Mol Gebelik Nedir?
Mol Gebelik Nedir?
Bizi Takip Et
Mol gebelik, Gestasyonel Trofoblastik Hastalık (GTH) başlığı altında sınıflandırılan,Hipokra`ın, İsa`nın doğumundan 400yıl önce "bin bebek taşıyan anne" dediği, halk arasında, " üzüm gebeliği " olarak da bilinen hastalıklar grubudur Mol gebelik,yumurta hücresi ile spermin döllenmesi sırasında meydana gelen, genetik bir hata sonucu oluşan kromozomal yapının sebep olduğu bir durumdur. Bu hastalıklar grubu embrionik dönemde bebeğin plasentasını ve zarını oluşturan trofoblastik hücrelerden köken alan ve gebelik ürününün sağlıklı bir şekilde gelişme gösterememesi ile birlikte rahim içinde üzüm tanesi gibi çok sayıda vezikül adı verilen içi sıvı dolu yapıların olduğu,anormal bir gebelik şeklidir. Dünya Sağlık Örgütünün histolojik sınıflandırma sistemine göre şu şekilde sınıflandırılır:1-Hidatiform mol a-komplet mol hidatiform b-partiel mol hidatiform 2-İnvazif mol hidatiform 3-Koryokarsinoma 4-Plasental yerleşim bölgesinden kaynaklanan trofpblastik tümör 5-Diğer,sınıflandırılamayan grup Komplet mol hidatiformda,ultrasonografi ve histopatolojik incelemede bebeğe ait hiçbir yapı bulunmaksızın rahim, şişmiş şeffaf keseciklerle doludur.46 adet (2x23) kromozom taşır ancak hepsi baba kaynaklıdır. Tek bir sperm tarafından döllenen boş bir yumurtanın ikiye bölünmesiyle yada boş bir yumurtanın 2 adet sperm tarafından döllenmesiyle oluşur. Partiel mol hidatiform da ise bebeğe ait tanınabilir yapılar bulunabilir.Burada 1 adet anneye,2 adet babaya ait genetik materyal söz konusudur.69 (3x23) kromozom taşır. İnvazif mol gebeliği rahim kasına yayılmış olan mol gebeliğidir. Koryokarsinoma kanser davranışı gösteren oldukça kötü seyirli bir tiptir.Üzüm salkımı tarzındaki kesecikler,bebeğe ait bölümler hiç görülmez. Plasental yerleşim bölgesinden kaynaklanan çok nadir görülür.plasentanın rahime yerleşme bölgesindeki intermediyer hücrelerden kaynaklanır.kemoterapiye oldukça dirençlidir. Mol Gebelik Kimlerde Daha Sık Görülür? Ülkemizde sıklığı tam olarak bilinmeyen trofoblastik hastalıkların insidansı ülkeler arasında önemli değişiklikler göstermektedir.mol hidatiform yukarıda yukarıda sıralanan hastalıkların en sık görülenidir.Avrupa ve ABD `de 1500-2000 gebelikte bir görülmektedir.En çok görülen uzakdoğu ülkelerinde ise sıklığı 100 gebelikte bire kadar çıkabilmektedir.Koryokarsinom ise yaklaşık 40 000 gebelikte bir oranında görülmektedir. GTH.lar özellikle doğurganlık çağının hastalığıdır.15 yaşın altında ve 40 yaşın üzerindeki kadınların gebeliklerinde daha sık görülür.GTH. lar kendiliğinden oluşabildiği gibi doğum,düşük veya dış gebelik sırasında da görülebilmektedir.Çok düşük yapmış olma riski arttırıken,çok doğum yapmış olmanın koruyucu rolü olduğu kabul edilmektedir.ayrıca istatistiklere göre daha önce trofoblastik hastalık geçirenlerde tekrar görülme ihtimali artmaktadır.Baba yaşının 45 yaşın üstünde olması,A vitamini eksikliği,hiç doğum yapmamış olmak da risk faktörleri arasında sıralanmaktadır. Mol Gebeliğin Tehlikesi Nedir? Mol gebeliği geçiren hastaların yaklaşık % 10-15 ` inde plasentaya ait hücreler gebeliğin bitmesinden sonra da çoğalmalarını sürdürürler.Çoğalan plasenta hücreleri çeşitli yollarla diğer organlara yayılabilirler.En sık akciğer ve vajinaya yayıtmakla birlikte vücudun tüm organlarına yerleşebilir.uygun bir şekilde tedavi edilmediğinde bu yayılımlar sonucunda ölümle sonuçlanabilir. Mol Gebeliğin Belirtileri Nelerdir ? Mol hidatiformlu bütün hastalarda değişik sürelerde adet gecikmesi mevcuttur ve çoğu hasta normal gebe olarak kabul edilmiştir.Kanama en sık ve genellikle ilk görülen bulgudur.Kanama koyu kahverenkli akıntı veya kan nakli gerektirecek kadar fazla miktarda olabilir.Bazen üzüme benzer tanecikler düşebilir.Bulantı ve kusma hastaların hemen hemen üçte birinde görülmektedir.Bu durum normal gebelikte görülen bulantı ve kusmalarla karışabilir.HCG düzeyinin çok yüksek olması ve rahimin aşırı gerilmesi nedeniyle olguların dörtte birinde hiperemezis gravidarum denilen aşırı bulantı ve kusma izlenir. Aynı nedenden dolayı olguların % 27` sinde gebelik toksemisi denilen preeklamsi izlenir.Gebeliğin erken döneminde toksemi bulgularının saptanması GTH düşündürmelidir.Hastaların yaklaşık yarısında rahim gebelik haftasına göre beklenenden büyüktür.Bazen de aksine beklenenden küçük olabilir.