Menisküs Tedavisinde Artroskopi
Menisküs Tedavisinde Artroskopi
Bizi Takip Et
Küçük bir kesiden girilip eklem içinin görüntülenmesi ile yapılan artroskopi ameliyatlarından özellikle menisküs vakalarında yararlanılıyor.
Eklem hastalıklarının tanı ve tedavisine farklı bir boyut getiren artroskopi, hekim ve hasta açısından önemli kazanımlar sağlıyor. Kelime anlamı olarak “eklem içerisinin kamera yardımıyla görüntülenmesi” olarak tanımlanan artroskopi, sağladığı konfor nedeniyle de günümüzde yaygın olarak kullanılır hale geldi. Yapılan küçük kesilerden eklem içine girilerek gerçekleştirilen artroskopi ile, açık cerrahi sırasında ulaşılamayan bölgeler de görüntülenebildiği için, daha eksiksiz bir inceleme olanağı sağlanmış oluyor.
Artroskopi, hemen bir çok eklem hastalığında yaygın olarak kullanılmakla birlikte; sıklıkla ayak bileği, diz, kalça, el bileği, dirsek ve omuz eklemlerinde kullanılıyor. İlk defa 1918 yılında Tokyo Üniversitesi`nden Dr. Kenji Takagi 22 numara sistoskop ile bir kadavra dizini görüntüledi. 1920 yılında birtakım değişikliklerle ilk eklem görüntüleme cihazını geliştirdi. Daha sonraki yıllarda görüntünün fotoğraflanması ve kayda alınması gibi teknik gelişmeler sağlandı. Günümüzde artroskopi minimal invaziv bir cerrahi yöntem olarak kabul edilmekte ve kullanımı gelişerek artmaktadır. Artroskopi 1980`li yıllara kadar aslında bir tanı aracı olarak kullanılıyordu, ancak daha sonra yaşanan teknolojik gelişmelere paralel olarak bugün artık vazgeçilmez bir tedavi yöntemi konumunda.
Peki artroskopi nasıl bir yöntem ve hastaya nasıl kolaylık getiriyor? Bu sorunun yanıtını Anadolu Sağlık Merkezi Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Opr. Or. Gökhan Ulusoy şöyle yanıtlıyor:
“Artroskopi, bölgesel veya genel anestezi altında açılan küçük bir kesiden eklemin içerisine optik ile girilip, eklemin görüntüsünün büyütülerek bir televizyon ekranına yansıtılması ile yapılan işlem olarak tanımlamak mümkün. Ekrana yansıtılan bu netleştirilmiş görüntü sayesinde aynı anda hem yapılar daha yakından incelenebiliyor, hem de tedavinin yapılması sağlanıyor. İstendiğinde yapılan işlemler videoya da kaydedilebiliyor. Ve yapılan işleme göre de hastanın hastanede kalış süresi değişiyor.”
Opr. Dr. Ulusoy, bu yöntemin ASM`de günübirlik cerrahi ünitesinde çok kısa bir zaman içerisinde tamamlandığını belirterek, yöntemin özellikle operasyon sonrasında gündelik yaşama geçmede hastaya önemli kolaylık getirdiğine işaret edereki sözlerine şöyle devam ediyor:
“Daha önce de belirttiğim gibi artroskopinin asıl yararı operasyon sonrasında görülüyor. Çünkü, cerrahi çok küçük kesilerden yapıldığı için normal dokulara en az zarar verilmiş oluyor, bu da fizik tedavi ve rehabilitasyona daha erken başlama avantajını beraberinde getiriyor. Ayrıca hastanın ameliyat sonrası ağrısı da açık cerrahi girişimlere nazaran çok daha az oluyor. Tüm bu sonuçlar da özellikle sporcular gibi aktif hayata mümkün olduğunca çabuk başlaması gereken ve fiziksel güç gerektiren meslek gruplarındaki kişilere önemli bir avantaj sağlamış oluyor.”
