Mesane Kanseri Tedavisinde Önemli Bir Araştırma
Mesane Kanseri Tedavisinde Önemli Bir Araştırma
Bizi Takip Et
Üroonkoloji Derneği tarafından yapılan bir araştırma, uluslararası tıp dergisi British Journal of Urology International’da “ayın makalesi” başlığıyla yayınlandı.
Türk bilim insanlarınca yapılan araştırma, yüksek risk taşıyan ve kas dokusuna kadar ilerleme olmamış mesane kanseri hastalarında, yaşamsal önem taşıyan iki ameliyat arasındaki sürenin altı haftadan az olması gerektiğini ortaya koydu. Bu alanda dünyada ilk olan ve sonuçları uluslararası tıp dergisinde yayımlanarak literatüre giren araştırma sonucuna göre, iki ameliyat arasındaki sürenin 6 haftadan az olması, mesane kanserinin tekrarlama riskini yüzde 27 azaltıyor.
Üroonkoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Sümer Baltacı yaptığı açıklamada, böbrekler tarafından üretilen idrarın biriktirildiği idrar torbası olarak bilinen ‘mesane’de gelişen kötü huylu tümörlerin “mesane kanseri” olarak isimlendirildiğini belirtti. Mesane kanserinin, tüm kanserler içerisinde sıklık açısından dokuzuncu sırada yer aldığını ve dünyada her yıl 380 bin yeni mesane kanseri vakasının görüldüğünü belirten Prof. Dr. Baltacı, hastalığın yılda 150 binden fazla kişinin ölümüne yol açtığını vurguladı.
Prof. Dr. Sümer Baltacı, erkeklerde kadınlara oranla görülme sıklığı üç kat daha fazla olan mesane kanseri tedavisinde cerrahinin çok önemli olduğunu ifade etti. Ölümcül sonuçlar doğurabilen mesane kanserinde cerrahi, radyoterapi, kemoterapi ve immünolojik tedavi yöntemlerinin uygulandığını anlatan Prof. Dr. Baltacı, ameliyatın, hastalığın tedavisinde en sık uygulanan yöntem olduğunu vurguladı. Prof. Dr. Baltacı, uygulanacak cerrahi türünün çoğunlukla tümörün derecesine ve derinliğine bağlı değiştiğini, ameliyatın kapalı ya da açık yöntemlerle yapılabildiğini aktardı.
Prof. Dr. Baltacı, tedavinin başarısında tümörün derin kas tabakasına kadar yayılmamış olmasının önem taşıdığını vurguladı. Dünya literatürüne göre, tümörün kas dokusuna kadar ilerlemediği ama tekrarlama ve derine yayılma ihtimali açısından yüksek risk taşıdığı hastalarda ilk ameliyattan belli bir süre sonra ikinci ameliyatın yapılması gerektiğini belirten Prof. Dr. Baltacı, bunun, tedavinin başarı şansını artırdığını dile getirdi.
“TÜRK BİLİM İNSANLARININ ARAŞTIRMASI ULUSLARARASI YAYINDA”
Tümörün, mesanenin kas tabakasına inmemesi halinde yapılacak ikinci ameliyata kadar geçecek sürenin hayati öneme sahip olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Baltacı, Türk bilim insanlarının dünyada ilk kez iki ameliyat arasındaki sürenin ne kadar olması gerektiğine ilişkin araştırmaya imza attığını ve sonuçların uluslararası dergiye kapak olduğunu söyledi.
Prof. Dr. Baltacı, derneğe üye üniversite ve devlet hastanelerinin aralarında bulunduğu 10 hastaneden verilerin toplanarak, toplam 242 mesane kanserli hastanın araştırmaya dahil edildiğini anlattı. Prof. Dr. Baltacı, şunları kaydetti:
“İlk ameliyat ettiğimiz, patoloji sonucu yüksek riskli ve tümör kas tabakasına geçmemiş olarak rapor edilen hastalarda, ikinci ameliyata kadar geçen sürenin, kanserin ileride tekrarlama ihtimaline ya da daha derin tabakalara geçme riskine bir etkisinin olup olmadığını ve ideal zamanın ne olması gerektiğini araştırdık. Yaklaşık 29 ay boyunca yapılan takip sonucunda, yüksek riskli ve tümörün kas tabakasına geçmediği hastalarda ilk ameliyat ile ikinci ameliyat arasındaki süre 6 haftadan az ise kanserin kendini tekrarlaması ihtimalinin, 6 haftadan sonra ameliyat olanlara göre yüzde 27 oranında düşük olduğu tespit edildi”
Bugüne kadar iki ameliyat arasındaki sürenin ne olması gerektiğine ilişkin bilimsel bir çalışma yapılmadığının altını çizen Prof. Dr. Baltacı, “Bu, dünyadaki ilk çalışma oldu. Araştırmanın sonuçları, uluslararası tıp dergisi olan British Journal of Urology International(BJUI)’ın kasım sayısında ayın makalesi olarak yayımlandı. Derginin kapağında Anıtkabir fotoğrafı ile birlikte Türk bilim insanlarının öncü olduğu bu çalışmaya yer verildi” açıklamasında bulundu.
İçeriği Paylaşın