%2-7 olguda tiroid hormonunun fazla salgılanmasına bağlı hipertiroidi belirtileri görülür.Anestezi ve cerrahinin tiroid krizini başlatabileceği düşünülerek bu hastalara acil antitiroid tedavi başlanır.Vakaların yaklaşık yarısında da 5 cm. nin üzerinde teka lutein kisti denilen bir tür yumurtalık kistine rastlanabilir.Bu kistlerin özelliği tedavi ile HCG değerinin düşmesi sonucunda gerilemeleridir.yaklaşık % 2 olguda trofoblastik embolizasyona bağlı solunum sıkıntısı görülebilir.Takipsiz olgularda bebek hareketlerinin hissedilememesi de belirtiler arasındadır. Mol Gebelik Tanısı Nasıl Koyulur? Günümüzde ultrasonografinin gebeliğin erken döneminden itibaren yaygın olarak kullanılması ile olguların çoğunda teşhis erken dönemde yapılabilmekte ve bu nedenle de hastalığa ait yukarıdaki bulguların çoğu saptanamamaktadır.USG`de gebelik kesesi görülmez.Bunun yerine mol veziküllerinin oluşturduğu tipik görüntü izlenir.Parsiel mol tanısı koymak ise bazen bu kadar kolay olmaz.Burada bebek de olduğundan plasenta daha dikkatli incelenmelidir.Kanda yapılan betaHCG test sonuçlarının olması gereken gebelik haftasına göre çok yüksek olması tanıyı koydurur. Mol Gebelik Tedavisi Nasıl Yapılır ? Tanı konulduktan sonra hasta,preeklamsi,hipertiroidi,elktrolit dengesizliği,anemi gibi tıbbi komplikasyonlar ve metastaz yönünden değerlendirilir.Tercih edilen tedavi şekli genel anestezi altıda ,vajinal yoldan yapılan boşaltma işlemi olan vakum aspirasyondur.Müdahalenin steril ameliyathane şartlarında tecrübeli bir hekim tarafından yapılması gerekir. Normal küretaja göre risk ve komplikasyonları daha yüksektir.Rahimin ileri derecede büyük olduğu durumlarda fazla kanamaya yol açmadan kısa sürede boşaltmak için histerotomi denilen karından boşaltma tercih edilebilir.Ancak günümüzde erken teşhis söz konusu olduğundan bu yöntem ikinci planda kalmıştır.Çocuk isteği olmayan yaşlı hastalarda ise histerektomi yani rahimin cerrahi olarak tamamen çıkarılması da bir tedavi seçeneğidir. Mol Gebelikte Takip Ve Tekrarlama Olasılığı Molar gebeliğin boşaltılmasından sonra genelde kabul edilen izlem süresi 12 aydır.Mol gebeliği olan hastaların yaklaşık %90`nında kürtaj ile boşaltmayı takiben ilave tedaviye gerek kalmaz. Günümüzde hastaların betaHCG ile izlenebilmeleri nedeniyle proflaktik kemoterapi genellikle uygulanmamaktadır. Fakat HCG ile izlemin mümkün olmadığı yada güvenilir olmadığı durumlarda yada yüksek HCG değerleri,aşırı rahim büyüklüğü,teka lutein kistlerinin varlığı,tekrar eden mol hidatiform,yaşın 18`in altında yada 35`in üzerinde olduğu yüksek risk grubunda proflaktik kemoterapi uygulanabilir.Genellikle betaHCG değerleri 1-2 hafta içinde normale döner.Üç negatif değer elde edilinceye kadar betaHCG tayini haftada bir yapılmakta ,daha sonra 6 ay süreyle ayda bir kez ve daha sonra da 6 ay süreyle 2 ayda bir kez betaHCG bakılması gereklidir.3 ayda bir kez jinekolojik muayene ve gerekli görülürse akciğer grafisi ve diğer tetkikler istenir.Hastalara 1 yıl süreyle gebe kalmalarını önlemek amacıyla doğum kontrol ilacı verilir.Doğum kontrol ilacı gebe kalmayı önlemesinin yanısıra hormon düzeylerini baskılayarak betaHCG değerlerinin sağlıklı ölçülmesini kolaylaştırır.Aile planlaması için rahim içi araç kullanılmaz.Mol boşaltıldıktan sonra 4 haftadan fazla süre yüksek kalan HCG değeri,giderek artan HCG değeri,ardışık 3 ölçümdeplato çizen HCG değeri varlığında,histolojik olarak koryokarsinoma veya plasental bölge tümörü tanısı konmuşsa veya metastaz varlığında kemoterapi başlanır. Tedavide GTH `ın yayılma göstermeyenlerinde tekrarlama oranı %2.5,iyi prognozlu yayılma gösteren GTH da tekrarlama oranı %3.7,kötü prognozlularda ise %12` dir. Doç.Dr. Tolga Ergin Acıbadem Kadıköy Hastanesi ve Doğum uzmanı Kaynak: Acıbadem Hastanesi web sitesi (www.acibademhastanesi.com.tr)
İçeriği Paylaşın