MENİSKÜSTE ARTROSKOPİ
Artroskopi ameliyatlarının sık kullanıldığı alanlardan biri de menisküs yaralanmaları. Sanıldığı gibi sadece sporcularda değil, toplunun her kesiminde menisküs yaralanmaları ile karşılaşılabiliyor. Diz içinde, uyluk ile kaval kemikleri arasında yarım ay şeklindeki fibrokartilajinöz yapılara menisküs adı veriliyor. İç ve dış olmak üzere iki tane ve yük paylaşımı, şok emilimi, eklem uygunluğunun arttırılması, eklem kıkırdağının beslenmesi, sekonder stabilite sağlanması gibi önemli görevleri var. Opr. Dr. Ulusoy, bu sorunun spor karşılaşmalarının dışında basit düşmelerle bile oluşabileceğini ve günlük hayatta herkesin başına gelebilecek bir sorun olduğunu ifade ediyor. Menisküs yırtıkları erkeklerde, özellikle de 21 ila 30 yaşları arasında daha sık görülüyor. Yaşlılarda günlük aktiviteler esnasında yırtıklar oluşabilirken gençlerde ayak üzerinde sabit dururken yapılan dönme hareketleri, dizin aşırı kıvrılması gibi pozisyonlarda yırtıklar oluşabileceğini hatırlatan Opr. Dr. Ulusoy, bu nedenle menüsküste erken teşhisin önemli olacağını hatırlatıyor. Menisküs yırtıklarının tanısı dikkatli bir anamnez, fizik tedavi ve uygun testler ile yapılabiliyor. Bulguların ortaya çıkışı ve mekanizma tanıda önemli yer tutuyor. Yukarıda bahsedilen mekanizmalar ile meydana gelen yırtıklarda yavaş gelişen şişlik, hareketlerle artan diz ağrısı, bazen de dizde kilitlenme sonucu hareketsizlik olabileceğini söyleyen Opr. Dr. Ulusoy şu bilgileri veriyor:
“Yırtık bir menisküsle günlük faaliyetine devam eden kişilerde, yırtığın oluşturduğu düzensizlik nedeniyle eklem, fonksiyonlarını yeterince yapamaz hale geliyor. Bunun sonucunda da erken dönemde kıkırdak hasarı ya da osteoartrit ortaya çıkabiliyor. Bu olumsuzlukların yaşanmaması için basit düşme ya da spor faaliyetleri sonrasında oluşan ağrı ve şişliklerin mutlaka önemsenerek en kısa sürede hekime başvurulmasında yarar var.”
Menisküs yırtıkları tanısında manyetik rezonans görüntüleme en duyarlı tanı yöntem. Ancak yine de bazen yanlış pozitif sonuçlar ortaya çıkmakta bu yüzden hastanın şikayetleri ve klinik bulgular önem kazanıyor.
Burada sadece menisküs cerrahisinden bahsettik ancak dizin, kıkırdak altı kemik dokunun beslenme bozuklukları, eklem içini örten sinovyal dokunun hastalıkları, ön ve arka çapraz bağ gibib önemli bağ yaralanmaları, eklem içinde serbest cisim, diz kapağı dizilim bozuklukları gibi sorunları da artroskopik cerrahi ile çözülebiliyor.
Adım adım ARTROSKOPİ
. Hasta muayene odasına alınıyor. Burada şikayetleri öğreniliyor ve alınan bilgiler doğrultusunda klinik muayeneye geçiliyor.
• Hasta ilk olarak muayene odasına alınarak şikayetleri öğreniliyor ve klinik muayeneye geçiliyor. Daha sonra radyolojik bulguları birleştirip tedavi aşaması başlıyor.
