etap ve sabırla tedaviye devam etmek gerekiyor. Hiçbir şekilde güvenlerini kaybetmeden hayata sarılmalarını öneririm. Tabii ki kemoterapi evresinde zor günler oluyor ama geçiyor da. Her inişin bir çıkışı var. Moral moral ve hayata bağlılık; bunlar çok önemli. Her gün hastalıktan bahsetmemek, hastalık yokmuş gibi hayata devam etmek gerekiyor. Kanser artık maalesef, asrın hastalığı oldu ama mutlaka kontroller yapılmalı, gecikmemek için bu kontroller çok önemli. Umarım, bir damla dahi olsa birilerine faydam dokunabilir.
İçeriği Paylaşın