Menopoz Öncesi Sonrası Fark Etmiyor; Rutin Kontroller Hayat Kurtarıyor!
Menopoz Öncesi Sonrası Fark Etmiyor; Rutin Kontroller Hayat Kurtarıyor!
Bizi Takip Et
Kadınların üreme sağlığını ve doğurganlığını etkileyen birçok hastalık ne yazık ki hiçbir belirti vermeden ilerliyor. Bu yüzden rutin kontroller sanıldığından çok daha fazla anlam taşıyor. Hatta erken tanı ve tedaviye olanak vermesi nedeniyle hayat kurtarıcı olabiliyor. İyi huylu miyomlardan rahim ağzı kanserine, aşırı adet kanamalarından cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlara kadar bir dizi hastalık, hiçbir belirti vermeden ilerliyor. Kısırlıktan yaşam kaybına kadar birçok olumsuz sonuca yol açabilen bu hastalıkların erken dönemde fark edilerek tedavi edilmesi ise rutin kontrollerin aksatılmaması ile mümkün oluyor. Bu nedenle kadınların cinsel açıdan aktif hale geldikleri andan itibaren önceleri yılda bir, daha sonra ise birkaç yılda bir belirli kontrolleri ve tetkikleri yaptırmaları büyük önem taşıyor.
Rutin kontrol, hiçbir yakınması olmayan, kendini sağlıklı hisseden kadının düzenli olarak yaptırdığı tetkikler anlamına geliyor. Bu kontroller, erken tanı ile hayat kurtaran kimi ciddi hastalıkların olup olmadığının anlaşılması için yapılıyor. Acıbadem Adana Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. Mehmet Ali Vardar, 15-45 yaş arasındaki dönemde olduğu kadar menopoz sonrasında da bazı kontrollerin ihmal edilmemesi gerektiğini söylüyor.
SMEAR testini ihmal etmeyin Rutin kontrol denince akla ilk gelen, rahim ağzındaki hücrelerde herhangi bir değişiklik olup olmadığının görülmesini sağlayan PAP Smear Testi. Rahim ağzı bölgesindeki hücrelerin sürekli aktivite ve çoğalma içinde olduğunu, burada değişik yapıda hücrelerin bulunduğunu anlatan Prof. Dr. Mehmet Ali Vardar, sözlerine şöyle devam ediyor: “Hormonal etkilerle bu hücreler büyüyüp genişleyebiliyor. Böylece aktif değişikliklerin sürekli yaşandığı bu bölge, anormal gelişimlere de açık hale geliyor. Rahim ağzındaki değişiklikler özellikle 30’lu ve 40’lı yaşlardaki kadınlar için önem taşıyor. Cinsel yolla bulaşan virüsler (HPV-Human Papilloma Virus), rahim ağzındaki hücrelere yerleşerek bu hücrelerde kansere kadar gidebilen değişikliklere yol açabiliyor. Dünya genelinde cinsel yaşamı olan kadın ve erkeklerde en fazla bulaşan virüs olan HPV, cinsel yaşamı olan her iki kişiden birinde görülebiliyor. Hastalık, bu virüsü aldıktan yıllar sonra ortaya çıkabiliyor. Bu virüsle yaşayan kadınlar tamamen sağlıklı hissediyorlar, bazen 5-10 yıl hiçbir belirti vermeyebiliyor. Hastalık, kanser aşamasına gelene kadar sessiz, hiçbir belirti vermeden seyrediyor. Rutin kontrolün önemi burada ortaya çıkıyor. Smear Testi ile rahim ağzı akıntısından alınan örnek inceleniyor. Hücreler anormal bir aktivite içinde ise bu fark ediliyor.”
HPV nedeniyle rahim ağzında kanser öncesi lezyon oluşumu meydana gelebiliyor. Smear Testi ile bu değişim ortaya konmuşsa, LEEP Yöntemi ile değişim geçiren hücreler yüzeysel olarak alınıyor. Böylece kansere giden süreç durduruluyor. Smear Testi’nin ilerleyen yaşlarda da yapılması gerekiyor. Avrupa ülkelerinde 60, hatta 70 yaşlarına kadar düzenli olarak yaptırılması öneriliyor. Çünkü HPV’nin kansere yol açması bazen 15-20 yılı bulabiliyor. Kadınların, cinsel hayatlarının olmaması bu hastalığa yakalanmayacakları anlamına gelmiyor.