• Hastanın ilk muayenesinden sonra menisküs yırdığı şüphesi varsa bunun radyolojik olarak görüntülenmesi için MR isteniyor. MR sonucu ile birlikte hasta ile konuşuluyor. Eğer menisküs yırtığı varsa ve hastanın günlük aktivitelerini de etkiliyorsa ameliyat öneriliyor ve ameliyat günü belirleniyor. Aynı zamanda hastayı anestezist ile görüştürüp gerekli tetkikler yapılıyor. Böylece hasta geldiği zaman başka hiçbir işlem yapılmadan günübirlik cerrahiye alınarak ameliyata giriliyor.
• Ameliyata alındıktan sonra daha önceden belirlenen anestezi yöntemi uygulanıyor. Anestezi bölgesel ya da genel olarak yapılabilmesine karşın hastaya verilen pozisyon itibariyle genel anestezi tercih ediliyor.
• Diz eklemi açılmadan dizin ön taraftan 1`er santimlik kesilerden girilerek ameliyat yapılıyor. Dizin içerisine gönderilen optik vasıtası ile diz büyütülerek televizyon ekranına yansıtılıyor. Eklem içine gönderilen küçük ışıklı bir kamera vasıtasıyla büyütülmüş ve netleştirilmiş görüntü, yapıları daha yakından inceleme olanağı sağlıyor.
• Operasyonun süresi bulgulara göre değişiyor. Çünkü eklem içine girince öncelikle bakılması gereken bazı noktalar bakılıyor ve daha sonra yırtık olan bölgeye gidiliyor. Menisküste işlem tamamlandıktan sonra da yine eklem içinde bakılması gereken bazı noktalara bakıldıktan sonra işlem tamamlanmış oluyor. Bunun yanında, hastanın fazla kilolarının olması ya da eklem içinin dar olması gibi etkenler operasyon süresini etkiliyor.
• Yaklaşık 35-40 dakikalık bir operasyon sonunda hasta uyanma odasına geliyor, kontrol sonrasında da herhangi bir sorun yoksa hasta ameliyat olduğu bacağının üzerine basarak hastaneden çıkıyor.
• Operasyon sırasında eklem içine sıvı veriliyor. Bu nedenle eklem içinde biraz sıvı kalabiliyor ve bu hastayı rahatsız edebildiği için birkaç gün istirahat etmesi isteniyor. Eğer ağır işlerde çalışan bir hasta ise bir yada iki hafta dinlenmesinde fayda var. Büroda çalışıyorsa üç gün için de işine dönebiliyor.
Artroskopi nedir?
Artroskopi aslında optik bir sistemden ibaret. Eklemin içini görmeyi sağlayan alete “artroskop” adı veriliyor. Skop denilen optik sistemin ucuna takılan bir kamera ile monitörden eklemin içi görülüyor. Eklem içerisindeki görüntüler 6-10 kez büyütüldüğü için eklemin içindeki bütün yapıların çok detaylı bir muayenesini yapmak mümkün olabiliyor. Tüm bu operasyon da açık cerrahide olduğu gibi büyük kesiler yapılmadan gerçekleştiriliyor.
Artroskopinin avantajları
• Küçük kesilerle ameliyat yapıldığı için dikiş kullanılmıyor.
• Hastanın hastanede yatma süresi çok kısalıyor.
• Hastanın işe dönme süresi diğer ameliyatlara göre çok kısa. Klasik yöntemle yapılmış bir menisküs yırtığı ameliyatından sonra hastanın işine dönme süresi 1-2 ayı bulurken, artroskopik yöntemle yapıldığında hasta 1 hafta içinde işine dönebiliyor.
• Klasik yöntemle yapılan ameliyattan sonra hasta 2 hafta koltuk değneği kullanırken, artroskopik ameliyat sonrası hasta bacaklarını kullanabiliyor ve koltuk değneğine gerek duymuyor.
• Kesi yeri çok küçük olduğu için yara iyileşmesinde sorun olmuyor ve ameliyat sonrası iltihaplanma riski çok düşük oluyor.
Kaynak: Anadolu Sağlık Merkezi web sitesi
(http://www.anadolusaglik.org/)
İçeriği Paylaşın