MİYOM VE KİSTLERİ KONTROL ETTİRİN
Kadın hastalıkları açısından önem taşıyan ve kontrol edilmesi gereken diğer noktalar da miyomlar ve kistler. Miyomlar genellikle rahim bölgesinde oluşup iyi huylu olurken; kistler, yumurtalıklarda görülüyor ve tehlikeli olabiliyor. Yumurtalık kanserinin türü, kadının yaşına göre değişebiliyor. Bu hastalığın da erken dönemde hiçbir belirtisi bulunmuyor. Ancak karın içine yayılmaya başladığında fark edilebiliyor. Yılda bir kez yapılan jinekolojik ultrason ile miyom ve kistlerin kontrol edilebilmesi mümkün oluyor.
DÜZENSİZ KANAMALARI ÖNEMSEYİN
Menopoz sonrası en sık rastlanan kanser türü ise rahim içi kanseri. Hastalık erken dönemde kanama ile belirti veriyor. Bu nedenle menopoz sonrası en ufak bir kanamanın dahi ihmal edilmeyip hekime başvurulması gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Mehmet Ali Vardar, şöyle devam ediyor: “Bu kanser, en iyi tedavi edebildiğimiz kanser çeşidi. Hasta gecikmezse, erken dönemde hekime giderse basit bir rahim ameliyatı ile hayatı kurtuluyor. Bu nedenle menopoz sonrası kadınlarda vajinal kanamaya çok dikkat etmek gerekiyor.” 30-40’lı yaşlardaki kadınların adet dışı kanamalara dikkat etmesi gerekiyor. Genellikle adet kanamalarının fazla olması iyi huylu, adet dışı kanamaların olması ise kötü huylu nedenlere bağlı olabiliyor. Çünkü rahim, yumurtalık ve rahim ağzı kanserleri, adet dışında da kanamaya neden olabiliyor.
VAJİNAL ENFEKSİYONLARA DİKKAT EDİN
Düzenli kontroller sadece kanser hastalığının erken tanısı için önem taşımıyor. Doğum kontrol yöntemi olarak yerleştirilen rahim içi araçların (spiral) yılda bir kez kontrol edilmesi gerekiyor. Uzun süre kalan rahim içi araçlar iltihaplanmaya neden oluyor. Bazen de yeri değiştiği için gebelik meydana gelebiliyor. Rahim içi araç kullanan kadınların adet dışı kanaması varsa, adet kanaması çoksa ya da kokulu akıntısı varsa hekime başvurması gerekiyor.
Prof. Dr. Mehmet Ali Vardar, kadınların anatomik yapı olarak idrar yolu enfeksiyonlarına açık olduğuna, iyi tedavi edilmeyen bu hastalığın kronik hale gelmesinin çok ciddi sıkıntılara yol açtığına işaret ediyor.
Kadınların vajinal enfeksiyonlara karşı da dikkatli olması gerektiğini ifade eden Prof. Dr. Mehmet Ali Vardar, “Bazen, vajinal enfeksiyonlar çok aktif belirti vermiyor. Hafif bir akıntı olabiliyor. Kadınlar bunu geçiştiriyor. Aradan bir süre daha geçiyor, yine benzeri bir durum yaşanıyor. Ancak klamidya adı verilen bu enfeksiyonlar kadınların tüplerine zarar verdiği için kısırlık nedenlerinden biri olabiliyor. O nedenle beyaz, kokusuz, renksiz akıntılar hariç her akıntının dikkate alınması ve tedavisi için hekime başvurulması gerekiyor” uyarısında bulunuyor. Kadınların günlük yaşam kalitesini etkileyen durumların başında aşırı adet kanamaları geliyor. Aşırı kanamanın, kadınlardaki kansızlığın da en önemli nedenlerinden biri olduğu biliniyor. Büyük bölümü miyomlara bağlı olsa da bazen hormonlardan kaynaklanan aşırı kanamalar, kadınlarda yorgunluğa, sinirli bir ruh haline ya da uyku bozukluğuna yol açabiliyor. Sorunun çözümü için aşırı kanama nedeninin bulunması ve ortadan kaldırılması yeterli oluyor.
İçeriği Paylaşın